Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/463 E. 2020/588 K. 30.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/463
KARAR NO : 2020/588

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 09/05/2018
KARAR TARİHİ : 30/09/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile dava dışı çalışan …..’un işçilik alacakları talebiyle müvekkili şirkete dava açtığını, üst işveren alt işveren ilişkisinin olduğu işyerinde güvenlik görevlisi olarak hizmet veren dava dışı çalışanın son olarak müvekkili şirketin alt işverenliğinde …İşletmesinin üst işverenliğinde çalıştığını, dava sonucu işçilik alacaklarının son alt işveren olması nedeniyle müvekkili şirketçe ödenmesine karar verildiğini, ancak müvekkili şirketin bu kararda kendi çalışma dönemine ilişkin olmayan işçilik alacaklarını da ödemek mecburiyetinde kaldığını, işçilik alacaklarına ilişkin davada alınan bilirkişi raporuna göre 15.04.2009 – 31.12.2014 tarihleri arasında davalı şirkette çalışan dava dışı personelin müvekkili şirkette 1 sene bile çalışmadığını, yerleşik Yargıtay içtihatları ve Türk Borçlar Kanunu uyarınca davacı şirketin kendi çalışma dönemindeki işçilik alacaklarından sorumlu olduğunu, müvekkilinin bu döneme ilişkin bedelleri icra tehdidi altında ödemek zorunda kaldığını, şimdilik 1.000 TL’nin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile dava dışı işçinin müvekkili ile ….. arasında imzalanan hizmet alım ihalesi kapsamında ihale süresince müvekkili şirket bünyesinde istihdam edildiğini, müvekkili şirketin ….. bünyesindeki ihale süresini 31.12.2013 tarihinde sona erdiğini, yasa gereği devreden işverenin işçilik alacaklarından sorumluluğunun devir tarihinden itibaren 2 yıl olup, davalı şirket açısından bu sorumluluğun 31.12.2015 tarihinde sona erdiğini, davalı şirketin dava dışı işçinin rücu davasına konu işçilik alacağı bakımından herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, dava dışı işçinin asıl işvereninin ….. olduğunu, davalı şirketin ….. ile yapılan ihale sözleşmesi ile belirlenen ödemelerin tamamını yaptığını, davacı tarafın dava dışı işçiye ücret kesintisi ve ücret düşürülmesinden kaynaklı eksik ödenen ücret alacağı ödemesi yapıldığını, ancak dava dışı işçinin ücretinden haksız bir kesinti yapılmadığını, işveren tarafından yapılan kesintinin haklı bir sebebe dayandığından işçinin bu kesilen ücretin iadesini talep edemeyeceğini, müvekkili şirketin dava dışı işçiye ihale sözleşmesi ile belirtilen ücret tutarının ödendiğini, eksik ödeme söz konusu olmadığını, ücretin asgari ücretin 1,5 katına düşürülmesinin de yargı kararı ile yapılmış bir eksiltme olup, davalı şirketin müdahale imkanı bulunmadığını, dava dışı işçinin davalı şirket bünyesindeki çalışmalarına ilişkin fazla çalışma ve genel tatil ücreti alacağı bulunmadığını, dava dışı işçinin fazla çalışması durumunda buna ilişkin ücretlerin ödendiğini, 6552 Sayılı Kanunun 8. Maddesinde kamu idarelerinde çalışan işçilerin kıdeminin son üst işveren olan kamu idaresi tarafından ödeneceğinin, birden çok kamu kurum ve kuruluşunda çalışmış ise son kamu kurum ve kuruluşu tarafından ödenmesi gerektiğinin hükme bağlandığını, bu durumda dava dışı işçiye ödenen kıdem tazminatının tamamından asıl işveren …. İşletmesinin sorumlu olduğunu, davacının talepleri bakımından zamanaşımı itirazında bulunulduğunu, davanın reddini karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Bakırköy …. İş Mahkemesinin ….. Esas Sayılı dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
Dosyaya sunulan 25/06/2019 tarihli bilirkişi … tarafından düzenlenen raporda Asıl işveren ….. ve … Özel Güvenlik Hizm. Ltd Şti’nin müştereken ve müteselsilen sorumluluğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dava, dava dışı işçiye ödenen işçilik hakları nedeniyle asıl iş veren tarafından alt iş verenlere karşı yönelttiği rücu talebinden kaynaklanmaktadır.
“…Davacı vekili, İstanbul …. İş Mahkemesi’nin ….. esas sayılı davasında kıdem tazminatı ve diğer işçilik alacaklarını talep eden dava dışı işçinin, davalı şirketin çalışanı olduğunu, mahkemece hüküm altına alınan alacaktan davalının sorumlu olduğunu, çalışana ait özlük dosyalarının dahi davalının nezdinde olduğunu, çalışan kişilerin müvekkili kurum ile ilgisinin bulunmadığını, müvekkilinin Kadıköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına işçilik alacağı olarak 4.976,87 TL’yi icra baskısı altında ödediğini belirterek, icra dosyasına yapılan ödemenin, ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacı ile müvekkili arasında 2007-2008 yılları arasında 1 yıllık sözleşme imzalandığını ve müvekkilinin sözleşmeye konu işleri üstlendiğini, dava dışı işçinin müvekkili şirketten 20.11.2008 tarihinde ayrıldığını, bir yıl dışında kalan süre zarfında ise işçinin davacının işinde fakat başka bir taşeronla çalıştığını, bu sürelerden müvekkilinin sorumlu tutulmasının mümkün bulunmadığını belirterek, haksız davanın reddini savunmuştur.Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; Davacı ile davalı arasında imzalanan 29.03.2007 tarihli Hizmet Alım Sözleşmesi uyarınca taraflar arasındaki iç ilişki gereğince davalının çalıştırdığı kişilere yapılacak ödemelerden nihai olarak davalının sorumlu olduğu, icra takibi nedeniyle davacının yaptığı ödemeyi davalıdan rücuen talep etmesinin mümkün bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir…” Yargıtay 23. Hukuk Dairesi, 2015/8006 Esas, 2017/1655 Karar.
Kural olarak her yüklenici çalıştırdığı işçinin işçilik haklarından kendi çalıştırdığı dönemle sorumludur. Aynı işin devamı niteliğinde idareye bağlı yerlerde hizmet verip dava dışı işçiyi çalıştıran diğer firmalar içinde sözleşme hükümleri ve yasal düzenlemeler çerçevesinde idareyi sorumlu tutmak mümkün değildir. Buna göre davacı kurum davalı firmaların işçiyi çalıştırdıkları döneme isabet eden işçilik alacaklarını davalılardan isteme hakkına sahiptir. BK.nun 167. Maddesinin dava konusu olayda uygulanması mümkün değildir. Zira sözleşme ve ihale dokümanında sorumluluk belirlenmiş olup dava dışı işçiyi çalıştıran şirketlerin aralarında müteselsil sorumluluğu gerektirir hukuki veya fiili irtibat bulunmamaktadır. Bu açıklamalara göre işçinin, işçilik alacakları için İş Mahkemesi’ne açtığı dava da, idarenin sorumlu tutulması İş Kanununun dan kaynaklanan bir zorunluluktur. Davacı tarafından ödenen kısmın rücuen tahsiline ilişkin davada ise taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine bakılması gerekir. Sözleşmede ve sözleşmenin eki şartnamelerde tarafların sorumluluklarına dair hüküm bulunması halinde bu hükmün uygulanması gerekli olup sözleşmede ve eki şartnamelerde sorumluluğa ilişkin hüküm bulunmaması halinde ise davalı işverenlerin dava dışı işçinin kendi yanlarında çalıştığı döneme isabet eden miktarın yarısından sorumlu olduklarının kabulü gerekir.
Taraf beyanları, dosyada mevcut bilgi belgeler, Bakırköy …. İş Mahkemesinin ….. Esas sayılı dava dosyası, bilirkişi raporu ile tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın, dava dışı …..’a davacı tarafından yapılan ödemenin davalıdan rücuen tahsiline ilişkin olduğu, davalı alt işveren ile davacı arasında imzalanan sözleşmede bu hususta hüküm bulunmadığı anlaşılmaktadır. Sözleşmede hüküm bulunmayan durumlarda ise uyuşmazlığın genel hükümlere göre çözülmesi gerektiği Yargıtay içtihatları ile sabittir. Bu kapsamda Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2015/7308 Esas Sayılı kararı ve benzer nitelikteki kararlar da dikkate alınarak davacının davacı dışı …..’ nin yüklenicinin çalıştırdığı dönemde sorumlu olduğundan bahisle 25.06.2019 tarihli rapor ile Bakırköy … İş Mahkemesinin ….. Esas Sayılı dosyası dikkate alınmakla birlikte bilirkişi raporunda belirtildiği gibi davalının asıl işveren ile birlikte sorumlu olduğu miktarın 8.691,53-TL kıdem tazminat, 3.252,34-TL fazla mesai alacağı, 454,63-TL genel tatil ücret alacağı, 3.000,00-TL ücret kesinti alacağı olduğunun tespit edildiği, toplam 15.398,5-TL sorumluluğunun odluğu tespit edilmesine rağmen davacı tarafından davalının sorumluluğunda olmayan alacaklar bakımından da ıslah yapıldığı anlaşılmakla dava dışı …..”ye yapılan ödeme nedeni ile davacı tarafça davalı şirketten rücu hakkı olduğundan davanın kısmen kabulüne 15.398,50-TL alacağın 1.000 TL’sinin dava, bakiye kısmın ıslah tarihi olan 16.07.2019 tarihinden davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1-Davacının ıslah talebi de dikkate alınarak 15.398,50- TL’nin 1.000 TL’sinin dava, bakiye kısmın ıslah tarihi olan 16.07.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Alınması gerekli 1.051,87 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL peşin harcın mahsubu ile 1.015,97 TL’nin kabul ve red oranı göz önüne alındığında 873,73 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, bakiye 142,24 TL’nin davacıdan tahsil ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 3.400-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 2.419,70 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 369,42 TL harç, 139,90 TL tebligat müzekkere gideri, 700 TL bilirkişi ücreti toplamı 1.209,32 TL’nin kabul ve red oranı göz önüne alındığında 1.040 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye 169,32 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılıp harcanmayan masrafın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/09/2020

Katip ….
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”