Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/2 E. 2019/1152 K. 28.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/2
KARAR NO : 2019/1152

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/12/2016
KARAR TARİHİ : 28/11/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/12/1029

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekilinin Bakırköy nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne vermiş olduğu 13/12/2016 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde ; davalı şirket ile müvekkili şirket arasında 21/10/2013 tarihlinde bağıtlanan kira sözleşmesi ile …. İlçesi, …, …. Mevkiindeki …. sayılı parsel üzerinde bulunan akaryakıt-otogaz satış ve servis istasyonunun 5 yıllık bir süre için davalı şirket tarafından müvekkiline kiralandığını, kira bedelinin tümünün davalı şirkete ödendiğini, kira sözleşmesine konu akaryakıt ve oto gaz istasyonunun davalı şirket tarafından işletilmesi amacıyla taraflar arasında 25/06/2014 tarihli 5 yıl süreli bayilik sözleşmesinin imzalandığını, davalı şirketin noterden gönderdiği 28/03/2016 tarihli ihtarname ile bayilik sözleşmesini fesih ettiğini bildirdiğini, bu tek yanlı fesih bildirimi karşısında davalı şirkete noterden gönderilen uyarı ile kira sözleşmesi uyarınca kullanım hakkına sahip oldukları akaryakıt, LPG satış ve servis istasyonunun davalı şirkete teslim edilen ariyetleri ile birlikte eksiksiz ve kullanıma elverişli olarak teslim edilmesinin, iş yeri açma ve çalıştırma ruhsatının devredilmesinin ve ayrıca muaccel hale gelen tüm borçların ödenmesinin istenildiğini, uyarının sonuçsuz kaldığını, davalının başka bir dağıtım şirketinin bayisi olarak faaliyetlerine devam ettiğini, dvalı şirkete noterden 23/06/2016 tarihinde gönderdikleri uyarı ile kiralanan taşınmazın kiracı müvekkiline teslim edilmemesi nedeniyle sözleşmenin sürdürülmesine olanak kalmadığı, kira sözleşmesinin haklı olarak fesih edildiği bildirilerek, peşin ödenen kira bedelinin taşınmazın müvekkili şirket tarafından kullanılamadığı süresine isabet eden kısmı olan ve 15/06/2016 tarihli fatura ile davalı şirkete fatura edilen 2.253.177,22 USD ile kira sözleşmesi uyarınca bu tutar için tahakkuk eden 15/06/2016 tarihli fatura ile davalıya fatura edilen 113.355,10 USD faizinin ifa tarihindeki ¨ karşılığının tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde ödenmesinin istenildiğini, aynı uyarı ile bayilik sözleşmesinde yazılı 300.000,00 USD cezai şartın, ifa tarihinde uygulanmakta olan TCMB döviz satış kuru ¨ karşılığının uyarının tebliği tarihinden itibaren yabancı paraya uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte 7 gün içinde, kira sözleşmesinde öngörülen 300.000,00 USD cezai şartın, ifa tarihinde uygulanmakta olan TCMB döviz satış kuru ¨ karşılığının uyarının tebliği tarihinden itibaren yabancı paraya uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte 30 gün içinde, davalı şirketin ¨ 933.615,95 cari hesap borcunun uyarının tebliğ edildiği 13/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte 7 gün içinde,davalı şirkete ariyet olarak teslim edilen ekipmanların uyarının tebliği tarihinden itibaren 7 gün içinde müvekkili şirkete teslim edilmesinin, teslim edilmez ise rayiç bedeli olan ¨ 68.440,00 +KDV’nin aynı süre içinde ödenmesinin istenildiği, aksi halde davalı kooperatifin sahibi olduğu taşınmaz üzerine 22/11/2013 tarihinde tesis edilen ¨ 6.000.000,00 bedelli ipoteğin nakte çevrilmesi amacıyla işlemlere başlatılacağının davalılara bildirildiğini, uyarıdan sonuç alınamaması üzerine davalılar hakkında Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığını, davalıların ipoteğin teminat ipoteği olduğu ve bu ipoteğe dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip yapılamayacağı, alacağın yargılamayı gerektirdiği gerekçeleri ile borca ve eklentilerine itiraz ettiklerini, açıklanan kira bedeli iade alacakları ile cari hesap alacaklarının yargılamayı gerektirmediğini, yasal haklarının yasaya uygun olarak kullanıldığını, objektif dava birleşmesi nedeniyle açılan davaya bakmakta ticaret mahkemesinin görevli olduğunu bildirerek; davalıların Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında haklarında başlatılan icra takibine konu borçlarına ve eklentilerine yaptıkları kötü niyetli itirazların iptali ile icra takibinin devamını, haksız ve kötü niyetli itirazları nedeniyle icra takibine konu tutarın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemelerine karar verilmesini , yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı …. Akaryakıt Ürünleri Pazarlama İnşaat Nakliye Sanayi Ticaret Limite Şirketi vekilinin 22/01/2018 tarihli cevap dilekçesini özetle ; Davacı ile müvekkili şirket arasında bayilik sözleşmesi imzalandığını, diğer davalı kooperatife ait taşınmazın ipotek edildiğini, alt kira sözleşmesinin tapuya şerh edildiğini, işletme ruhsatının sahibi dava dışı asıl kiracı ile aralarında kira sözleşmesi bulunduğunu, davacı şirketin bayilik sözleşmesini yapmak için belli bir peşinat ödediğini, davacı şirketin 08/01/2016 tarihinden itibaren akaryakıt ürünleri vermeyi durdurduğunu, bunun üzerine istasyonun kapandığını, bu durumun otomasyon kayıtlarıyla da sabit olduğunu, bayilik sözleşmesinin “2.f maddesinde “mutabakat sağlanması halinde bayiye kredili ve ıskontolu satış yapılabileceğine…” ilişkin hüküm bulunduğunu, davacı ile yapılan en son mutabakat ile mevcut borçların yapılandırıldığını ve ödeme takvimine bağlandığını, ayrıca teminat olarak bir açık çek de verildiğini, buna rağmen kendilerine akaryakıt ürünlerinin gönderilmediğini, buna bağlı olarak çalışanların ücretlerinin ödenemediğini ve müvekkili şirketin adım adım iflasa sürüklendiğini, davacının alacaklarının ayrıca ipotek ile güvence altında olduğunu, akaryakıt gönderilmesi amacıyla yapılan uyarılara rağmen davacı şirketin ürün gönderilmemekte ısrar ettiğini, akaryakıt ticareti dışında başkaca faaliyeti olmayan müvekkilinin haklı olarak sözleşmeyi feshetmek zorunda kaldığını, feshin haklı nedenlerle yapılması karşısında davacı şirketin cezai şart alacağı ve kar yoksunluğu zararını isteme hakkının bulunmadığını, akaryakıt ürünlerini verme yükümlülüğü yerine getirilmeden ve haliyle satılacak bir ürün olmaması halinde kar yoksunluğundan söz edilemeyeceğini, kira sözleşmesinin tapuya şerh edilmesi nedeniyle davacı şirketin sözleşmeyi süresinin sonuna değin sürdürme hakkı bulunduğunu, kasıtlı olarak alt kira sözleşmesinin devam ettirilmediğini, tapu kaydındaki şerhin de kaldırılmadığını, buna bağlı olarak taşınmazın kendilerince kullanılamadığını veya bir başkası tarafından kullanılması için kiralanamadığını, davacı şirketin bu şekilde tapudaki şerh ile devam eden kiracılık hakkını kullanmaması nedeniyle kendi kusurundan kaynaklanan zarar oluştuğunu, müvekkili şirketin taraflar arasındaki bayilik sözleşmesini fesih ettiğini, kira sözleşmesinin feshedilmediğini, kira sözleşmesinin davacı tarafından 23/06/2016 tarihinde fesih edildiğini, bu şekilde bu tarihe değin davacı tarafından taşınmazın 2 yıl, 8 ay, 2 gün kullanıldığını, bakiye sürenin ise 2 yıl, 3 ay, 28 gün olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere ancak bu süre için bir hesaplama yapılabileceğini, davacı şirketin haksız ve yersiz olarak ürün vermeyi kesmesi, kira sözleşmesinin kendisi tarafından fesih edilmesi, tapudaki kira şerhini terkin etmemesi, müvekkilince haklı nedenlerle bayilik sözleşmesinin fesih etmesi karşısında bayilik sözleşmesinden kaynaklanan 300.000,00 USD cezai şartın ödenmesinin istenemeyeceğini, taraf ticari defter kayıtları üzerinde yapılacak inceleme sonucu davacı şirketin cari hesap alacağının ortaya çıkacağını, ¨993.615,95′ lik istemi kabul etmediklerini,davacı tarafından ariyet olarak verilen emtiaların dava konusu istasyonda koruma altında olduğunu, uyarılara rağmen davacının teslim almadığını, istenildiğinde teslim alabileceklerini, bu nedenle bedellerini istemelerinin haksız ve dayanaksız olduğunu belirterek, açılan davanın reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
Davalı …… Kooperatifi vekilinin 01/02/2018 tarihli cevap dilekçesini özetle; Açılan davada müvekkiline husumetin yöneltilemeyeceğini, kendilerinin davacıya bir borçlarının bulunmadığını, davalı şirketin de dava konusu alacak kadar borcu bulunmadığını, alacağın varlığının davacı yanca kanıtlanması gerektiğini belirterek, açılan davanın her iki nedenle reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava,ipoteğin paraya çevrilmesi nedeniyle başlatılan icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişiler…, … ve Dr. …’in 07/02/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda; Alt kiracı ve aynı zamanda bayilik veren sıfatını taşıyan davacı şirket ile davalı şirket arasında imzalanan bayilik sözleşmesinin davalı şirket, kira sözleşmesinin ise davacı şirket tarafından tek yanlı fesih edildiklerini, taraflarca gösterilen fesih nedenlerinin haklı olup olmadığı ve buna bağlı olarak davacı kiracı ve aynı zamanda bayilik veren şirketin her iki sözleşmeye dayalı cezai şart alacaklarının iştenebilir olup olmadıkları ile hukuksal niteliğinin değerlendirmesinin mahkemenin takdirinde olduğunu, davalı şirketin her iki sözleşmeden kaynaklanan sorumlulukların güvencesi olarak davalı kooperatife ait taşınmazın ¨ 6.000.000,00 bedelli ipotekle yükümlendirdiğini, davacı şirketin 23/06/2016 tarihinde noterden gönderdiği uyarı ile her iki davalıyı istemleri yönünden direnime düşürdüğünü, 11/08/2016 icra takip tarihi itibariyle, davacı şirketin davalı şirkete sattığı akaryakıt ürünlerinden kaynaklı cari hesap alacağı ve işlemiş faizi ile 5 yıllık bir kira sözleşmesi için peşin ödenen kira bedellerinden, kira sözleşmesinin sürdüğü süreler dışında davalı şirketin malvarlığında kalan kalan kısımlarının üç ayrı tarih baz alınarak yukarıda gösterilen şekilde hesaplandığını, mahkemece istenilen cezai şart alacaklarının davacı alacaklarına eklenilmesi halinde 11/08/2016 icra takip tarihinde davacı şirketin toplam alacağının ipotek bedeli olan ¨ 6.000.000,00 ‘ nin çok üstünde olduğunu, söz konusu cezai şart alacaklarının ayrı tutulması halinde 11/08/2016 icra takip tarihi itibariyle davacı şirketin cari hesap ve kira bedellerinden kaynaklı alacaklarının toplamının sırası ile;
21/10/2013 kira başlangıç tarihine göre ¨5.532.202,15
13/10/2014 kira başlangıç tarihine göre ¨ 7.477.433,11
30/11/2013 kira başlangıç tarihine göre ¨5.747.709,09 olabileceğini, davacı şirketin kar yoksunluğu zararları ve davalı şirkette ariyet olarak kalan ekipmanlara yönelik bir istem ve inceleme sırasında sunduğu kanıtlar olmadığı için bu yönde bir inceleme ve değerlendirme yapılmadığını bildirmişlerdir.
Bilirkişiler…, … ve Dr. …’in 11/09/2019 havale tarihli bilirkişi ek raporunda;11/08/2016 icra takip tarihi itibariyle, davacı şirketin davalı şirkete sattığı akaryakıt ürünlerinden kaynaklı cari hesap alacağı ve işlemiş faizi faizi ife 5 yıllık bir kira sözleşmesi için peşin ödenen kira bedellerinden, kira sözleşmesinin sürdüğü süreler dışında davalı şirketin malvarlığında kalan kalan kısımlarının üç ayrı tarih baz alınarak faizi ile birlikte toplamlarının; 21/10/2013 başlangıç tarihine göre; (4.363.069,20 + 963.427,71=) ¨5.326.496,91 ,13/10/2014 başlangıç tarihine göre: (6.220.717,77 + 963.427,71=) ¨7.184.145,48 30/11/2013 başlangıç tarihine göre; ¨ 5.532.300,83 olarak yeniden hesaplandığını,
Mahkemece istenilen ve yukarıda ayrıca hesaplanan toplamı (920.400,00 +867.000,00=)¨ 1.787.400,00 olan cezai şart alacaklannın davacı alacaklarına eklenilmesi halinde 11/08/2016 icra takip tarihinde davacı şirketin toplam alacağının ipotek bedeli olan ¨6.000.000,00’nin çok üstünde olduğunu, davacı şirketin kar yoksunluğu zararları ve davalı şirkette ariyet olarak kalan ekipmanlara yönelik bir istem ve inceleme sırasında sunduğu kanıtlar olmadığı için bu yönde bir inceleme ve değerlendirme yapılmadığını bildirmişlerdir.
Mülkiyeti davalı kooperatife ait, üzerinde akaryakıt ve oto gaz satış istasyonu kurulu bulunan taşınmazın, davalı kooperatifin onayı ile kooperatifin kiracısı dava dışı …….Ltd. Şti ile davalı şirket arasında 09/10/2013 tarihinde noterlikte onaylanan 09/10/2013 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile 5 yıllık bir süre için davalı şirkete kiralandığı,
Taraf şirketler arasında imzalanan 21/10/2013 tarihli kira sözleşmesi ile aynı taşınmazın bu kez davalı şirket tarafından sözleşmede “alt kiracı” sıfatını alan davacı şirkete “alt kira sözleşmesinin tapuya şerh edildiği tarihten başlamak üzere” 5 yıllık bir süre için kiralandığı,
Dava konusu akaryakıt ürünlerinin satışının yapıldığı taşınmaz üzerine 22/11/2013 tarihinde düzenlenen resmi senet ile “…taraflar arasında Kadıköy ….. Noterliğinde 21/10/2013 tarihinde imzalanan …… yevmiye no’iu “kira sözleşmesi, satış yeri çerçeve Protokolü, protokol, anlaşma ve teessür eden ticari ilişki nedeniyle doğmuş ve doğacak borçların teminatını teşkil etmek üzere…” davacı şirket lehine azami ¨6.000.000.000,0 1. Derecede, faizsiz faiz ve 6 yıl süre ile ipotek tesis edildiği,
Davacı şirket ile davalı şirket arasında 25/06/2014 tarihinde bayilik sözleşmesinin imzalandığı,
21/10/2013 tarihli alt kira sözleşmesinin 13.10.2014 tarihinde tapuya şerh edildiği,
Davalı şirket tarafından davacı şirket adına düzenlenen 15/10/2014 tarihli 17804 numaralı faturada KDV dahil ¨1.534.000,00 USD peşin kira bedeli açıklamasının, 03/12/2013 tarihli …… numaralı faturada ise KDV dahil 1.593.000,00 USD peşin kira bedeli açıklamasının yer aldığı,
Taraf şirketler arasında 23/02/2016 tarihinde davalı şirketin akaryakıt alımlarından kaynaklanan vadesi geçmiş borçlarının ¨657.000,00’lik kısmının her biri ¨164.250,00 olan 25/06/2016 tarihinde başlayan birer ay aralıklı 4 eşit taksitle ödenmesi şeklinde yapılandırıldığı, sözleşmenin güvencesi olarak … Bankası … Şubesindeki … nolu hesaba ait (bedeli belirsiz) çek alındığı,
Davacı şirket tarafından davalı şirkete noterlikten 01/03/2016 tarihinde gönderilen …. yevmiye sayılı uyarı ile eksik alım nedenine dayalı olarak yoksun kaldıklarını ileri sürdükleri ¨94.354,00’nin ödenmesinin istenildiği,
Davacı şirket tarafından davalı şirkete noterlikten 04/03/3026 tarihinde gönderilen …. sayılı ihtarname ile davalı şirketin Kadıköy … Noterliğinden kendilerine gönderdiği 24/02/2016 tarih ve …. yevmiye sayılı ihtarnameye yanıt vererek/kendilerince davalı şirkete Kadıköy … Noterliğinden gönderilen 08/02/2016 tarih ve …. yevmiye sayılı ve de 01/03/2016 tarihli ihtarnamelere atıfta bulunularak, bildirilen borçların ödenmediği, icra müdürlüklerinden kendilerine haciz ihbarnamelerinin geldiği, bu nedenle davalı şirket hakkında başlatılan icra takibindeki hacizlerin kaldırılmasını, davalı şirket tarafından gösterilen teminatların davalı şirket riskini karşılamadığı açıklanarak, ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 gün içinde muaccel borçların tamamının ve akaryakıt satılamamasından kaynaklanan mahrum kalınan kâr karşılığı tazminatın ödenmesinin, sözleşmelere uygun şekilde faaliyette bulunulmasının istenildiği, bu halde bedeli peşin ödenmesi koşulu ile akaryakıt verilmeye hazır olunduğunun, bildirildiği, aksi halde yasal yollara başvurulacağının ve teminatların nakte çevrileceğinin uyarıldığı,
Davalı şirketin her iki uyarıya noterden 28/03/2016 tarihinde gönderdiği uyarı ile yanıt vererek bu uyarıda açıklanan nedenlere dayalı olarak bayilik sözleşmesini tek yanlı fesih ettiklerini bildirdikleri, davacı şirkete olan borçlarının ise ne şekilde ödeneceğinin açıklandığı,
Davacı şirket tarafından davalı şirkete ve bilgi amaçlı olarak ise davalı kooperatife ve dava dışı “…….Lt.Şti” ne 04/04/2016 tarihinde noterden gönderilen uyarı ile dava dilekçesinde sıralanan ödemelerin ve işlemlerin yapılmasının istenildiği, aksi halde ipoteğin paraya çevrileceğin bildirildiği, uyarının davalılara 06/04/2016, tarihinde tebliğ edildiği,
Davalı şirketin 05/04/2016 tarihinde bir başka akaryakıt şirketi ile ticari faaliyetini sürdürmeye başladığı,
Davacı şirket tarafından 15/06/2016 tarihinde “fiilen satış yapılmayan kira dönemine tekabül eden kira bedeli açıklamalı” KDV dahil toplam 2.253.177,22 USD karşılığı ¨6.614.652,37 bedelli e fatura ile “fiilen satış yapılmayan kira dönemine tekabül eden kira faiz bedeli” açıklamalı KDV dahil 113.355,10 USD karşılığı ¨332.776,57 bedelli e-fatura düzenlendiği,
Davacı şirket tarafından davalı şirkete ve bilgi amaçlı olarak davalı kooperatife ve de dava dışı “………Ltd.Şti” ne 23/06/2016 tarihinde noterden gönderilen uyarı ile kira sözleşmesinin sürdürülme olanağının kalmadığı gerekçeleri açıklanarak, davalı şirket ile aralarındaki alt kira sözleşmesinin fesih edildiğinin bildirildiği, aynı uyarıda dava dilekçesinde açıklanan alacaklarının ödenmesinin istenildiği, aksi halde ipoteğin paraya çevrileceğinin uyarıldığı, uyarının davalı şirkete 24/06/2016 tarihinde tebliğ edildiği,
Dava konusu akaryakıt tesislerinin bulunduğu …. İlçesi, …. mevkiindeki, 1.947,32 m2 alana sahip arsa niteliğindeki …. sayılı parselin davalı ……. KOOPERATİFİ adına kayıtlı olduğu, tapu kaydının beyanlar hanesinde ” taşınmazın cebri icra yoluyla satışı dahil üçüncü kişilere devrinde OSB den uygunluk görüşü alınması zorunludur. Bitiş tarihi 04/07/2014)…” açıklamasının yer aldığı, tapu kaydının şerhler hanesinde sırasıyla dava dışı ……. Petrol’e kira sözleşmesi şerhi, davalı şirket lehine kira sözleşmesi şerhi, davacı şirket lehine kira sözleşmesi şerhlerinin bulunduğu, tümünün tapu kaydından terkin edilmedikleri,yine dava dışı bir akaryakıt dağıtıcının başlattığı icra takipleri nedeniyle değişik tarihlerde ‘Konulmuş’haciz kayıtları bulunduğu,
Davacı şirketin davalılar hakkında Küçükçekmece…İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında, ¨6.000.000,00 asıl alacakların alınması amacıyla 11/08/2016 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlattığı, ödeme emrinin davalılara 12/08/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalı kooperatif vekilinin 17/08/2016 tarihli dilekçesi ile, davalı şirket vekilinin ise 15/08/2016 tarihli dilekçeleri ile borca ve eklentilerine cevap dilekçelerinde açıklanan nedenlerle” itiraz edip takibin durmasını sağladıkları, anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 42 nci maddesinin ikinci fıkrasının 6 ncı bendi hükmü”Gayrimenkul alımında ve satımında takip edilecek usul ile alınacak gayrimenkulün niteliğini, yerine ve azami fiyatını, satılacak gayrimenkulün asgari fiyatını belirlemek.” şeklinde olup buna göre kooperatife ait taşınmazın satışı veya ipoteği konusunda yetki kooperatif genel kurulunda olup öncelikle kooperatif adına kayıtlı taşınmaz üzerine konulan ipoteğin geçerli olup olmadığının irdelenmesi gerekmektedir.Davalı kooperatife ait genel kurul tutanakları incelendiğinde,davalı kooperatifin 03/04/2013 tarihinde yapılan genel kurulunda,dava konusu taşınmaz üzerine ipotek konulması hususunda kooperatif yönetim kuruluna yetki verildiği görülmüş olup,söz konusu ipoteğin geçerli olduğu anlaşılmaktadır.
Dava itirazın iptali davasıdır.Bilindiği üzere, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 67.maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nun 66.maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlayan bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süre içinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması halinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkar tazminatına da hükmedilebilir.(Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, 2006, s.219,223) Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağının olduğunu iddia eden taraf bunu usulü dairesinde ispat etmesi gerekir. İspatın konusu , ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu 6100 sayılı HMK.nun 187 ,190 ve 200’ncü maddelerinde açıkça belirtilmiştir.
İspatın konusu HMK.nun 187’nci maddede “İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir. Herkesçe bilinen vakıalarla, ikrar edilmiş vakıalar çekişmeli sayılmaz.” Şeklinde belirtilirken, ispat yükünün kimde olduğu ise HMK.nun 190’ncı maddesinde “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”düzenlemesi ortaya konmuştur.
Yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere,ipoteğin paraya çevrilmesine ilişkin şekli koşulların somut uyuşmazlıkta yerine getirildiği açıktır.İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla girişilen takibe yapılan itirazın iptali için bir başka koşul ise,ipotek alacaklısının asıl borçlu yani davalı şirketten olan alacağını ispat etmesidir.Davalı şirketin davacıya bir borcu bulunmalı ki davalı şirket ile lehine ipotek verenin sorumluluğuna gidilsin.Somut olayda davacı şirkete ait ticari defter ve belgeler üzerinde yapılan bilirkişi incelemesine göre,davacının davalı şirketten olan alacağının icra takip tutarından çok fazla olduğu anlaşılmaktadır.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğide;davacı ile davalı şirket arasında imzalanan bayilik sözleşmesine istinaden davalı kooperatife ait icra takibine konu taşınmazın ipotek olarak verildiği,ipoteğin üst limit ipoteği olduğu,ipotek resmî senedi incelendiğinde,davalının kayıtsız şartsız borç ikrarında bulunduğu,icra takibinden önce davalıya TMK’nın 887 nci maddesi uyarınca gerekli ihtaratın yapıldığı ve asıl borçlu aleyhine de icra takibine girişildiği,bilirkişi incelemesine göre lehine ipotek verilen davalı asıl borçlu şirketin ipotek bedelinin çok üzerinde borçlu olduğunun sabit olduğu, anlaşıldığından davanın kabulü ile davalının itirazının tahsilde tekerrür olmamak koşulu ile iptaline ve ipotek resmî senedinde belirtilen faiz oranı üzerinden takibin devamına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Davalıların aleyhlerine girişilen icra takibinin tamamına haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettikleri,dava İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi faturadan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu,bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesi gerektiği,davacının icra takibine girişmekte kötüniyetli olduğu ispat edilemediğinden davalı kooperatifin koşulları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın KABULÜ ile; ipotek senedinde belirtilen ¨6.000.000,00 limiti aşılmamak ve tahsilde tekerrür olmamak koşulu ile, davalıların Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında yapmış oldukları itirazın ¨6.000.000.,00 asıl alacak yönünden İPTALİ ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 2/2.maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2-Asıl alacağın % 20’si üzerinden hesap edilen ¨1.200.000,00 icra inkâr tazminatının davalılardan müştereken ve mütesensilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Davalı kooperatif vekilinin kötüniyet tazminat talebinin koşulları oluşmadığından REDDİNE,
4-Alınması gerekli ¨ 409.860,00 karar ve ilam harcından peşin alınan ¨72.465,00 harcın mahsubu ile bakiye ¨337.395,00 harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye İRAT KAYDINA,
5-Davacı tarafından ödenen ¨29,20 başvurma Harcı ile ¨72.465,00 Peşin Harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan 31 adet tebligat+posta ücreti ¨434,00 bir bilirkişi inceleme ücreti ¨9.000,00 olmak üzere toplam ¨9.434,00 yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen ¨125.200,00 ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨934,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve … sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı, oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.28/11/2019

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Kâtip …
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”