Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/291 E. 2021/386 K. 16.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/291
KARAR NO : 2021/386

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/03/2018
KARAR TARİHİ : 16/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekilinin Bakırköy nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 23/03/2018 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde ; Taraflar arasında Bakırköy …. Noterliğinde 30.09.2010 tarihinde imzalanan “Düzenleme Şeklindeki Gayrimunkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi” uyarınca davalı yüklenicinin müvekkili şirkete ait … İlçesi, … ada, … parsel sayılı arsa niteliğindeki taşınmazda inşaat yapması ve ortaya çıkacak bağımsız bölümlerin taraflar arasında paylaşımına ilişkin hak ve yükümlülüklerin belirlendiğini, davalı yüklenicinin 535 adet daire anahtarını 27.11.2017 tarihinde müvekkiline teslim ettiğini ve bu dairelere ilişkin 09.10.2017 tarihli KDV dahil ¨ 92.709.970,50 tutarlı faturayı düzenlediğini, bu faturayı Bakırköy …. Noterliğinden 09.10.2017 tarihli ihtarname ekinde gönderdiğini, müvekkilinin faturayı alıp defter kayıtlarına işlediğini ve KDV beyannamesini verdiğini, müvekkilinin de sözleşme ve Katma Değer Vergisi Kanunu’na uygun olarak eş zamanlı olarak 30.11.2017 tarihli KDV dahil ¨108.314.619,00 bedelli faturayı düzenleyip Beyoğlu … Noterliğinden 08.12.2017 tarihinde davalı şirkete gönderdiğini, tarafların karşılıklı olarak düzenlediklerin faturaların mahsubu sonucu müvekkilinin ¨ 15.604.648,50 alacaklı hale geldiğini, dairelerin sözleşme uyarınca teslimi ile vergiyi doğuran olayın meydana geldiğini, davanın konusu oluşturan bu faturanın da teslim tarihinden ve davalı şirketin faturalandırma işleminden sonra tanzim edildiğini, alacağın her iki faturada yazılı KDV oranları arasındaki fark nedeniyle ortaya çıktığını, vergi olayının yüklenicinin bağımsız birimleri arsa sahibine teslim etmesiyle doğacağının, teslim tarihindeki bağımsız bölümlerin büyüklüğüne göre %1 veya %18 oranlarında KDV hesaplanıp fatura düzenleneceğinin, arsa sahibinin bu faturaya karşın arsa bedeli olarak aynı tutarda genel oranda KDV ile arsa bedelini faturalayacağının öngörüldüğünü, teslim edilen daire büyüklüklerinin 150 m2 yi geçmediği için davalı şirketin … sayılı KDV oranlarına ilişkin Genel Kararnameye uygun olarak %1 KDV oranı ile fatura düzenlediğini, müvekkilinin arsa bedeline ilişkin faturayı %18 genel KDV oranından kesmek zorunda kaldığı için iki tarafça belirlenen emsal bedeli olan ¨91.792.050,00 için uygulanan iki farklı KDV oranı nedeniyle müvekkilinin ¨15.604.648,50 alacağının ortaya çıktığını, YMM tarafından düzenlenen özel amaçlı 10.03.2018 tarihli raporda da aynı görüşe yer verilerek müvekkili şirketin ¨15.604.648,50 alacaklı olduğunun tespit edildiğini, sözleşmenin 20. Maddesinde açıkça KDV’nin de yüklenici tarafından ödeneceğinin kabul edildiğini, Yargıtay 23. H.D.sinin emsal nitelikteki 15.09.2014 tarih ve 2014/568 Esas ve 2014/5610 Karar sayılı kararında da benzer bir kabulün yer aldığını belirterek; alacaklarının sabit olması karşısında İİK.m.257 uyarınca ihtiyati haciz istemlerinin kabulü ile davalı şirket adına kayıtlı taşınmazlar üzerine teminatsız ve uygun görülecek teminat karşılığında ihtiyati haciz konulmasını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik ¨ 500.000,00 alacaklarının faturanın davalı tarafa tebliğ edildiği 12.12.2017 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalı şirketten alınmasını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili 04/05/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında bağıtlanan sözleşme uyarınca edimlerini tam ve eksiksiz yerine getirmeyen davacının haksız ve hukuka uygun olmayan fatura düzenleyerek müvekkili davalıyı borç altına sokmaya çalıştığını, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin iki yana da karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerden biri olduğunu, müvekkilinin sözleşmeye uygun şekilde kendisine teslim edilen arsa üzerine inşaat yaptığını ve paylaşım oranına göre bu inşaattan ortaya çıkan bir kısım taşınmazları davacı arsa sahibine teslim ettiğini, yaptığı işe karşılık bir bedel almadığını, bunun yerine yapacağı inşaattaki daireleri işin bedeline karşılık aldığını, arsa sahibi ile yüklenici arasındaki hukuki ilişkinin doktrinde büyük çoğunluk tarafından trampa ilişkisi olarak tanımlandığını, vergi hukuku uygulamalarında ile arsanın yükleniciye teslimi ve yüklenicinin daireleri arsa sahibine teslimi trampa olarak ve iki ayrı teslim olarak kabul edildiğini, trampa işlemi nedeniyle her iki tarafın da fatura düzenlemesi gerektiğini,
3065 sayılı KDV Kanunun 2. Maddesinin 5. Fıkrasında trampanın iki ayrı teslim hükmünde olduğunun ve her birinin KDV ne tabi olduğunun hükme bağlandığını, hukuk litaratütüründe de trampanın “bir hak veya bir malın başka bir hak veya mal ile değiştirilmesi” olarak tanımlandığını, satışta ödeme aracının para olmasına karşın trampada ödeme aracının mal veya hak olduğunu, bu açıklamalara göre karşılıklı faturalandırmanın her iki tarafıda yeniden borç-alacak ilişkisine sokmayacak şekilde yapılması gerektiğinin açık olduğunu, yasal düzenlemelere ve Maliye Bakanlığının konu hakkındaki görüşleri dikkate alınarak arsa sahibi davacıya düşen dairelere ilişkin olarak emsal bedel olan KDV dahil ¨92.709.970,50 tutarındaki 09.10.2017 tarihli faturanın düzenlendiğini, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin trampa olduğunun kabulü halinde KDV mükellefi olan yüklenicinin arsa sahibine teslim ettiği daire ve işyerleri için emsal bedelleri üzerinden fatura düzenleyeceğini, büyüklüklerine göre %1 veya %18 oranında KDV ekleyeceğini, 3065 s.k.m.29 uyarınca yaptığı mal ve hizmet teslimleri karşılığında hesapladığı KDV den indirim yapabilme hakkına sahip olacağını, %1 indirimli orana tabi teslimleri nedeniyle indirim konusu yapamayacağı KDV’yi mahsuben veya nakten isteme hakkına sahip olacağını, arsa sahibinin de fatura düzenleyip KDV veya işyerlerinin teslimi anında doğacağını, yüklenici olarak düzenlenen faturanın müvekkiline iade edildiğini, arsa sahibince düzenlenen faturanın da yasal koşulları ve açıklanan nitelikleri taşımadığı için müvekkilince arsa sahibine iade edildiğini, ancak aynı faturanın Beyoğlu …. Noterliğinden 19.12.2017 tarihli ihtarname ile yeniden müvekkiline gönderildiğini, yeniden arsa sahibine iade edildiğini, içeriğine itiraz edilen faturanın yeniden gönderilmesinin bir hüküm doğurmadığını, tekrar iadesinin dahi gerekmediğini, taraflarca faturaların eş zamanlı düzenlenmesi ve diğerini borç altına sokacak mahiyette bulunmamasının gerektiğini, davacının eş zamanlı fatura düzenleme yükümlülüğüne uymadığını, Maliye Bakanlığı’nın 60 numaralı sirkülerinin “1.8.1 alt bölümünün 4. Paragrafında her iki tarafın vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarih itibariyle eş zamanlı olarak fatura düzenlemesi gerektiğinin hükme bağlandığını, dolayısıyla karşılıklı olarak eş değer şekilde ve yakın tarihte düzenlenmesi gerektiği halde geç olarak düzenlenen ve şirketlerini borçlandırıcı nitelikteki faturanın kabulünün mümkün olmadığını, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin trampa olarak kabul edilmemesi ve kendisine özgü bir hukuki ilişki olarak kabulü halinde emsal Danıştay kararlarında arsa teslimi karşılığında daire alınmasının katma değer vergisine tabi olmadığının kabul edildiğini, bu yöndeki kararları dilekçelerinin ekinde sunduklarını, taraflar arasındaki sözleşmenin 20. Maddesinde sözü edilen düzenlemenin inşaatın yapımına ilişkin olduğunu, teslim ile ilgili yükümlülüklerin 20 maddeye dahil olmadığını, dosyaya sunulan özel amaçlı raporun davacı yanın cari hesap durumunu teyit eden bir rapor niteliğinde olduğunu, dava konusu ile ilgisinin bulunmadığını, 30 numaları KDV genel tebliğinin 01.05.2014 tarihinde yürürlükten kaldırıldığını, tüm itirazlarının kabul edilmemesi halinde taraflar arasındaki cari hesaba göre bir alacak/borç tasnifinin ve taraflar arasındaki tüm ticari ilişkinin bütününe göre inceleme yapılması gerektiğini, müvekkili şirketin sözleşmenin imzası sonrasında sürekli davacıdan alacaklı durumda olduğunu, konu ile ilgili vergi uzmanına ilişkin makaleyi dilekçelerine eklediklerini, eş zamanlı ve tarafları borçlandırmayacak şekilde fatura düzenlenmesi halinde huzurdaki davanın açılmayacağını ve davacının da vergi dairesi nezdinde vergi yükü oluşmayacağını, davacı yanın müvekkile ait yapılar üzerinde ipotekleri bulunduğunu, ayrıca birde ihtiyati haciz istenilmesinin kabul edilemeyeceğini ileri sürerek: KDV alacağına dayalı açılan davanın reddini, mevcut ipotekler nedeniyle ihtiyati haciz isteminin de reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava,kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı KDV alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222 nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış,
Bilirkişiler …, … ve … tarafından mahkememize sunulan 29/04/2019 havale tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle;
Davacı tarafından sunulan 2017 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun bir şekilde Açılış/Kapanış tasdiklerinin yaptırıldığını, ticari defter kayıtlarının birbirini teyit eder şekilde tutulduğunu, ticari defterlerinin davacı lehine delil niteliğinin mahkemenin takdirlerinde olduğunu, davalı yüklenici tarafından davacı arsa sahibi adına 09.10.2017 tarihinde düzenlenen KDV hariç ¨ 91.782.050,00 , %1 KDV dahil ¨ 917.920,50 toplam ¨92.709.970,50 bedelli ve “… İnşaat … Projesi B1 BLOK, B2 BLOK, B3 BLOK E. BLOK ekli listede yer alan 535 adet bağımsız bölüm (30.597,35 m2 x ¨3.000,00)” açıklamalı fatura ile davacı arsa sahibi tarafından davalı yüklenici adına 30.11.2017 tarihinde düzenlenen “…30.09.2010 tarihli KKİŞ ne dayalı olarak 3119 ada 3 sayılı parselin arsa bedeli açıklamalı KDV hariç ¨ 91.792.050,00 %18 KDV olan ¨ 16.522.569,00 dahil toplam ¨108.314.619,00 faturalarda yazılı çekişmesiz ¨ 91.782.050,00 tutarındaki matraha davacı arsa sahibince %18, davalı yüklenici tarafından %1 oranında KDV eklenmesinin konu hakkındaki yasal hakkındaki yasal düzenlemelere uygun olduğunu, ¨91.792.050,00 matraha farklı oranlarda KDV miktarı eklenilmesi sonucu davalı yüklenicinin uygulanan %18 ile %1 KDV oranları nedeniyle ortaya çıkan ¨15.604.648.50′ yi davacı arsa sahibine ödemesi gerektiğini, davacı arsa sahibinin fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik ¨ 500.000,00′ lik istemde bulunduğunu, davalı yüklenicinin fazladan ödemek zorunda kalacağı KVD tutarını 3065 sayılı KDV Kanunun 29. Maddesi uyarınca indirim konusu yapabileceğini ve sonuçta bir zarara uğramayacağını bildirmiştir.
Bilirkişiler …, … ve … tarafından mahkememize sunulan 25/02/2021 havale tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda özetle;Yargılama aşamasında düzenlenen vergi tekniği raporuna uygun olarak dava konusu bağımsız bölümlerin teslim edilir hale geldiği kabul edilen 03/10/2017 tarihi itibariyle ;
Davacı arsa sahibinin 26.10.2020 tarihinde … nolu ¨39.090.470,60+%18 KDV ¨7.036.284,71 olmak üzere toplamda ¨46.126.755,31 fatura düzenleyip ticari defterlerine kayıt ettiğini, davalı yüklenicinin ise aynı raporda yazılı şekilde ¨39.090.470,60 +%1 KDV ¨390.904,71 olmak üzere toplamda ¨39.481.375,31 fatura düzenlemesi gerektiği halde , yeni bir fatura düzenlemeyip 09.10.2017 tarihli %1 KDV dahil toplam ¨ 92.709.970,50 bedelli faturayı kayıtlarına tuttuğunu, davacı arsa sahibi tarafından düzenlenen %18 KDV dahil ¨ 46.126.755,30 fatura ile davalı tarafça düzenlemesi gereken %1 KDV dahil ¨39.481.375,31 bedelli fatura arasındaki farkın ¨6.645.379,99 olduğunu, bu farkın davacı arsa sahibine ödenip ödenmeyeceği konusunda takdirin mahkemeye ait olduğunu, kök raporlarında açıklandığı gibi davalı yüklenicinin fazladan ödemek zorunda kalacağı KDV tutarını 3065 sayılı KDV Kanunun 29. Maddesi uyarınca indirim konusu yapabileceği ve sonuçta bir zarara uğramayacağını bildirmişlerdir.

Taraflar arasında Bakırköy …. Noterliğinde 30.09.2010 tarihinde … yevmiye sayılı “Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmeşi” imzalandığı, davalı şirketin yüklenici olarak davacı şirkete ait arsa üzerine imar mevzuatının olanak verdiği inşaat alanı üzerinden inşaat yapmayı üstlendiği, arsa için arsa sahtibine bedel ödenmeyeceği, arsa sahibine bırakılan bağımsız bölümlerin arsa payı devir bedeli olarak sayılacağı, inşa edilen brüt kapalı alanın (konut-ticari) %29.5 nin arsa sahibine, %70.5 nin ise yükleniciye kalacağı,
“İnşaatın bitiminde; inşaat yapımı dolayısıyla tahakkuk eden işçi alacakları, SGK prim alacakları, KDV ve işçi muhtasar beyanname kesintileri gibi doğmuş ve doğacak tüm borçların yüklenici tarafından ödeneceği…”(m.20)
Davalı yüklenici tarafından davacı arsa sahibi adına 09.10.2017 tarihinde düzenlenen KDV hariç ¨91.782.050,00, %l KDV dahil ¨917.920,50 TL. Toplam ¨92.709.970,50 bedelli ve “… İnşaat … Projesi B1 BLOK, B2 BLOK, B3 BLOK E. BLOK ekli listede yer alan 535 adet bağımsız bölüm (30.597,35 m2 x ¨3.000,00)” açıklamalı fatura düzenlendiği, noterden aynı gün gönderildiği,
Bu faturanın davalı yüklenici tarafından 17.11.2017 tarihinde düzenlenen BS formunda yer aldığı,
Taraf şirket vekillerinin imzalarını taşıyan 27.11.2017 tarihli teslim tutanağına göre arsa sahibine sözleşme uyarınca verilmesi kararlaştırılan 535 adet dairenin anahtarlarının arsa sahibi vekiline teslim edildiği,
Davacı arsa sahibi tarafından davalı yüklenici adına 30.11.2017 tarihinde “…30.09.2010 tarihli KKİŞ ne dayalı olarak … ada .. sayılı parselin arsa bedeli açıklamalı KDV hariç ¨91.792.050,00 %18 KDV olan ¨16.522.569,00 dahil toplam ¨108.314.619,00 fatura düzenlendiğini, 08.12.2012 tarihinde noterden yükleniciye gönderildiği, gönderinin 12.12.2017 tarihinde yükleniciye tebliğ edildiği,
Davalı yüklenicinin arsa sahibince düzenlenen faturayı 15.12.2017 tarihinde noter vasıtasıyla iade ettiği ve iade edilme gerekçelerinin davaya cevap dilekçesinde yazılı şekilde açıklandığı, faturanın KDV dahil ¨92.709.970,50 olarak düzeltilmesinin istenildiği,
Davacı arsa sahibince noterden 19.12.2017 tarihinde gönderilen ihtarname ile düzenledikleri faturanın iade edilmesinin haksız olduğu açıklanarak düzenledikleri faturanın tekrar yükleniciye gönderildiği,
Davalı yüklenicinin noterden 27.12.2017 tarihinde gönderdiği ihtarname ile yasal düzenlemeleri açıklayarak gelen faturayı yeniden iade ettikleri,
Davacı arsa sahibinin noterden 05.01.2018 tarihinde gönderdiği ihtarname ile düzenledikleri faturanın kendi ticari defterlerine işlendiğini KDV beyannamesi verildiğini BA ve BS forrmlarının düzenlendiğini belirterek faturanın kabulü ile ticari defter kayıtlarına işlenmesini son kez uyardıkları,
Davalı yüklenicinin noterden 17.01.2018 tarihinde gönderdiği ihtarname ile ¨15.604.648,00 KDV farkından sorumlu tutulamayacaklarını, ayrıca istenen alacakları da kabul etmediklerini bildirdikleri, aynı gün düzenlenen bir diğer ihtarname ile önceki ihtarnamelere ve içeriklerine atıf yapılarak davacı tarafından düzenlenen faturanın yeniden iade edildiği,
Davacı arsa sahibi şirket tarafından 2017 yılı Kasım ayına ilişkin KDV beyannamesinde toplam KDV’si olarak ¨16.522.569,00 beyan edildiği,25/12/2017 tarihli tahakkuk fişi düzenlendiği,
Davacının başvurusu üzerine,16.04.2019 tarih … rapor sayılı Vergi Tekniği Raporu düzenlendiği ve davacının,Vergi Tekniği raporu doğrultusunda ,26.10.2020 tarihinde, 30.11.2017 tarihinde kesilen ¨91.792.050,00. + %18 KDV olan ¨16.522.569,00.’lik faturanın iptal kaydı işlendiği,yine bu faturanın iptal edilmesi neticesinde Kasım/2017 KVD beyannamesi için düzeltme beyannamesi verildiği,
26.10.2020 tarihli vergi tekniği raporuna istinaden … nolu ¨39.090.470,60 + %18 KDV ¨7.036.284,71 bedelli fatura düzenlenerek, ¨7.036.284,71 KDV bedeli davalı borcuna işlendiği,
Davalı şirketin Vergi Tekniği raporu doğrultusunda gerekli düzeltmeyi yapmayarak fatura düzenlemediği anlaşılmıştır.
Dava konusu somut uyuşmazlık ile ilgili olarak Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığının 60 numaralı Katma Değer Vergisi sirkülerinin “1.8” bölümünde aşağıdaki düzenlemeler yer almaktadır;
“1.8.1. Arsa karşılığı inşaat işlerinde KDV uygulamasına ilişkin olarak gerekli açıklamalar … Seri No./u KDV Genel Tebliğinin D bölümünde yapılmıştır.
Arsa karşılığı inşaat işlerinde iki ayrı teslim söz konusudur. Bunlardan birincisi, arsa sahibi tarafından müteahhide arsa teslimi; İkincisi ise müteahhit tarafından arsaya karşılık olarak arsa sahibine bağımsız birim (konut veya işyeri) teslimidir.
Arsa karşılığı inşaat işlerinde vergiyi doğuran olay, müteahhidin arsa karşılığı konut, işyeri gibi bağımsız birimleri arsa sahibine teslimiyle gerçekleşmektedir. Bu tarih itibariyle arsa açısından da vergiyi doğuran olay vuku bulmaktadır. Taşınmazda teslim kural olarak tapuya tescil ile gerçekleşmekle birlikte, tapuya tescilden önce bağımsız birimlerin alıcının tasarrufuna terk edilmesi durumunda da vergiyi doğuran olay gerçekleşmektedir.
Dolayısıyla, arsa sahibinin arsa tesliminin ticari nitelikli olması durumunda arsa için, müteahhidin ise arsa sahibine teslim ettiği bağımsız birimler için, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarih itibariyle eş zamanlı olarak fatura düzenlemesi gerekmektedir.
Buna göre;
Arsanın bir iktisadi işletmeye dahil olması veya arsa sahibinin arsa alım satımını mutad ve sürekli bir faaliyet olarak sürdürmesi halinde, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihte, müteahhide yapılan bu arsa teslimi nedeniyle düzenlenecek faturada arsa karşılığı alınan bağımsız birimlerin emsal bedeli (arsa payı dahil) üzerinden genel oranda KDV hesaplanması gerekmektedir.
Arsa sahibinin, gerçek usulde mükellefiyetini gerektirmeyecek şekilde arızi faaliyet olarak arsasını bağımsız birimler karşılığında müteahhide tesliminde KDV uygulanmayacaktır.
Vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihte, müteahhitten arsa sahibine yapılacak bhğımsız birim teslimleri için müteahhit tarafından düzenlenecek faturada bağımsız birimin niteliğine göre emsal bedeli (arsa payı dahil) üzerinden % 1 veya % 18 oranında KDV hesaplanması gerekmektedir.
Öte yandan, her iki teslimde de işlem bedelinin emsaline göre açıkça düşüklük göstermesi halinde KDV Kanununun 27/3 üncü maddesine göre işlem yapılacağı tabiidir.”
Dava konusu somut olayla ilgili Gelir İdaresi Başkanlığının 02.08.2012 tarihli ve … sayılı özelgesinde de sirkülerde belirtildiği gibi;
“…Yüklenici(davalı) şirket tarafından kat karşılığı olmak üzere arsa sahibine bırakılan daireler için, söz konusu dairelerin teslim edilmesinden (inşaatın tamamlanarak mülkiyetin alıcıya geçmesinden veya tescilden önce dairelerin alıcıların kullanımına terk edilmesinden) itibaren yedi gün içerisinde arsa sahibi adına Vergi Usu! Kanununun 267 nci maddesine göre tespit edilen emsal bedel üzerinden fatura düzenlemesinin yapılması,yüklenici şirkete teslim edilen arsanın bir iktisadi işletmeye dâhil olması veya arsa sahibinin arsa alım satımını mutad ve sürekli bir faaliyet olarak sürdürmesi halinde, teslim edilen arsa için arsa sahibi tarafından, yüklenici tarafından kendisine teslim edilen dairelerin emsal bedeli üzerinden fatura düzenlenmesi, gerekmektedir.
Yüklenici tarafından arsa karşılığında bağımsız bölüm tesliminde emsal bedel üzerinden fatura düzenlenerek, net alanı 150 m2’ye kadar olan konutlar için % 1, net alanı 150 m2’yi aşan konut ve sosyal tesisler ile arsa, arazi ve işyeri teslimleri için %18 oranında KDV hesaplanacaktır. Arsa sahibi şirketler tarafından, yüklenici şirkete yapılan arsa teslimleri genel oranda KDV’ye tabi olacaktır. Ancak, teslime konu arsalar, en az iki tam yıl süreyle satışı yapan şirketin aktifinde kayıtlı olması halinde (arsa sahibi şirketin faaliyet konusunda arsa alım-satım işleminin yer almaması ve bu işin ticaretini yapmaması şartıyla) Kanunun 17/4-r maddesi kapsamında KDVden istisna olacaktır.
Öte yandan, arsa teslimlerine ait yüklenilen KDV bulunması halinde ise bu KDV’nin Kanunun 29’uncu maddesi uyarınca indirim konusu yapılabileceği hususları tartışmasızdır.
KKİS sözleşmelerinde, somut olayda olduğu gibi arsa tesliminin arsa sahibi yönünden ticari nitelikte olması halinde yüklenicinin taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olarak arsa sahibine düşen bağımsız bölümleri teslim ettiği anda, her iki tarafın eş zamanlı olarak biribirlerine fatura düzenlemesi gerektiği KDV Kanunu uygulamaları açısından yasal bir zorunluluktur. Bu husus açıklanan özelgelerde ve sirkülerde hiçbir tartışmaya yer vermeyecek şekilde açıkça düzenlenmiştir.
Dava konusu somut olayda davalı yüklenicinin davacı arsa sahibine sözleşme ile verilmesi kararlaştırılan bağımsız bölümleri 27.11.2017 tarihinde düzenlenen tutanak ile teslim ettiği anlaşılmaktadır. Davalı yüklenici bu tarihten önce 09.10.2017 tarihinde bu bağımsız bölümlerin emsal inşaat maliyet bedeline uygun olarak faturasını düzenlemiş, davacı arsa sahibi ise davalı yükleniciye sözleşme uyarınca bir bedel almaksızın devir ve teslim ettiği arsa payına ilişkin arsa bedeli faturasını 30.11.2017 tarihinde düzenlemiştir.
Geçmişte, arsa teslimine dair faturanın ne zaman ve hangi bedel üzerinden düzenleneceği, arsa emsal bedeli ile teslim alınan bağımsız bölümlerin emsal bedeli arasında fark olması halinde bunun nasıl çözümleneceği gibi çeşitli sorular bulunmaktaydı. 60 No.lu KDV sirküleri sonrasında ve özelgelerde de bu sirküler paralelinde verilen görüşler sonrası faturalaşma zamanı ve KDV hariç esas alınacak emsal bedel tutarları netleşmiştir. Görüldüğü üzere, yüklenicinin arsa sahibine düşen bağımsız bölümleri teslim ettiği tarih itibariyle her iki yan tarafından faturasında yer alacak olan KDV matrahına da esas tutar arsa sahibine teslim edilen bağımsız bölümlerin emsal imalat bedeli olacaktır.
Gerek arsa sahibinin ve gerekse yüklenicinin aynı bedel(matrah) üzerinden fatura düzenlemesinin temelini oluşturan düşünce, arsa sahibinin bir bedel ödemeksizin sahip olduğu bağımsız bölümlerin imalat bedelinin, yükleniciye bedelsiz devir ettiği arsa payınının değerinin karşılığı olmasına dayanmaktadır. Ancak, arsa sahibi davacı şirket, davalı yükleniciye bedel almaksızın devir ettiği arsa payı için düzenleyeceği faturada her halükarda genel nitelikteki %18 KDV oranını uygulayacak, davalı yüklenici ise ise arsa sahibine aralarındaki sözleşmeye göre bedel almaksızın teslim ettiği her birinin net alanı 150 m2’yi aşmayan 535 adet bağımsız bölüm için zorunlu olarak %1 KDV oranı üzerinden KDV hesaplayarak fatura düzenleyecektir.
Her iki tarafın da %18 KDV oranını uygulaması halinde KDV dahil fatura toplam tutarları aynı olacağından, cari hesaplar karşılıklı olarak kapanacaktır. Ancak, KDV oranının yüklenici açısından %1 olması halinde arsa sahibine %17 KDV oranına isabet eden bir tutar kadar fazladan ödeme yapması gündeme gelecektir. Dolayısıyla, işin bitiminde KDV beyannamesinde devreden KDV oluşması halinde bu KDV yükü üzerinde kalmış olacaktır.
Yukarıdaki özelgede “Öte yandan, arsa teslimlerine ait yüklenilen KDV bulunması halinde ise bu KDV’nin Kanunun 29’uncu maddesi uyarınca indirim konusu yapılabileceği tabiidir” görüşüne yer verilmiştir. Bu ifadenin açılımı, indirimli orana tabi teslimlerden kaynaklanan KDV iadesi imkanı sayesinde, yüklenicinin üzerindeki bu KDV yükünü iade olarak talep edebileceğidir.
Yukarıda ki açıklamaları ve KDV kanunu 60 nolu sirküleri, dava konusu somut olaya uyarladığımızda; davalı yanın davacıya teslim ettiği bağımsız bölümler 150 m2’nin altında kaldığından ve yine davacıya işyeri niteliğinde bir bağımsız bölüm teslim edilmediğinden, davalının davacıya %1 oranında KDV uygulaması mevzuaata uygundur. Diğer yandan davacı arsa sahibinin bedel almaksızın yükleniciye devir ve teslim ettiği arsa payı, davacının esas faaliyeti çerçevesinde ticari iş niteliğinde olmasından kaynaklı olarak faturada %18 oranında KDV uygulaması da mevzuaata uygun düşmektedir.
Kanun koyucu burada hakkaniyete uygun olarak, davalı yüklenicinin fazla ödeyeceği KDV’yi davalı yükleniciye bir yük olarak getirmemiştir. Davalı yüklenicinin KDV Beyannamesinde, hesapladığı KDV’den, almış olduğu bu fatura yazılı KDV tutarını indirim hakkı bulunmaktadır. Bir diğer ifade ile davalı yüklenici davacı arsa sahibine ödeyeceği KDV’yi indirim konusu yaparak, KDV ödemeyecek veya bu miktarda az KDV ödeyecektir. İndirim yaptığı halde fazla devreden KDV çıkması halinde ise “İndirimli Orana ait KDV İade Talebi” ile zaten davalı müteahhit bu KDV’yi iade alma hakkına sahip bulunmaktadır.
Sonuç olarak, davalı yüklenicinin arsa sahibinin kendisine %18 KDV oranı üzerinden fatura düzenlemesinden ve bu aradaki fark tutarı arsa sahibine ödemesinden dolayı bir zararı gündeme gelmeyecektir.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;davacı ile davalı arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığı,davacının arsa sahibi davalının ise yüklenici olduğu,sözleşme kapsamında yüklenici tarafından inşaat bitirildikten sonra arsa sahibinin hissesine düşen taşınmazların davacı arsa sahibine teslim edildiği ve buna ilişkin mevzuaata uygun bir şekilde %1 KDV’li faturanın düzenlenerek davacıya gönderildiği,davacının da aynı anda yine mevzuata uygun bir şekilde %18 KDV’li faturayı davalıya gönderdiği ancak davalının bu faturayı iade ettiği ve defterlerine kaydetmediği,davacının başvurusu üzerine yargılama sırasında vergi dairesi tarafından vergi tekniği raporu düzenlendiği ve bu rapor doğrultusunda davacının gerekli düzeltmeleri yaparak daha önce düzenlediği faturaları iptal ettiği ve yeni düzenlenen faturayı ticari defterlerine işlediği davalının vergi tekniği raporu doğrultusunda faturulaşmayı yapmadığı, mevzuat gereği tarafların aynı anda fatura kesip aradaki KDV farkının yüklenici tarafından karşılanması gerektiği,davalının davacı tarafından düzenlenen fatura nedeniyle vergi dairesine ödemek zorunda kaldığı KDV farkını taraflar arasındaki sözleşmenin 20.maddesi uyarınca doğmuş ve doğacak KDV borçlarından dolayı davalı yüklenicinin sorumlu olduğu, davacının davalının %1 oranında KDV’li fatura düzenlemesi nedeniyle yükümlü olmadığı tutarı vergi dairesine ödemek zorunda kaldığı,davalının davacı tarafından vergi tekniği raporu doğrultusunda düzenlenen faturadaki KDV farkını davalıdan vergi mevzuaatı ve taraflar arasındaki sözleşme uyarınca isteyebileceği,davacının ilk düzenlediği faturayı iptal ederek vergi tekniği raporu doğrultusunda yeni fatura düzenlemesinin davayı konusuz bırakmadığı, bu fatura karşılığında davalının düzenlemesi gereken faturayı düzenlemediği,davacının alacağının ödeme veya başka bir sebeple konusuz kalmadığı,alacağın devam ettiği,davalının hiç fatura düzenlememesinin sonuca bir etkisinin bulunmadığı,nihayetinde davacının %18’lik fatura düzenleyip bunu vergi dairesine bildirmesi ile KDV borcunu ödeme yükümlülüğü altına girdiği,ödediği bu miktarın taraflar arasındaki sözleşme uyarınca davalı yüklenici tarafından karşılanması gerektiği,kaldıki davalının bu faturayı defterlerine işleyip vergi dairesine KDV bildiriminde bulunması halinde davalının da bir zararının bulunmayacağı anlaşıldığından davanın ıslah edilmiş hâliyle kabulüne karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın KABULÜ ile ¨500.000,00’nin dava tarihinden bakiye ¨6.145.379,99 kısmen KABUL kısmen REDDİ ile davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … ‘nin ise ıslah tarihi olan 14/04/2021 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 2/2.maddesi uyarıca değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE
2-Alınması gerekli ¨453.945,91 karar ve ilam harcından peşin alınan ¨8.538,75 harç , ¨104.947,73 ıslah harcından mahsubu ile bakiye ¨ 340.459,43 harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından ödenen ¨35,90 Başvurma Harcı , ¨8.538,75 peşin harç ile ¨104.947,73 ıslah harcının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan 22 adet tebligat+posta ücreti ¨206,50 ,bir bilirkişi inceleme ücreti ¨3.000,00 olmak üzere toplam ¨3.206,50 yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen ¨155.078,80 ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨525,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı,oybirliği ile verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 15/04/2021

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪

HMK’NIN 304’NCÜ MADDESİ UYARINCA TASHİH ŞERHİ
“Davanın, kısa kararın 1 no’lu bendinde, 1-Davanın KABULÜ ile ¨500.000,00’nin dava tarihinden bakiye ¨6.145.379,99 kısmen KABUL kısmen REDDİ ile davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …’nin ise ıslah tarihi olan 14/04/2021 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 2/2.maddesi uyarıca değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE” şeklinde karar verilmiş ise de
davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 22/04/2021 tarihi dilekçesi ile dosyanın tetkikinde,
Mahkememizce verilen hükmün 1 nolu bendinde ; kısmen kabul kısmen reddi ile davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … ibaresinin şablondan kaldığı ve sehven silinmesinin unutulduğu anlaşılmıştır.
Belirtilen durumun HMK’nın 304’ncü maddesinde yer alan “…diğer benzeri açık hatalar” dan olduğu ve madde kapsamında kalıp Mahkemece re’sen düzeltilebileceği anlaşıldığından,
Mahkememizce verilen hükmün 1 nolu bendinin ;
” 1-Davanın KABULÜ ile ¨500.000,00’nin dava tarihinden bakiye ¨6.145.379,99 ise ıslah tarihi olan 14/04/2021 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 2/2.maddesi uyarıca değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE” ” şeklinde düzeltilmesine dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.03/05/2021

Başkan … Üye … Üye … Katip …
☪e-imzalıdır.☪ ☪e-imzalıdır.☪ ☪e-imzalıdır.☪ ☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.