Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/469 E. 2022/1088 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/469
KARAR NO : 2022/1088

DAVA : Menfi Tespit, İstridat
DAVA TARİHİ : 10/05/2018
KARAR TARİHİ : 02/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile …. bank … şubesine ait 20/04/2018 keşide tarihli 100.000 TL bedelli …. çek nolu, keşidecisi … olan çeki 22/10/2017 tarihinde müvekkilinin kasasından çalınması sebebiyle Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının … sayılı soruşturma sayılı dosyasında şikayette bulunduğunu ve Bakırköy … Asliye ticaret mahkemesinin …. Esas sayılı dosyasından çek iptali davası açıldığını, çek lehtarı müvekkili olmasına rağmen müvekkili firmanın imzalarının sahte olarak ciro edildiğini, davalılardan …. firması tarafından bankaya ibraz edildiğini, çek hamilinin yetkili hamil olmadığını, davalılardan …’in üzerinde yüksek bedelli çeklerin bulunduğunun tespit edilmesi nedeniyle Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının …. Esas sayılı dosyasından soruşturmanın devam ettiğini, diğer çeklere ilişkin İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyalarından bu kişi aleyhine davalar açıldığını, çekin çalıntı olması sebebiyle ve imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığından, dava konusu çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine, davalıların kötü niyetli olması sebebiyle çekin istirdadına ve %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalılar … ‘ya çıkartılan tebligatların bila döndüğü, davalılar …. , …. Ltd Şti, …’e çıkartılan tebligatların usulüne uygun olarak yapılmış olduğu, bila dönen tebligatlara ilişkin davalıların ticaret sicildeki adresine tebligat kanunun 35. Maddesine göre tebligat yapıldığı anlaşılmıştır.
Davalılardan …. Şti vekili tarafından davaya karşı cevabında, dava konusu çek hakkında Konya … İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasından takip yapıldığını, müvekkilinin adresinin Konya olması sebebiyle mahkemenin yetkisine itiraz ettiklerini, dava konusu çekin müvekkili şirketin …. Şti ile yaptığı ticari ilişki nedeniyle ciro yoluyla geçtiğini, bu durumun ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, müvekkilinin iyi niyetli hamil olup davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Konya …İcra Müdürlüğü, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı Hazırlık Bürosu’nun, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı Hazırlık Bürosu’nun, Bakırköy … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin, Büyükçekmece …Asliye Hukuk Mahkemesi’nin, …. Bank, Bakırköy …İcra Dairesi’nin, İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, Konya …. İcra Müdürlüğü’nün, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı Emanet Memurluğu’nun, Konya Cumhuriyet Başsavcılığı Dolandırıcılık ve Sahtecilik Suçları Soruşturma Bürosu’nun, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı Zamanaşımı Bürosu’nun, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin müzekkere cevaplarının dosyamız arasına alındığı anlaşılmıştır.
Prof. Dr. …. tarafından mahkememize sunulan 29/07/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; İnceleme konusu çekin arka yüzündeki ….Şti. adına atfen atılmış ciro imzası ile adı geçen şirketin imza yetkilileri … ve …’a ait mevcut mukayese imzaları arasında; gerek yukarıda işaret edilen hususlar gerekse grafolojik tanı unsurlarından işleklik derecesi, alışkanlıklar, tersim biçimi, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar bulunduğundan söz konusu imzanın mevcut mukayese imzalarına kıyasla … ve …’un eli ürünü olmadığı kanaatimi bildirmiştir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın … tarihli raporunda özetle; Tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından yapılan incelemede; inceleme konusu çekin ön yüzünde bulunan keşideci imzası ve arka yüzünde “…. . Şti.” kaşe izi üzerinde atılı imza ile … ve …’nin mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği hususlarını bildirir rapor sunulmuştur.
Dava, İİK madde 72 ‘e göre açılan menfi tespit ve TTK’nun 792. maddesine dayalı çekin istirdadı istemine ilişkindir.
Davacı tarafından varlığı inkâr edilen bir hukuki ilişkinin mevcut olmadığının (yok olduğunun) tespiti için açılan davaya menfi (olumsuz) tespit davası denir.
Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir.
Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır.
Önemle vurgulanmalıdır ki; menfi tespit davasında deliller normal bir hukuk davasındaki gibidir: Menfî tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer; fakat, davacıya (borçluya) düştüğü hâller de vardır: Davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukuki ilişkiyi (meselâ borcu) sadece inkâr etmekle yetinmekte ise, yani bu hukuki İlişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer. Çünkü, hukuki ilişkinin (borcun) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklıya düşer (HMK m. 190; MK m.6). Fakat, senedin karşılıksız olduğunu ispat yükü, davacıya (borçluya) düşer. – Bunun gibi, davacı (borçlu), davalının (alacaklının) iddia ettiği alacağın ödeme, ibra ve takas gibi bir nedenle son bulduğunu ileri sürerse, bu iddiayı ispat yükü de davacı borçluya düşer (Kuru, s:143).
TTK’nun 792. maddesinde,”Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790 ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” düzenlemesi mevcuttur. Açıklanan kanun hükmü uyarınca davacının, kendisinin yetkili hamili olduğunu kanıtlaması yanında, yeni hamilin çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu da kanıtlaması gerekip, çeki elinde bulunduran davalı yeni hamil, çeki edinme nedenini kanıtlamakla yükümlü değildir.
6102 sayılı yasanın 792. maddesi ve 687. maddesi uyarınca; davacı tarafından, çekin hamili olan davalının bu çeki ciro yoluyla iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olduğunun, başka bir deyişle kötü niyetli ve iktisapta ağır kusurlu olduğunun kanıtlanması gerekir.
“Dosya kapsamı incelendiğinde davacının taraf olduğu ve dava konusu edilmeyen farklı çeklerin de benzer ciro silsileleriyle davalıya geçtiği ve davalı tarafından bankaya ibraz edildiği görülmüş, bunun üzerine UYAP’nda yapılan tespitler itibariyle, davalı taraf hakkında farklı hırsızlık suçlarına konu çok sayıda çeki elinde bulundurması nedeniyle başlatılan ceza soruşturmalarının ve ceza davasının henüz sonuçlanmadığı görülmüş ise de, davalının farklı çok sayıda olayda, hırsızlık yoluyla elden çıkan çekleri benzer cirantalardan ciro yoluyla devralıp, bir çoğunu son hamil olarak farklı kişiler/firmalar aleyhine icra takiplerine konu ettiği sabittir. Bu durumda bir tacir olarak basiretli davranması gereken davalının, keşidecileri ve lehdar-cirantaları farklı olan çok sayıda hırsızlık iddiasına konu çeki yeterli araştırmayı yapmadan iktisabında ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekmiştir. O halde ilk derece mahkemesince ağır kusurlu olarak iktisap edilen çekin davalıdan istirdatına karar verilmesi gerekirken…” İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin Esas No:… , Karar No: …
“Dosya kapsamı ve dosyaya yansıyan deliller üzerine UYAP’nda yapılan tespitler neticesinde davalı …..A.Ş’nin hırsızlık sonucu elinden çıktığını iddia ettiği 2 ayrı senedi yine aynı ciro silsilesindeki şirketler ile davalı …Ltd.Şti’nin hamil olarak Konya ….İcra Dairesinde …. ve …. esas sayılı dosyalar ile takip başlattığı ve davalı …Ltd.Şti hakkında hırsızlık suçlarına konu çok sayıda çeki elinde bulundurması nedeniyle başlatılan ceza soruşturmalarının bulunduğu ve birçok olayda, hırsızlık yoluyla elden çıkan çekleri benzer ve farklı cirantalardan ciro yoluyla devralıp, son hamil olarak farklı kişi veya şirketler aleyhine icra takiplerine konu edildiği sabittir. Bu durumda davalının, keşidecileri ve lehdar-cirantaları farklı olan çok sayıda hırsızlık iddiasına konu çeki yeterli araştırmayı yapmadan iktisabında ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. İlk derece mahkemesince ağır kusurlu olarak iktisap edilen çekin nedeniyle davacının borçlu olmadığı kabul edilerek çek nedeniyle icra dosyasına yapılan ödemenin istirdatına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmış olup, açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvusunun esastan reddine karar verilmiştir.” İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin Esas No: …., Karar No: …
Dosyada ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının ileri sürdüğü imzanın kendisine ait olmadığı hususu mutlak defi niteliğinde olup herkese karşı ileri sürülebilmektedir. Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi ile imzanın davacıya ait olmadığı tespit edilmiş olup davacı şirketin şirket yetkililerine ait olmayan imza ile çek nedeniye borçlandırılması mümkün olmamasına göre mahkememizce başka bir araştırma yapılmaksızın menfi tespit davanın kabulüne karar verilerek davacı yanın çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir. Davacının istirdat talebi bakımından ise davacının 6102 sayılı yasanın 792. maddesi ve 687. maddesi uyarınca; davacı tarafından, çekin hamili olan davalının bu çeki ciro yoluyla iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olduğunun, başka bir deyişle kötü niyetli ve iktisapta ağır kusurlu olduğunun kanıtlanması gerekmekte olup, dava konusu çekin mücerretlik vasfı nedeni ile davalının çeki elinde bulundurma nedenini açıklama zorunluluğu bulunmadığı, ciro silsilesinde kopukluk olmadığı, bu kapsamda dosyaya sunulan bir delil olmadığı, davalı son hamilin … ŞTİ. çeki iktisabında kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğu ispatlanamadığından açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir. Davalılar …, …. Şti. …. Şti, …Şti. Yönünden bakımından ise TTK’nın 792. maddesine göre çekin istirdatına karar verilebilmesi için davacının, çeki elinde bulunduran yeni hamilin çeki kötü niyetle iktisap ettiğini ya da iktisapta ağır kusuru bulunduğunu ispat etmesi gerekmektedir. İstirdat davasının son hamile karşı ileri sürülmesi gerektiğinden son hamil olan …. Şti. dışındaki davalıların iş bu davada husumetleri olmadığından bu davalılar bakımından davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN MENFİ TESPİT DAVASININ KABULÜNE,
Davacının davaya konu ….bank …. Şubesine ait 20.04.208 tarihli 100.000,00 TL bedelli çek nedeni ile ile davalılara borçlu olmadığının TESPİTİNE,
Davacının kötü niyet tazminat talebinin reddine,
Davalılar …, …. Şti. … Şti, …Şti. Yönünden istirdat DAVASININ PASİF HUSUMET YOKLUĞUNDAN REDDİNE,
Davalı … ŞTİ. Aleyhine açılan istirdat davasının ESASTAN REDDİNE,
1-Alınması gerekli 6.831 TL harçtan peşin alınan 1.707,75 TL peşin harcın mahsubu ile 5.123,25 TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
2-Davacı tarafından yatırılan 35,90- TL başvuru harcı, 1.707,75 TL peşin nispi harç, 5,20-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.748,85- TL harcın davalılardan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 16.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 771,90 TL tebligat müzekkere gideri, 800 TL Bilirkişi ücreti toplamı 1.571,90 TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılıp harcanmayan masrafın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/11/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”