Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/220 E. 2018/291 K. 21.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/220
KARAR NO : 2018/291

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/02/2018
KARAR TARİHİ : 21/03/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının dosya üzerinden yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 28/02/2018 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket perde imalatı ve satımı işi ile uğraştığını, müvekkilinin davalı için kadife kumaştan perde yapıp, perdeleri kararlaştırılan tarihte davalıya teslim ettiğini, davalıya yapılan satış nedeniyle müvekkili tarafından takibe konu 14/12/207 tarihli ve …. numaralı fatura dezenlendiğini, davalı müvekkilinin tüm taleplerine rağmen takip konusu faturalardan kaynaklı borcunu ödemediğini, bunun üzerine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından davalı aleyhine icra takibi başlatıldığnıı, davalının haksız ve kötüniyetli olarak icra takibine itiraz ettiğini, bu nedenle davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve davalı borçlunun alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına çarptırılmasını, yargılama, harç ve masraf ile vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA;
Davali vekili tarafından Mahkememize sunulan 19/03/2018 havale tarihli cevap ilekçesinde;görevli Mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğunu,davalının tüketici olduğunu,zaten bu durumunda faturada yazdığını,davacı ile varılan anlaşma uyarınca ödenmesi gereken paranın fazlasıyla ödendiğini,bu nedenlerle davanın öncelikle görev yönünden reddine aksi hâlde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava,davacının,faturaya dayalı bakiye cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3’ncü maddesinin (l) bendinde”Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi,”ifade edeceği belirtilmiş,yine anılan kanunun 83’ncü maddesinin ikinci fıkrasında”Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.”denilmek suretiyle tüketici işlemi ile ilgili her türlü olayda Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un uygulanacağı,aynı kanunun 73’ncü maddesinin birinci fıkrasında ise “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.”denilerek tüketici işlemlerinde tüketici mahkemelerinin görevli olacağı hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda,taraflar arasında alım satım sözleşmesi bulunup davalının tüketici olduğu davacı tarafından düzenlenen faturada dahi belirtildiği, taraflar arasındaki işlemin yukarıda anılan Kanunun 3’ncü maddesinin (l) bendi uyarınca tüketici işlemi olduğu anlaşıldığından uyuşmazlığın Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri çerçevesinde Tüketici Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır.Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlarda resen dikkate alınacak hususlardan olup dava şartı yokluğu halinde HMK’nun115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan .davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.

HÜKÜM/Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla;açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Tüketici Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda karar verildi.21/03/2018

KÂTİP …

HÂKİM …