Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/229 E. 2022/43 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/229
KARAR NO : 2022/43

DAVA : MURAAZANIN ÖNLENMESİ
DAVA TARİHİ : 02/03/2018

BİRLEŞEN BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2018/239 ESAS 2018/816 KARAR SAYILI DOSYASI

DAVA : ALACAK
DAVA TARİHİ : 02/03/2018

KARAR TARİHİ : 20/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Muraazanın önlenmesi-Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA
Davacı vekili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verdiği 02/03/2018 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde; müvekkillerinden …’ın, davalı … Makina’nın %50 hissesine sahip
olduğunu, diğer davalı …’ın da diğer %50 hisseye sahip olduğunu, diğer
müvekkili …’ın, …’ın hakim ortağı olduğu şirket olduğunu,
müvekkili … ve davalı … ile diğer davalı … Makina’nın
07.08.2008 tarihinde bir Protokol tanzim ettiklerini, protokolün müvekkili …
ile … tarafından hem asaleten kendi adlarına, hem de diğer davalı … Makina
kaşesi altında imzalandığını, Protokol’ün taraflarının, …, … ve
…. Makina olduğunu, Protokol hükümlerinin gerek davacı müvekkilini, gerekse davalılar
… ile …. Makine’yi bağladığını, protokolde yer alan tüm hükümlerin protokol taraflarının tamamını yükümlülük ve sorumluluk altına soktuğunu, her bir tarafın,
işbu Protokol hükümlerini ihlal etmemekle; ihlal ettiği ahvalde ise, sözleşmenin ihlaline ilişkin hükümler çerçeve- sinde sorumlu olacağı hususunda kabul, beyan ve taahhüt ettiklerini, tarafların bilahare 08.10.2008 tarihinde 1 nolu Ek Protokol’ü, 11.10.2008 tarihinde 2 nolu Ek
Protokol’ü ve nihayet 21.12.2008 tarihinde 3 nolu Ek Protokol’ü imzaladıklarını, 07.08.2008 tarihli Protokol’ün amacının; …. Makina’nın ortakları … ile …’ın şirketle ilgili olarak, Protokol’de belirlenen konular çerçevesinde
ayrılmasını ve ortakların bundan böyle kendi işlerini geliştirme, iş verimliliğini arttırma ve
sağladıkları gelirleri istedikleri gibi değerlendirmelerine olanak sağlamak olduğunu,
Protokol’ün 5. Maddesine göre, “…. Makina üzerine kayıtlı fabrika binalarını ve
arsalarını bir başka kişi ya da kuruma devretmeyecektir”, Protokol’ün 6. Maddesi “… ile …, …. Makina’ya ait
Büyükçekmece ilçesi sınırları içinde bulunan …, … ada, … parseldeki 2 adet ve … …, …. parseller üzerindeki 2 bölümlü binalarda ve eklentilerinde kura ile
kendilerine tahsis edilen kısımlarda istedikleri işi yapacaklardır. Bu binaların ayrılmasında tarafların zarar görmemesi için …. parseller üzerinde bulunan iki bölümlü bina
kuraya tabi olacak, her ortağa bu binanın bir bölümü tahsis edilecek, müteakiben … ada … parsel üzerinde bulunan iki adet bina kuraya tabi tutulacak ve yine taraflara birer adet bina
tahsis edilecektir. Şu anda üzerinde üretim yapılan (1 nolu) binayı kura ile çeken taraf, spor salonu ile yıkama-yağlama bölümlerini de kullanacaktır. Spor salonu ve yıkama-yağlama bölümleri şu andaki kullanım şekli dışında kullanılmayacaktır. İnşaatı devam etmekte olan idari bina, eğer Belediye’den 32 metre yükseklik müsaadesi alınırsa ortak hesaptan kaba
inşaatı tamamlanacaktır. Tarafların ayrılma işi gerçekleştiğinde üzerinde çalışacakları
üretim, bina ve sahaları hiçbir zaman kendilerine devredildiği anlamını taşımayacaktır. Bu binalar, bu binaların üzerinde bulunduğu taşınmazlar ve eklentileri, firmanın (…. Makina San. ve Tic. Ltd.Şti.) ortak malıdır. Bölünmüş değildir. Taraflar kendilerine tahsis edilen bölümleri kiraya vermek istedikleri takdirde, öncelikle, diğer ortağa teklifte bulunacak, piyasa
ve emsal kira bedelleri üzerinden kira bedeli tespit ve talep edecek, o kira bedelini diğer ortak
kabul etmediği takdirde, 3. Şahıslara kiraya verilecektir. 3. Şahsa kiraya verilmesi halinde de
kira mukavelesi noterden düzenlenecektir. 3. şahsa kiraya verilmesinin düşünülmesi halinde,
diğer ortağın faaliyeti konusunda (beton boru-parke makinesi) işi yapan firmaya kiraya
verilmeyecektir”
Protokol’ün 8. Mad., “Tüm makina ve teçhizatların bedelleri tutanakla belirlenip,
imzalandıktan sonra, paylaşıma dahil edilecektir…Daha önceden alınmış depo ve stoklama
alanlarındaki tüm ara yardımcı mallar, belirli bir envanter sayımına dahil edildikten sonra o
günkü piyasa değerinden paylaşıma konu olacaktır. Kullanılmamış makinalar Euro olarak ithal değeri üzerinden hesaplamalarda dikkate alınacaktır. Fiyatları belli olmayan
makinaların değeri ise ortak belirlenecek kişi ve kurumlarca veya tarafların mutabık kaldığı
bir şekilde tespit edilecektir. Tespit edilen değeri üzerinden hesaplamalarda dikkate
alınacaktır”
Protokolün 9. Mad., “ …. Makina üzerindeki değerleri (gayrimenkuller hariç) şekil ve
usule göre en uygun şekilde oluşan yeni 2 işletmeye devredecektir. Zamanla sadece kira geliri
olan bir şirket haline dönüşecektir. …. Makina’nın rutin işlerinin gerçekleşmesi için
gerekli olan yetki kullanımı hiçbir zaman şirkete zarar vermeyecektir. Hiç kimse yetki hakkını
diğer ortağa karşı baskı unsuru olarak kullanamayacaktır. Bu tür bir ihmal ve kasıtlı yetki
kullanımından, ödemesi gereken meblağı ödememesinden dolayı şirkete zarar veren taraf,
bedelini kendi karşılayacaktır. Her türlü zarar ve ziyandan sorumlu olacaktır. Karşı tarafın
zararını karşılayacak ve verdiği zararın 3 katı oranında tazminat ödeyecektir. Bu konuda zarara uğratan tarafın tazminat bedeline hiçbir zaman itiraz hakkı olmayacaktır”
Protokol’ün 15. Mad., “Taraflar şimdiye kadar piyasada haklı bir markaya ulaşan firmanın değerini koruyarak daha da ileriye taşımayı amaçlamaktadır. Taraflar kendi bağımsız
bölümlerinde gerekli olan idari, imalat, pazarlama, satış ve gerekli diğer konulardaki örgütlenmeleri sağlayacaktır. Taraflar hiçbir zaman firmanın şu anda sağlamış olduğu marka değerine zarar verecek çalışma ve oluşum içinde olmayacaklardır.” İşbu maddede
düzenlenen marka değerine zarar verilmesine keza diğer tarafa olan yükümlülüğünü yerine
getirmemesine ilişkin yükümlülük ihlalinin hukuki yaptırımının, Protokol’ün 16. Maddesinde düzenlendiğini,; “Taraflardan birinin marka değerine zarar vermesi, diğer tarafa olan
yükümlülüğünü yerine getirmemesi, ayrılma protokolüne aykırı davranması gibi nedenler, diğer tarafın da (maddi manevi) zarar görmesine neden olacağından, diğer taraf da bu
zararını telafi etmek ve marka değerini korumak amacıyla karşı taraftan tazminat talep etmek
hakkına kayıtsız şartsız sahip olacaktır” Protokol’ün 17. Mad., “Taraflar ticari faaliyetlerini yürütebilmek için gerekli olan resmi oluşumu sağlayacaklardır. Bu konuyu kendilerine ait hala faaliyette bulunan şirketlerden … “…. Metal Sanayi ve Ticaret A.Ş.’yi”, … ise “…. İnşaat Tesisat Taahhüt ve Makina Sanayi Ticaret Limited Şirketi”ni, 31.12.2008 tarihine
kadar devir alacaklar (bu şirketlerin alımı konusunda taraflar anlaşamazlarsa, şirketler kura çekimi ile belirlenecektir. kimin hangi şirketi aldığı böylece sabitlenecektir). 31.12.2008 tarihine kadar anılan şirketlerin her türlü borç ve alacakları, …. Makine tarafından karşılanacaktır. Şirketlerin malvarlığı, ortaklar tarafından eşit olarak paylaşılacaktır. Taraflar aldıkları şirketin unvanını, istedikleri takdirde, protokoldeki sınırlara uymak kaydıyla değiştirebilirler. Ancak kesinlikle “…. Makina San. ve Tic. Ltd. Şti.” bu oluşumların dışında tutulacaktır” Protokol’ün 18. Mad., “Taraflardan hiçbiri yeni yapılanmada “…. Makina” ismini kullanmayacaktır” Protokol’ün 21. Mad., “Taraflar, bu protokole mutlak olarak uyacaklar, aksini iddia etmeyecekler, bu Protokol taraflar için mutlak bağlayıcıdır. Bu Protokol’e uymayan, aksine davranan taraf, diğer tarafa, kayıtsız şartsız, herhangi bir itirazda bulunmaksızın BEŞMİLYONAMERİKADOLARI tazminat ödeyecektir” hükümleri olduğunu, tarafların, bu Protokol’ün taraflar arasında mutlak bağlayıcı olduğunu, aksine hiçbir işlem ve eylemin yapılmayacağını, Protokol’ün ihlali halinde, ihlale maruz kalan tarafın zararınındoğmuş olacağını ve tazmin edilmesi gerektiğini kesin bir biçimde kabul ettiklerini, diğer yaptırımlar yanında, kayıtsız şartsız ve itirazda bulunmaksızın 5 milyon USD ödeneceğini kabul ettiklerini, İşbu Protokol hükümlerinin uygulandığını, Ek Protokol 1 ile, tarafların kendilerine ait halen faal bulunan şirketlerden …. MetalSanayi ve Tic. A.Ş.’ni …’ın, …. İnşaat Tesisat Taahhüt ve Makina Sanayi Ticaret Ltd.Şti.’ni (yeni ünvan: … Makine ve İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şirketi) ise …’ın devir alacağını belirleyerek, söz konusu şirketlerdeki hisselerini birbirlerine devrettiğini, …. Metal Sanayi ve Tic. A.Ş.’nin malvarlığının eşit olarak paylaşılması hususunda mutabakata vardıklarını, Ek Protokol 2 ile, …. Makina Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’ye ait olan gayrimenkullerin paylaşımının kura çekimi yapılarak gerçekleştirildiğini ve …’a (2) ve (4) numaralı binaların müvekkiline ise (1) ve (3) numaralı binaların tahsis edildiğini, ayrıca, şirket telefonlarının tahsisinin de gerçekleştirildiğini, Ek Protokol 3 ile, ısıl işlem fırını ünitesi ve eklenti makinelerinin paylaşımının da tamamlandığını, kalan makine ve teçhizatın, toplam değerleri üzerinden taraflar arasında pazarlık yapılarak taraflardan birinin alması konusunda mutabakata varıldığını, böylece işbu Protokol ve ekleri çerçevesinde paylaşımın tamamlandığını, müvekkili … ve diğer müvekkili …’ın tüm malvarlığını, Protokol ile paylaşılan gayrimenkullerde ticari faaliyetini sürdürme amacıyla yatırıma harcadığını, ancak davalı …’ın kendi serbest iradesi ile Protokol ve eklerini imzalamış olmasına rağmen, kısa bir süre sonra Protokol hükümlerini ihlal eden işlem ve eylemlere başladığını, 16.11.2009 tarihli Ortaklar Kurulu Kararı ile Protokol’ün 9. Maddesi uyarınca …. Makine’nin temsil ve ilzamının müştereken gerçekleştirileceğine ilişkin karar alınmış olmasına rağmen, bu kararın ticaret siciline tescilinden kaçındığını, …’ın işbu ortaklar kurulu kararının tescilini önleyerek, münferid imza yetkisinin sicil nezdinde görünüşte devam etmesinden yararlanarak, …. Makine’ya ait … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … pafta, … Ada, … Parsel’de kain B Blok 58 nolu bağımsız bölümü müvekkilden habersiz olarak devrettiğini, devir sözleşmesine göre tahsil ettiğini beyan ettiği gayrimenkul bedelini de uhdesinde bırakarak; şirkete herhangi bir ödeme yapmadığını, davalı şirketi borç altına sokmak ve elde edilen nakdi şahsen kullanmak amacıyla, şirketin gayrimenkullerini teminat göstererek bankalardan kredi talebi girişiminde bulunduğunu, 28.04.2011 tarih ve … sayılı fatura ile davalı şirkete ait parke taşı Makinasını müvekkilinden habersiz olarak davalının şirketi olan … İnşaat Makinaları ve Kalıp Sanayi Ticaret Anonim Şirketi’ne devrettiğini, müvekkiline veya davalı … Makine’ye herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı …’ın, davalı şirketin ticari faaliyeti çerçevesinde kullanılmak üzere şirkete teslim edilmiş olan çekleri, muhasebe kayıtlarında usulsüzlük yaparak, üçüncü kişilere devrettiğini, kayıtlara çeklerin alınmaması nedeniyle gerek müvekkilin gerekse davalı şirketin zarara uğramasına neden olunduğunu, Protokol’ün 18. Maddesine göre, davalı …’ın “…. Makina” ibaresini kullanması yasak olmasına rağmen, “ …. Grup Makina Sanayi Ticaret A.Ş.” markasının tescili için TPE’ye başvuruda bulunduğunu, davalı …’ın, Protokol’e aykırı davranışlarına son vermek yerine, tamamen müvekkili zarara uğratmak kasdı ile Protokol’e de aykırı biçimde, Beyoğlu …. Noterliği’nin 14.01.2014 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile müvekkilinin Şirketteki hisselerini almaya talip olduğunu, müvekkili tarafından kabul edilmemesi halinde şirketin feshini ve tasfiyesini talep edeceğini bildirdiğini, müvekkilinin cevaben, Kadıköy …. Noterliği’nin 11.02.2014 tarih ve … Sayılı ihtarnameyi keşide ederek, davalının hisselerini müvekkile devretmesi talebinde bulunmuş ise de; buna olumlu bir cevap alınamadığını, davalının kötü niyetli ve tek taraflı kendi menfaatine yönelik olarak müvekkili baskı altına almak suretiyle hisselerini rayicinden çok düşük bedelle almaya zorlamak amacıyla, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. E. sayılı dosyası ile (Bilahare Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasına dönüşmüştür), şirketin haklı sebeple feshi ve tasfiyesi davası açtığını, davalının Protokol’e aykırı olarak, Protokol hükümlerini tümüyle ortadan kaldırmaya yönelik biçimde, dava hakkını kötüye kullanmak suretiyle müvekkili zor durumda bırakmak amacıyla davalı şirketin feshini talep etmekle Protokol’den kaynaklanan yükümlülüklerini ihlal ettiğini, Protokol ile mutabık kaldığı hususların aksini, feshe ilişkin dava dilekçesinde ileri sürmek Suretiyle amacının aslında Kanun’dan kaynaklanan fesih hakkını kullanmak olmadığını, tersine müvekkili zor durumda bırakarak müvekkilin ticari hayatına son vermek olduğunu açıkça ortaya koyduğunu, Protokol’ün 9. Maddesinde “…. Makina San. ve Tic. Ltd. Şti. üzerindeki değerleri (gayrimenkuller hariç) şekil ve usule göre en uygun şekilde oluşan yeni 2 işletmeye devredecektir. Zamanla sadece kira geliri olan bir şirket şekline dönüşecektir” hükmü yer almasına ve davalı … tarafından bu Protokol imzalanmış olmasına; yani, Şirketin marka değerinin bulunması sebebiyle, şirketin üretim faaliyetine son verilmekle birlikte, zamanla sadece kira geliri olan bir şirket şekline dönüşeceği peşinen kabul edilmesine rağmen, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasına sunduğu 10.03.2017 tarihli dilekçesinde, “..ve bütün bu sıkıntılı süreç, içi boşaltılmış, 8 yıldır faaliyette bulunmayan, istihdam yaratmayan, katma değer üretmeyen, dolayısıyla ülke ekonomisine herhangi bir katkısı olmayan sadece kağıt üzerinde varlığını sürdüren bir şirket için değecek midir?” beyanında bulunduğunu, bizzat kendi imzasını havi Protokol hükümlerinin uygulanmasını, kendisinin de paylaşımdan yararlanmış olduğu gerçeğini gözden kaçırarak, dilekçesinde ahde vefa ilkesine uyulmuş olmasını, şirketin haklı sebeple feshi gerekçesi olarak gösterdiğini, aynı iddiaların, davalının 10.03.2014 tarihli dava dilekçesinde de yer aldığını, Protokol’de, bizzat kendi imzası ile, şirketin kira geliri elde eden bir şirket olacağı kabul edilmesine rağmen, aynı dilekçede “..ana sözleşmesinde taşınmazlarını kiraya verebileceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığı halde kiraya verilen taşınmazlarından kira geliri elde eden atıl bir şirkettir” beyanında dahi bulunduğunu, davalının, şirket müdürü ve yönetim kurulu üyesi basiretli bir tacir olarak, şirket ana sözleşmesinde taşınmazların kiraya verilebileceğine ilişkin bir hüküm olmamasına rağmen, nasıl olup da, şirketin taşınmazlarının kiraya verileceğini öngören Protokol altına imza attığını? bu gelişmeler çerçevesinde müvekkilinin, davalının, hükümlerine uymayacağını peşinin bildiği bir Protokolu imzaladığını ve müvekkilin de bu Protokol’e güvenerek yatırım yapmasını sağladığını, ardından şirketin feshi talebi ile hem müvekkilin ticari yaşamına son vermek hem de hiçbir hakkı olmadığı müvekkili yatırımlarından pay çıkarmaya ve kendisine menfaat sağlamaya çalıştığını, davalının, Beyoğlu …. Noterliği’nin 14.01.2014 tarih ve … sayılı ihtarnamesi ile, müvekkilin hisselerini davalıya devretmesi, aksi halde Şirket’in feshi ve tasfiyesi ile müvekkilin ortaklıktan çıkarılması için dava açılacağını ihtar ettiğini, ihtarname içeriğine göre, davalının, müvekkilinin hisselerini davalıya devretmesi halinde şirketin devam edeceğini öngörmekte; bunda herhangi bir sakınca görmediğini, ancak, müvekkili hisselerini davalıya devretmediği takdirde, davalının müvekkile hisse devri gibi bir seçeneği tanımadığını, tersine, ya şirketin feshi ya da müvekkilin şirketten çıkarılması gerektiği iddiasında bulunduğunu, davalının “Şirket, … ile devam edebilir; ancak …’la devamına mevzuat hükümlerindeki düzenlemeler ne olursa olsun … tarafından kesinlikle izin verilmeyecektir” şeklinde çelişkili davranış yasağına aykırı davrandığının ve Protokol hükümlerini ihlal ile, tamamen kötüniyetle Şirketin feshi davasını açtığına ilişkin bir diğer hususun, bilahare davalının kötüniyeti ile imzalanamayan Sulh Sözleşmesi taslağı olduğunu, bu Taslak’tan görüleceği üzere, davalının, asimetrik kısmi bölünme yolu ile şirketin bölünebileceğini ve müvekkilinin şirketin tek ortağı olabileceğini kabul etmiş iken, 10.03.2017 tarihli dilekçesinde, bölünmenin mümkün olmadığı, muhakkak gayrimenkullerin satışı suretiyle tasfiyenin yapılması gibi bir iddiada bulunduğunu, bunun nedeninin, davalının nakit yönünden herhangi bir sıkıntısının olmaması, buna karşılık, müvekkilinin, Protokol hükümlerine uyulacağı inancı ile tüm malvarlığını Protokol hükümleri çerçevesinde ticari faaliyetine yönelik olarak yatırıma tahsis etmiş olması; böylece satış söz konusu olduğu takdirde davalının söz konusu gayrimenkulleri çok cüz’i bedellere uhdesine geçirme niyetini taşıması olduğunu, davalıların, Protokol ve ekleri çerçevesinde, paylaşımı yapılan gayrimenkullerin davalı şirketten kiralanmak suretiyle müvekkillerin ticari faaliyetini sürdürmesini sağlama mükellefiyetini yüklenmesine rağmen, yukarıda açıklandığı ve örnekleri verildiği üzere, Protokole aykırı davranarak müvekkillerin büyük zarara uğramasına yol açtıklarını, taraflar arasında yargılama esnasında yapılan Sulh Sözleşmesi, imzalanmış olmasa dahi, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasında … tarafından ikamet edilen …. Makina Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin feshi ve tasfiyesi davası sırasında, daha önce imzalanmış olan Protokol ve Ek Protokol’lere göre tarafların uyuşmuş olan iradelerini ortaya koyduğunu ve zaten Sulh Protokolü’nün konusunu oluşturan aynen taksim, fiili olarak taraflar arasında uygulanmış olmakla, Protokol ve Ek Protokollerde yer alan davalıların, müvekkillere tahsis edilen bağımsız bölümleri kullandırma mükellefiyetinin aynen ifasını talep hakkı bulunduğu gibi, ayrıca zaten uygulanmış olan Sulh Sözleşmesi hükümleri çerçevesinde paylaşımın yapılmasına ilişkin edimlerin aynen ifasını da talep hakkının müvekkiller yönünden doğduğunu, Nitekim, işbu Sulh Sözleşmesi’nin 1. Maddesinde, tarafların …. Makine’nin bölünmesi yoluyla taraflar arasındaki ortaklığın giderilmesine, …. Makine’nin mahkeme kararı ile yeni kuruluş şeklinde oranların korunmadığı (asimetrik) kısmi bölünmeye tabi tutulmasına, yukarıda bahsi geçen Protokol ve Ek Protokoller ile belirlenen ekonomik ve hukuki realitenin korunmasına ve tarafların işletmelerinin devamı sağlanmak suretiyle menfaatlerinin hakkaniyetli biçimde muhafaza edilmesine ilişkin olarak işbu Sulh Sözleşmesi’nin yapıldığı belirtildiğini, keza, Uyuşmazlığın Halli kenar başlıklı IV. Maddenin 2. Fıkrasında, tarafların, …. Makine’nin taşınmazlarının ve fabrika binasının tarafların bireysel ticari faaliyetlerinde kullanılmak üzere fiilen paylaşımı konusunda kesin ve açık bir anlaşmaya vardıklarını, 3. Fıkrasında ise, tarafların bu doğrultuda davalı şirketin taşınmazlarını ve fabrika binasını fiilen paylaştığını, bu paylaşıma göre ayrı birer bağımsız bölüm gibi kullandıklarını, bölünme ile yeni şirkete intikal edecek malvarlığı bölümlerinin halihazırda taraflarca belirlendiğini ve hatta her bir tarafın faaliyet göstermekte olduğu ve ayrı ayrı üretim merkezlerini barındıran bu bölümlere Belediye tarafından ayrı kapı numaralarının dahi verildiğini, VI. Maddenin 1(e) bendinde, …. Makine’ya ait olup …’a özgülenen ve fiilen bağımsız bölüm haline gelmiş bölümlerin, bölünme işlemi ile eş zamanlı olarak yeni kurulan şirkete kendiliğinden intikal edeceğini, buna karşılık kısmi bölünen …. Makine’nin tek pay sahibinin … olacağı, …’a özgülenen bağımsız bölümlerin ise, …. Makine’nin mülkiyetinde kalacağının kabul edildiğini, bu sebeple, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile, tarafların, özellikle davacı müvekkillerinin gerek fiili ve ekonomik açıdan daha fazla zarar görmemesini teminen, davalıların, taraflar arasında akdedilen Protokol ve Ek Protokolleri aynen ifa ederek; müvekkillere tahsis edilen alanları kullandırma hususunda aynen ifa yükümü bulunduğu gibi, imzalanmamış olsa dahi Sulh Sözleşmesi’nin konusunu oluşturan taraflara tahsis edilen alanların Protokol ve Sulh Sözleşmesi’nde belirtildiği gibi, ilgili tarafın mülkiyetine geçirilmesi ve böylece taraflar arasındaki Protokol ve Ek Protokollerden, keza uygulanmış Sulh Sözleşmesi’nden kaynaklanan edimlerin aynen ifasını; böylece …. Makine’ya ait olan ve Sulh Sözleşmesi’nde … payına düşen gayrimenkullerin …. Makine’da bırakılarak, …”ın bu şirketteki hisselerinin …. Makine’ye ait olup da fiilen …’ın şirketine tahsis edilmiş olan gayrimenkullerin ise … İnşaat Makinaları ve Kalıp Sanayi Ticaret Anonim Şirketi’ne devredilmesi karşılığında müvekkili …’a aidiyetine ve böylece taraflar arasındaki Protokollerden kaynaklanan ortaklığın giderilmesi suretiyle davalıların oluşturduğu Protokol ve Ek Protokollere dayalı MUARAZANIN MEN’İNE talep zarureti hasıl olduğunu, Müvekkillerinden …’ın paylaşımda sahip olacağı haklar, bu arada özellikle müvekkil şirketin kullanımına bırakılan alanda ticari faaliyetini sürdüreceği, bunun hiçbir biçimde ihlal edilmeyeceği taraflar arasında kararlaştırıldığından, burada müvekkil şirket lehine tam akit söz konusu olup; Protokol ve Ek Protokoller çerçevesinde işbu davayı açma açısından müvekkilin hukuki yararı ve taraf sıfatı bulunduğunu, davalıların Protokol’ün 21. Maddesine göre, müvekkil …’a 5.000.000 USD cezai şart ödemesi gerektiği gibi, müvekkili … ve diğer müvekkilinin üçüncü şahıs lehine davalıların kullandırma edimlerinin aynen ifasını muarazanın men-ini talep hakkı bulunduğunu, bunun yanında, zaten taraflar arasında fiili bölünme gerçekleştiği ve Sulh Sözleşmesinde de mevcut hukuki ve ekonomik realitenin korunması ve tarafların işletmelerinin devamının sağlanması suretiyle menfaatlerinin hakkaniyetli biçimde muhafaza edilmesi amaçlandığına göre, fiili olarak zaten paylaşımı yapılmış olan gayrimenkullerin paylaşımının gerçekleştirilerek bu suretle davalıların oluşturduğu Protokol ve Ek Protokollere dayalı muarazanın men-ine karar verilmesini talep zarureti hasıl olduğunu, neticede; fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile, davalıların oluşturduğu Protokol ve Ek Protokollere dayalı MUARAZANIN MEN’İNE, tarafların, özellikle davacı müvekkillerin gerek fiili ve ekonomik açıdan daha fazla zarar görmemesini teminen, davalıların, taraflar arasında akdedilen Protokol ve Ek Protokolleri aynen ifa ederek; müvekkillere tahsis edilenalanları kullandırması yükümlülüğünü yerine getirmesine, bu suretle davalıların oluşturduğu Protokol ve Ek Protokollere dayalı MUARAZANIN MEN’İNE, Protokol ve Ek Protokoller ile tarafların iradelerinin bu hususta mutabık olduğunu gösteren uygulanmış Sulh Sözleşmesi’nin konusunu oluşturan taraflara tahsis edilen alanların Protokol ve Sulh Sözleşmesi’nde belirtildiği gibi, ilgili tarafın mülkiyetine geçirilmesi ve böylece taraflar arasındaki “Protokol ve Ek Protokollerden, keza uygulanmış Sulh Sözleşmesi’nden kaynaklanan edimlerin aynen ifasına; böylece …. Makine’ye ait olan ve Sulh Sözleşmesi’nde … payına düşen gayrimenkullerin …. Makine’de bırakılarak, …’ın bu şirketteki hisselerinin …. Makine’ya ait olup da fiilen …’ın şirketine tahsis edilmiş olan gayrimenkullerin ise … İnşaat Makinaları ve Kalıp Sanayi Ticaret Anonim Şirketi’ne devredilmesi karşılığında müvekkili …’a aidiyetine ve böylece taraflar arasındaki Protokollerden kaynaklanan ortaklığın giderilmesine, bu suretle davalıların oluşturduğu Protokol ve Ek Protokollere dayalı muarazanın menine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ASIL DAVADA SAVUNMA:
Davalı … vekilinin mahkememize sunduğu 16/04/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Protokolun düzenlendiği 07.08.2008 tarihinde davacı … ile davalı …’ın diğer davalı … Makine’nin temsil ve ilzama yetkili ortakları olduğunu, temsilcinin temsil edilen nam ve hesabına bizzat kendisi ile işlem yapmasının, menfaat çatışması olduğu için teoride ve uygulamada kabul edilmediğini, davacılar vekilinin Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyasına sunduğu 22.03.2018 tarihli dilekçesinde “davacının kendi şirketi lehine şirketle işlem yasağına aykırı olarak” demek suretiyle temsilcinin temsil edilen nam ve hesabına kendisi ile işlem yapmasının yasak olduğunu kabul ettiğini, orada yasak olduğunu kabul ettiği işlemi bu davada hukuka uygun olduğunu kabul ederek 07.08.2008 tarihli protokolün …. Makine’yi de bağlayacağını iddia etmesinin çelişkili olduğunu, 07.08.2008 tarihli protokolün … ve … arasında düzenlendiğini, alışkanlıkla şirket kaşesinin kullanılmasının protokolü 3 taraflı duruma getirmeyeceğini, dava dilekçesinde “Bakırköy .. ATM … E. sayılı dava dosyasında imzalanmış olsa da bir sulh sözleşmesinin yapılmış olduğu, sulh sözleşmesi hükümleri çerçevesinde paylaşımın yapılmasına ilişkin edimlerin aynen ifasını da talep hakkı müvekkiller yönünden doğmuş olduğu, …. Makina San.ve Tic.Ltd.Şti.’nin. bölünmesi yoluyla taraflar arasındaki ortaklığın giderilmesine, yapılan sulh sözleşmesi ile esasen işletmelerin devamı suretiyle menfaatlerin hakkaniyetli bir biçimde muhafazasının sağlanabileceğinin kabul ve ikrar edilmiş” olduğu…” nun anlatıldığını, davacılardan … vekili tarafından hazırlanıp bir öneri olarak mahkemeye sunulan ve imzalanmamış olduğu belirtilen sulh sözleşmesi taslağı ile nasıl bir kabul ve ikrardan söz edildiğini, davacı lehine nasıl bir hak doğduğunu, davacılar ile herhangi bir sulh sözleşmesi yapılmadığını, Sulh sözleşmesi yapılması bir yana, sulh görüşmesi dahi yapılmadığını, davacıların, bu davayı açmakta hukuki yararları olmadığını, Çünkü, davalı … Makina San.ve Tic.Ltd.Şti. adına kayıtlı taşınmazların, …’ın Şirket’teki payına isabet eden kadarının …’ın … inşaat Makinaları ve Kalıp San. Tic. A.Ş.’ne devredilmesi suretiyle muarazanın men’inin istendiğini, bu taleplerini, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’ndeki … esas sayılı davada 10.05.2017 tarihli asli müdahale talebini içeren dilekçelerinde ve 04.04.2018 tarihli duruşmadaki beyanlarında dile getirdiklerini, bu talebin o davada tartışılarak reddedildiğini ve davalı … Makina San.ve Tic.Ltd.Şti.’nin “fesih ve tasfiyesine” karar verildiğini, Dolayısıyla, HMK’nun 114/1-h,ı hükümlerinde öngörülen dava şartı bulunmadığını, ayrıca, bu davanın konusunun da kalmadığını, …’ın Şirket’teki payının değeri kadar Şirket taşınmazlarının …’a verilmesi, adına tescil edilmesi ve payının bu şekilde ödenmesinin, TTK’nın 612.maddesinde düzenlenmiş olan “Şirketin kendi esas sermaye paylarını iktisabı” olduğunu, Şirketin, alacağı payların toplam itibarı değeri, esas sermayenin 9e10’unu geçmiyorsa ancak iktisap edebildiğini, Aynı maddenin 2.fıkrasına göre, mahkeme kararı ile çıkma veya çıkarılma halinde ise üst sınırın 9620 olarak uygulandığını, Şirket’in esas sermayesi 250.000,00 TL olan % 20’sinin 50.000.-TL olduğunu. müvekkili …’ın esas sermave payı % 50 olduğuna göre, ancak 50.000.-TL’lık esas sermaye payını iktisap edebilen şirketin müvekkilinin sermaye payını satın alması, dolayısıyla davacıların önerisinin uygulanmasının hukuken mümkün olmadığını, Protokolün 9.maddesinde, “… ortakların (… ) 31.12.2008 tarihinden itibaren tüm kararları (…. Makina ile ilgili) birlikte alacaklardır. Para çekimleri, çek ödemeleri, resmi müracaatlar, kısaca şirketle ilgili yapılacak ve yaptırılacak tüm işlemler çift imzalı olacaktır) denildikten sonra; ikinci paragrafta da “yetki kullanımı hiçbir zaman şirkete zarar vermeyecektir” denildiğini, bu düzenlemeye rağmen davacılardan …’ın, ortak bir karar olmadan ve tek imza ile faaliyetini durdurmuş oldukları …. Makina San.ve Tic Ltd. Şti. adına, 26.06.2009 tarihinde, Şirket’in ….bank … Şubesi’ndeki … numaralı hesabı üzerinden 300.000.-TL kredi kullandığını ve kredinin 299.000.-TL’sinin, davacılardan …’ın egemen ortağı olduğu diğer davacı … Kalıp Makine ve inş. San. Tic Ltd. Şti.’ne havale/EFT yapıldığını, kredinin …’ın davacı şirketi tarafından faizleri ile birlikte geri ödendiğini; fakat, 14.008,43 TL tutarındaki kredi faizinin, …. Makina San.ve Tic.Ltd.Şti.’nin defter kayıtlarında, …’ın şirketi davacı … Kalıp Makine ve İnş. San. Tic. Ltd. Şti.’nin borcundan tenzil edildiğini, Başka bir anlatımla, …, faaliyetini durdukları …. Makina San.ve Tic.Ltd.Şti.’nin ticari itibarından yararlanarak O’nun üzerinden çekip kendi şirketine kullandırdığı kredinin faizini davalı … Makina San.ve Tic. Ltd. Şti.’ne ödettiğini, böylece adı geçen şirketi 4.008,43 TL zarara soktuğunu, böylece davacının, protokolü ihlâllerin kronolojik sırasını başlattığını, davacıların, “davalı …’ın, Şirket’in müşterek imza ile temsil ve ilzam edilmesine ilişkin kararın tescil ve ilânından kaçındığını” iddia ettiklerini, Şirket’in, ortaklar … ve …’ın birlikte atacakları imza ile temsil ve ilzam edileceğine ilişkin olarak 16.11.2009 tarihinde ortaklar kurulu kararı alındığını, müvekkili …’ın, 18.11.2009 tarihinde noterde imza beyannamesi düzenlettiğini, kararın tescil ve ilân edilmek üzere aynı gün Ticaret Sicil Memurluğu’na gönderildiğini, fakat, ortaklar kurulu kararının 1.maddesinde anasözleşme değişikliğini gerektiren iştigal konusu ile ilgili hususlar bulunması nedeniyle Ticaret Sicili Memurluğunun kararı tescil etmediğini, 2009 yılının son çeyreğinde …. Makina San.ve Tic.Ltd.Şti.’nin ödemesi gereken çekleri, kredi borçları, elektrik borçları, ecrimisil taksidi, v.s. borçları olduğunu, şirkette para olmadığını, Şirketin muhasebecisi/mali işler sorumlusu ….’ın, davacı …’a faks çekerek durumu bildirdiğini, …’ın, …’ın gönderdiği faksı, “… bey; fax çekme, gel konuşalım. Param yok ve bunların açıklamasını gelip bana yap lütfen hepsi protesto olsun 2 ay sonra öderiz” notu ile iade ederek, ödemelerin yapılmaması; kredilerin geri çağrılmasına, icra takiplerinin başlamasına ve sonuçta; protokolde korunacağı kararlaştırılmış olan Şirketin marka değerinin zarar görmesine neden olacağını, davacı …’ın, Şirketin zararına neden olacak bir tutum içinde olduğunu, bunun üzerine davalı …’ın, Şirketin mülkiyetindeki ….’daki dükkânı, 17.12.2009 tarihinde sattığını, Belediye’nin belirlemiş olduğu emlâk değerine göre tapudaki satış bedelinin 300.000.-TL olduğunu, gerçekte ise 950.000.-TL’ye satıldığını, bu para ile Şirketin acil ödemeleri yapıldıktan sonra kalan paranın da Şirketin …. Bankası …. Şubesi’ndeki …. numaralı hesabına yatırıldığını, Satış bedelinin bir kısmının Euro olarak alındığını, Euro’nun değer kazanması sonucu satış bedelinin 959.831,69 TL olduğunu, satış ve ödemeler ile ilgili olarak da her aşamada …’ın bilgilendirildiğini, davacıların, protokolü ihlâl olarak değerlendirdikleri ve …’ın, … hakkında suç duyurusuna konu yaparak iftira attığı Perpa’daki dükkân konusunun bu şekilde olduğunu, Davacılardan …’ın iddiasına göre, davalı müvekkili …’ın, “Şirketin gayrimenkullerini teminat göstererek bankalardan kredi talebi girişiminde bulunmuştur” davalı müvekkilinin böyle bir girişimi olmadığını, “Parke taşı makinesinin, 24.04.2011 tarihli ve …. sayılı fatura ile davacı …’dan habersiz olarak … İnşaat Makinaları ve Kalıp San. Tic.A.Ş. ‘ne satıldığı fakat ihtara rağmen bedelinin ödenmediği” iddia edildiğini, İddia konusu parke taşı makinesinin müvekkil …’ın şirketine satıldığının doğru olduğunu, satışın davacının bilgisi dahilinde gerçekleştiğini, Fabrika binası içinde …. Makina San.ve Tic.Ltd.Şti.’nin kullandığı alanı kullanan davacının/davacıların bilgisi dışında bir satışın gerçekleşmesinin mümkün olmadığını, kaldı ki bedelini istediğine göre satışa örtülü olarak onay verdiğini, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. esas sayılı dava dosyasında verilen 01.02.2016 tarihli bilirkişi raporunun … sayfasında bu satış ile ilgili değerlendirme yapıldığını ve “makinenin 123.900.-TL olan satış bedelinin şirket kayıtlarında …’ın borcuna ilave edilmiş olduğu, herhangi bir kimsenin hak kaybının söz konusu olmadığı” belirtildiğini, Aynı raporun .. sayfasında, 30.06.2015 tarihi itibariyle davalı müvekkil …’ın, Şirket’ten 136.981,07 TL alacaklı olduğunun tespit edildiğinin ifade edildiğini, dolayısıyla gerekli ödeme ya da mahsuplaşmanın yapıldığını, …’ın, gönderdiği ihtarnamede, makine bedelinin yarısının kendisine ödenmesini talep ettiğini, şirket’e ait malın satış bedelinin yarısının kendisine ödenmesini istemeğe hakkı olmadığını, Şirket’e ödenmesini isteyebileceğini, bu talebin dahi, protokolü ihlâl olduğunu, … A.Ş., …. Makina San.ve Tic. Ltd. Şti. ile cari hesap olarak İşlem yapmakta olduğundan, ödemelerin de cari hesaba mahsuben yapıldığını, Dava dilekçesinin … sayfasında … sırada sözü edilen … inşaat San.ve Tic. Ltd. Şti tarafından … inşaat Beton Boru San.Tic.Ltd.Şti. lehine …. Şubesi’ne keşide edilmiş her biri 25.000.-TL bedelli toplam 100.000.-TL tutarındaki dört adet çekin, … Ltd.Şti. yetkilileri tarafından …’a teslim edildiğini, …’ında, Şirketin mali işlerini deruhte eden …. vasıtası ile davalı …’a gönderdiğini, zamanında ödenmeyen ve peyderpey tahsil edilen bu çeklerin bedelinin, …. Makina San.ve Tic.Ltd.Şti.’nin üç çalışanı …., …. ve …. ‘nun işçilik alacaklarını ödeyen … A.Ş.’nin alacağına mahsup edildiğini, Başka bir anlatımla, o çeklerin bedeli ile, …. Makina San. Ve Tic.Ltd.Şti.’nin üç çalışanının işçilik haklarının ödendiğini, Protokolün 3.maddesine göre, “Ortaklık dönemine ait işçi alacak ve tazminatları, ortaklık hesapları içinde değerlendirilecek ve ödenecektir” müvekkilinin de, şirketi aracılığı ile, ortaklık hesabından işçilerin ödemelerini yaptığını, şirket’in ve dolayısıyla davacının bir zararı olmadığını, Çekleri teslim alan davacı … olduğuna göre, muhasebeleştirilmesinin sorumluluğunun da kendisine ait olduğunu, bu çeklerle ilgili olarak …’ın, dönemin mali işler sorumlusu … hakkında yaptığı suç duyurusu üzerine Büyükçekmece … Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan … esas sayılı davada sanık ….’ın beraat ettiğini, davacıların, “Protokolün 18.maddesine göre “…. Makina” isminin kullanılması yasak olmasına rağmen, …, ” …. Grup Makine Sanayi ve Ticaret A.Ş.” markasının tescili için TPE”ye başvuruda bulunmuştur” diyerek protokolün ihlâl edildiğini iddia ettiğini, Marka başvurusunu yapanın … değil, …. Grup Makine San. Tic, A.Ş. olduğunu, Davacı … Kalıp Makine ve İnş. San. Tic. Ltd. Şti., bu marka başvurusunun protokole aykırı olduğu iddiasını, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu Kararı’nın iptali talebi ile Ankara … Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde açtığı … esas sayılı davada da ileri sürdüğünü, davanın reddedildiğini, aynı iddianın, davacılar tarafından, …. Grup Makine San.Tic.A.Ş.’nin unvanından “… Makine” ibaresinin çıkarılması talebi ile İstanbul Anadolu ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açtıkları … esas sayılı davada da ileri sürüldüğünü, o davanın da reddedildiğini, protokolün 20.maddesinde “İş bu protokol, tarafların Hadımköy tesislerindeki faaliyetleri ve burada yapacakları işlerle ilgilidir” denilmek suretiyle, bağlayıcılığı coğrafi olarak sınırlandırıldığını, davalı …’a ait …. Grup Makine San. Tic. A.Ş., Hadımköy’de değil, Beykoz’da olduğunu, protokolün ihlâlinin söz konusu olmadığını, Davacı …’a ihtar göndererek Şirket’teki payını almak veya Şirket’i tasfiye etmek istediklerinin doğru olduğunu, müvekkilinin kendisine iftiralar atan davacı … ile aynı ortamda çalışmak istemediğini, aralarındaki ilişkinin, müvekkil için çekilmez hal aldığını, davacı …’in, …’ın payını almak gibi bir karşı teklifi olmadığını, davacıların dava dilekçesindeki 28 numaralı açıklamalarında,” protokoller ve ek protokollerle davacılara tahsis edilen bağımsız bölümlerin aynen ifasını talep hakkı bulunduğu gibi, ayrıca sulh sözleşmesi çerçevesinde paylaşımın yapılmasına İlişkin edimlerin aynen ifasını talep etme hakları bulunduğunu” iddia ettiklerini, davacıların, “aynen ifa” dan ne kast etiklerinin belli olmadığını, aynen kullanmayı kastediyorlarsa, zaten kullandıklarını, kullanmalarına kimsenin engel olmadığını, mülkiyet hakkının talebini kast ediyorlarsa, protokolde, “…. Makina San.ve Tic.Ltd.Şti.’nin binaları, ortaklara, protokol çerçevesinde gösterecekleri üretim faaliyetlerinde kullanmaları için tahsis edilmiştir” dendiğini, Mülkiyetin naklini işaret eden, ima eden bir hüküm olmadığını, binalarda kat mülkiyeti olmadığını, dolayısıyla bağımsız bölümler de olmadığını, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’ndeki …. esas sayılı dosyada verilen 28.02.2018 tarihli bilirkişi raporuna göre, şu an için taşınmazlarda kat mülkiyeti kurulması ve bu şekilde ortaklar arasında paylaşılmasının mümkün görünmediğini, bu nedenle, davacının muarazanın giderilmesi için önerdiği yöntemin uygulanmasının mümkün olmadığını, Kaldı ki, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında … kusurlu bulunarak davalı … Makina San.ve Tic.Ltd.Şti.’nin fesih ve tasfiyesine karar verilmiş olduğundan bu davanın konusu kalmadığını, davacılardan … Makine ve İnşaat Sanayi Tic.Ltd.Şti, protokol ve ek protokollerde taraf olmadığını, Diğer davacı …’ında, protokollere üçüncü kişi davacı şirket yararına bir edim koydurmadığını, Protokollerin, tamamen …. Makina San.ve Tic.Ltd.Şti.’nin ortakları olan … ve … ekseninde düzenlendiğini, davacı … Kalıp Makine ve İnşaat San.Tic,Ltd.Şti.’nin davada sıfatı, aktif husumet olmadığını, neticede; her iki davacı yönünden davanın reddine, bu taleplerinin uygun görülmemesi halinde, konusu kalmadığından esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına, bu taleplerinin de uygun bulunmaması halinde davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Makine vekilinin vekilinin mahkememize sunduğu 14/05/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın müvekkili hakkında aktif ve pasif husumet yokluğu yönünden reddi gerektiğini, müvekkilinin davacılardan … ile davalılardan …’ın ortak oldukları bir şirket olduğunu, müvekkili şirket ortak- larının şirketin sevk ve idaresinde anlaşamamaları nedeni ile mahkemece atanmış kayyım tarafından idare edildiğini, müvekkili şirketin her hangi bir ticari faaliyette bulunmadığını, müvekkili şirketin her hangi bir protokol maddesini ihlal etmesinin mümkün olmadığını, şirket ortaklarının kendi aralarında bir protokol imza ettiklerini ve ticari faaliyetlerini ayırma kararı aldıklarını, müvekkili şirketin gayrimenkullerinin kullanımını protokol ile pay ederek kendilerine kalan kısımda faaliyete başladıklarını, gene protokol çerçevesinde müvekkile ait bir kısım menkul malları da paylaştıklarını, müvekkili şirketin, protokolün uygulanmasına veya uygulanmamasına her hangi bir dahili olmadığını, davacı yanın dilekçesinde protokole aykırı olduğu iddia olunan hareketlerin tamamının diğer davalı … tarafından yapıldığı iddia olan hareketler olup bu hareketlerin ayrı bir tüzel kişiliğe haiz müvekkil şirketi bağlayıcı bir yönü bulunmadığını, diğer davalı …’ın Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açmış olduğu … E. sayılı dava ile müvekkil şirketin tasfiyesine karar verilmesini talep ettiğini ve bu talebi mahkemece kabul edilerek şirketin tasfiyesine karar verildiğini, karar için üst mahkemeye başvurulduğunu, kararın henüz kesinleşmediğini, anılan dosyanın bekletici mesele yapılması, neticede; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA
İDDİA:
Davacı vekili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verdiği dava dilekçesinde; müvekkili ile davalılar arasında 07/08/2008 tarihli protokol ve bu protokole ekli sözleşmeler düzenlendiğini, davalı tarafın protokole uymadığını, bu bağlamda sözleşmeye aykırılık nedeniyle yine sözleşmede belirlenen şimdilik 100.000-ABD Doları cezai şartın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı … vekilinin sunduğu 04/04/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddiasının doğru olmadığını, müvekkillerinin sözleşmeye aykırı herhangi bir eylemlerinin bulunmadığını, bu nedenlerle yasal dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Asıl davada; dava, taraflar arasında imzalanan protokol ve ek protokoller ile imzalanmayan sulh sözleşmesi nedeniyle meydana gelen muraazanın önlenmesi istemine ilişkindir.
Birleşen davada,Dava çezai şart alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuç- landırılmıştır.
Bilirkişiler …., Dr. …., Prof. Dr. …. ve Dr. …. tarafından mahkememize sunulan 11/11/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının iddiasının, davalı …’ın sözleşme hükümlerini ihlal ettiği, bu nedenle sözleşme uyarınca fiilen taksim edilen malların kendi adına tescil edilmesi suretiyle uyuşmazlığın giderilmesi ve cezai şart tazminatına karar verilmesi yönünde olduğu, davalı …’ın taraflar arasındaki protokol hükümlerini ihlal etmiş olduğu, ancak, davacının, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosyasına sunmuş olduğu cevap dilekçesinde aynen taksim talebini ileri sürmesine karşılık bu talebinin reddedilmiş olması, verilen red kararının HMK. m. 204/1 hükmü uyarınca kesin delil niteliği taşıması, anılan mahkeme kararıyla ayrıca şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmiş olması, dolayısıyla şirketin malvarlığının şirketin tasfiyesi yoluyla paylaşılmasının gerekmesi, binalarda kat mülkiyetinin ve dolayısıyla da bağımsız bölümlerin olmaması nedeniyle, protokol hükümleri uyarınca fiilen taksim edilen yerlerin davacı adına hükmen tescil edilmesinin hukuken mümkün olmaması sebepleriyle, davacının sözleşme uyarınca fiilen taksim edilen malların kendi adına tescil edilmesi yönündeki asıl davadaki talebinin yerinde olmadığı, birleşen davanın, Protokol’ün 21. maddesinde yer alan “Taraflar, bu protokole mutlak olarak uyacaklar, aksini iddia etmeyecekler, bu Protokol taraflar için mutlak bağlayıcıdır. Bu Protokol’e uymayan, aksine davranan taraf, diğer tarafa, kayıtsız şartsız, herhangi bir itirazda bulunmaksızın BEŞMİLYONAMERİKADOLARI tazminat ödeyecektir” hükmüne dayandığı, ancak şirketin feshine karar verilmiş olması ve ortaklar arasındaki ihtilafın şirketler hukuku çerçevesinde şirket tasfiyesiyle çözümlenebileceğine dair kesin hüküm, protokol konusu olan binalarda kat mülkiyetinin ve bağımsız bölümlerin yokluğu, protokol hükümleri uyarınca fiilen taksim edilen yerlerin davacı adına hükmen tescil edilmesinin hukuken mümkün olmaması karşısında, fer’i bir hak niteliğinde olan protokoldeki cezai şart hükmününde geçersiz olacağı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı … ile davalı …’ın, davalı …
Makine’nin %50’şer hissesine sahip ortakları oldukları, şirket mallarının fiilen paylaşımı
konusunda 07.08.2008 tarihli protokolu imzaladıkları, bu protokolun icrasına yönelik olarak
da ayrıca 08.10.2008 tarihinde 1 nolu Ek Protokol’ü, 11.10.2008 tarihinde 2 nolu Ek
Protokol’ü ve nihayet 21.12.2008 tarihinde de 3 nolu Ek Protokol’ü imzaladıkları, malların bu
protokol hükümleri uyarınca fiilen paylaşıldığı, davalı … tarafından
….’ın …. Makine’den çıkarılması yönünde dava açtığı hususların da bir ihtilaf
bulunmamaktadır.
Davacının iddiası, davalı …’ın sözleşme hükümlerini ihlal ettiği, bu
nedenle sözleşme uyarınca fiilen taksim edilen malların kendi adına tescil edilmesi suretiyle
uyuşmazlığın giderilmesi ve cezai şart tazminatına karar verilmesi yönündedir.
Bu durumda taraflar arasında ihtilaf konusu olan çözüme
kavuşturulması gereken temel problemler; davalı …’ın sözleşmeyi ihlal etmiş
olup olmadığı, buna bağlı olarak cezai şart tazminatı talep etme şartlarının oluşup oluşmadığı,
fiilen taksim edilen malların davacı adına tescilinin mümkün olup olmadığı noktalarında
Toplanmaktadır. Taraflar arasındaki 07.08.2008 tarihli protokol incelendiğinde;
Protokol’ün 5. maddesine göre, “…. Makina üzerine kayıtlı fabrika binalarını ve
arsalarını bir başka kişi ya da kuruma devretmeyecektir”,
Protokol’ün 6. maddesine göre, “…. Makina’ya ait … binalar, bu binaların
üzerinde bulunduğu taşınmazlar ve eklentileri, firmanın (…. Makina San. ve Tic. Ltd.Şti.) ortak malıdır. Bölünmüş değildir”,
Protokolün 9. maddesine göre, “ …. Makina üzerindeki değerleri (gayrimenkuller
hariç) şekil ve usule göre en uygun şekilde oluşan yeni 2 işletmeye devredecektir. Zamanla
sadece kira geliri olan bir şirket haline dönüşecektir. …. Makina’nın rutin işlerinin
gerçekleşmesi için gerekli olan yetki kullanımı hiçbir zaman şirkete zarar vermeyecektir. Hiç
kimse yetki hakkını diğer ortağa karşı baskı unsuru olarak kullanamayacaktır”,
Protokol’ün 15. maddesine göre, “Taraflar şimdiye kadar piyasada haklı bir markaya
ulaşan firmanın değerini koruyarak daha da ileriye taşımayı amaçlamaktadır… Taraflar
hiçbir zaman firmanın şu anda sağlamış olduğu marka değerine zarar verecek çalışma ve
oluşum içinde olmayacaklardır”,
Protokol’ün 18. maddesine göre, “Taraflardan hiçbiri yeni yapılanmada “….
Makina” ismini kullanmayacaktır”,
Protokol’ün 21. maddesine göre, “Taraflar, bu protokole mutlak olarak uyacaklar,
aksini iddia etmeyecekler, bu Protokol taraflar için mutlak bağlayıcıdır. Bu Protokol’e
uymayan, aksine davranan taraf, diğer tarafa, kayıtsız şartsız, herhangi bir itirazda
bulunmaksızın beşmilyon amerikan doları tazminat ödeyecektir”.
Söz konusu hükümler birlikte değerlendirildiğinde; davacı … ile davalı
…’ın amacının; % 50’şer hissesine sahip ortakları oldukları davalı …
Makine’nin mallarının fiilen paylaşımı, şirketin kira geliri olan bir şirkete dönüştürülerek
marka değerinin korunması olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim bu protokol uyarınca üç ayrı ek
protokol yaparak malları fiilen paylaşmış oldukları da görülmektedir.
Davacının iddiası; davalı …’ın;
6.11.2009 tarihli Ortaklar Kurulu Kararı ile Protokol’ün 9. maddesi uyarınca ….
Makine’nin temsil ve ilzamının müştereken gerçekleştirileceğine ilişkin karar alınmış
olmasına rağmen, bu kararın ticaret siciline tescilinden kaçındığı,
…’ın işbu ortaklar kurulu kararının tescilini önleyerek, münferid imza
yetkisinin sicil nezdinde görünüşte devam etmesinden yararlanarak, …. Makine’ya ait
…. İli, … İlçesi, … Mahallesi, … pafta, … Ada, … Parsel’de kain B
Blok 58 nolu bağımsız bölümü kendisinden habersiz olarak devrettiği, devir sözleşmesine
göre tahsil ettiğini beyan ettiği gayrimenkul bedelini de uhdesinde bırakarak; şirkete herhangi
bir ödeme yapmadığı,
Davalı Şirketi borç altına sokmak ve elde edilen nakdi şahsen kullanmak amacıyla,
Şirketin gayrimenkullerini teminat göstererek bankalardan kredi talebi girişiminde bulunduğu,
28.04.2011 tarih ve 07204 sayılı fatura ile davalı şirkete ait Parke Taşı Makinasını
kendisinden habersiz olarak davalının şirketi olan … İnşaat Makinaları ve Kalıp
Sanayi Ticaret Anonim Şirketi‘ne devrettiği, kendisine veya davalı … Makine’ye
herhangi bir ödeme yapılmadığı,
Davalı …’ın, davalı şirketin ticari faaliyeti çerçevesinde kullanılmak
üzere şirkete teslim edilmiş olan çekleri, muhasebe kayıtlarında usulsüzlük yaparak, üçüncü
kişilere devrettiği, kayıtlara çeklerin alınmaması nedeniyle gerek kendisinin gerekse davalı
şirketin zarara uğramasına neden olunduğu,
Protokol’ün 18. Maddesine göre, davalı …’ın “…. Makina” ibaresini
kullanması yasak olmasına rağmen, “ …. Grup Makina Sanayi Ticaret A.Ş.”
markasının tescili için TPE’ye başvuruda bulunduğu,
Parke taşı makinesinin, 24.04.2011 tarihli ve … sayılı fatura ile kendisinden
habersiz olarak … İnşaat Makinaları ve Kalıp San. Tic.A.Ş.’ne satıldığı ve ihtara rağmen bedelinin ödenmediği,
… Altyapı inşaat San.ve Tic. Ltd. Şti tarafından …. inşaat Beton Boru
San.Tic.Ltd.Şti. lehine … …. Şubesi’ne keşide edilmiş her biri 25.000.-TL
bedelli toplam 100.000.-TL tutarındaki dört adet çekin, … Ltd.Şti. yetkilileri tarafından
kendisine teslim edildiği, kendisinin de şirketin mali işlerini deruhte eden…
vasıtası ile davalı …’a gönderdiği, çeklerin bedellerinin şirkete verilmediği,
“…. Makina” isminin kullanılması yasak olmasına rağmen, …’ın “
…. Grup Makine Sanayi ve Ticaret A.Ş.” markasının tescili için TPE”ye başvurduğu,
Ayrıca 14.01.2014 tarihli ihtarnameyi göndererek …. Makine’daki hisselerin
kendisine satılmaması halinde şirketin feshini ve tasfiyesini talep edeceğini bildirdiği
yönündedir.
Davalının savunması ise; …’ın,
Ortak bir karar olmadan ve tek imza ile …. Makina San.ve Tic .Ltd. Şti. adına,
26.06.2009 tarihinde, Şirket’in ….bank …. Şubesi’ndeki …. numaralı hesabı
üzerinden 300.000.-TL kredi kullandığı ve kredinin 299.000.-TL’sini, ortağı olduğu ….
Kalıp Makine ve inş. San. Tic .Ltd. Şti.’ne havale/EFT yaptığı, kredinin ….
….’ın davacı şirketi tarafından faizleri ile birlikte geri ödendiği; fakat, 14.008,43 TL
tutarındaki kredi faizinin, …. Makina San.ve Tic.Ltd.Şti.’nin defter kayıtlarında, …’ın şirketi davacı … Kalıp Makine ve İnş. San. Tic. Ltd. Şti.’nin
borcundan tenzil edildiği, böylece adı geçen şirketi 14.008,43 TL zarara soktuğu,
Şirket’in, ortaklar … ve …’ın birlikte atacakları
imza ile temsil ve ilzam edileceğine ilişkin olarak 16.11.2009 tarihinde ortaklar kurulu kararı
alındığı, kendisinin 18.11.2009 tarihinde noterde imza beyannamesi düzenlettiği, kararın
tescil ve ilân edilmek üzere aynı gün Ticaret Sicil Memurluğu’na gönderdiği, fakat, ortaklar
kurulu kararının 1. maddesinde anasözleşme değişikliğini gerektiren iştigal konusu ile ilgili
hususlar bulunması nedeniyle Ticaret Sicili Memurluğunun kararı tescil etmediği,
2009 yılının son çeyreğinde …. Makina San.ve Tic.Ltd.Şti.’nin ödenmesi gereken
çekleri, kredi borçları, elektrik borçları, ecrimisil taksidi, v.s. borçları olduğu, şirkette para
olmadığı, bunun üzerine kendisinin, şirketin mülkiyetindeki Perpa’daki dükkânı, 17.12.2009
tarihinde sattığı, bu para ile Şirketin acil ödemeleri yapıldıktan sonra kalan paranın da Şirketin
… Bankası …. Şubesi’ndeki … numaralı hesabına yatırıldığı, satış ve
ödemeler ile ilgili olarak da her aşamada …’ın bilgilendirildiği,
Şirketin gayrimenkullerini teminat göstererek bankalardan kredi talebi girişiminde
bulunmadığı,
İddia konusu parke taşı makinesinin kendisinin şirketine satıldığının doğru olduğu,
satışın davacının bilgisi dahilinde gerçekleştiği, Fabrika binası içinde …. Makina San.ve
Tic.Ltd.Şti.’nin kullandığı alanı kullanan davacının/davacıların bilgisi dışında bir satışın
gerçekleşmesinin mümkün olmadığı, kaldı ki bedelini istediğine göre satışa örtülü olarak onay
verdiği, gerekli ödeme ya da mahsuplaşmanın yapıldığı, İddia edilen çeklerin bedelinin, …. Makina San.ve Tic.Ltd.Şti.’nin üç çalışanı
…., … ve …’nun işçilik alacaklarını ödeyen
…. A.Ş.’nin alacağına mahsup edildiği, başka bir anlatımla, o çeklerin bedeli ile, ….
Makina San. Ve Tic.Ltd.Şti.’nin üç çalışanının işçilik haklarının ödendiği,
Marka başvurusunu yapanın … değil, …. Grup Makine San. Tic.
A.Ş. olduğu, bu yönde açılan davaların reddedildiği, protokolün 20. maddesinde “İş bu
protokol, tarafların Hadımköy tesislerindeki faaliyetleri ve burada yapacakları işlerle ilgilidir”denilmek suretiyle, bağlayıcılığı coğrafi olarak sınırlandırıldığı yönündedir.
Taraflar arasındaki Protokol’ ün 9. maddesinde “…. Makina San. ve Tic. Ltd. Şti.
üzerindeki değerleri (gayrimenkuller hariç) şekil ve usule göre en uygun şekilde oluşan yeni
işletmeye devredecektir. Zamanla sadece kira geliri olan bir şirket şekline dönüşecektir”
denilmiş olmasına rağmen, davalı …’ın Bakırköy …. Asliye Ticaret
Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasıyla, “…içi boşaltılmış, 8 yıldır faaliyette
bulunmayan, istihdam yaratmayan, katma değer üretmeyen, dolayısıyla ülke ekonomisine herhangi bir katkısı olmayan sadece kağıt üzerinde varlığını sürdüren bir şirket için değecek
midir?… ana sözleşmesinde taşınmazlarını kiraya verebileceğine ilişkin bir hüküm
bulunmadığı halde kiraya verilen taşınmazlarından kira geliri elde eden atıl bir şirkettir”
gerekçesiyle şirketin haklı nedenle fesih ve tasfiyesini talep ettiği görülmektedir. Davalı
…’ın bu talebinin taraflar arasındaki protokolün 9. maddesine aykırılık teşkil
ettiği açıktır.
Yine, Protokol’ün 5. maddesinde “…. Makina üzerine kayıtlı fabrika binalarını ve
arsalarını bir başka kişi ya da kuruma devretmeyecektir” denilmiş olmasına rağmen, davalı
…’ın şirketin mülkiyetindeki Perpa’daki dükkânı, 17.12.2009 tarihinde sattığı
anlaşılmaktadır.
Aynı şeklide, parke taşı makinesinin satışının davacının bilgisi dahilinde yapıldığı kabul
edilse dahi, malların fiilen bölüştürülmüş olması nedeniyle makinanın bedelinin yarısının
davacı …’a verilmesi gerekirken, davalı …’ın “davacının şirkete
ait malın satış bedelinin yarısının kendisine ödenmesini istemeğe hakkı olmadığı, Mustafa
…. A.Ş., …. Makina San.ve Tic. Ltd. Şti. ile cari hesap olarak işlem yapmakta
olduğundan, ödemelerin de cari hesaba mahsuben yapıldığı” yönündeki savunmasının ve
mahsuplaşmasının da taraflar arasındaki protokol hükümlerinin ihlali niteliğinde olduğu
açıktır.
Ayrıca Protokol’ün 18. maddesinde “Taraflardan hiçbiri yeni yapılanmada “….
Makina” ismini kullanmayacaktır”, denilmiş olmasına rağmen, davalı …’a ait
…. Grup Makine San. Tic. A.Ş. tarafından bu ismin kendi adına tescili için başvuruda
bulunulduğu görülmektedir.
Davacının iddiası, davalı …’ın sözleşme hükümlerini ihlal ettiği, bu nedenle
sözleşme uyarınca fiilen taksim edilen malların kendi adına tescil edilmesi suretiyle
uyuşmazlığın giderilmesi ve cezai şart tazminatına karar verilmesi yönündedir. Davalı
…’ın yukarıda anılan protokol hükümlerini ihlal etmiş olduğu görülmektedir. Bilirkişi raporunun, mali inceleme bölümünde, yer alan “davalı şirkete ait dükkanın satışından resmi
olarak davalı şirket banka hesaplarına 290.000,00 TL gelmiş, açıktan alındığı ikrar edilen
669.831,69 TL’nin 484.460,28 TL’si … A.Ş.’den gelmiş gibi alacak kayıt edilmiş,
185.371,41 TL ise hiç hesaplara dahi girmemiştir. Kalan 185.371,41 TL’nin içinde ….
…. A.Ş.’ye borç ödemesi olduğu iddia edilen 110.551,00 TL’lik kısmın mahsup edildiği
düşünülse de, ticari defterlerde … A.Ş. borcundan düşüldüğü tespit
edilememiştir. Harcama tablosunda …. Bankasında kalan bakiye olarak 85.702,00 TL
yazıyor ise de, bankaya yatırılmadan banka hesabında olan bir bedelin harcama/gider olarak
kabul edilmesi zaten söz konusu değildir. Dolayısıyla davalı şirketin dükkan satışından
tabloda yazılı 959.831,69 TL’lik harcamalarında kullandığı bedel sadece 290.000,00 TL
olarak tespit edilmiştir. Harcamalarda kullanılan diğer bedeller … A.Ş.’den giriş
gibi gösterilen bedel ve banka hesaplarında zaten var olan bedelden karşılanmıştır.”
yönündeki tespit de varılan sonucu teyit etmektedir.
Davalı … Makine tarafından, …bank hesabından 26.06.2009 tarihinde
300.000,00 TL tutarında kredi kullanılmıştır. Aynı tarihte kullanılan kredinin 299.000,00
TL’si … A.Ş.’ye gönderilmiştir. Kullanılan kredi …’a gönderildiğinden
299.000,00 TL …’a borç kaydedilmiş, … Kredi ödemelerini yaptığında
da …’a alacak kaydedilmiştir. Davalı şirket tasfiye sürecinde girdiğinden kısıtlı
incelemeler yapıldığı için; kredinin geri ödemesi … tarafından yapılmış olmakla
birlikte, gerek dosyada kredinin geri ödeme planı olmamasından, gerek kredi ödemesi
haricinde yanlar arasında bir çok borç/alacak işlemleri olmasından, gerekse şirketin 2009 yılı
bilgisayar kayıtlarına ulaşılamamasından dolayı, söz konusu kredi için ne kadar faiz ödendiği
ve bu faiz tutarının …’a fatura edilip edilmediği tespit edilememiştir.
Her ne kadar Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinde …. E. sayılı dosyada
alınan 01.02.2016 tarihli bilirkişi raporuna dayanılarak davacının da ….
Makine’yi 14.008,43 TL zarara uğratmış olabileceği belirtilmiş ise de, yine bilirkişi raporunun mali inceleme
bölümündeki yer alan “Davalı şirket tasfiye sürecinde girdiğinden kısıtlı incelemeler yapıldığı
için; kredinin geri ödemesi … tarafından yapılmış olmakla birlikte, gerek dosyada
kredinin geri ödeme planı olmamasından, gerek kredi ödemesi haricinde yanlar arasında bir
çok borç/alacak işlemleri olmasından, gerekse şirketin 2009 yılı bilgisayar kayıtlarına
ulaşılamamasından dolayı, söz konusu kredi için ne kadar faiz ödendiği ve bu faiz tutarının
…’a fatura edilip edilmediği tespit edilememiştir” yönündeki tespit dikkate
alındığında bu zararın da ispata muhtaç olduğu görülmektedir.
Davacının, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasına
sunmuş olduğu cevap dilekçesinde aynen taksim talebini ileri sürmesine karşılık bu talebinin
reddedilmiş olması, verilen red kararının HMK. m. 204/1 hükmü uyarınca kesin delil niteliği
taşıması, anılan mahkeme kararıyla ayrıca şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmiş olması,
dolayısıyla şirketin malvarlığının tasfiye kuralları uyarınca bölünmesinin gerekmesi, binalarda
kat mülkiyetinin ve dolayısıyla da bağımsız bölümlerin olmaması nedeniyle, protokol
hükümleri uyarınca fiilen taksim edilen yerlerin davacı adına hükmen tescil edilmesinin
hukuken mümkün olmaması ve en önemlisi de protokolün ihlal edilmesi durumunda cezai şart
ödeneceğine ilişkin hüküm bulunması nedenleriyle davacının sözleşme uyarınca fiilen taksim
edilen malların kendi adına tescil edilmesi yönündeki talebi yerinde görülmediğinden asıl davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Birleşen dava yönünden;
Birleşen dava, Protokol’ün 21. Maddesin’de yer alan “Taraflar, bu protokole mutlak
olarak uyacaklar, aksini iddia etmeyecekler, bu Protokol taraflar için mutlak bağlayıcıdır. Bu
Protokol’e uymayan, aksine davranan taraf, diğer tarafa, kayıtsız şartsız, herhangi bir
itirazda bulunmaksızın BEŞMİLYONAMERİKADOLARI tazminat ödeyecektir” hükmüne
dayanmaktadır. Ancak esas dava konusu protokol, aradaki ihtilafın şirket tasfiyesi yoluyla ve
şirketler hukuku çerçevesinde çözümlenmesi ve tasfiye edilmesi gerektiğine dair kesin
hüküm, şirketin feshine karar verilmiş olması, binalarda kat mülkiyetinin ve bağımsız
bölümlerin yokluğu, protokol hükümleri uyarınca fiilen taksim edilen yerlerin davacı adına
hükmen tescil edilmesinin hukuken mümkün olmaması karşısında,asıl sözleşmenin geçersiz olduğu dolayısıyla fer’i bir hak niteliğinde
olan protokoldeki cezai şart hükmünün de geçersiz olacağı anlaşıldığından birleşen davanın da reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
ASIL DAVADA;
1-Davanın REDDİNE,

2-Alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde BIRAKILMASINA,

4-Davalıların kendilerini bir vekil ile temsil ettirdikleri anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen 5.100,00 TL ücreti vekaletin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalılara VERİLMESİNE,
5-Davalı … tarafından yapılan 7,50 TL yargılama giderinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davalıya VERİLMESİNE,

6-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 265,00 TL yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacılara İADESİNE,

7-Davalılar tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davalılara İADESİNE,
BİRLEŞEN DAVADA;

1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 6.491,33 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 6.410,63 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,

4-Davalılar kendilerini bir vekil ile temsil ettirdikleri anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen 35.057,70 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalılara VERİLMESİNE,

5-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 195,00 TL yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,

5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre, Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere asıl ve birleşen davada davacılar vekili ile asıl ve birleşen davada davalı … vekilinin yüzlerine karşı , asıl ve birleşen davada davalı şirket vekilinin yokluğunda oybirliği ile verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 20/01/2022

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪