Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/457 E. 2020/21 K. 15.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/457 Esas
KARAR NO : 2020/21

DAVA : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 08/05/2018
KARAR TARİHİ : 15/01/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/01/2020
Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile yavalı ile müvekkils şirketin, dava dışı takip borçluları …. İnş. Turz. San. ce Ltd. Şti. ile …. İnş. Tic. A.Ş.’nin müvekkili şirketten hak ve alacağı olduğu iddiasıyla Ankara …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip dosyasından 89/1. maddesi gereğince birinci haciz ihbarnamesi gönderildiğini, müvekkili şirkete 13.03.2018 tarihinde tebliğ olunan işbu haciz ihbarnamesine süresinde Bakırköy Muhabere İcra Müdürlüğü kanalıyla icra takip dosyasına gönderilmek üzere süresinde itiraz edildiğini, tarafça birinci haciz ihbarnamesine süresinde itiraz edilmesine rağmen, bu kez müvekkili şirkete ikinci kez haciz ihbarnamesi gönderildiğini ve 05.04.2018 tarihinde tebliğ olunan ikinci haciz ihbarnamesine de süresinde itiraz edildiğini, buna rağmen, müvekkili şirkete üçüncü haciz ihbarnamesi gönderildiğini ve işbu ihbarnameye de 28.04.2018 tarihinde muttali olunduğunu, müvekkilinin takip borçlusu … İnş. ve ….’na söz edildiği gibi bir borcunun bulunmadığını, müvekkili şirketin … İnş. ile herhangi bir ticari ilişkisinin bulunmadığını, … şirketinin ise, geçmişte müvekkili şirkete bağlı … Okulları … Kampüsü’nün elektrik ödemelerini yapıp müvekkili şirkete yansıtma faturası kesmekteyken, Mayıs 2016 tarihinden beri gelen bir fatura mevcut olmamakla birlikte haciz ihbarnamesinin gönderildiği tarih itibariyle takip borçlusunun müvekkili şirket nezdinde doğmuş bir hak ve alacağının bulunmadığını, müvekkilinin dava dışı … İnş. ve … şirketine borçlu olmadığının tespit edilmesini, müvekkili şirkete gönderilen ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinin iptaline, davalının haksız icra takibi yapmış olması nedeni ile dava değerinin % 20’sinden aşağı olmamak üzere, kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, menfi tespit davasına konu olan icra dosyasının Ankara İcra Müdürlüklerinden başlatılmış olup, takip dosyasının bulunduğu mahkemeler yetkili olduğundan, ayrıca müvekkilinin ikamet adresi de Ankara olduğundan dolayı Ankara Mahkemelerinin yetkili olduğunu, müvekkilinin dava dışı … İnş. Ve … şirketinden olan alacaklarının tahsili için Ankara …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, borçluların üçüncü şahıslardaki alacaklarının haczi için İİK 89. maddesine göre davacı tarafa 89/1 haciz ihbarnamesine çıkartılmış olup, davacı tarafın bu ihbarnameye süresinde bir itirazda bulunmadığını, davacı tarafın her ne kadar ikinci haciz ihbarnamesine itiraz ettiklerinden bahsetmiş olsa da icra dosyasında, itiraz ettiklerine dair bir dilekçe yer almadığını, ispat yükü üçüncü kişi olan davacıya düşen işin bu davada, davacının borçlu bulunmadığını ispat etmesi gerektiğini, davacının çeşitli illerde birden fazla özel okullarının bulunduğunu, davacının okullarından birisi olan … kampüsünün de mal sahipleri tarafından davacı şahsa kiralandığını, davacıların bu kampüsleri için borçlulara kira ödemeleri yapmakta olduklarını, … Kampüsü’nün bulunduğu bina sahiplerinin piyasada bir sürü borcu olması nedeniyle, adlarına tescil ettirmeye yanaşmadıklarını, çünkü tapuda malik gözüktüklerinde anında, alacakların taşınmaz üzerine haciz koyduracağından ve taşınmazın borçluların elinden gideceğinden ötürü, borçluların taşınmazı bu şekilde kullanmaya devam etmekte olduklarını, taşınmaz üzerinde bir takım şerhler koyarak işlemlerine danışıklı olarak devam eden borçlular ve buna yardımcı olan davacının ise bu taşınması …. Koleji …. – …./…. kampüsü olarak kullanmak üzere kiraladığını, ancak borçluların mal kaçırma gayesiyle bu yapı için ödenen kiranın ise bir takım işlemlerle gizlenmeye çalışıldığını, davanın yetki ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne ilişkin tebligat yapılmıştır.
Dosyaya sunulan bilirkişi raporunda davacının 2016, 2017 ve 2018 yıllan ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; dava tarihi itibariyle davacının dava dışı … şirketinden alacağının bulunmadığı, davacı … Kurumlan A.Ş. ile … İnş. Oto Taş. San. ve Tic. A.Ş arasında 29.02.2016 ile 01.12.2017 tarihleri arasında elektrik fatura yansıtması ve ödemesi şeklinde ticari bir ilişkinin var olduğu, ancak dava dışı … Turz. San. ve Tic. İth. İhr. Ltd. Şti.’ne ait kayıtlara rastlanmadığı, davacı … Kurumlan A.Ş. ile … İnş. Oto Taş. San. ve Tic. A.Ş arasında 13.03.2018, 09.04.2018 ve 28.04.2018 tarihi itibariyle borcunun bulunmadığı, davacı ile dava dışı … İnş. Oto Taş. San. ve Tic. A.Ş arasında ticari ilişkinin var olduğu, 13.03.2018, 09.04.2018 ve 28.04.2018 tarihi itibariyle davacının dava dışı … İnş. Oto Taş. San. ve Tic. A.Ş. ‘ne borcunun bulunmadığının bildirildiği görülmüştür.
“..Dava İİK’nın 89. maddesine göre açılan menfi tespit davasıdır. Davacı ile davalı arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmamaktadır. Uyuşmazlık takip hukukundan kaynaklanmakta olup görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Mahkemece bu yön gözetilmeden yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 26.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi..” Yargıtay … Hukuk Dairesinin … esas …. karar.
…Davacı vekili, davalı takip alacaklısı tarafından davadışı takip borçlusu …. Gıda Dağıtım Hizm. San. ve Tic. Ltd. Şti’ ne karşı icra takibi yapıldığını, müvekkiline de 4.230,67-TL alacak için haciz ihbarnameleri gönderildiğini belirterek, müvekkilinin bir borcunun olmadığının tespitine ve davalı aleyhine tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın yasal süresinde açılmadığını, iddiaların soyut olduğunu beyanla, davanın reddine ve davacı aleyhine tazminata karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, 6102 Sayılı TTK’ nın 3. maddesi, 4. maddesi ve 5. maddesi uyarınca aksine hüküm bulunmadıkça dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin tüm ticari davalara bakmakla görevli olduğu, Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olup, mahkemece re’ sen dikkate alınacağı, davacının çek dayanak gösterilerek icra dosyasından kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takip dosyasında borçlu olmadığının tespitini talep etmiş olduğu, somut olayın TTK’ da düzenlenen işlerden olduğu ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görevine girdiği, Körfez İlçesinde müstakil bir Asliye Ticaret Mahkemesi olmadığı gerekçeleriyle, işbu mahkemenin görevsizliğine, dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine, karar kesinleştikten sonra süresi içerisinde istem halinde dosyanın görevli ve yetkili Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesi’ ne gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İİK 89. maddesindeki haciz ihbarnamesi üzerine açılan menfi tespit davalarında görevli mahkeme genel mahkemelerdir. Mahkemece, bu husus gözetilerek, işin esasına girilmesi gerekirken, yazılı şekilde Asliye Ticaret Mahkemesi’ ne görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir…” Yargıtay … Hukuk Dairesinin …. Esas …. Karar
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; Eldeki dava İİK 89. maddesine göre açılan menfi tespit davasıdır. Davacı ile dava dışı kişi arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmamaktadır. Uyuşmazlık takip hukukundan kaynaklanmakta olup görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2015/15365 esas 2016/3253 karar ve yine 19. Hukuk Dairesinin 2016/3568 esas 2016/6425 karar sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere İİK 89. Maddesindeki haciz ihbarnamesi üzerine açılan menfi tespit davalarında görevli mahkemelerin Asliye Hukuk Mahkemeleri olması sebebiyle HMK 114, 115 ve 138. Maddeleri gereğince mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle, HMK 114/1-c ve 115/2 md gereğince DAVANIN USULDEN REDDİNE, 6100 sayılı HMK ‘nun 4/1-a md gereğince Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahke- memize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerekti- ğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne gönderilmesine,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin ihtarına,
5- Yargılama gideri ve harçların nihai karar ile birlikte değerlendirilmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

15/01/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza