Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/269 E. 2020/644 K. 14.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/269
KARAR NO : 2020/644

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/03/2018
KARAR TARİHİ : 14/10/2020
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 18/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: ” tarafların tacir olduğu ve ticari bir alacak söz konusu olduğunu, Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün …. E sayılı icra dosyasına yapılan haksız itirazın kaldırılmasını, davalının kötü niyetli olarak icra takibine itirazı nedeniyle, % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: “davanın yasal süresi içinde açılmadığını, süre yönünden reddinin gerektiğini, dava içeriği taleplerin zamanaşımına uğradığını, müvekkil şirketin davacı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacı tarafça müvekkil şirkete takip konusu alacağı doğuracak herhangi bir mal ve hizmetin verilmemiş olduğunu, taraflar arasındaki ihtilafın yargılamaya muhtaç olduğunu ve likit bir alacağın varlığından söz edilemeyeceğini,” beyan ederek, davanın reddine, davacının %20 den az olmamak üzere haksız takip tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.”
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Dosyaya sunulan 26/12/2018 tarihli bilirkişi raporunda: “Davacı ve davalı tarafça ibraz edilen yasal defterlerin (HMK md. 222) uyarınca davacı lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacı yasal defter kayıtlarına göre 26.01.2016 takip tarihi itibari ile davacı asıl alacağının 202.204,67 TL’si olduğu, Davalı yasal defter kayıtlarına göre 26.01.2016 takip tarihi itibari ile davacı asıl alacağının 78.565,13 TL’si olduğu, Taraflar arasında ki hesap farkının davalı defterlerinde dayanağı belirli olmayan işlemlerden kaynaklandığı, Davalı tarafın işlemlerin içeriğini ispat edici mahiyette herhangi bir vesaik ibrazında bulunmadığı, Davalının takip konusu (Cari hesap ekstresinde kayıtlı) faturaları kendi yasal defterlerine aynen kaydettiği, Yine davalının defterlerinde davacı tarafça tanzim edilen faturalar ile ilgili herhangi bir iade ve/veya kalan kısmını ödediğine dair ispat edici mahiyette (cari hesap kaydı haricinde) vesaik sunmadığı dikkate alındığında 26.01.2016 takip tarihi itibari ile Davalı taraftan 202.204,67 TL’si asıl alacaklı olduğunun ispatlandığı, Davalı tarafın TBK. m 117 uyarınca rapor içeriğinde ayrıntısı verildiği üzere 26.01.2016 Takip tarihi itibari ile mütemerrit olduğu nazara alındığında takip tarihi Öncesinde işlemiş faiz tahakkukunun mümkün olmadığı, 26.01.2016 tarihli 202.204,67 TL’lik takip miktarı ile karşılaştırıldığında fazla talebin söz konusu olmadığı, Bu İtibarla takibin 202.204,67 TL.sı üzerinden devamı ile davalının mütemerrit olduğu nazara alınmak suretiyle 26.01.2016 takip tarihinden itibaren talep doğrultusunda davacı asıl alacağı 202.204,67 TL.sına davacı talebi doğrultusunda 3095 Sy.K.nun 4489 Sy.K.nun ile değişik 2.Maddesi gereğince T.C Merkez Bankası tarafından dönemde Kısa Vadeli Avans Kredilerine uygulanan faiz oranları (01.01.2017-30.06.2018 arası %9,75,01.07.2018 sonrası % 19,50) üzerinden basit usulde(3095 Sy.K.m3)temerrüt faizi tahakkukunun uygun olacağı, davalı defterlerinde kayıtlı olup içerikleri ispat edilmeyen ve davacı tarafça kabulü yapılmayan işlemler ile ilgili ispat edici mahiyette vesaik sunulması halinde ispatı yapılan dayanak belge tutarı kadar miktarın davacı alacağından mahsubunun yapılmasının gerekeceği, davacı tarafça talep edilen %20 oranında İcra İnkar Tazminatının ve davalı tarafça talep edilen %20 oranında Kötün niyet Tazminatının Sayın Mahkemenin takdirinde bulunduğu hususlarının” tespit edildiği anlaşılmıştır.
Taraflarca dosyaya sunulan itiraz/beyan dilekçelerine karşı dosyaya sunulan 21/08/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda: Davalı tarafça ve dosyaya gelen vesaikler ve taraf defterleri dikkate alındığında davacının 26.01.2016 takip tarihi itibari ile davalı taraftan 129.957,67 TL alacaklı olduğu, davalı tarafça dosyaya sunulan 07.08.2015 tarihli yazı; “… DERİ SAN VE TİC LTD ŞTlr nin bugün yapacağı 15.200,00 TL ödemeden sonra … DERİCİLİK SAN VE TİC LTD ŞTİ’ ye borcu kalmamıştır.’ yazısına uygun olarak davalının 07.08.2015 tarihinde söz konusu ödemeyi yaptığı dikkate alındığında davalının davacı tarafa herhangi bir borcunun kalmayacağı, yazının içeriğinin kabulü halinde davacının 07.08.2015 tarihi sonrasında davalı tarafa yeni bir mal ve/veya hizmet satışı da yapmadığı göz önüne alındığında 26.01.2016 takip tarihi itibari ile davacının herhangi bir hak ve alacağının kalmayacağı hususların” tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dava İtirazın iptali davası olıup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67.maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Yargıtay’a göre; “Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ise; ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Bu koşullar yoksa, likit bir alacaktan söz edilemez”(HGK. 14.07.2010 gün ve 2010/19-376 E, 2010/397 K, HGK, Y.HGK. 17.10.2012 gün ve 2012/9-838 E, 2012/715 K).
Taraf beyanları, dosyada mevcut bilgi belgeler, bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; tarafından ibraz edilen ticari defterlerin usulüne uygun bir şekilde açılış kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı, ticari defterlerinin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, ticari defterlerinin yanların lehine delil niteliğindedir. Tarafların ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda da davacının 26.01.2016 takip tarihi itibari ile davalı taraftan 129.957,67 TL alacaklı olduğu tespit edilmiş olup, davalı tarafça dosyaya sunulan 07.08.2015 tarihli yazı; “… Deri San Ve Tic Ltd Ştlr nin bugün yapacağı 15.200,00 TL ödemeden sonra …. Dericilik San Ve Tic Ltd Şti’ ye borcu kalmamıştır.’ şeklindeki belgenin ibra niteliğinde olduğu, bu nedenle savunmanın genişletilmesi kapsamında kalmadığı ancak iş bu yazının içeriğinin ve imzanın davacı tarafından kabul edilmediği, davalı tarafından da yazı aslının sunulmaması nedeni ile imza ve yazı incelemesi yapılamadığı, bu nedenle açılan davanın kısmen kabulü ile davalı borçlunun davalının Davalının Küçükçekmece…. İcra Müdürlüğünün …. Esas Sayılı dosyasındaki davalının 129.957,67-TL asıl alacak bakımından , alacağın likit bir alacak olmakla ve itirazın haksızlığı anlaşıldığından İİK 67//2 madde ve fıkrasına göre % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacı yana ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜNE
1-Davalının Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyasındaki davalının 129.957,67-TL asıl alacak bakımından İTİRAZIN İPTALİNE, takibin bu miktar üzerinden kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alacak faturaya dayalı likit bir alacak olmakla ve itirazın haksızlığı anlaşıldığından İİK 67//2 madde ve fıkrasına göre asıla alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacı yana ödenmesine,
4-Alınması gerekli 8.877,41 TL harçtan peşin alınan 2.442,14 TL peşin harcın mahsubu ile 6.435,27‬ TL’nin kabul ve red oranı göz önüne alındığında 4.935,19‬ TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, bakiye 1.500,08 TL’nin davacıdan tahsil ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 16.295,98-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 10.192,11-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan 2.483,24 TL harç, 76,50 TL tebligat müzekkere gideri, 700TL bilirkişi ücreti toplamı 3.259,74‬ TL’nin kabul ve red oranı göz önüne alındığında 1.173,51‬ TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye 2.086,23‬ TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından yapılan 61,50 TL tebligat müzekkere giderinin kabul ve red oranı göz önüne alındığında 22,14 TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiye 39,36 TL’nin davalı üzerinde bırakılmasına,
9-Taraflarca yatırılıp harcanmayan masrafın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/10/2020

Katip …
E-İmzalı

Hakim …
E-İmzalı