Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/39 E. 2021/742 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/39
KARAR NO : 2021/742

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 09/01/2018
KARAR TARİHİ : 16/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacılar vekilinin Bakırköy nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 09/01/2018 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde; Davacılar …ve oğlu … 03/12/2017 günü Zincirlikuyu-Avcılar istikametinde giden ….. Müdürlüğü maliki ve işletmecisi, …’in sürücüsü ve … SİGORTA A.Ş.’nin ZMM sigortacısı bulunduğu … plakalı metrobüste yolcu olarak bulunmakta iken, karşı yönden gelen … plakalı metrobüsün çarpışması sonucu meydana gelen kazada yaralandıklarından bahisle şimdilik … için 1.500,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen 300.000,00 TL manevi tazminatın ise davalı … Müdürlüğü ve davalı …’ten kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesi dava ve talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … Müdürlüğü Vekilinin 14/02/2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili idare şoför personelinden … sicilli …’in 03/12/2017 tarihinde idaresinde bulunan …. nolu otobüs ile çalıştığı esnada Zincirlikuyu istikametine doğru seyir halinde iken Sefaköy Fidanlık mevkiinde karşı yönden gelen … sicilli … idaresindeki … nolu otobüse aracının arka körük kısmının çarpması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen söz konusu kazada müvekkili idarenin herhangi bir kusuru bulunmadığını, müvekkili idarenin sefere sürdüğü otobüslerin bakımlarını zamanında yaptığını, bu durumun araç muayene raporu ile de sabit olduğunu, kaza sonrasında idarenin yetkili personeli tarafından düzenlenen metrobüs kaza bilgi notunda … 26/10/2017 tarihinde TÜV muayenesi yapılmış olup herhangi bir ağır kusur tespit edilmediğini, … 17/10/2017 tarihinde TÜV muayenesi yapıldığını ve herhangi bir ağır kusur tespit edilmediğini, … 25.10.2017 tarihinde Bİ yani 30 bin km bakımı yapılmıştır. Fren test sonuçlarına göre bir sorun tespit edilmemiştir. Bakım kontrollerinde KWS (akordeon körük kontrol sistemi) arızası ve (ilave direksiyon) arızasına rastlanmadığını, direksiyon sistemi sağa sola çekme problemi görülmediğini, … 13/11/2017 tarihinde BI yani 30 bin km bakımı yapıldığını, fren test sonuçlarına göre bir sorun tespit edilmediğini, bakım kontrollerinde KWS (akordeon körük kontrol sistemi) arızası ve (ilave direksiyon) arızasına rastlanmadığını, direksiyon sisteminde sağa sola çekme problemi görülmediğini, müvekkili idarenin kazaya karışan her iki şoför personele de gerekli eğitimleri yaptırdığını, müvekkili idarenin kazanın meydana gelmemesi için bütün yükümlülüklerini yerine getirdiğini, bu nedenle müvekkili idareye kusur yüklenemeyeceğini, idare şoförünün olaydan sonra hemen aracını durdurup yaralıya müdahale ettiğini, polis ve ambulansa haber verdiğini ve yaralının hastaneye ulaşmasını sağladığını, istenen maddi ve manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğundan reddini talep ettiklerini, trafik kazalarında sosyal güvenlik kurumunun direk sorumluluğu olduğundan tazminatın müvekkilim idareden talep edilemeyeceğini, yargıtay kararları gereği hükmedilecek manevi tazminat miktarları zenginleşme aracı olamayacağını, Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2008/13372 E. 2010/4786 K sayılı kararında manevi tazminatın zarar görende manevi huzur doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşıdığını, bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmediğini, bu tazminatın sınırının onun amacına göre belirlenmesi gerektiğinin belirtildiğini, takdir edilecek miktarın mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olması gerektiğini, nitekim 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartların da açıkça belirtildiğini, bunların her olaya göre değişebileceğinden hakimin bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermesi gerektiğini, itirazlarının saklı kalmak üzere davanın belirsiz alacak davası olmadığını, istenen tazminatın fahiş olup yerinde olmadığını, açılan davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin 16/02/2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı …’e velayeten …tarafından davanın ikame edildiğini, davacı …’ün ana ve babasının birlikte dava açması gerektiğini, şayet davacı …’ün velayeti münferiden … …’a verilmiş ise, … …’ın veli sıfatını ilgili mahkeme kararını ibraz ile ispatla yükümlü olduğunu, aksi halde … adına açılan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, dava dilekçesinde davacıların … plakalı otobüste bulunduğu sırada kazanın gerçekleştiğinin belirtildiğini tensip zaptı ile de … plakalı aracın kayıtlarının celbine karar verildiğini, oysa müvekkilinin sürücüsü olduğu otobüsün … plakalı araç olduğunu, Kazaya karışan karşı taraftaki aracın ise … plakalı araç olduğunu, davacı tarafça bildirilen araç plakası maddi vakıa ile örtüşmediğini, kazanın meydana gelmesinde müvekkilin kusuru bulunmadığını, müvekkilinin kazanın meydan gelmemesi için tecrübeli bir şoför olarak gereken dikkat ve özeni gösterdiğini ancak teknik olduğu düşünülen sebepler ile bu olayın meydana geldiğini, metrobüs hattının dar olması, özellikle virajlarda metrobüslerin uzun araç olması sebebiyle karşıdan gelen metrobüsle deyim yerindeyse silme geçişmelerinin çoklukla kazaya sebebiyet verdiğini, hava şartları kaygan zemin yahut araçların teknik arıza neticesinde yoldan çıkmaları halinde aracın sevk edilebileceği güvenli bir banket bulunmadığını, Olaya karışan metrobüs şoförlerinin her ikisinin de kazayı önlemek için üstün çaba harcadığını, otobüslerin “körüklü” tabir edilen uzun otobüsler olması sebebiyle ani fren yapıldığında camların patlayabileceği aracın körük kısmından ayrılabileceğini yahut körük kısmının savrulup metrobüs hattı dışına bariyerlere ve hatta hat dışında D100 karayoluna trafiğin içine savrulabileceğini öngörebilen müvekkilinin zararın büyümemesi ve insanların can güvenliğini sağlamak için kontrollü bir şekilde fren yaptığını ve vites küçülttüğünü, karşı şeride geçtikten sonra aracı kendi şeridine çektiğini, otobüslerin kafa kafaya çarpışmalarının önüne geçtiğini, şoförlerin uzun araç olmaları sebebiyle aracın körük kısmından çarpışmalarını önleyemediklerini, davacıların olay sebebiyle gördüğü iddia edilen bedensel zararın da Adli Tıp Kurumunca alınacak raporlar ile tespit edilmesini, Davacı …açısından görmede azlık meydana geldiği belirtilmiş ise de gerçekten görme kaybı var ise görme kaybının kaza sebebiyle mi olduğu kazadan evvel mi meydana geldiği araştırılması gerektiğini, bu amaçla davacının tıbbi geçmişinin araştırılmasını, davacının evvelce gözlük kullanıp kullanmadığını, göz tedavisi yapılıp yapılmadığını, kazadan evvel göz rahatsızlığı açısından herhangi bir teşhis-tanı konulup konulmadığının araştırılması için sağlık bakanlığı kayıtlarının araştırılması gerektiğini, davacı … …’ın sağ yanak ve kulak kısmından yaralanması iddiasına ilişkin olarak da Adli Tıp Kurumu tarafından rapor alınmasını, iddia edildiği şekilde kalıcı hasarın bulunup bulunmadığını ile maluliyetin bulunup bulunmadığı objektif olarak araştırılması gerektiğini, davacıların sosyal sigorta kurumuna bağlı bulunup bulunmadığı zorunlu yahut özel sağlık sigortası güvencesi altında bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, davacıların sosyal güvenlik kurumları tarafından ödeme almış yahut kendilerine ödenek bağlanmış ise yapılan ödeme ve bağlanan ödeneklerin mükerrer olarak ödenmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacılara tazminat ödenmesi yönünde karar verilmesi halinde işbu ödemelerin dikkate alınarak mahsubunu talep ettiklerini, davacıların gelir durumunun somut delillerle ispatlanması gerekmektedir. Aksi halde; -kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için tazminata hükmedilecekse dahi- asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini, dava dilekçesinde kaza tarihinden itibaren faiz talep edilmiş ise de talebin yasa ve usule aykırı olduğunu, müvekkilinin temerrüde düşürülmediğini, mahkemece faize hükmedilecek ise faizin talep edilen miktarlar yönünden dava itibaren işletilmesi gerektiğini, davacılar tarafından talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, Yargıtay müstekar içtihatları ve doktrin gereği hükmedilecek manevi tazminatın bir zenginleşme aracı olamayacağını, manevi tazminata hükmedilecek ise dahi tazminat ile elde edilmek istenen tatmin duygusuna ulaşmaya yetecek kadar miktar belirlenmesi gerektiğini, tüm bu kıstaslarla birlikte tazminat yükümlüsünün fakirleşmesine de sebebiyet vermemesi gerektiğini, (Yargıtay 11. H.D. 2008/13372 E. 2010/4786 K. Sayılı içtihadı, Yargıtay 4. H.D. 2010/9656 E. 2011/11163 K. Sayılı içtihadı), davaya konu trafik kazası neticesinde ceza soruşturması başlatıldığını, soruşturmanın halen devam ettiğini, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma sayılı dosyasının neticelenmesinin beklenmesini, dava açılması halinde ceza davasının bekletici mesele yapılarak sonuçlanmasının beklenilmesini, davanın her iki davacı ve tüm talepler yönünden usul ve esastan reddine, yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin davacılara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin 19/02/2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Huzurdaki dava açılmadan hatta dava konusu kaza meydana gelmeden önce 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı kanun ile 2918 sayılı karayolları trafik kanunu’nun 97. Maddesinin değiştirildiğini, trafik kazasından doğan tazminat talepleri için dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta şirketine yazılı olarak başvurunun bir dava şartı haline getirildiğini, somut olayda müvekkili şirkete davacı yönünden herhangi bir başvuru yapılmadan huzurdaki dava ikame edildiğinden mahkemece dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, …’e velayeten …tarafından dava açılmış olup küçük … adına velileri tarafından müştereken dava açılması gerekmekte olup … …’ın tek başına velayet hakkı bulunmaması halinde küçük … için açılan davanın reddinin gerektiğini, davaya konu kazaya karışan … plaka sayılı aracın müvekkil şirket nezdinde …. numaralı trafik sigorta poliçesi ile 15/10/2017 ve 15/10/2018 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin karayolları trafik kanunun zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi gereğince dava konusu zararlara ilişkin olarak sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olup sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu, poliçeye müstenit müşterek müteselsil sorumluluklarının poliçe limitiyle sınırlı olmakla beraber masraf, vekâlet ücreti sorumluluklarının da bu miktara isabet eden oranlarda olacağını, poliçe limitinin maktuen ödenecek rakam olmadığını, poliçe limiti üzerindeki zararlardan müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığını, kazaya sebep olan olayda kusur durumunun belirsiz olup öncelikle kusur durumunun net olarak tespitinin gerektiğini, davacı tarafın sigortalıları olan araç sürücüsüne raci kusur ve zararı kanıtlayamaması halinde müvekkili şirketin sorumluluğundan söz edilemeyeceğini, davacı vekilinin müvekkili … …’ın malul olması sebebiyle müvekkili şirketten daimi iş göremezlik tazminatı talep ettiğini ancak mahkemece davacının iddia ettiği kalıcı sakatlığının tespiti için rapor alınması halinde hazırlanacak raporda trafik sigortası genel şartları gereği meslekte kazanma gücü kaybı oranının değil özürlülük oranının dikkate alınması gerektiğini, mahkemece rapor alınması halinde, poliçe genel şartları gereği özürlülük ölçütü sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkındaki yönetmeliği uygun olarak düzenlenen bir rapor alınması gerektiğini, bilirkişi incelemesine başvurulması halinde hazırlanacak raporda trh 2010 yaşam tablosu ve 1,8 teknik faiz oranının esas alınması gerektiğini, meydana gelen kaza nedeniyle davacıların talep ettiği geçici iş göremezlik gideri geçici iş göremezlik dönemine ait tedavi giderleri ve tedaviye bağlı (belgesiz ulaşım, yemek vs.) giderlerden müvekkili şirketin sorumlu olmayacağını, bu hususta sorumluluğun SGK’ya ait olduğunu, müvekkili şirkete dava öncesinde başvuru yapılmadığından sigorta bedelini ödeme yükümlülüğünün dava tarihinde muaccel hale geldiğini, bu sebeple mahkemece faize hükmedilmesi halinde hükmedilecek faizin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiz olduğunu, aleyhlerine açılan davanın reddine, yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi(… için) ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi … tarafından düzenlenen 19/12/2018 havale tarihli bilirkişi raporunda; Teknik olarak belirlenmiş hızın gerekli şartlara uygunluğunu sağlama, metrobüs yolunda trafiğin soldan akacağı ve hızın koşullara uyarlanmasına ilişkin trafik kural ve yasaklarını ihlal ile trafikte gereken dikkat ve özeni göstermeyerek ilk tehlikeli davranışta bulunanın … plaka sayılı metrobüs sürücüsü …” in Ve 100 (yüzde yüz) oranında asli ve tamamen kusurlu olduğu, trafik durumuna göre dikkatli ve basiretli sürücülerin göstermesi gereken özeni gösteren, hızı koşullara uygun olan, diğer tarafın yarattığı ihlal ve tehlikeyi öngörmesine ve önlemesine olanak bulunmadığı değerlendirilen … plaka sayılı metrobüs sürücüsü …’in tamamen kusursuz olduğunu bildirmiştir.
Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu’nun 09/10/2019 tarihli raporunu özetle; .. oğlu 06/11/1979 doğumlu … …’ın 03/12/2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve bankacı olduğu bildirilmemekle, meslek grup numarası Grup 23 kabul olunarak, Gr23 IX (2Bc….2)A % 6 E cetveline göre % 6 (yüzdealtı) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 1,5 aya kadar uzayabileceğini bildirmiştir.
Bilirkişi ….tarafından düzenlenen 12/03/2020 havale tarihli bilirkişi raporunda;
Davacı … …’ ın nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararının 93.833,46 TL olduğunu, temerrüt başlangıcının davalı sigorta şirketi yönünden 09/01/2018 dava tarihi, davalı sürücü ve işleten yönünden 03.12.2017 kaza tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğunu, davacının SGK tarafından karşılanmayan paramedikal tedavi giderlerinin alanında uzman doktor bilirkişi tarafından tespit edilmesi gerektiğinden tedavi gideri yönünden değerlendirme yapılmadığını bildirmiştir.
Bilirkişi Y. Müh. … tarafından düzenlenen 12/03/2020 havale tarihli bilirkişi raporunda; 19/12/2018 tarihli bilirkişi raporunda olayın meydana gelmesinde … Sigorta A.Ş. Tarafından 15/10/2017 ve 15/10/2018 tarihleri arasında ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı metrobüs sürücüsü …’in % 100 oranında kusurlu, … plakalı metrobüs sürücüsü …’in kusursuz olarak değerlendirildiğini, 03/12/2017 tarihinde trafik kazasında yaralanan … …’ın SGK tarafından karşılanmayan ve belgelenemeyen tedavi giderleri değerlendirildiğinde, hastanelerdeki tetkik ve tedavi giderlerinin SUT fiyatları esasıyla SGK tarafından karşılandığını, diş tedavisi ile ilgili 13.600,00 TL tutarındaki fatura ve diş tedavisi ile ilgili tedavi giderlerinin değerlendirmesinin diş hekimi tarafından yapılmasının uygun olacağını, kazanın meydana gelmesinde kusuru olmadığından 250,00 TL evde pansuman, bakım için gerekli tıbbi malzemeler, ilaç için, 400,00 TL hastanelere kontrollere gidiş-geliş esnasında ulaşım ve diğer sosyal giderleri olmak üzere talep edebileceği toplam 650,00 TL tedavi giderinden davalıların sorumlu olup olmadıkları sorumlu iseler sorumluluk miktarlarının mahkeme takdirinde olduğunu bildirmiştir.
Bilirkişi … tarafından düzenlenen 12/03/2020 havale tarihli bilirkişi raporunda; Davacı … …’ın 03/12/2017 tarihinde uğramış olduğu metrobüs kazasıyla iigili olarak talep etmiş olduğu diş tedavi giderinin ödenebilmesi için dosyada mevcut bulunan … Fakültesi’nin 31/01/2018 tarih … epikriz raporu Adli Tıp Kurumu’nun 15,10,2019 tarih … sayılı mütealalarında Ortopedi ve Travmatoloji uzmanının 19/10/2020 tarihli bilirkişi raporu içeriğinde kazaya bağlı olarak dişilerde tedavi olmasını gerektiren raporlara rastlanılmadığından talep edilen 13,600,00 TL tedavi bedelinin uygun olmadığını bildirmiştir.
Bilirkişi …. tarafından mahkememize sunulan 09/03/2021 havale tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Davacı vekilinin 18/01/2021 tarihli bilirkişi raporuna yapmış olduğu itiraza bağlı olarak dosyada mevcut belgelerin incelenmesinde davacının yüzünün sağ tarafında frontaldan başlayıp mandibula arkusuna kadar uzanan bölgede kesi olduğu, bunun da dişlerde zarar görme ihtimali olabileceği ancak tüm raporlarda dişlere ait hiçbir belgeye rastlanmadığı yine dosyada talep edilen 13,600,00 TL’lik faturanın 2020 yılnda alındığı olayla fatura arasındaki tarihlerde uyumsuzluk görüldüğünü bildirmiştir.
Kazaya sebebiyet veren …. plakalı araç 15/10/2017-15/10/2018 vadeli Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi ile davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanmıştır.
Olayın meydana gelmesinde davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanmış olan plakalı aracın davalı sürücüsünün %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğundan sigortalı araç sürücüsünün %100 kusuruna isabet eden tutar davacı … yararına maddi tazminat miktarı olarak dikkate alınacaktır.
Somut olay trafik iş kazası olmadığı gibi davacının yaralanmasında 3. Şahısların kastı olduğuna dair mahkeme kararı veya resmi belge olmadıkça SGK tarafından bağlanan gelirin rücu edilebilmesi 5510 sayılı yasanın 39. Maddesine göre mümkün görülmemektedir. O halde; hesaplanan maddi zarar tutarından rücuya tabi ödemeler hususunda indirime yer bulunmamaktadır.
Davacılar vekili Mahkememize sunduğu talep artırım dilekçesi ile maddi tazminata ilişkin taleplerini alınan bilirkişi raporu doğrultusunda artırmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85/1’nci maddesinde “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” Yine sonra sözü geçen Kanun’un 88/1’nici maddesinde”Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.
” denildikten sonra anılan Kanun’un 90’nci maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindedir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 49/1’nci maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür” denilerek haksız fiil sorumluluğu belirlendikten sonra anılan Kanun’un 61’nci maddesi “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” hükmünü içermekte olup buna göre zarara sebebiyet veren sürücü,işleten ve zorunlu sigortacı zarar görene karşı haksız fiil hükümleri çerçevesinde müteselsilen sorumludurlar.Ancak sigorta şirketinin sorumluluğu teminat limiti ve sigortalısının kusuru oranındadır.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;03/12/2017 günü,davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı metrobüs ile anılan yoldan seyir halinde iken,eğimli ve virajlı mevkide,çift yönlü yolda yakın ilerisindeki trafi dikkate almadan ve kontrolsüzce,seyir yönüne göre karşı yönden gelen trafiğe ayrılmış yol kesimine ,yani metrobüs yolunda trafik soldan işlediğinden sağ şeride tecavüz etmesi sebebiyle o esnada aksi yönden kendi şeridinden seyrini sürdüren sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı metrobüse yandan çarpması sonucu davacıların yaralandığı,meydana gelen kazada araç sürücüsü davalı …’in %100 oranında kusurlu olduğu,Mahkememizce alınan kusur raporunun kaza tespit tutanağı ve ceza Mahkemesi’nde alınan rapordaki belirlemeler ile uyumlu olup hükme esas alınabilecek nitelikte olduğu,Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas dairesinden alınan rapora göre,davacı …’ın % 6 (yüzdealtı) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 1,5 aya kadar uzayabileceğinin anlaşıldığı,buna göre davalı sürücü,işleten ve sigorta şirketinin davacı …’ın maddi zararından müteselsilen sorumlu oldukları ancak yargılama sırasında davacının maddi zararının davalı sigorta şirketi tarafından tam olarak ödendiği anlaşıldığından davalılar hakkında maddi tazminat ile ilgili olarak açılan davada esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hâkimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davalı sürücünün kusur oranı, kazanın meydana geliş şekli,davacı …’ın sürekli işgöremezlik oranı,davacı …’ın dosyada mevcut raporundaki yaralanması ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve diğer hususlar gözetildiğinde sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet vermeyecek şekilde talep edilen manevi tazminatın kısmen kabulü ile,davacı … lehine ¨30.000,00,davacı … lehine ise ¨5.000,00 manevi tazminatın kaza tarihi olan 03/12/2017 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … Genel Müdürlüğü ve …’ten tahsiline,davacıların fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine,davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı, aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak; her bir davacı ve davalı yönünden lehine hükmedilen tazminat ve reddedilen tazminat miktarına göre kendisini vekille temsil ettiren davacılar ve davalılar lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı … …’ın davalılar aleyhine açtığı maddi tazminat davasında,yargılama sırasında ödeme yapıldığı anlaşıldığından esas hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
2-a)Davacı … …’ın davalılar … Genel Müdürlüğü ve … aleyhine açtığı manevi tazminat davasının kısmen KABUL kısmen REDDİ ile; ¨30.000,00 manevi tazminatın davalılar … Genel Müdürlüğü ve …’ten kaza tarihi olan 03/12/2017 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile bu davacıya VERİLMESİNE,
b)Davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin REDDİNE,
3-a)Davacı …’ün davalılar … Genel Müdürlüğü ve … aleyhine açtığı manevi tazminat davasının kısmen KABUL kısmen REDDİ ile; ¨5.000,00 manevi tazminatın davalılar … Genel Müdürlüğü ve …’ten kaza tarihi olan 03/12/2017 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile bu davacıya VERİLMESİNE,
b)Davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin REDDİNE,
3-))Alınması gerekli ¨2.390,85 karar ve ilam harcından peşin alınan ¨1.029,78 ile ¨322,71 ıslah harcının mahsubu ile bakiye ¨1.352,49 harcın davalılar … Genel Müdürlüğü ve …’ten alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-)Davacı tarafından ödenen ¨35,90 Başvurma Harcı, ¨1.029,78 Peşin Harç ile , ¨322,71 ıslah harcının, davalılar davalılar … Genel Müdürlüğü ve …’ten müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara VERİLMESİNE,
5-)Davacılar tarafından yapılan 73 adet tebligat + posta ücreti ¨ 819,75, 4 bilirkişi inceleme ücreti ¨2.450,00,bir ATK inceleme ücreti ¨687,00 olmak üzere toplam ¨3.956,75 yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre davalılardan alınması gerekmekle birlikte yargılama giderlerinin hükümden önce davalı sigorta şirketi ile yapılan ibraname kapsamında davalı sigorta şirketi tarafından ödendiğinden davacılar yararına yargılama giderine hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,
6-Davalı sigorta şirketi ile yapılan ibraname kapsamında maddi tazminata ilişkin dava vekâlet ücretinin ödendiği anlaşıldığından davacı … yararına vekâlet ücretine hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,(Maddi Tazminat ile ilgili olarak)
7-Davacı …kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen ¨4.500,00 ücreti vekaletin davalılar … Genel Müdürlüğü ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacıya VERİLMESİNE, (Manevi Tazminat ile ilgili olarak)
8-Davacı … kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen ¨4.080,00 ücreti vekaletin davalılar … Genel Müdürlüğü ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacıya VERİLMESİNE, (Manevi Tazminat ile ilgili olarak)
9-Davalılar … Genel Müdürlüğü ve … kendilerini bir vekil ile temsil ettirdikleri anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre reddedilen miktar üzerinden hesap edilen ¨4.500,00 ücreti vekaletin davacı … …’tan tahsili ile bu davalılara VERİLMESİNE, (Manevi Tazminat ile ilgili olarak)
10-Davalılar … Genel Müdürlüğü ve … kendilerini bir vekil ile temsil ettirdikleri anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre reddedilen miktar üzerinden hesap edilen ¨4.080,00 ücreti vekaletin davacı …’den tahsili ile bu davalılara VERİLMESİNE, (Manevi Tazminat ile ilgili olarak)
11-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨1.0003,80 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacılara İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacılar vekili ile davalı … vekilinin yüzlerin karşı,davalı sigorta vekili ile davalı … vekilinin yokluğunda oybirliği ile verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 16/09/2021

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”