Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/407 E. 2022/1300 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/407
KARAR NO : 2022/1300

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 24/04/2018
KARAR TARİHİ : 28/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile Davalı …, sevk ve idaresindeki annesine ait olan diğer davalı … adına kayıtlı ve … nolu 29.03.2016-29.03.2017 vadeli poliçe ile diğer davalı … Kooperatifi’nde zorunlu mali mesuliyet sigortası yapılmış olan … plakalı araç ile seyir halinde iken 13.09.2016 tarihinde saat 13:40 sularında … Merkez Camii önünden karşıdan karşıya geçmekte olan müvekkillerinin babası olan … ‘e çarparak kaçtığını, çarpma neticesinde yaralanan … ‘in hastaneye kaldırıldığını, … ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi altına alındığını, Müteveffa … ‘in ölümü üzerine Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından … Sor. Sayılı dosyası üzerinden soruşturma başlatıldığını, soruşturma neticesinde iddianame hazırlanmış ve Gaziosmanpaşa Çocuk Mahkemesi’nde dava açıldığını, Savcılık tarafından yürütülmüş olan soruşturma dosyasında araç sürücüsü davalı … tarafından 14.09.2016 tarihinde Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Savcılığı’nda verilen ifadede suçlamaların kabul edildiğini, Sürücü …’in 18 yaşından küçük olduğu ve ehliyetsiz olarak araç kullandığı açıklığa kavuştuğunu, bu sebeple davalının kusurlu eylemleriyle müteveffa …’in ölümüne sebebiyet verdiğinin sabit olduğunu, her ne kadar müfeveffa … … ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi altına alınmışsa da burada yapılan tedavilerden bir sonuç alınamamış ve 30.10.2016 tarihinde kaza nedeniyle vefat ettiğini, Destekten yoksun kalma tazminatının tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olmaması sebebiyle HMK m.107 uyarınca yargılama sırasında destekten yoksun kalma tazminatının tam ve kesin olarak belirlendiği anda arttırılmak üzere şimdilik müvekkillerinden her biri için ayrı ayrı 1.000,00 TL olmak üzere toplamda 3.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kazanın meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan … Sigorta Kooperatifi için poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yine HMK m.107 uyarınca defin ve cenaze masrafları bakımından şimdilik 1.000,00 TL’nin kazanın meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte … Sigorta Kooperatifi için poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, Müvekkillerinden her biri için ayrı ayrı 15.000,00 TL olmak üzere toplamda 45.000,00 TL manevi tazminatın kazanın meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsiline, Davalıların yapılacak araştırma neticesinde tespit edilecek araç ve gayrimenkulleri üzerinde karar kesinleşinceye kadar ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … … vekili cevap dilekçesi ile Mahkemenizde görülmekte olan davada Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olduğunu, davanın yetkisizlik nedeniyle yetkili Gaziosmanpaşa Mahkemelerine gönderilmesi gerektiğini, 13.09.2016 tarihinde gerçekleşen olayda müvekkili …’ın sevk ve idaresindeki araç karşıdan karşıya geçmekte olan müteveffaya çarptığını, müvekkilinin seyir halindeyken müteveffanın karşıya geçtiğini görerek yavaşladığını ve ona yol verdiğini, ancak şahsın ani refleks göstererek ters istikamete gitmeye başladığını, şahsın dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı olarak ani refleks göstermesi trafik güvenliğini tehlikeye sokan bir davranış olduğunu, işbu kazaya kendisinin sebebiyet verdiğini, Kazanın meydana gelmesinde müteveffa …’ in daha ağır kusurunun bulunduğunu, Müteveffanın olaydan bir süre sonra rahatsızlanarak … Eğitim Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldığını ve burada tedavi edildiğini, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayan müteveffa hakkında ilgili hastane tarafından düzenlenen 08.11.2016 tarihli ölüm belgesinde müteveffanın ölüm şekli “bulaşıcı Olmayan Hastalık (Doğal Ölüm)” olarak belirlendiğini, Müteveffanın ölümü ile kazanın arasında hiçbir şekilde sebep sonuç ilişkisinin mevcut olmadığını, Hastane kayıtları ve ceza dosyasının da bu hususu doğruladığını, davanın görevsizlik ve yetkisizlik nedeniyle GOP Asliye Hukuk Mahkemelerine gönderilmesini, sonrasında, müteveffanın ölümü … Devlet Hastanesi raporlarında hastalık sebebiyle ölüm olarak nitelendirildiğinden ölüm ile kaza olayı arasında illiyet bağının kesilmesi nedeniyle davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı S.S. … Sigorta Kooperatifi vekili cevap dilekçesi ile dosyada öncelikle yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesini, manevi tazminat taleplerinin müvekkili şirkete yöneltilebilmesinin mümkün olmadığını, dava konusu kazaya karışan … plakalı aracın … poliçe numarası ile 29.03.2016– 29.03.2017 tarihleri arasında müvekkili şirket nezdinde Karayolları Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi ile teminat altına alındığını,
Müvekkili şirketin poliçe kapsamında sorumluluğunun poliçe üzerinde yazılı azami teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, söz konusu poliçeden dolayı sorumluluklarının sigortalının kusuru oranında olmak üzere, bedeni zararlarda azami 310.000,00-TL ile sınırlı olduğunu,
öncelikle davacı tarafından müvekkili şirket sigortalısı … plakalı araç sürücüsünün dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunduğunun ispat edilmesi gerektiğini, Dava konusu kazanın hangi sebeple meydana geldiğinin her durumda araştırılmasını, Karayolları Genel Müdürlüğü’nün dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunup bulunmadığı da ayrıca belirlenmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacı tarafından destekten yoksun kalma tazminatı istenebilmesi için müteveffanın davacıların desteği olduğunun ispatlanması gerektiğini, dava konusu kaza nedeniyle tazminat hesabı yapılmasına karar verilmesi halinde destekten yoksun kalma tazminat hesabının belirlenmesi gerektiğini, Davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Gaziosmanpaşa …. Çocuk Mahkemesinin … Esas Sayılı dosyası … Eğitim ve Araştırma Hastanesi, … Sigorta A.Ş. … İl Müdürlüğü, … Emniyet Müdürlüğü, … Emniyet Müdürlüğü, … Emniyet Müdürlüğü, Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı müzekkere cevapları dosyamız arasına alınmıştır.
Dosyada mevcut 31/03/2021 tarihli ATK raporunda 30/10/2016 tarihinde hastanede öldüğü bildirilen … oğlu 26/08/1941 doğumlu … hakkında düzenlenmiş adli belgelerde ve otopsi raporunda bulunan veriler değerlendirildiğinde, Kişinin ölüm anına ait ölüm sebebi-mekanizmasını açıklayacak herhangi bir tıbbi belge (EKG, laboratuvar, röntgen…vb) bulunmadığı, ve zamanında otopsi yapılarak dokularda makroskopik, histopatolojik ve toksikolojik analizleri yapılmamış olduğundan cihetle; Mevcut verilerle kişinin ölüm sebebi ve mekanizmasının bilinemediği, 30/09/2016 tarihinde trafik kazasına bağlı yaralanması ile ölümü arasında tıbben illiyet bağı hakkında değerlendirme yapılamadığı anlaşılmıştır.
Dosyada mevcut 22/07/2022 tarihli ATK raporunda 13/09/2016 tarihinde araç dışı trafik kazası geçirdiği, 30/10/2016 tarihinde evde fenalaşması sonucu götürüldüğü hastanede öldüğü bildirilen … oğlu, 27/07/1941 doğumlu …. hakkında düzenlenmiş adli ve tıbbi belgelerin 30/06/2022 tarihinde Adli Tıp Üçüncü Üst Kurulunca yeniden değerlendirilmesinde; Kişinin 13/09/2016 tarihinde araç dışı trafik kazasına bağlı yaralanma nedeniyle … Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürüldüğü, hastanede yapılan muayene ve labaratuvar tetkikleri sonucu sol temporal intraserebral hematom, sol temporoparyetal epi-subdural hematom, kafatasında, pelvis kemiğinde, tibia-fibulada kırıklar olduğu tespit edilerek hastaneye yatırıldığı, tedavisinin yapılarak 30/09/2016 tarihinde poliklinik kontrolü önerilerek taburcu edildiği, 12/10/2016 tarihinde … Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürüldüğü, kırık bölgesinden ameliyat edilerek bacağının kesildiği, 30/10/2016 tarihinde evinde fenalaşması üzerine ölü olarak hastaneye götürüldüğü dikkate alındığında; Kişinin ölüm anına ait ölüm sebebi ve mekanizmasını gösterir herhangi bir belge (EKG, laboratuvar, röntgen vb.) bulunmadığı ve zamanında otopsi yapılarak organların makroskopik, dokuların histopatolojik ve vücut sıvılarının toksikolojik analizleri de yapılmamış olduğundan mevcut verilerle kişinin ölüm sebebi ve mekanizmasının bilinemediği, dolayısıyla 30/09/2016 tarihinde trafik kazasına bağlı yaralanması ile ölümü arasında tıbben illiyet bağı hakkında değerlendirme yapılamadığı anlaşılmıştır.
Davanın dayanağı trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle destekten yoksun kalmaya ilişkin olduğundan somut olayda, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun (KTK) 109. maddesi uygulanacaktır.
Bir insanın ölümü hukukî anlamda bir zarar olmamakla beraber, bu yüzden yine de bazı zararlar meydana gelmiş olabilir. İşte BK’nın 45/II. maddesinin (6098 sayılı TBK m. 53) öngörmüş olduğu hal, ölüm sonucu vukua gelen bir kısım zararların tazminini hükme bağlamaktadır. Bu hükme göre, ölenin yardımından faydalananlar, bu yüzden yoksun kaldıkları faydayı, tazminat olarak, sorumludan isteyebilirler. Buna “destekten yoksun (muinden mahrum) kalma tazminatı” denir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de destek olmasa bile onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK’nın 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir.
Haksız fiilin TBK çerçevesinde yapılan tanımına göre haksız fiilden bahsedebilmek için 5 unsurun bulunması gerekmektedir. Bunlar; fiil, zarar, illiyet bağı, zarar, kusur ve hukuka aykırılıktır.
“…Haksız fiil, hukuk kurallarına aykırı şekilde diğer bir kişinin mal varlığı veya şahıs varlığında zarar meydana gelmesine neden olan eylemdir. Bu durumda, haksız fiil sorumluluğunun doğması için dört unsur bulunmalıdır. Bunlar da hukuka aykırı fiil, zarar, kusur ve illiyet bağıdır. Haksız fiil nedeniyle tazminat borcunun doğması için hukuka aykırı fiil ile zarar arasında bir illiyet (nedensellik) bağının bulunması gerekir. Fiil olmasaydı meydana gelen zararın doğması mümkün olmayacak idiyse fiil ile zarar arasında bir illiyet bağı var demektir. Bir ilişkinin var olup olmadığı ise her olayın akışına göre değişir. Somut olayda davacı, murisi …’in trafik kazasına bağlı olarak vefat ettiğini belirterek destekten yoksun kalma tazminatı talep etmiştir. Ancak dosyanın incelenmesinde müteveffanın trafik kazasından yaklaşık 45 gün sonra vefat ettiği görülmektedir. Şu durumda mahkemece meydana gelen trafik kazası ile ölüm olayı arasında illiyet bağının olup olmadığının araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemiş, kararın açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir…” Yargıtay …. Hukuk Dairesi, …. Esas, … Karar.
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; Davacılar 13.09.2016 tarihinde gerçekleşen kaza nedeni ile …’in yaralandığını, 30.10.2016 tarihinde kazanın etkisi ile fenalaşarak vefat ettiği iddiası ile destekten yoksun kalma tazminat talebinde bulunmuşlardır. Haksız fiil, hukuk kurallarına aykırı şekilde diğer bir kişinin mal varlığı veya şahıs varlığında zarar meydana gelmesine neden olan eylemdir. Bu durumda, haksız fiil sorumluluğunun doğması için dört unsur bulunmalıdır. Bunlar da hukuka aykırı fiil, zarar, kusur ve illiyet bağıdır. Gaziosmanpaşa …. Çocuk Mahkemesinin …. Esas Sayılı dosyası incelendiğinde, dosya içerisindeki 28.07.2021 tarihli ATK raporunda müştekinin ölümünden sonra düzenlenen raporun usulüne uygun olduğu, kaza ve ölüm arasında illiyet bağı değerlendirilmesinin yapılamayacağı, illiyet bağı bulunduğuna dair somut şüpheden uzak delil olmadığından SS çocuk … hakkında taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan ceza verildiği, verilen hükmün 02.12.2021 tarihinde itirazın reddine karar verilerek kesinleştiği anlaşılmıştır. Yukarıda da bahsedildiği gibi davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilmeleri için ölüm olayı ile kaza arasında illiyet bağının bulunması gerekmekte olup bu hususun tespiti için müteveffaya ait hastane kayıtları, epikriz raporları, ölü muayene formu temin edilmek sureti ile dosya ATK gönderilmiş, 30.06.2022 tarihli raporda yaralanma ile ölüm arasında illiyet bağı değerlendirilmesinin yapılamadığı tespit edilmiş olup, gereke ceza dosyasındaki mahkumiyet kararı ve rapor, gereke mahkememizce alınan ATK raporu birlikte değerlendirildiğinde davacıların kaza ile ölüm arasında illiyet bağının olduğunu ispatlayamadıkları anlaşılmakla açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
1-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 167,36 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ye irat kaydına, bakiye 86,66 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Davacıların maddi tazminat talepleri bakımından Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
4- Davacıların manevi tazminat talepleri bakımından Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafça sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
6-Sarf edilmeyen gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,

Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/12/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”