Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/270 E. 2022/1292 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/270
KARAR NO : 2022/1292

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/01/2018
KARAR TARİHİ : 28/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile 23/11/2017 günü saat:13:30 civarlarında müvekkilinin … Mahallesi … Bulvarı … Alışveriş Merkezi’nin önündeki yaya geçidinden trafik ışıklarını da kontrol ederek yaya olarak karşıdan karşıya geçmeye çalıştığı sırada trafik kurallarına uymayarak hem hızlı hem de kontrolsüz bir biçimde … plaka sayılı aracı kullanan sürücünün davacı müvekkiline çarparak ağır yaralanmasına neden olduğundan bahisle trafik kazasında yararlanarak cismani zarara uğrayan müvekkilin toplanacak delillere göre maddi tazminat tutarı belirlenmesini, şimdilik 15.600,00 TL’nin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, araç sahibi ve sürücü yönünden olay tarihinden sigortacı yönünden sigorta limitini aşmamak üzere dava tarihinden işletilecek en yüksek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline, ayrıca 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden işletilecek en yüksek avans faizi ile birlikte araç sahibi ve sürücüden tahsiline, araç sahibi ve sürücünün taşınır taşınmaz malları ve üçüncü kişilerdeki ve bankalardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … Şirketi vekili cevap dilekçesi ile davacı tarafın Karayolları Trafik Kanunu gereğince usulü yükümlülüğü olan başvuru şartını yerine getirmeksizin dava açtığından, davanın usulden reddine karar verilmesini, davacının kalıcı sakatlık iddiası varsa öncelikle kaza ile sakatlık arasındaki illiyet bağının tespit edilmesi gerektiğini, davacının maluliyeti olup olmadığı, varsa da oranının tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp …. İhtisas Kurumu’na sevk edilmesini, müvekkili şirketin davacıların teminat kapsamında yer alan taleplerinden yalnızca sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğunu, bu nedenle kusur oranının tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesine Gönderilmesini, davacının talebine konu tedavi giderleri, tedavi süresince ortaya çıkan geçici süreli bakıcı, ulaşım vs. gibi diğer giderler tedavi teminatı kapsamında olduğundan, ilgili mevzuat kapsamında SGK tarafından karşılanması gerekli işbu giderlerden müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, Haksız ve mesnetsiz davanın esastan ve usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesi ile
Müvekkillerinden … , sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile… Mahallesi … Bulvarı … Alışveriş Merkezi karşısında trafik ışıklarında ışığın kırmızı yanması nedeniyle durduğunu, akabinde, ışığın yeşil yanması ile birlikte kavşaktan döndüğünü ve trafik ışığı ile yaya geçidinin olmadığı güzergâhta devam ederken bir minibüsün ön tarafından bir anda davacının yaya geçidinin olmadığı yola atladığını, müvekkilinin manevra yaptığını, şiddetli bir şekilde frene bastığını ancak, davacının müvekkilinin manevra yaptığı yöne atladığını ve arabanın kendisine çarpmasına neden olduğunu, olayın tamamen davacının kusuru ile meydana geldiğini, olayın gerçekleştiği yerden 30 metre geride yaya geçidi ve trafik ışıkları olmasına rağmen davacının yaya geçidi kullanmayarak kazanın meydana gelmesine sebebiyet verdiğini, davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olması nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
… Hastanesi,… Hastanesi, … Merkezi,… Sigorta A.Ş. … Müdürlüğü, … Müdürlüğü, … Hastanesi, … Tıp Merkezi, … Hastanesi müzekkere cevapları dosyamız arasına alınmıştır.
01/11/2019 tarihli ATK raporunda davacının 23.11.2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliğine göre; Kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 1 aya kadar uzayabileceğinin tespit edildiği anlaşılmıştır.
ATK Trafik İhtisas Dairesinin 31/12/2020 tarihli raporunda Davalı sürücü …’un %15 oranında kusurlu olduğu, davacı yaya … ‘ın %85 oranında kusurlu olduğu, 18/06/2021 tarihli ATK raporunda davacının 23.11.2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliğine göre; Kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 1 aya kadar uzayabileceğinin tespit edildiği anlaşılmıştır.
23/05/2022 tarihli Bilirkişi … tarafından hazırlanan raporda Davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik maddi zararının 55,91 TL olduğu, temerrüt başlangıcının davalı sigorta şirketi yönünden 25.01.2019 tarihi davalı sürücü ve işleten yönünden ise 23.11.2017 kaza tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dava, trafik kazasına dair maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Türk Borçlar Kanunu 49/1. madde, “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
Türk Borçlar Kanunu 58/1. madde, “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir. “
Türk Borçlar Kanunu 74/1. madde, “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. hükmünü içermektedir.
Türk Borçlar Kanunu Madde 56 hükmü; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklindedir.
Borçlar Yasası’nın 56. maddesi gereğince yargıcın, özel durumları gözönünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru-doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi ( fonksiyonu ) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum ( tatmin ) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden yargıç, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel ( objektif ) ölçülere göre uygun ( isabetli ) bir biçimde göstermelidir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 53. maddesi) uyarınca hukuk hâkimi, ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değil ise de hem ilmi, hem de kökleşmiş yargı kararlarında ceza mahkemesince belirlenen maddi olgunun hukuk hâkimini bağlayacağı kabul edilmektedir.
Davacının maddi tazminat talebi bakımından dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; Davacı 23.01.2017 tarihinde gerçekleşen kaza nedeni ile maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Mahkememizce meydana gelen kazanın oluşumunda tarafların kusur durumunun tespiti için dosyaAdli Tıp Kurumu Başkanlığına gönderilmiş, rapor da davacının%85 davalının ise %15 kusurlu olduğu tespit edilmiş, kaza nedeni ile davacının maluliyet iddiası bakımından ise alınan raporda sürekli maluliyetin olmadığı, iyileşme süresinin 1 ay olarak kabul edilmesi gerektiği tespit edilmiş olup davacının maddi tazminat talebi bakımından dosya aktüer bilirkişiye tevdi edilmiş 23/05/2022 tarihli Bilirkişi … tarafından hazırlanan raporda Davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik maddi zararının 55,91 TL olduğu, temerrüt başlangıcının davalı sigorta şirketi yönünden 25.01.2019 tarihi davalı sürücü ve işleten yönünden ise 23.11.2017 kaza tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğunun tespit edildiği, SGK tarafından yapılan ödeme düşüldüğünde davacının maddi tazminat talebinin yerinde olmadığı anlaşılmakla maddi tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
Davacının manevi tazminat talebi bakımından dava konusu olayın gelişim biçimi ve tarihi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları gözetildiğinde; Davacı vekili davacıların uğradığı manevi zararlarının tazminini de dava etmiştir. Manevi tazminat, mal varlığı dışındaki hukuksal değerlere yapılan saldırılar sonucu meydana gelen eksilmenin giderilmesidir. Hukuksal değerlerde meydana gelen ve para ile ölçülemeyen eksikliklerin doğrudan karşılanmasının imkansızlığı, bunların zarar kavramı dışında tutulması için bir gerekçe olamaz. Manevi zarar karşılığında paraya hükmedilmesi, bu zararın doğrudan giderilmesinin olanaksızlığındandır. Zarar verenden belirli bir meblağın alınarak zarar görene verilmesi suretiyle yaşanılan acıları dindirmek, ruhsal dengeyi sağlamak, böylece zedelenen yaşama sevincini yeniden temin etmek amaçlanmakta olup tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın oluş şeklinde davacının%85 kusuru davalının %15 kusuru, davacının geçici iş göremezlik süresi de dikkat alınarak 5.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 23.11.2017 tarihinden işleyecek avans faizi ile davalı … ve …. ‘dan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN MADDİ TAZMİNAT DAVASININ REDDİNE,
AÇILAN MANEVİ TAZMİNAT DAVASININ KISMEN KABULÜNE,
5.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 23.11.2017 tarihinden işleyecek avans faizi ile davalı … ve … ‘dan tahsili ile davacıya ödenmesine,
HARÇLAR
1-Alınması gerekli 341,55 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 224,06-TL harcın mahsubu ile 117,49 TL harcın davalılardan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
b-Davacı tarafından ödenen 35,90-TL Başvurma Harcı, 224,06-TL Peşin Harç, 5,20 TL vekalet harcı toplamı 265,16 TL’nin davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
VEKALET ÜCRETİ
Maddi Tazminat Yönünden
a-Davalılar kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin Davacıdan tahsili davalılara VERİLMESİNE,
Manevi Tazminat Yönünden
a-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT gereğince 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalı … ve … ‘dan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
b-Davalılar … ve … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden red edilen miktar üzerinden AAÜT gereğince 9.200,00 TL vekalet ücretinin Davacıdan tahsili ile davalılara VERİLMESİNE,
YARGILAMA GİDERİ
a-Davacı tarafından yapılan tebligat + posta ücreti 801,75 TL, 1.000 TL bilirkişi ücreti, 1.955 TL ATK Fatura Ücreti toplamı 3.756,75 TL yargılama giderinin kabul ve red oranı göz önüne alındığında 375,67 TL’nin Davalılar … ve … alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye 3.381,08 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
b-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair maddi tazminat yönünden kesin manevi tazminat bakımından taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/12/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”