Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/251 E. 2018/249 K. 13.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BAKIRKÖY
3.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/251
KARAR NO : 2018/249

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 12/03/2018
KARAR TARİHİ : 13/03/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/03/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Küçükçekmece … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ibraz ettiği … Esas nolu dava dilekçesinde özetle; davacı … A.Ş. tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalanan davalı …’ın maliki davalı …’ın sürücüsü olduğu … plaka sayılı aracın 09/09/2015 günü saat 21:00 sıralarında Bakırköy istikametinde seyir halinde iken, Avcılar köprü altına 20 metre kadar geçtikten sonra di- reksiyon hakimiyetini kaybettiğini, orta refüj demirlerine çarpıp yan yola fırladığını, bu sırada yan yolda aynı istikamette seyir halinde olan dava dışı …’nin sürücüsü olduğu aracın sol arka ve yan kısımlarına çarpması suretiyle trafik kazasının meydana geldiğini, araç içinde yolcu olarak bulunan …’ın vefat ettiğini, ATK Morg İhtisas Dairesi’nden alınan otopsi raporuna göre “müteveffanın ölümünün genel beden travmasına bağlı kafatası vekstremite kırıkları ile beyin kanaması, beyin doku harabiyeti ve gelişen komplikasyonlar sonucu meydana geldiğini ölümün kaza neticesinde oluştuğunu” kaza sonrasında firar eden davalının davaya konu olayda %100 kusurlu olduğunu, bunun trafik kazası tespit tutanağında da belirtildiğini, ayrıca yine kaza tespit tutanağında … plakalı araç içinde alkol şişelerinin bulunduğunu, kazanın meydana gelişinde kusuru olan davalının … plaka sayılı araçta meydana gelen zarardan sorumlu olduğunu, araç hakkında davacı şirkete yapılan hasar ihbarı neticesinde düzenlenen ekspertiz raporunda hasarın 5.700,00 TL olduğunun tespit edildiğini, söz konusu hasar bedelinin …İ’ye ödendiğini, davacı şirketin ZMSS kapsamında ödediği tazminatları zarara neden olan sigorta ettirenden halefiyet prensibi gereğince rücu imkanının olduğunu beyanla rücuen 5.700,00 TL’nin ödeme tarihi olan 04/12/215 tarihinden 126.413,36 TL’nin ödeme tarihi olan 13/05/2016 tarihinden, 4.272,51 TL’ nin ödeme tarihi olan 18/05/2016 tarihinden itibaren davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, olay günü müvekkilinin kardeşi …’ın müvekki- linden habersiz olarak … plaka sayılı aracı alarak kazaya karıştığını, kazanın yarattığı panik ve korku ile olay mahallinden uzaklaştığını, kaçma niyetinde olmadığını, sürücü …’ın olay anında alkollü olmadığını, araçtaki alkol şişelerinin sürücüye değil babasına ait olduğunu, trafik sigortacısı durumundaki davacı şirketin ZMMS poliçesi gereğince kaza nedeniyle 3.kişinin aracında oluşan ha- sarın giderilmesinden sorumlu olduğunu, rücu şartlarının oluşmadığını beyanla davanı reddini savun- muştur.
Dava , sigorta şirketinin rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Küçükçekmece … Asliye Hukuk Mahkemesi’nce yapılan değerlendirme sonucu tesis olunan … Esas, … Karar nolu 18/01/2018 tarihli ilamı ile “davanın TTK 1483 md ne dayalı rücuen tazminat talebine ilişkin olduğunu, ticari nitelikteki uyuşmazlığın çözümünde Ticaret Mahke meleri’nin görevli olduğunu” beyanla görevsizlik kararı verilmiş tarafların süresi içindeki başvurusu üzerine dosya tevzien mahkememizin esasına kaydedilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendi- rilecekleri belirlendikten sonra aynı kanunun 5.maddesinde Ticaret Mahkemeleri’nin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlenmiş,ayrıca Asliye Ticaret Mah- kemesi ile Asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Diğer yandan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun 28/11/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanmış ve Kanun’un 87. maddesi uyarınca, 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” hükmüne yer verilmiştir.
Yasanın 3. maddesinde;
– Mal: “Alışverişe konu olan; taşınır eşya, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallar ile elektro- nik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri her türlü gayri maddi mallar”,
– Satıcı: “Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişi”
-Tüketici: “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”,
-Tüketici işlemi: “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi”olarak tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Somut olayda; dosyadaki bilgi ve belgelerden, dava konusu uyuşmazlığın Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesinden kaynaklandığı, davacı … şirketinin trafik kazası sonucu üçüncü kişiye ödediği hasar bedelinin hasara neden olan sigortalısına rücûnu talep ettiği, davacının “satıcı/sağlayıcı”, “davalının tüketici” vasfında olduğu, 6502 sayılı TKHK’nun 73.md gereğince tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemeleri’nin gö- revli olduğu , kamu düzenden sayılan görevle ilgili düzenlemelerin taraflarca ileri sürülmese dahi yar- gılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak mahkememizin görevsizliğine karar verilip aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1- Mahkememizin görevsizliğine, Bakırköy Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğuna,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mah- kememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Tüketici Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne gönderilmesine,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin ihtarına,
5- Yargılama gideri ve harçların nihai karar ile birlikte değerlendirilmesine dair,

5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere tarafların yokluklarında verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/03/2018

Katip …

Hakim …