Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/478 E. 2021/1101 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/478
KARAR NO : 2021/1101

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/05/2018
KARAR TARİHİ : 24/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile Müvekkili ile davalı arasında, davalıya tutkal satılması şeklinde ticari ilişki olduğunu, davalının müvekkilinden mal teslim almasına rağmen borcunu ödemediğini, müvekkilinin 20.127,65 TL alacağı olduğunu, alacağın tahsili için Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibinin başlatıldığını, davalının itirazı neticesinde takibin durduğunu, davalının itirazının ödemenin geciktirilmesine yönelik olduğunu, davanın kabulü ile davalının itirazının iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile davacının müvekkili ile olan ticari ilişkisinde edimlerini tam olarak yerine getirmediğini, müvekkilinin müşterisi … Ayakkabı’ya verilen lamine edilmiş astarlık kumaşlardan yapılan “….” modelinde fitalat olarak adlandırılan kansorejen madde olduğunun, … (….) Ayakkabının müşterisi …. Grup tarafından yaptırılan laboratuvar testleri ile tespit edildiğini, test sonucunda … Grup’un 272.235,60 TL reklamasyon faturası tanzim edeceğinin ve bu bedelinde müvekkiline yansıtılacağının öğrenildiğini, 04.08.2018 tarihinde B.Çekmece … Noterliği … Yevmiye Nolu ihtanamesi ile davacıya ayıp ihbarının yapıldığını, müvekkili tarafından davacıya 23.08.2017 tarihinde 27.375,00 TL bedelli reklamasyon faturasının kesildiğini, davacının Beşiktaş …Noterliğinin 07.09.2017 tarih … yevmiye Nolu ihtanamesi ile faturayı kabul etmediklerini belirttiğini, … Ayakkabının müvekkiline 47.053,44 TL reklamasyon faturası kestiğini, davanın reddine ve davacı şirket hakkında kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
Dosyaya sunulan 27/05/2019 tarihli Bilirkişi …. tarafından düzenlenen raporda 03.04.2018 icra takibinden sonra, davalı şirketin, davacı şirkete 23.08.2017 tarih …. açık fatura KDV dahil 32.302,50.-TL reklamasyon faturası kabul edildiği takdirde, davacı şirketin 23.08.2017 tarihinde 21.964,71-TL alacak miktarından – 32.302,50.-TL = 10.337,79 TL davalı şirketin davacı şirketten alacağı olacağı, 28/02/2020 tarihli ek raporda 03.04.2018 takip tatihi itibariyle tarafların ticari defterlerinde ve cari hesaplarında kayıtlı olan 20.127.65 TL asıl alacağa takip talebiyle bağlı kalarak tahsiltarihine kadar değişen oranda reeskont faiz ve ferileri tahsil edilmesi gerekeceğinin tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan 24/05/2021 tarihli Bilirkişiler …. ve … tarafından düzenlenen raporda Davacı ticari defterlerinde icra takip tarihinde davacının davalıdan 20.127,65 TL alacaklı olduğu, Davalı ticari defterlerinde, icra takip tarihinde davalının davacıya borçlu olmadığı gibi, davacıdan 12.174,85 TL alacaklı olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın, davalının ayıplı mal iddiası ile davacıya düzenlediği 32.302,50 TL bedelli reklamasyon faturasından kaynaklandığının tespit edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin 13/03/2019 tarihli 2 nolu celsesinde Tanık … : ” Ben davalı şirkette idari amiri olarak görev yapmaktayım, davacı ayakkabı yapıştırıcısı olarak kullanılan ürünün üreticisi firmadır, 2016 – 2017 yılları arasında davacı ile ticari alışverişimiz vardır, davacıdan talep ettiğimiz ürünlerin ph, azon ve fitalat kanserojen madde içermemesi yönetmeliklere uygun olması gerekir, davacıdan ürünü aldıktan sonra ayakkabı üretiminde kullandığımız kumaş, sünger gibi malzemeleri birbirine yapıştırmak için davacının ürününü kullandık, ayakkabı imal edildikten sonra müşterimiz üründe ph olduğunu bildirdi, biz de bunu davacıya bildirdik, davacıdan aldığımız ürünü denetlemedik, davacının laboratuvar kontrolünü yaptığını düşünerek ürünü aldık, aldığımız ürünler kanserojen içermekteydi, bunu da laboratuvarda yaptırdığımız testler sonucunda öğrendik, kullanmadan önce herhangi bir test yapmadık” beyanında bulunduğu anlaşılmıştır.
Tanık … : ” Ben davalı şirkette depo görevlisi olarak çalışmaktayım, davacıdan 2016- 2017 yılları arasında ayakkabıda kulladığımız yapıştırıcıyı aldık, en son aldığımız tutkalda problem çıktı, davacıya verdiğimiz siparişte fitalatın, azo boyanın olmaması ve ph değerinin de 4,5 ‘la 7 arası olması özellikle belirtilir, bu siparişe rağmen davacı en son aldığımız ürünlerde bu nitelikleri taşımayan ürünler satmıştır, aldığımız bu ürünleri müşterimiz temaya yaptığımız ayakkabılarda kullandık, müşterimizden gelen şikayet üzerine ayakkabıda kullanılan yapıştırıcıyı ekoteks laboratuvarına test ettirdik, yapılan testte fitalat olduğu tespit edildi, şu anda davacının sattığı tutkallardan bulunmamaktadır, aynı dönemde başka bir firmadan da tutkal almadık, 2016 – 2017 yıllarında sadece davacıdan tutkal alıyorduk, bizim ….la doğrudan ilişkimiz mevcut değildir, biz … Ayakkabıcılığa tedarikçi firma olarak biz fason işi yaptığımızdan ayakkabı üretiminde kullanılan kumaşların yapıştırma işlemlerini yapmaktayız, davacıdan aldığımız ürünleri sadece … Ayakkabıcılık için ürettiğimiz işlerde değil başka firmalara ürettiğimiz işlerde de kullandık, bu firmalardan herhangi bir şikayet gelmedi, … Ayakkabının başka tedarikçisi olup olmadığını bilmiyorum, ben … Ayakkabıcılıktan gelen ürünü laboratuvara götürdüm, laboratuvara götürdüğüm ürün bizim yaptığımız tedarik işlemine ilişkin ürünlerdir, laboratuvara gönderdiğim ürün başka bir firmanın ürünü olması mümkün değildir, çünkü yaptığımız her ürüne ilişkin belli numaralar vardır, bu numaralar … Ayakkabıcılıkla aramızdaki ilişkiyi belirler, laboratuvara gönderdiğimiz ürün tutkaldı, davacıdan aldığımız tutkalı laboratuvara götürdük” beyanında bulunduğu anlaşılmıştır.
Dava İtirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67.maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında davacı tarafından davalıya “Tutkal”
satışı yapılması şeklinde ticari ilişki kurulduğu, işbu ticari ilişki neticesinde davacının
davalıdan 20.127,65 TL alacaklı olduğunu iddia ettiği, alacağın tahsili için icra takibi
başlatıldığı, davalının takip konusu borca ve tüm ferilerine itirazı neticesinde iş bu
itirazın iptali davası açıldığı,
davalı taraf ise savunmalarında, davacıdan alınan ürünlerde kansorejen madde tespit edildiği,
dava dışı müşterisi tarafından kendisine iade faturası düzenlendiği, bu iade faturasını da
davacıya yansıttıkları ve dolayısıyla davacıya borçlu olmadığı iddiasında bulunmuştur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu: huzurdaki davada uyuşmazlık konusunun, davacının davalıya sattığı
ürünlerin ayıplı olup olmadığı, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı ve neticede
davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı hususunda toplanmaktadır. Davalı her ne kadar ayıp iddiasında bulunmuş ise de dosyaya bu kapsamda herhangi bir delil sunmamış olup
iddiasının ispatı için kendisine ürünler hazır etmesi için ihtarat yapılmasına rağmen ürünleri verilen kesin sürede hazır etmemiş olup cevap dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmış olması da gözetilerek yemin delili hatırlatılmış ise de yemin metni sunulmamışır. Davacı fatura nedeni ile alacaklı olduğunu ticari defterleri ile ispata etmiş olup davalı ise ayıp iddiasını ispat edememiştir, bu hali ile dosyada mevcut rapor ve ek raporlarda dikkate alındığında davacının takip miktarına konu ettiği alacak miktarı kadar alacaklı olduğu anlaşılmakla açılan davanın kısmen kabulüne, davalının Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas Sayılı takip dosyasında yapmış oldukları itirazın asıl alacak olan 20.127,65-TL ile faiz alacağı olan 1.215,10-TL bakımından iptaline, faiz talebinin reddine, %20 icra inkar tazminat talebinin %20 si oranında kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1-Davalının Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı takip dosyasında yapmış oldukları itirazın asıl alacak olan 20.127,65-TL ile faiz alacağı olan 1.215,10-TL bakımından İPTALİNE, takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 2/2.maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2-Fazlaya İlişkin faiz talebin REDDİNE,
3-Alacağın likit olması nedeni ile alacağın %20 si oranında (4.268,55-TL) icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Alınması gerekli 1.457,92 TL harçtan peşin alınan 217 TL peşin harcın mahsubu ile 1.240,92 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5- Davacı tarafından yatırılan 35,90- TL başvuru harcı, 217-TL peşin nispi harç, 5,20-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 258,10- TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT gereğince 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden red edilen miktar üzerinden AAÜT gereğince 26,90- TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yatırılan 200,90 TL tebligat müzekkere gideri, 700 TL bilirkişi ücreti toplamı 900,90- TL’nin kabul ve red oranı göz önüne alındığında 891,89 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye 9,01-TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Taraflarca yatırılıp harcanmayan masrafın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/11/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”