Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/191 E. 2021/1233 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/191
KARAR NO : 2021/1233

DAVA : İtirazın iptali
DAVA TARİHİ : 25/10/2016
KARAR TARİHİ : 22/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan itirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili şirketçe davalıya ipotek tesisine ilişkin konu borcun ödenmesi istemiyle ihtar ile davalının maliki bulunduğu … İli, … İlçesi, … Mahallesi, …. parselde bulunan 22 nolu bağımsız bölüm üzerindeki ipoteğin paraya çevrileceği konulu ihtarın çekilmesine rağmen borcun ödenmemesi üzerine Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatılması üzerine davalının yapmış olduğu itiraz nedeniyle itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınılarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı İpoteğin Paraya Çevrilmesi Yoluyla yapılan takibe itirazları sonucu açılan itirazın iptali davasının hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, Davacının ipotekten dolayı genel mahkemede dava açarak alacağını miktar olarak belirlemeden takip yapmasının usulsüz olduğu ve uyuşmazlığın çözümü yargılamayı gerektirdiğinden, davacının da eldeki davasının temelde alacağın miktarı belirlenmeden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe dayandırdığı açık olup dava dayanağı takibin bu anlamda hukuken açılmasının mümkün olmadığını, bu sebeple bu ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe dayalı açılan davanın da hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesini, müvekkili hakkında açılan davanın reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı-davacı aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
Büyükçekmece … Asliye Hukuk Mahkemesininin 11/10/2017 tarih, … Esas, … sayılı görevsizlik kararı ile dosya mahkememize tevzi edilmiştir.
Davada öncelikle ispat yükünün hangi tarafa ait olduğunun tespit edilmesi gereklidir. Bilindiği üzere ispat hakkı, yargılamanın temeli olup adil yargılanma ve hukuki dinlenilme hakkının bir gereği olduğundan yasalarımızda düzenlenmiştir. İspatın konusu, uyuşmazlığın çözümünde etkili olan, tarafların anlaşamadığı ve çekişmeli olan vakıalardır. Herkesçe bilinen vakıalar ile ikrar edilmiş olan vakıalar ise, çekişmeli olmadığından ispat konusu değildir. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190. maddesi gereğince de, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.
Taşınmaz rehninin bir çeşidi olan ipotek ise, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 881 ilâ 897. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Söz konusu maddelerde ipoteğin tanımı yapılmaksızın, ipoteğin amacı ve niteliği (m. 881), kurulması ve sona ermesi (m. 882- 887), hükümleri (m. 888- 891) ve kanuni ipotek hakları (m. 892- 897) ile ilgili hususlar ele alınmıştır.
Doktrinde ipotek kavramı, kişisel bir alacağı güvence altına alma amacını güden, kıymetli evraka bağlı olmayan ve bir taşınmazın değerinden alacaklının alacağını elde etmesi olanağını sağlayan sınırlı ayni hak olarak tanımlanmaktadır (Akipek, J.G/Akıntürk,T.: Eşya Hukuku, 2009, s. 786; Gürsoy, K./Eren, F./Cansel, E.: Türk Eşya Hukuku, 1984, s. 1032).
Taşınmaz rehninin temel ilkelerinden biri olan belirlilik ilkesi gereğince, ipoteğin kurulmasında, taşınmazın ne miktar alacak için güvence teşkil edeceği tapu kütüğünde açıkça gösterilmelidir. Bu husus, TMK’nın 851. maddesinde “Taşınmaz rehni, miktarı Türk parası ile gösterilen belli bir alacak için kurulabilir. Alacağın miktarının belli olmaması hâlinde, alacaklının bütün istemlerini karşılayacak şekilde taşınmazın güvence altına alacağı üst sınır taraflarca belirtilir.” şeklinde ifade edilmiştir.
Türk Medeni Kanunu’nun 851. maddesindeki düzenlemeden de anlaşıldığı üzere ipotek, güvence altına alınması düşünülen alacağın miktarının belirli olup olmamasına göre iki şekilde kurulabilir. Buna göre, ipotekle güvence altına alınması düşünülen alacağın miktarı belirli ise anapara ipoteği, belirli değilse üst sınır ipoteği kurulur.
Türk Medeni Kanunu’nun 881/1 maddesinde ise, “Halen mevcut olan veya henüz doğmamış olmakla beraber doğması kesin veya olası bulunan herhangi bir alacağın ipotekle güvence altına alınabileceği…”, Kanun’un 883. maddesinde de “Alacak sona erince ipotekli taşınmazın malikinin, alacaklıdan ipoteği terkin ettirmesini isteyebileceği” düzenlenmiştir.
Yasa’nın 881/1. maddesinde ifade edilen hâlen mevcut olan bir borç için tesis edilen ipotek bir anapara (kapital, kesin borç) ipoteği olmakla birlikte, ileride doğacak ve doğması muhtemel olacaklar için kurulacak ipotek ise üst sınır (azami meblağ-maximal) ipoteğidir.
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; dava ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takibe itirazın iptali davasıdır. Her ne kadar davalı vekili mahkememizin yetkisine itiraz etmiş ise de HMK’nın 6.maddesi hükmü uyarınca kural olarak yasada aksine hüküm bulunmadıkça davanın açıldığı tarihte davalının ikametgahı sayılan yer mahkemesi yetkili ise de, davacının istemi para alacağı olduğuna göre Türk Borçlar Kanunu 89. (eski B.K’nin 73.) maddesi gereğince para borcu alacaklıya götürülerek ödenmesi gereken borçlardan olduğundan, davacının yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir. Somut uyuşmazlıkta kesin yetkide yoktur. Davacının adresi Beylikdüzü olup, borcun ifa edileceği yer itibariyle yetkili mahkeme ve icra dairesi Bakırköy Mahkemesi ve İcra daireleri olduğundan mahkememizce yetki itirazının reddine karar verilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile zamanaşımı itirazında bulunmuş ise de sınırlı bir ayni hak olan ipotek için zamanaşımı olmayacağından, davacının zamanaşımı nedeni ile davanın reddine karar verilmesi talebinin reddine karar verilmek gerekmiştir. Yukarıda da açıkça bahsedildiği gibi uyuşmazlığın çözümü için öncelikle ispat yükünün belirlenmesi gerekmektedir. İş bu davada ispat yükü davacıda olup, davacı borcun kaynağı olarak, tapuya tescil edilen ipotek senedine dayanmıştır. Söz konusu ipotek senedi, kesin borç ipoteğidir. Davacı, bu ipotek senedine dayanarak davalı aleyhinde takip başlatmış, itiraz üzerine itirazın iptalini talep etmiştir. Mahkememizce dava dışı şirketin borcunun olup olmadığının tespiti için bilirkişi incelmesi yaptırılması yönünde talimat yazılmış ise de talimata dava dışı … Yapı Seramik Malz. Paz. San. Tic. Ltd. Şti.’ in defterlerini sunmadığından bahisle iade edilmiştir. Yukarıda da bahsedildiği gibi iş bu davada ispat yükü davacıda olup, davacı borcun kaynağı olarak, tapuya tescil edilen ipotek senedine dayanmış ve söz konusu ipotek senedi, kesin borç ipoteği niteliğindedir. Davalı ise cevap dilekçesi ile taşınmazı teminat için ve söz konusu tutarda kredinin çekilmesi şartına bağlı olarak ipotek tesisine muvafakat verdiğini, kredi işleminin gerçekleşmesi ipotek tesisine rızalarının olduğunu, başka bir işlemden kaynaklanan borç ilişkisi nedeni ile konulamayacağını iddiası ile ispat yükünü üzerine almış ise de taşınmazı teminat için ve söz konusu tutarda kredinin çekilmesi şartına bağlı olarak ipotek tesisine muvafakat verdiğini, kredi işleminin gerçekleşmesi ipotek tesisine rızalarının olduğunu, başka bir borç ilişkisi nedeni ile ipoteğin konulduğunu, borcun olmadığını ispat edemediğinden açılan davanın kabulüne, alacağın likit olması nedeni ile davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN KABULÜNE,
1-Davalının Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında yapmış oldukları itirazın İPTALİNE, takip tarihinden itibaren alacağa davacının talebi aşılmamak üzere yasal faizi uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2-Alacağın likit olması nedeni ile alacağın %20’si oranında (35.000,00-TL) icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Alınması gerekli 11.954,25 TL harçtan peşin alınan 2.956,77 TL peşin harcın mahsubu ile 8.997,48 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4- Davacı tarafından yatırılan 29,20- TL başvuru harcı, 2.956,77 TL peşin nispi harç, 4,30-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 2.990,27 TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 20.575,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan TL tebligat müzekkere gideri, 223,20 TL ‘nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılıp harcanmayan masrafın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/12/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”