Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/323 E. 2020/839 K. 09.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/323
KARAR NO : 2020/839

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/04/2018
KARAR TARİHİ : 09/12/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile davalıya müvekkili … tarafından 190.000,00 TL değerindeki 23.000 adet rulo duvar kağıdının teslim edildiğini, söz konusu duvar kağıtlarına karşılık davalı tarafça 20.000,00 TL nakit ve kalan bakiye ile …. Sitesinde …. Blok 8 numaralı 2+1 daireyi müvekkiline verilmesi konusunda anlaşma sağlandığını ve protokol yapıldığını, müvekkili tarafından duvar kağıtları teslim edilmesine rağmen bugüne kadar 20.000,00 TL nakit ve 170.000,00 TL daire olmak üzere toplam 190.000,00 TL alacaklı olduğunu, söz konusu alacağın defalarca istenmesine rağmen davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, alacağın tahsili amacıyla Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya kapsamında ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlu davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini, davalının borçlu olduğuna dair imzalı belge olduğunu, müvekkilinin ifaya yönelik edinimini yerine getirmesine rağmen davalı tarafça oyalandığını ve protokola uyulmadığını, davanın kabulü ile icra dosyasındaki takibin devamına, davalının % 20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile davacının davasının haksız ve mesnetsiz olduğunu, dayanak protokol ile müvekkilinin kayıtsız şartsız bir edim yükümlüğü altına girmediğini, davalı ile yapılan alışveriş sonucunda 20.000,00 TL ödeme yapıldığını, kalan kısmının da işin tamamlanması ile ödeneceğinin taahhüt edildiğini, müvekkilinin yetkilisi olduğu …. Sağlık Gıda Turizm İnşaat A.Ş. adına konut inşaatı ile iştigal ettiğini, davacının müvekkiline elinde yüklü miktarda duvar kağıdı bulunduğunu belirttiğini, müvekkilinin söz konusu kağıtları inşaatta kullanmak üzere 23.000 adet rulo duvar kağıdı almayı kabul ettiğini, devamında 40-45 adet kutu rulo kağıdı teslim alındığını ve … Mahallesi, …Sokak No:… (…. Apt. 1. Dükkan) adresine bıraktığını, talep edilen 20.000,00 TL’nin nakit ödendiğini ve akabinde protokol imzalandığını, alınan rulo kağıtların kontrolünde kalitesinin düşük olduğu, bir kısmının defolu olduğunun tespit edilmesinden sonra alımı durdurduğunu ve verilen paranın iade edilmesini, mallarının geri alınmasının talep edildiği halde davacı tarafından icraya verildiğini, davacı hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğunu, davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine, hukuktan yoksun, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Çerkezköy … Asliye Hukuk Mahkemesine yazılan talimat gereği alınan 29/11/2018 tarihli bilirkişi İnşaat Mühendisi … tarafından düzenlenen raporda keşif mahallinde belirtilen işyerinde duvar rulo kağıdı olarak 54 adet koli olduğu, kolilerin bir kısmının ağzı açık olduğu, bir kısmının henüz açılmadığı, Kolilerin her birinde 10 adet duvar kağıdı rulo olduğu, her bir rulonun 10,00 metre olduğu, keşif mahallinde 54 koli, 540 adet rulo ve 5.400 metre duvar kağıdı olduğu, bir çok koli içerisindeki ruloların farklı renk ve desende olduğu, yani aynı koli içerisinde farklı renkler veya desenler olduğu, ruloların farklı desen ve renkler ihtiva etmesi sürekliliği engelleyeceği, örnekleme açılan ruloların bazılarında baskı hataları, farklı desen gibi durumlarla defolu olduğu, ruloların üzerindeki etiketlerden ithal malzeme olduğunun anlaşıldığı, söz konusu duvar kağıtlarının CE (Uluslar arası Standart) olduğu, yapılan fiziki inceleme ile duvar kağıtlarının orta kalitede (2.sınıf) olduğu, serbest piyasa rayiçlerinde 1 adet rulo bedelinin 30,00 TL, metre bedelinin 3,00 TL olduğu, keşif mahallinde bulunan 54 koli, 540 adet rulo ve 5.400 metre duvar kağıdı bedelinin 16.200,00 TL olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dava, duvar kağıdı satımına dayalı davacının alacağına ilişkin itirazın iptali davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlen- dikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde Ticaret Mahkemeleri’nin kuruluşu ve hangi mahkemelerin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
“…VUK 177.1.madde de (2018 yılı itibariyle ) satın aldıkları malları olduğu gibi veya işledikten sonra satan ve yıllık alımlarının tutarı 190.000-TL veya satışlarının toplamı 260.000-TL yi aşanların 1.sınıf tacir sayılacağı düzenlenmiştir. Ticari ilişkinin başladığı ve devam ettiği 2013-2014 yıllarında bu miktarlar 2013 ve 2014 yılı için yıllık alımların 150.000-TL satımlar ise 200.000-TL dir. Davanın açıldığı 2015 yılında ise Maliye Bakanlığınca belirlenen asgari had alımda 160.000-TL satımda ise 220.000-TL dir. Vergi Dairesinden davalının yıllık gelir vergisi beyannameleri getirtilmiş olup incelendiğinde 2014 yılı alımları 52.210-TL satışları 84.872-TL olduğu ,2015 yılı dava tarihi itibariyle ise alımları 39.385-TL ,satışları ise ; 48.811 -TL dir. Esnaf ve sanatkâr ile tacir ve sanayicinin ayrımına ilişkin Bakanlar Kurulu kararı ile ; “5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 63 üncü maddesi ile 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 12 nci ve 17 nci maddelerinin uygulaması bakımından; Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunun tespit edeceği ve Resmî Gazete’de yayımlanacak esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedeni çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunanlardan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 177 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (3) numaralı bentlerinde yer alan nakdi limitlerin yarısını, (2) numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve sanatkâr sayılmaları ile esnaf ve sanatkâr siciline ve dolayısıyla esnaf ve sanatkarlar odalarına kaydedilmeleri,” karara bağlanmıştır. Anlatılanlara göre davalının faaliyetinin VUK 177.madde 1 bent dahilinde olan restoran işletmesi olduğu ve işletme defteri tuttuğu , 2.sınıf tacir sayılabilmesi için yıllık alım ve satımlarının yukarıda yazılı miktarların yarısını aşması gerektiği, ; davalının ise bu tutarların yarısını aşan ölçüde olmadığı anlaşılmakla ;esnaf ölçülerinde olan davalının tacir bulunmaması nedeniyle asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğuna ilişkin hükme yönelik olarak ileri sürülen istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.” İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi, 2018/952 Esas, 2018/1355 Karar.
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; dava duvar kağıdı satımına dayalı davacının alacağına ilişkin itirazın iptali davası olup dava konusu itibari ile mutlak ticari davalar arasında olmayıp, mahkememizin görevli olması için her iki tarafında tacir ve dava konusunun tarafların ticari işinden kaynaklanıyor olması gerekmektedir. Ticaret Sicil Müdürlüğü yazı cevabında her iki tarafında tacir kaydının olmadığı belirtilmiş ise de davalının tacir olduğu 13.10.2020 tarihli Çerkezköy Vergi Dairesi yazı cevabı ile sabittir. Davacı bakımından ise dosyada mevcut Yenibosna Vergi Dairesince 2. Sınıf tacir olduğundan ve işletme hesabına göre defter tuttuğu yönünde cevap verilmiş, Büyükçekmece … Asliye Hukuk Mahkemesince mahkememize gönderilen 25.09.2019 yılına ait beyannameler incelendiğinde, 2.sınıf tacir sayılabilmesi için yıllık alım ve satımlarının yukarıda yazılı miktarların yarısını aşması gerektiği, ancak davacının ise bu tutarların yarısını aşmadığı , esnaf ölçülerinde olan davacının tacir bulunmaması nedeniyle asliye hukuk mahkemesinin görevli olması nedeni ile mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nun 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2- 6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/12/2020

Katip ….
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”