Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/356 E. 2022/1201 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/356
KARAR NO : 2022/1201

BİRLEŞEN BAKIRKÖY …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
… ESAS … KARAR SAYILI DOSYASI

BİRLEŞEN DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ : 11/03/2019

ASIL DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan), Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
ASIL DAVA TARİHİ : 06/04/2018
KARAR TARİHİ : 07/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan), Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
ASIL DAVADA TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …’nun “…” adı altında iç ve dış cephe mantolama ve boya
uygulaması alanında iştigal ettiğini, davalı …’in “…” adı altında mantolama
ve boya malzemelerinin toptan satışı yaptığını, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 15.03.2017
tarihinde başladığını, taraflar arasında 15.03.2018 tarihli belgeyle ticari bir akit kurulduğunu,
müvekkilinin söz konusu anlaşmayla davalıdan (m2’si 15.000,00 TL’den olmak üzere)
toplam 200.000,00 TL’lik malzeme almayı hedeflediğini, müvekkili tarafından davalıya
üzerinde yalnızca tutar belirtilen bir teminat senedi verildiğini, ilgili senette düzenleme ve
ödeme tarihi bulunmadığını, anılan sözleşmeyle müvekkilinin mantolama işini aldığı daire
sakinlerinin ödeme amacıyla kendisine verdiği senetleri ciro ederek kargoyla davalıya
gönderme yükümlülüğü altına girdiğini, müvekkilinin taahhüdünü yerine getirerek bir kısım
müşteri senetlerini davalıya ciro yoluyla teslim ettiğini, davalının ciro yoluyla müvekkilinden
devraldığı senetlerden 243.060,00 TL tutarında tahsilat yaptığını, söz konusu ödemelerin
davalının …. …. Şubesi nezdinde bulunan …. no’lu hesabı ile yine davalıya ait
….bank nezdinde bulunan hesabına yapıldığını, müvekkili tarafından davalıya ayrıca
51.000,00 TL ödendiğini, müvekkilinin doküman geldikten sonra isimlerini verebilecekleri
müşteri senetlerinin toplamının 9.780,00 TL olduğunu, müvekkili tarafından davalıya toplam
303.840,00 TL tutarında ödeme yapıldığını, davalının müvekkiline yalnızca 55.415,12 TL’lik
malzeme gönderdiğini, davalının halen müvekkiline 248.424,88 TL borçlu olduğunu, davalı
tarafından teminat senedinin icraya konduğunu, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığını
belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, kötü niyetli takip yapılması
nedeniyle davalının %20 oranında kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine,
yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini
talep ve dava etmiştir.
ASIL DAVADA CEVAP: Müvekkili … ile davacı arasında 200.000,00 TL tutarlı mal alım satım
sözleşmesi bulunduğunu, taraflar arasındaki sözleşmede, davacının ilgili sözleşme bedelini
müşteri senetleriyle ödeyeceğine dair bir hüküm bulunduğunu, taraflar arasındaki sözleşmeye
davacının sonradan kendi el yazısıyla “işbu sözleşme karşılığında …’e
200.000,00 TL’lik tarihi atılmamış teminat senedi verdim” şeklinde bir ibare eklediğini,
anılan ibarenin taraflar arasındaki sözleşmenin orijinalinde bulunmadığını, müvekkiline
verilen senedin teminat amaçlı olmadığını, davacı tarafından talep edilen ürünlerin müvekkili
tarafından gönderildiğini, mal teslim irsaliyelerinde davacının imzasının bulunduğunu,
müvekkilinin davacıya toplam 493.574,07 TL değerinde malzeme gönderdiğini, davacı
tarafından müvekkiline toplam 295.570,00 TL tutarında ödeme yapıldığını, müvekkilinin
bakiye alacak toplamının 198.004,07 TL tutarında olduğunu, davacının 180.000,00 TL
tutarındaki borcunu vadesinde ödemediğinden müvekkilinin 200.000,00 TL tutarlı senedi icra
takibine konu ettiğini belirterek davanın reddine, davacının %20 oranında kötü niyet tazminatı
ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine
bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA TALEP: Müvekkili …’nun “…” adı altında iç ve dış cephe mantolama ve boya
uygulaması alanında iştigal ettiğini, davalı …’in “…” adı altında mantolama
ve boya malzemeleri toptan satışı yaptığını, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 15.03.2017

tarihinde başladığını, müvekkili ile davalı arasında 15.03.2018 tarihli sözleşme akdedildiğini,
ilgili sözleşmeyle müvekkilinin m2’si 15.000,00 TL’den olmak üzere toplam 200.000,00
TL’lik malzeme almayı planladığını, söz konusu malzemeye karşılık olarak davalıya teminat
senedi verildiğini, müvekkili tarafından bahse konu teminat senedine yalnızca tutar
yazıldığını, anılan teminat senedi üzerinde düzenleme ve ödeme tarihi bulunmadığını,
davalının müvekkiline mal teslimi yapmamasına rağmen kendisine verilen müşteri
senetlerinden 295.570,00 TL tutarında tahsilat gerçekleştirdiğini, davalı tarafından müvekkili
aleyhine haksız yere icra takibi başlatıldığını, davalının 295.570,00 TL tutarında ödeme
aldığını ikrar ettiğini, davalı tarafından müvekkiline keşide edilen fatura bedelinin toplam
55.415,12 TL tutarında olduğunu belirterek müvekkilinin davalıdan şimdilik 50.000,00 TL
alacaklı olduğunun kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine
bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA CEVAP; Davacının müvekkili …’den malzeme talebinde bulunduğunu, müvekkili
tarafından davacıya 493.574,07 TL tutarlı malzeme teslim edildiğini, müvekkili tarafından
davacıya … Yalıtım firmaları üzerinden malzeme gönderildiğini, söz
konusu malzemelerin davacı ve davacının kardeşi tarafından bizzat teslim alındığını,
irsaliyelerde malzemelerin cinsi ve miktarının belli olduğunu, ilgili malzemelerin TL
karşılığının bilirkişi incelemesi sonucunda ortaya çıkacağını, taraflar arasında 15.03.2017
tarihli, 200.000,00 TL tutarlı mal alım satım sözleşmesi bulunduğunu, davacının bakiye
borcuna karşılık müvekkiline 200.000,00 TL tutarlı senet verdiğini, senedin ödenmemesi
üzerine davacı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davacının borcunu ödemek için
müvekkiliyle pazarlık ettiğini, davacının vekalet ücreti ödemek istememesi üzerine taraflar
arasında anlaşmaya varılamadığını, davacının alacaklı olmadığını, davacının müvekkiline
borçlu olduğunu belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı
taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.

Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası mahkememiz dosyası ile birleştiği dosya arasına alındığı anlaşıldı.
… Bankası …. şubesine, Balıkesir … İcra dairesine, … Bankası …. Şubesine, …. bank …. şubesine, …. Cumhuriyet Başsavcılığına, Balıkesir İcra Hukuk Mahkemesine, Balıkesir …. İcra Hukuk Mahkemesine, Balıkesir …. Ağır Ceza mahkemesine, yazılan müzekkerelere cevap verildiği görüldü.
Bilirkişi SMMM … tarafından mahkememize sunulan 14/09/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalı şirket tarafından dosyaya sunulan herhangi bir cevap dilekçesi bulunmadığı; davalı şirket vekilinin icra dosyasına sunduğu itiraz dilekçesinde ise “alacaklıya takip konusu böyle bir borçlarının bulunmadığı”nın belirtildiği; taraflar arasındaki ticari ilişkiye ve takip dayanağı faturaya itiraz edilmediği; ayrıca borcun ödendiği yönünde de herhangi bir belge sunulmadığı; davalı şirkete ait ticari defterler 18/05/2018 günü yapılan incelemeye sunulmadığından davalının defterlerine göre herhangi bir tespit yapılamadığı; davacının ticari defterlerine göre ise; takip tarihi itibariyle asıl alacak tutarının (davalı şirketin borcunun) 4.602,00 TL olduğu; bu borç tutarı ile ilgili olarak davalı şirketin ödeme yaptığına ilişkin herhangi bir kaydın mevcut olmadığı, VUK. md.182 ve 6102 sa yılı TTK m.64’e göre tutulması gereken davacının 2017 yılına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK md. 64 ve VUK 221-226. md. uyarınca açılış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığı; 6102 sayılı TTK m.64’e göre kapanış tasdikine tabi olan ilgili 2017 yılı yevmiye defterlerinin kapanış tasdikinin de yasal süresinde yaptırıldığı, davacının ticari defterlerinde, davalı şirketin takip tarihinden sonra yaptığı herhangi bir ödeme kaydı mevcut olmadığından, dava tarihi itibariyle de alacak tutarının, takip tarihi Sayın Mahkemece sabit görülecek borç miktarına ftakip tarihinden itibaren 3095 s.K.nun 2/2.maddesi uyarınca ticari faiz işletilebileceği, 3095 s.K.nun 2/2. maddesine ve TCMB. tebliğlerine göre, takip tarihi itibariyle uygulanması gereken ticari faiz oranının talep gibi, yıllık %9,75 olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi SMMM …. ve öğretim üyesi bilirkişi PROF. DR. …. tarafından mahkememize sunulan 14/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının, dava konusu senedin teminat amaçlı verildiğini yazılı delillerle
ispatlayamadığı,
dosya kapsamından, 200.000,00 TL tutarlı senedin görüntüsüne ulaşılamadığı, bu
nedenle de dava konusu senedin “nakden” mi yoksa “malen” mi kaydını içerdiğinin
tespit edilemediği, şayet dava konusu senet “nakden” kaydını içeriyorsa, davalı taraf
ilgili senedi davacıya verdiği malların karşılığında aldığını beyan ederek senedin
türünü talil etmiş olacağından, malların teslim edildiğinin ispat yükünün davalıya
düşeceği, şayet senet “malen” kaydını içeriyorsa, davalının, senedin düzenlenme
sebebini teşkil eden malların teslim edildiğini ispat etmesine gerek bulunmadığı, zira
“malen” kaydının, malın teslim edildiğinin ispatı niteliğinde olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi SMMM bilirkişisi …. tarafından mahkememize sunulan 28/12/2018 tarihli bilirkişi ön raporunda özetle; Taraflar arasında 15/03/2017 Tarihli sözleşme akdedildiği fakat tarafların dosyaya sundukları sözleşmeler arasında bir takım farklılıkların mevcut olduğu; tarafların sunmuş oldukları söz konusu sözleşmelere ilişkin tarafların beyanlarının ve itirazlarının değerlendirmesinin Sayın Mahkemeniz takdirinde olduğu; davacı şirketin 2017 yılı ticari defterlerinde davalıya ilişkin herhangi bir borçfalacak kaydına rastlanmadığı, dava dilekçesi ekinde sunulu davalının davacı adına tanzim ettiği 5 adet faturadan; 24/03/2017 T., … seri-sıra nolu, toplam 10.131,60 TL’lik faturanın davacının 2017 yılı yevmiye defterinde kaydına rastlanmadığı; 04/01/2018 T., …. seri-sıra nolu, toplam 1.062,00 TL’lik faturanın ise 2018 yılı ticari defterleri ibraz edilmediğinden davacının ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığı yönünden bir inceleme yapılamadığı, sunulan 5 adet faturalardaki malzemelerin davalıdan alındığının davacının da kabulünde olduğu ve söz konusu 5 adet faturanın toplam tutarının da 55.431,80 TL olduğu, davalı tarafından davacının borcuna dayanak olarak sunulan sevk irsaliyelerinin teslim alan kısımlarının bazılarında boş olduğu, bazılarının teslim alan kısımlarının fotokopide çıkmadığı, bazılarında ise dava dışı kişilerin ad-sayad-imzalarının yer aldığı; bazı sevk irsaliyelerinin içerik-miktar- tutar kısımlarında davacı *… —imzası” yer aldığı görülmekle birlikte, işbu irsaliyelerin davacı ile davalı arasında borca dayanak bir belge olmadığı, keza bu irsaliyelerin davaliı tarafından davacı adına tanzim edilmediği; söz konusu irsaliyelerin, ancak irsaliyeleri düzenleyen firmalar ve davalı arasındaki ticari ilişkinin varlığını gösterir nitelikte kabul edilebileceği (irsaliyeler davadışı firmalar tarafından davalı adına tanzim edilmiştir) hususunun değerlendirmesinin Sayın Mahkemeniz takdirinde olduğu, davalı tarafından, davacıya irsaliyeli veya İrsaliyesiz toplam 493.574,07 TL’lik malzeme gönderildiği belirtilmekle birlikte, malzemelerin belirtilen bu toplam tutarının neye göre hesaplandığının dosya kapsamından tespit edilemediği (irsaliyelerde herhangi bir fiyat/tutar bilgisi yer almadığından sevk irsaliyeleri ile herhangi bir. maizeme tutarının tespit edilemeyeceği); dilekçe ekinde sunuları “montalama takım sisteminde teslim edilen malzemeler” başlıklı davalı tarafından tanzim edilmiş, bilgisayar çıktısı niteliğindeki bel davacının herhangi bir kaşesininiimzasının bulunmadığı, bu belgedeki davacıya gönderildiği belirtilen toplam 493.574,07 TL’lik malzemenin hesabında davadışı …. adına tanzim edilen 15/12/2017 T. ve … nolu,4.200,80 TL tutarlı fatura ile yine davadışı … adına tanzim edilen 21/10/2017 T. ve … nolu 3.950,60 TL tutarlı faturanın da hesaplamaya dahil edildiğinin görüldüğü, ayrıca davacıya irsaliyesiz mal gönderildiği belirtilmekle birlikte, irsaliyesiz gönderilen malların (ki irsaliyesiz mal gönderiminin de kabul edilemeyeceği) miktarı/tutarı ile bu malların davacıya teslim edildiği yönünde davalı tarafından herhangi bir bilgi/belge sunulmadığı, davalının davacıya mal teslim ettiği yönünde, (tarafların kabulünde olan irsaliyeli faturalar haricinde) kendi firması tarafından tanzim edilmiş başkaca bir sevk irsaliyesinin veya irsaliyeli faturanın da sunulmadığı; bu haliyle de taraflar arasındaki borç /alacak tutarı yönünden, ancak her iki tarafın da kabulünde olan 5 adet faturanın karşılığının (55.431,80 TL) davalının alacağı olarak kabul edilebileceği (davalının işbu 55.431,80 TL alacağı hesabında, davacının davalıya yapmış olduğu ödemeler mahsup edilmemiştir); dava dilekçesinde davalıya toplam 303.840,00 TL’lik ödeme yapıldığının belirtildiği, cevap dilekçesinde ise davacının kendilerine gerek iş yaptığı dairelerin senetleri ve gerekse nakit olarak toplam 295.570,00 TL ödediğinin belirtildiği, davacının belirttiği ödeme tutarı ile davalının kabul ettiği ödeme tutarı arasında 8.270,00 TL’lik fark olup; davalının 8.270,00 TL’lik ödeme tutarını kabul etmediğinin anlaşıldığı dava dilekçesinde detayları belirtilen ödemeler ile ilgili olarak … ve ….bank’ın Sayın Mahkemenize gönderdiği hesap ekstrelerinden işbu ödemelerin kontrolü sağlanmaya çalışılmış olmakla birlikte, ödeme kalemlerinin çok fazla sayıda olmasından ve ayrıca kalemler içerisinde de senetlerin fazla sayıda olmasından dolayı (davalının hesap ekstrelerinde senet tahsilatları da yer almaktadır) işbu kontrol sağlanamadığından, davalının kabul etmediği 8.270,00 TL’lik ödeme tutarları ile ilgili olarak, tarafların beyanı alındıktan sonra uyuşmazlık konusu ödeme tutarına göre inceleme yapılması hususunun değerlendirmesinin mahkemenin takdirinde olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
Kural olarak menfi tespit davalarında ispat yükü; davalı olan alacaklıdadır.
Davacı; senedin dershaneye kayıt sırasında verilen teminat senedi olduğunu iddia etmiş, davalı ise cevap vermeyerek davayı inkar etmiş sayılmaktadır. Bilindiği üzere kambiyo senedi ( bono ) sebepten mücerret olup, bono nedeni ile borçlu olmadığının ispatı ancak yazılı delille mümkündür.
Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan, ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir (HMK madde 190). Senede karşı ispat kuralı gereği iddia ancak yazılı delil ile ispat edebilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır. Yazılı delille veya yazılı delil başlangıcı yoksa davanın, ikrar (HUMK. md.236-HMK.md.188) yemin (HUMK.md.344-HMK.md227) gibi kesin delillerle de ispat edilmesi olanaklıdır.
Bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf, o vakıayı başka delillerle ispat edemezse, diğer tarafa yemin teklifinde bulunabilir. Yemin, iddianın ispatı yönünden son başvurulacak bir ispat vasıtasıdır. Hakim, davacının iddiasını, yazılı delillerle ispat edemediği kanaatine vardığı takdirde, davacı tarafa, dava dilekçesinde dayandığı yemin delilini de resen hatırlatmalıdır. Aksi halde, davacının tüm delilleri toplanıp, değerlendirilmemiş olur.
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; asıl davada davacı davalı ile aralarındaki ticari ilişkiden kaynaklı teminat senedi verdiğini, bu senet nedeni ile borçlu olmadığının tespitini talep etmiş olup birleşen davada da aynı davacı ticari ilişki nedeni ile davalının sebepsiz olarak zenginleştiğinden bahisle alacak talebinde bulunmuştur. Davacı bileşen dosyadaki alacağını 07.02.2022 tarihli ıslah dilekçesi ile davasını ıslah etmiştir.. Taraflar arasında Kırıkkale …. Asliye Hukuk Mahkemesinde ipoteğin fekki, Balıkesir … Asliye Hukuk Mahkemesinde tasarrufun iptali davası, Balıkesir … İcra Hukuk Mahkemesinde borca itiraz davası görülmektedir. Davacı verilen senedin teminat senedi olduğu iddiasını ancak yazılı delil ile ispatlayabilecektir. Davaya konu 15.08.2017 tarihli 200.000,00-TL lik senet incelendiğinde senet üzerinde “teminat” kaydının bulunmadığı, bu iddiasını ispatlayacak dosyaya başkaca bir delil de sunmadığı anlaşılmakla davacıya bu iddiası bakımından yemin delili hatırlatılmışsa da 24.05.2022 tarihli dilekçesi ile yemin deliline başvurmayacaklarının bildirilmesi nedeni ile davacının Balıkesir …. İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyasında takibe konu 200.000,00TL bedelli 15.08.2017 tarihli bono nedeni ile davalıya borçlu olmadığı iddiasını ispatlayamamış olması nedeni ile reddine karar vermek gerekmiştir. Birleşen dosya bakımından ise, davacının alacaklı olup olmadığının tespiti amacı ile dosyada birden fazla rapor alınmış olup 14.12.2021 tarihli kök rapor ile 22.07.2022 tarihli ek rapordaki tespitlerde dikkate alındığında tarafların ticari defter ve belgelerinde yapılan incelemede davalının davacıdan alacaklı olduğunun tespit edildiği, ticari defterlerin birbirini doğrulamadığı, dava dışı şirketlere mal teslimine ilişkin irsaliyelerde isim ve imzanın olmaması, resmi olamayan ticari bir ilişkinin olduğu, kök raporda fatura bedellerinin uzman bilirkişi tarafından tespiti gerektiği yönündeki değerlendirme sonucunda İnşaat Mühendisi bilirkişisinin katılımı ile düzenlenen raporda da davalının davacıdan 350.912,20-TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, bu kapsamda davacının birleşen dava bakımından dava dilekçesinde yemin deliline dayanılmasından ötürü yemin hakkı hatırlatılmış yemine dayanılmadığı yönündeki 10.10.2022 tarihli dilekçesi de değerlendirildiğinde davacının birleşen dosya bakımından da davasını ispatlayamadığı anlaşıldığından birleşen dava bakımından da davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Asıl dava ve birleşen davanın REDDİNE,
Açılan davanın reddine,
1-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 80,70 TL ilam harcından peşin alınan 3.073,95 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.993,25 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı tarafça sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 28.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
Birleşen davanın reddine,
1-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 80,70 TL ilam harcından peşin alınan 853,88 TL harcın mahsubu ile bakiye 773,18 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı tarafça sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 36.613,86 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılıp harcanmayan masrafın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/12/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸
Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”