Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/357 E. 2020/834 K. 09.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/357
KARAR NO : 2020/834

DAVA : Alacak (Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/04/2018
KARAR TARİHİ : 09/12/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile 01.01.2017 tarihli Satış Komisyon Sözleşmesinin müvekkili ile davalı arasında imzalandığını ve müvekkili şirketin …. firmasına muhatabın ürünlerinin satışı konusunda aracılık hizmetlerini sözleşme şartlarına uygun olarak yerine getirdiğini, taraflar arasındaki sözleşme doğrultusunda, söz konusu satış miktarı dikkate alındığında ödenmesi gereken komisyon bedelinin yaklaşık 79.200 TL’ye ulaştığını, net alacak tutarının bilirkişi incelemesinden sonra tespit edilebileceğini, borcun ödenmesi hususunda Beyoğlu …. Noterliğinin 28.11.2017 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin davalıya keşide edildiğini, davalının borcu ödemediğini, komisyon alacağının 10.000 TL’sinin temerrüt tarihi olan 29.11.2017 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi masraf yargılama gideri ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile müvekkili şirketin sözleşmenin imzalanması sırasında yanıltıldığını, hataya düşmüş olduğunu, davacı şirketin ..’ın yetkili ürün tedarikçisi olduğu düşüncesiyle bu sözleşmeyi imzaladığını, bu durumun doğru olmadığı, yanıltıldığı öğrenildiğinde de keşide edilen ihtar ile, sözleşmeyi iptal ettiklerinin bildirildiğini, davacı şirketin iddia ettiği gibi, 1.500.000 TL ‘lik ulaşan bir satışın olmadığını, davacı şirketin talebinin haksız ve kötüniyetli olduğunu, davaya konu satış komisyon sözleşmesinin hataen ve yanılarak kurulduğunun ve bu nedenle geçersizliğinin ve iptal edildiğinin tespiti ile haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Dosyaya sunulan 26/04/2019 tarihli bilirkişi … tarafından düzenlenen raporda davacının talep edebileceği alacak miktarının 51.685,41 TL olduğu tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan 27/11/2019 tarihli ve 09.07.2020 tarihli bilrkişi …. tarafından düzenlenen ek raporlarda davacının talep edebileceği alacak miktarının 42.050,37- TL olduğu tespit edildiği anlaşılmıştır.

Dosyaya sunulan 17/11/2020 tarihli bilirkişiler … ve … tarafından düzenlenen raporda davacının talep edebileceği alacak miktarının 34.248,95 TL olduğu, bu alacağı temerrüt tarihi olan 29/11/2017 tarihinden itibaren ticari faiz talep edebileceğinin tespit edildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilince 07.05.2019 tarihinde ıslah dilekçesi vererek talebini 51.685,41-TL olarak artırdığı anlaşıldı.
Tüzel kişiler temsil ve ilzama yetkili kişiler aracılığıyla temsil edilirler. Bu nedenle temsil yetkisine haiz olmayanlarca yapılan işlemler kural olarak tüzel kişileri bağlamaz. Ancak temsil yetkisinin kısmen veya tamamen devri mümkün olduğu gibi yetkisiz temsilciler tarafından tüzel kişi adına yapılan işlemlere sonradan icazet verilmesi de mümkündür. Bu durumda yani yetki devri kapsamında yapılan işlemlerden veya sonradan icazet verilen yetkisiz temsilci işlemlerinden dolayı tüzel kişilerin sorumluluğuna gidilebilecek tir. Belirtildiği üzere yetkisiz temsilci tarafından şirket adına yapılan işlemlerin sonradan şirket yetkilileri tarafından açık veya zımni şekilde benimsenmesi ve bu suretle işlemin şirketi bağlayıcı hale gelmesi mümkündür. Örneğin; yetkisiz temsilci tarafından keşide edilen çekin şirketin ticari defter ve belgelerine işlenmesi halinde çeke dayalı borcun şirket tarafından benimsenmiş olduğundan bahsedilebilecektir.
TBK madde 36 hükmü; “Taraflardan biri, diğerinin aldatması sonucu bir sözleşme yapmışsa, yanılması esaslı olmasa bile, sözleşmeyle bağlı değildir. Üçüncü bir kişinin aldatması sonucu bir sözleşme yapan taraf, sözleşmenin yapıldığı sırada karşı tarafın aldatmayı bilmesi veya bilecek durumda olması hâlinde, sözleşmeyle bağlı değildir.” şeklindedir.
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında 31.12.2017 tarihli ” satış komisyon sözleşmesi” imzalandığı ve “Tedarikçi Satın Alma Sözleşmesi-Ek Protokolü/Tedarikçi Finansmanı” adın altında ek protokolün imzalandığı, her ne kadar davalı tarafça sözleşmenin yetkili kişi tarafından imzalanmadığı iddia edilmiş ise de dosyada mevcut rapor ve ek raporlardan da görüldüğü üzere bu sözleşmeye istinaden kayıtları CD olarak bilirkişiler tarafından incelendiğinde prime konu tutarların bulunduğu, bir kısım ödemelerin yapıldığı tespitinde bulunmuştur. Bu hali ile davalının defter ve kayıtlarındaki tespitler ve 17.11.2020 tarihli ek bilirkişi raporunda bahis geçen Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2005/5946 Esas 2005/6259 Karar Sayılı ilamı ile HGK’nun 2008/19-267 Esas, 2008/253 Karar Sayılı ilamlar, TBK madde 36 da göz önünde bulundurulduğunda davalının yetkisiz kişi tarafından sözleşmenin imzalandığı ve hile ile yapıldığı yönündeki iddialarına itibar edilmemiştir. Taraflara arasında düzenlenen mutabakat ile komisyon alacağının %5 e indirildiği, ilk komisyon ödemesinin de davacı tarafa%5 olarak yapıldığı ve bu durumun davacının da kabulünde olduğundan zımnı kabul olması nedeni ile komisyon alcağının %5 üzerinden hesaplanmasının doğru olacağı, 17.11.2020ek raporda da %5 üzerinden hesaplama yapılarak davacının alacak miktarının 34.248,95-TL olarak tespit edildiği anlaşılmakla bu miktar üzerinden açılan davanın kabulüne, davacının davalıyı temerrüde düşürdüğü tarih olan 29.11.2017 tarihinden itibaren ticari temerrüd faizi ile davalından tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1-Toplam 34.248,95 TL’nin 29/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüd faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alınması gerekli 2.339,54 TL harçtan peşin alınan 170,78 TL peşin harcın ve 711,88-TL ıslah harcının mahsubu ile 1.456,88 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3- Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı, 170,78-TL peşin nispi harç, 711,99-TL ıslah harcı, ile 5,20 vekalet harcından ibaret toplam 923,76- TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
4-Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine kabul olan dava değerine göre yürürlükte bulunan Av. Kan. ve AAÜT gereğince takdir olunan 5.137,34 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine red olunan dava değerine göre yürürlükte bulunan Av. Kan. ve AAÜT gereğince takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 160 TL tebligat müzekkere gideri, 1.600 TL bilirkişi ücreti toplamı 1.760,00-TL’nin kabul ve red oranı göz önüne alındığında 1.166,25- TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye 593,75-TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılıp harcanmayan masrafın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/12/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”