Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/267 E. 2019/480 K. 22.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BAKIRKÖY
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/267 Esas
KARAR NO : 2019/480

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/03/2018
KARAR TARİHİ : 19/04/2019
K. YAZIM TARİHİ : 08/05/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; ….nolu Nakliyat ….Sigortası ile müvekkili şirket tarafından teminat altına alınan dava dışı …. Makine San. Ve Tic. A.Ş.’ne ait gemi yük vincinin davalı şirket gerçekleştirilen nakliye sırasında hasara uğ- radığını, müvekkili şirket tarafından yapılan ekspertiz çalışması sonucu tespit olunan hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini, söz konusu hasardan taşıma işini gerçekleştiren davalı taşıyıcının sorumlu olduğunu , rücu talebini içerir yazının sonuçsuz kalması üzerine davalı aleyhine İstanbul… . İcra Mü- dürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası üzerinden takibe girişildiğini, davalının takibe ve borca itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamını, davalı tarafın % 20 oranından az olmamak üzere icra/inkar tazminatı ile mahkumiyetini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; dava dışı …. Makine San. ve Tic. A.Ş. dava konusu emtiayı Polonya’da mukim alıcı …. ünvanlı şirkete “….” olarak sattığından taşımaya konu eşyada meydana gelen ziyadan ötürü davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, dava konusu uyuşmazlığa CMR hüküm- lerinin uygulanması gerektiğini, taşımaya konu eşyanda meydana gelen hasarın ambalaj/ yükleme ve istiflemeden kaynaklanması halinde taşıyıcının sorumlu tutulamayacağını, ayrıca sigortacının halefiyet hakkına bağlı olarak taşıyıcıdan talep edebileceği hasar tazminatının CMR 25 md ne göre sigortalının taşıyıcıdan isteyebileceği tazminat ile sınırlı olduğunu beyanla davanın reddini savunmuş, söz konusu taşımaların ….Sigorta A.Ş ve …. sigorta A.Ş tarafından teminat altına alındığından bahisle rücuen tazminat taleplerinin yöneltilmesi yönünden davanın adı geçen sigorta şirketlerine ihbarını talep etmiştir.
İhbar olunan ….Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin dahili davalı sıfatı taşımadığını, davalı ….Nak. Turizm İç ve Duş Tic.A.Ş tarafından organize edilecek taşı- maların müvekkili şirket nezdinde ….nolu 31/08/2016 – 01/01/2018 vadeli poliçe ge- reğince sigortalı olduğunu, söz konusu poliçenin vade başlangıç tarihinin 31/08/2016 olduğunu, dava konusu taşımaya ilişkin yüklemenin 26/08/2016 tarihinde yapıldığını, poliçenin yükleme tari- hinden sonra düzenlenmesi nedeniyle müvekkili şirketin dava konusu zarara ilişkin sorumluluğun doğ- madığını beyanla müvekkili şirket hakkında hüküm kurulmamasını talep etmiştir.
İhbar olunan …. Sigorta A.Ş.,davalının ihbar talebini içerir dilekçesine ilişkin beyanda bulunmamış, duruşmaya katılmamıştır.
Dava,Uluslararası Karayolu Taşımacılığı sırasında davacının sigortalısına ait emtiada oluşan hasarın rücuen tazmini amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olup İİK 67 ve TTK 1472 md ne dayalıdır.
Uyap ortamından gönderilen İstanbul …..İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasının tetkikinde ; davacı/ alacaklı tarafından davalı/ borçlu ve dava dışı … aleyhine 17.029,38 TL tazminatın rücuen tahsili istemiyle 21/04/2017 tarihinde ilamsız takibe girişildiği, ödeme emrinin 26/04/2017 tarihinde davalı borçluya….liğ edildiği, davalı borçlunun aynı tarihte ibraz ettiği dilekçe ile ” alacaklı görünen tarafa her hangi bir borcunun ve tazminat sorum- luluğunun bulunmadığı”ndan bahisle borca ve tüm ferilerine ” itiraz ettiği, İİK 66 md gereğince İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, itiraz dilekçesinin alacaklı tarafa….liğ edil- mediği, alacaklı vekilinin yasal süre içinde mahkememize müracaatla iş bu davayı ikame ettiği anlaşılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlık; davacının sigortalısına ait emtianın davalı tarafça taşınması sırasında hasara uğrayıp uğramadığı, sigortalıya ödenen hasar bedelinin davalıya rücu edilip edilemeyeceği ve icra-inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda toplanmaktadır.
Delil olarak dayanılan ….nolu nakliyat ….sigorta poliçesi, ödeme dekontu, CMR belgesi, ekspertiz raporu, hasar fotoğrafları vs celp ve ibraz olunmuştur.
26/12/2016 tarihli …. rapor no.lu Ekspertiz Raporunda: Yükleme tarihi 26/08/2016, Gemi Yük Vinci emtiası, 1 adet 2 palet, İstanbul/Türkiye kalkış, Polonya varış yeri, … çekici-yan römork TIR ile 2 palet üzerinde demonte vaziyette ambalajsız taşındığı, 02/09/2016 alıcıya araçtan teslimat öncesi, Polonya, İstif uygunsuzluğu- emniyete almada yetersizlik olduğu husu- sunda kanaat belirtildiği, sigortalı ….Mak. San. ve Tic. AŞ. Firması’nın, …. ….. firmasına sevk ettiği, ….Nak. A.Ş ile taşındığı, malın ulaşmasım takiben yapılan kontrolde malın hasara uğra- dığının anlaşıldığı, CMR belgesine buna dair şerh düşüldüğü, hasar sebebine ilişkin istif uygun- suzluğu, emniyete almada yetersizlik olduğu” sonucuna varıldığı,
Dosyadaki fotoğraflarda hasarlı parçaların görüntülerinin sunulu olduğu görülmüştür.
Ödeme Dekontundan …., Boya ve Raspa Boya işçiliği, Vinç Kiralama, Güm rük masrafı, Teminat mektubu masrafı, gümrük, sökme ve montaj işçiliği, ekstra nakliye ücreti, ekstra nakliye masrafı olarak toplam 17.029,38 TL’nin …. Bankası aracılıyla davacı ….Sig A.Ş tarafından lehdar ….Mak. A.Ş ‘ne 06/01/2017 tarihinde ödendiği anlaşılmıştır.
Davada taşıma işi İstanbul/Polonya arası karayolu taşıması olduğu için CMR Konvansiyonu ( (Karayolu ile Eşya Taşınmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme ) hükümleri uyugulanacaktır. Türkiye bu sözleşmeyi 05/Ocak/1995 tarihinde onaylamış 31/Ekim/ 1995 tarihinde yürürlüğe koyarak taraf olmuştur.
Somut olayda, İstanbul’dan yüklenen Gemi Yük Vinci emtiası henüz adresine teslim edile- meden hasarın tespit edildiği, CMR belgesi üzerine şerh düşüldüğü, bu nedenle ürünlerin geri geti- rilerek Türkiye’de ekspertiz çalışmalarının başlatıldığı ve hasarlı ürünlerin raporlandığı , sözleşmenin (üst taşıyan ) ….firması ile yapıldığı, ….Nak. A.Ş firmasının fiili taşıyıcı olduğu tespit edilmiştir.
Faturada “teslim şekli: ….” (….- Mal bedeli, Taşıma ve Sigorta Ödenmiş Olarak)yazılıdır. …. kuralı kullanıldığında satıcı teslim yükümlülüğünü mallar varma yerine ulaştığında değil, taşıyıcıya tevdi ettiğinde yerine getirir. (Satıcı, masrafları kendisine ait olmak üzere, gönderdiği malın sigortasını yaptırır. Alıcıya, sigorta poliçesini veya sigorta teminatına ilişkin diğer bir kanıt vermelidir. Malları ilk taşıyıcının gözetimine devrettiği andan itibaren ilgili risk ve mas- raflardan kurtulur. Bu andan itibaren navlun ve sigorta primi dışındaki malla ilgili tüm masraf ve riskler alıcıya aittir. Teslim anından sonra navlun ve sigorta primi dışındaki meydana gelen bütün masraflar alıcı tarafından karşılanır.)
CMR belgesi üzerinde …. ibaresi görülememiştir. Ancak ürünlerin teslim alınmadan iade edilmiş olması, tüm hakkı alıcının devralma iradesi olmadığını düşündürmektedir. Her ne kadar teslim şekli olarak …. yazılsa da her zaman bu teslim şeklinin kurallarına uyulmadığı da bilinen bir du- rumdur.
Taşıma uzmanı tarafından yapılan değerlendirmeye göre; iddia olunan zarar istif uygun- suzluğu, emniyete almada yetersizlik yani ambalaj, yükleme veya istif hatasından kaynaklanabilecek bir zarardır.
Ekspertiz raporunda emtianın ambalajsız olduğu belirtilmiş, emtianın özelliği gereği ”istif uygunsuzluğu, emniyete almada yetersizlik olduğu” sonucuna varılmıştır.
Emtiaların gönderen tarafından iyice ambalajlanması, naylon streçle sarılması gönderici sorumluluğundadır.
Yükleme ve istif sorumluluğu hususunda dosyada net bir bilgi olmamakla birlikte yükün ağır bir yük olması durumunda gönderici tarafından yüklendiği değerlendirilecektir. Ambalaj, Yükleme ve istif sorumluluğu göndericide olduğundan, vinç parçalarının kaymayacak ve sağlam bir şekilde yer- leştirilmesi, sabitlenmesi gerekirdi. O kadar uzun yol düşünülerek ambalajının buna göre yapılması gerekirken, gerek ambalaj gerek istifleme mal göndericisi tarafından yeterince sağlam yapılmamıştır.
Hukuki sorumluluk ile ilgili değerlendirmeye gelince; TTK. Md. 862, 863 uyarınca ambalajın eşyayı zıya ve hasardan koruyacak ve taşıyıcıya zarar vermeyecek şekilde olmasını ve taşıma gü- venliğine uygun şekilde istiflenmesi sorumluluğunu gönderene yüklemiştir.
Dosya içeriğinden İstanbul’dan Polonya’ya taşınması işini davalının üstlendiği ancak ürünün teslimi sırasında tespit edilen hasar için ekspertiz incelemesinin yapıldığı, davacının sigortalısına ödediği bedeli zarar sorumlusu olarak gördüğü davalı taşıyıcıdan talep ettiği anlaşılmıştır.
Dosyada mevcut fotoğraflar, eksper raporu ve dosya kapsamına göre, hasarın sebebinin yük- leme, istifleme kaynaklı olduğu dikkate alındığında, bu kapsamda yükleme ve istifleme sorumlu- luğunun kime ait olduğu hususu değerlendilmelidir
Taşıyıcı Konvansiyonda (CMR.md 17/1) öngörülen sorumluluk sistemine göre taşıdığı eşyayı varma yerinde “teslim aldığı haliyle” alıcısı emrine veya onun temsilcisine teslim borcunu üstlendiği gibi yükün güzergah üzerinde yaptığı aktarmalarda dahil olmak üzere taşıma süresi içerisinde eşyayı gözetim sorumluluğunun da altındadır ve kural olarak yükleme yerinden varış yerine kadar taşıdığı eşyaya gelecek zararlardan mesuldür.
CMR md. 17/2 ye göre ” kayıp yada hasar yüke has bir kusurdan veya taşımacının önle- mesine olanak bulunmayan durumlardan ileri gelmişse yada kayıp veya hasar, hasara uğrayan malların ambalajlanmamasından yada hatalı ambalajlanmış olması, yükün gönderici, alıcı veya bunlar adına hareket eden kişiler tarafından alınması, yüklenmesi, yığılması veya boşaltılması yüzünden yahut da kurulma suretiyle kısmen veya tamamen zarar görebilecek malların özelliğinin doğal sonucu olan özel risklerden doğmuş ise, taşımacı zarardan sorumlu tutulamaz”

CMR’deki sorumluluk sisteminde, yükün ambalajının kifayetsiz olmasından veya yükün gönderici, alıcı veya bunlar adına hareket eden kişiler tarafından araca yüklenip, sabitlenmesine bağlı tertipleme hatalarından kaynaklı hasarlardan taşıyıcının sorumlu tutulamayacağı öngörülmüş olmakla birlikte; Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında ilke olarak ambalajlama, yükleme, boşaltma ve istifleme göndericiye veya alıcıya ait olsa da taşıyıcının basiretli bir tacir gibi davranarak nezaret görevi (özen borcu) bulunduğu kabul edilmektedir.
Açıkça görünen hatalarda taşıyıcının yükü, göndereni uyarmadan ve CMR Sözleşmesinin 8. ve 9. Maddeleri kapsamında taşıma senedine çekince koymadan teslim alır ve eğer yükte bu yüzden bir hasar meydana gelirse, öncelikle zarara sebep olan hatayı taşıyıcının nezaret borcu esnasında kendi bilgisiyle fark edip edemeyeceğinin tespiti gerekecek, fark edebileceği durumlarda ise hasar “kifa- yetsiz ambalaj veya istif hatasından da kaynaklansa da zararın gönderen ile taşıyıcı arasında paylaş- tırılması ve bunun için taşıyıcının müterafik kusur oranının belirlenmesi icap edecektir.
Bu kapsamda; dava konusu taşınan emtianın demonte vinç parçaları olduğu, ….teslim edilirken emtianın hasarlı olduğuna dair CMR belgesi üzerine şerh düşülmüş olduğu, hasar gördüğü iddia edilen vinç parçalarının Türkiye-İstanbul’a geri getirilmesi, onarılması, tekrar gönderilmesi için yapılan masrafların (17.029,38 TL) kadri marufunda olduğu, taşıma kaynaklı zararın oluşumunda davalı ile sigortalının mütefarik-eş değerde kusurlu oldukları, davacının sigortalısına ait zararın % 50’sini davalı taşıyıcıya rücu edebileceği , kalan % 50 hasar bedelinin poliçe gereğince kendi üzerinde kalması gerektiği tespit edilmiştir.
TTK. 862. Md.de ”eşyanın niteliği, kararlaştırılan taşıma dikkate alındığında, ambalaj yapıl- masını gerektiriyorsa, gönderen, eşyayı zıya ve hasardan koruyacak ve taşıyıcıya zarar vermeyecek şekilde ambalajlamak zorundadır. Ayrıca gönderen, eşyanın sözleşme hükümlerine uygun şekilde işleme tabi tutulabilmesi için işaretlenmesi gerekiyorsa, bu işaretleri de koymakla yükümlüdür” denilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 1472/1. maddesinde ise; ”Sigortacı, sigorta tazminatını öde- diğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefıyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir” hükmüne yer verilmiştir.
İş bu davada, davacının talebi halefıyet kuralına dayalıdır. Sigortalının sahip olduğu haklar, ödenen tazminat oranında, sigortacıya geçer. Somut olayda bir sigortanın varlığı ve bu sözleşme altında tazminat ödenmesi hususlarında herhangi bir problem yoktur.
Tazminat, malların taşıma için kabul edildiği tarih ve yerdeki bedeli ile bağlantılı olarak hesaplanmakta olup; bedel ya eşyanın fiyatı ya da piyasa fiyatına dayandırılmaktadır. Bu tür bir fiyatın olmadığı durumlarda benzer malların normal bedeli temel alınır.
CMR Konvansiyonu kapsamında nakliyecinin sorumluluk sınırı brüt kg. başına 8.33 SDR olarak belirlenmiştir.
Hasarlı ürün brüt 3.090 kg x 8.33 = 25.740 SDR (hüküm tarihindeki SDR Kuru: 25.740 SDR x 8.0420 TL=207.001,08 TL olup b bu rakam taşıyıcı sorumluluğunun üst sınırını oluşturmaktadır.

Davacının sigortalısına ödediği hasar bedelinin talep ettiği sınırlı sorumluluk limitinin altında kaldığı ve 17.029,38 TL x % 50 = 8.514,70 TL hasar tazminatının taşıyıcı durumundaki davalıdan talep edebileceği, fazlaya ilişkin talebinin yerinde olmadığı tespit edilmekle davacının davasının kısmen kabulüne, takip ve dava konusu alacağın 8.514,70 Tl’lik kısmı itibariyle itirazın iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine, dava konusu tazminatın yargılama faaliyeti gerektirmesi ve likit alacak niteliği taşımaması nedeniyle davacı lehine icra inkar tazminatının takdirine yer olmadığına karar verilip aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
Davalı/borçlunun İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası üzerinden takibine girişilen dava ve takip konusu 17.029,38 TL’lik borcun 8.514,70 TL’lik kısmına vaki itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına,
Takip konusu asıl alacağa – davacının talebi aşılmamak üzere- takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’un 4489 Sayılı Kanun ile değişik 2.md gereğince TC Merkez Bankası tarafından kısa vadeli avans kredilerine uygulanan faiz oranları dikkate alınarak yıllık % 9,75 ve değişen oranlarda basit usulde (3095 S.K. Md 3.) temerrüt faizi uygulanmasına,
Yasal şartlar oluşmadığından icra-inkar tazminatı takdirine yer olmadığına,

2- Harçlar Kanunu hesaplanan ve tahsili gereken 581,63 TL karar ilam harcından mahkeme veznesine yatırılan 205,67 TL peşin/nispi harç ile icra veznesine yatırılan 85,15 TL harcın mahsubu sonucu bakiye 290,81 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazine’ye irat kaydına,

3-a.) Davacı tarafından sarf olunan (1.600,00 TL bilirkişi ücreti + 144,00 TL posta/tebligat/ müzekkereden ibaret ) 1.744,00 TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre 872,00 TL’si ile ( 35,90 TL başvuru harcı + 205,67 TL peşin nispi harç + 5,20 TL vekalet harcından ibaret ) toplam 246,77 TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
b.) Davalı tarafça sarf olunan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
c.) Sarf olunmayan gider/delil avansının karar kesinleştikten sonra ilgilisine iadesine,

4-a.)Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine hüküm altına alınan dava değerine göre yü- rürlükte bulunan Av. Kan. ve AAÜT gereğince takdir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin dava- lıdan tahsil edilerek davacı tarafa ödenmesine,
b.)Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine red olunan dava değerine göre hüküm tari- hinde yürürlükte bulunan Av. Kan. ve AAÜT gereğince takdir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa ödenmesine dair,

Davacı vekilinin yüzüne karşı , davalının yokluğunda 5235 Sayılı Kanunun geçici 2. maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanununun 341 ila 360. madde hükümleri gereğince mahkememize veya aynı sıfatta başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın….liğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine….liğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/04/2019

Katip ….

Hakim ….