Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/288 E. 2019/18 K. 04.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/288
KARAR NO : 2019/18

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/04/2017
KARAR TARİHİ : 04/01/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacılar vekili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verdiği 06/04/2017 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde; davanın menfi tespit, istirdat ve sözleşmenin uyarlanmasına ilişkin olduğunu belirterek dava konusu taşınmazlar üzerinde dava açıldıktan sonra 3.kişilere devir ve temlik etme olasılığına karşı tedbir kararı verilmesini, yargılama sonunda ihtiyati tedbir istenen davalı elindeki çekler nedeni ile borçlu olmadığına karar verilmesini, taşınmazların davacı … ile …’un haksız -nedensiz zengişlemesine yol açması sebebi ile davacı devredenlere iadesine-istirdatına karar verilmesini, davalı tarafın sözleşmesinin ifasında temerrüde düşmesi nedeni ile ve özellikle 15.177,21 m² sahanın kullanılmaması nedeniyle oluşan maddi zararın şimdilik ¨10.000,00 ‘sini fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla yasal faizi ile birlikte tahsiline, davacıların menfi,müspet, munzam ve ve tüm ek zararları için şimdilik ¨ 10.000,00 ‘nin fazlaya ilişkin saklı kalarak yasal faizi ile birlikte tahsiline, uyarlama talep haklarının TBK’nun 138 maddesi kapsamında dava konusu sözleşme ve ek protokolde izah edilen şekilde taşınmazlar ve çekler ile denkleştirilerek uyarlanmasına davalı tarafın ifa etmediği ve temerrüde düştüğü kısmın ifasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalılar vekilinin 25/02/2016 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacıların davada tapu iptali ve tescil gibi gayrimenkulün aynına müteallik talepleri bulunduğunu, Gayrimenkulün aynına müteallik davalarda yetki taşınmazın bulunduğu yer mahkemelerinde olduğunu, taşınmaz kayıtları dosyaya celp edildiğinde de görüleceği gibi taşınmazlar Büyükçekmece Mahkemelerinin yetki dairesinde bulunduğunu, bu nedenle açılan davanın yetki yönünden reddine karar verilmesini, davacı dava dilekçesinde harca esas değer olarak ¨4.775.000,00’lik (Dört Milyon Yedi Yüz Yetmiş Beş Bin Türk Lirası) bir miktar belirttiğini, oysa dava dilekçesinde davaya konu ¨ 20.000.000,00’lik (Yirmi Milyon Türk Lirası) bir sözleşmenin feshi, istirdat ve uyarlama talebi ile dava açtığını, ödeme yerine yapıldığını iddia ettiği taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adlarına tescilini talep ettiğini, davanın konusu sözleşmenin tamamı olduğunu, sözleşmede belirtilen bedel de belli olduğunu, bu durumda davacının talepleri ile dilekçede gösterilen harca esas değer arasında fark bulunduğunu, sözleşmede taraf olmayanların davada, davacı olarak aktif husumet ehliyetinin olmadığını, davanın husumet yönünden reddine karar verilmesini , bir kısım davacı ile bir kısım davalı arasında….’nın hisselerinin devri ile maden sahasındaki sabit tesislerin satışı için bir sözleşme imzalandığını, bu sözleşme ile … ve … şirketteki hisselerini …. ve …’ye devrettiğini, böylece şirketin faaliyet gösterdiği … ilçesi … köyünde bulunan maden ruhsatlı taş ocağının devri de yapıldığını, sözleşmede ayrıca…’e ait makina parkı, şahtiye ve işletme binaları, kantar gibi demirbaşların da devri kararlaştırıldığını, sözleşmede ….’un da imzası bulunduğunu, bu şirket sözleşme ile kararlaştırılan ödemelerin yapılmasını temin edecek ve çeklerini şirket hisselerini devredene vereceğini, Davacıların sözleşmeyi ve olayları sunuş biçimi, delilleri ibrazı dikkate alındığında davacılar davasında açıkça kötü niyetli olduklarını, davacı gerek gönderdiği ihtarname, gerekse açtığı bu dava ile sözleşmeden doğan edimlerini yerine getirmemek ve ödemeleri zamana yaymak için süre kazanma yoluna girdiğini, davacı taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 4. maddesinin 7. paragrafına göre ¨ 2.000.000,00 dışında kalan tüm ödemeleri, şirket hisse devri tamamlandığında yapacağını, oysa ek protokollerden de anlaşılacağı gibi, müvekkillerinin sözleşmeden doğan tüm edimlerini yerine getirdiği halde, davacılar hiç bir ödemeyi süresinde yapmadığını, müvekkillerin sözleşmeden doğan tüm edimlerini yerine getirdiğini, davacı şirket keşide ettiği ihtarnamede de kabul ettiği gibi sahayı fiilen işlettiğini, taş ocakları işletmeleri maden sahaları içersinde kârlılık yönünden en verimli işletme olduğunu, davacıların bir yıla yakın süredir işlettikleri, gelir elde ettikleri maden sahasında hiç bir sorun olmadığını, bu gün kamulaştırma, zilyetlikleri teslim edildiğini ve kullanılan bazı makinaların hukuken devirlerinin yapılmadığı ile ilgili iddialar ile uyarlama talep etmesi iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, davacı ödemelerinin zamana yayarak enflasyon ve paranın değerindeki dalgalanmalar nedeniyle müvekkillerini zarara uğratmışken ayrıca mesnetsiz davalar açarak süre kazanmaya çalıştığını, sonuç olarak noksan Harcın tamamlattırılmasını, tapu İptali ve Tescil talep edilen gayrimenkullerin aynına müteallik talep nedeniyle, ilgili yetki kuralı gereğince davanın yetki yönünden reddini, husumet itirazlarımızın dikkate alınarak …, …, ve … için davacı aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddini, yine davalı olarak husumet itirazlarımızın dikkate alınarak …, …, … için davanın husumet yönünden reddini, haksız ve hukuka aykırı davanın esas yönünden reddini, kötü niyetli davacının inkar tazminatına mahkum edilmesini, kötü niyetli davacılardan HMK 329. Madde gereği sözleşme vekalet ücretinin alınarak kendilerine ödenmesini, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava, menfi tespit, istirdat , tapu iptali ve tescil ile sözleşmenin uyarlanması istemine ilişkindir.
Davacılar vekiline 28/06/2018 tarihli celsede,eksik harcı tamamlaması için bir sonraki duruşma gününe kadar süre verildiği, davacılar vekilinin 27/09/2018 tarihli duruşma gününe kadar eksik harcı yatırmadığı, bu nedenle aynı duruşmada eksik harç yatırılıncaya kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, davacıların 3 aylık süre içerisinde de eksik harcı yatırmadıkları anlaşıldığından Harçlar Kanun’un 30 ncu maddesi yollamasıyla HMK’nın 150/5 nci maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl davanın HMK.’nun 150/5 maddesi uyarınca 28/12/2019 tarihi itibariyle AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2–Alınması gerekli ¨44,40 karar ve ilam harcının peşin alınan ¨81.545,07 harçtan mahsubu ile fazla alınan ¨81.500,67 harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara İADESİNE,
3-Davacıların yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalılar kendilerini bir vekil ile temsil ettirdikleri anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen ¨1.362,50 ücreti vekaletin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalılara VERİLMESİNE,
5-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨1.169,80 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacılara İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 04/01/2019

Başkan …
E-İmzalı
Üye …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Katip …
E-imzalı

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”