Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1330 E. 2021/568 K. 29.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1330 Esas
KARAR NO : 2021/568

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 29/06/2021
K.YAZIM TARİHİ : 27/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacı müvekkilinin tekstil aksesuarı satan bir işyeri olduğunu, davalının ise bu aksesuarlardan satın aldığını, taraflar arasındaki cari hesap gereği davalıdan alacaklı olduklarını, Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyadan başlatılan icra takibine davalının haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiği, bu nedenle vaki itirazın iptaline, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; taraflar arasındaki ticari alış verişi kabul ile davacı tarafından keşide edilen 14.08.2018 tarih … nolu, 21.05.2018 tarih … nolu, 03.05.2018 tarih … nolu ,11.05.2018 tarih … nolu faturalarda belirtilen rakamların sipariş formunda belirtilen rakamlardan farklı olduğunu, 03.05.2018 tarih … nolu faturada teslim edilmeyen ürünlerin olduğunu, püskül brim miktarının 0,40 krş olmasına rağmen faturaya 0,55 krş olarak yansıtıldığını, yine ponpon şeritin 3,00 TL olmasına rağmen 3,15 TL’den fatura kesildiğini, bu faturaların şirket muhasebe kayıtlarına alınmadığını, iade fatura kesilerek davacıya iade edildiğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dosyamız arasına celp edilen Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacının cari hesap ekstresi ve buna bağlı faturalar dayanak gösterilerek 9.605,40 TL asıl alacak, 432,25 TL ticari faiz olmak üzere toplam 10.037,65 TL bedel üzerinden 7 örnek icra takibi yaptığı, davalıya ödeme emrinin 01/10/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalının itiraz dilekçesi ile itirazın yasal süresinde yapıldığı tespit edilerek takibin durdurulmasına karar verildiği görüldü.
Dosyaya sunulan 09/12/2019 tarihli bilirkişi SMMM … tarafından düzenlenen raporda; davacı ve davalı şirketlerin ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verildiği; tarafların ticari defterlerinin sahipleri lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre davacının takip tarihi itibariyle 9.605,40 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre davalının davacıya 762,04 TL borcu olduğu, davalının 3 adet toplamda 8.843,36 TL tutarlı faturalara süresi içerisinde itiraz etmediği, nihayetinde davalının kabul ettiği 762,04 TL’nin mahsubu ile davacının davalıdan dava tarihi itibariyle 8.843,36 TL alacaklı olduğu kanaatine varılmıştır.
Davalı vekili tarafından her ne kadar tanık listesi sunulmuş ve mahkememizin 09/03/2021 tarihli duruşmasının 2 numaralı ara kararı uyarınca davalı tanıkları adına meşruhatlı davetiye çıkarılmasına karar verilmiş ise de davalı vekilinin dava ve ekinde sunduğu delil listesinde tanık deliline dayanmamış olması; davacı vekilinin tanık dinlenilmesine muvafakat etmemesi ve davalının tanık dinletmek istediği hususların tanıkla ispatının mümkün olmaması nedeni ile 09/03/2021 tarihli duruşmanın 2 numaralı ara kararından dönülmesine karar verilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Yine davalı vekili tarafından icra müdürlüğünün yetkisine ilişkin itirazı, 6100 sayılı HMK’nın 10. maddesinde “Sözleşmeden doğan davalar sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde açılabilir.” hükmünün düzenlendiği, sözleşmenin ifa yerinin belirlenmesinde 6098 sayılı TBK’nın 89. maddesindeki düzenlemenin gözönüne alınacağı ve söz konusu maddenin 1/1 numaralı bendinde “para borçlarının, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde” ifa edileceğinin düzenlendiği; davacı alacaklının icra takibini ikametgahının (…/…) bulunduğu Bakırköy İcra Müdürlüğü’nde açmasında usule aykırılık bulunmadığından reddine karar verilmiştir.
Huzurda görülen dava itirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyada ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının, bakiye fatura alacağından kaynaklı davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalının itirazı sonucunda işbu davayı açtığı görülmüştür. Davalı vekilinin icra müdürlüğünün yetkisine yapmış olduğu itirazın HMK’nın 10. ve TBK’nın 89. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir. Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda uyuşmazlık konusunun çözümü için tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş; yapılan incelemede tarafların ticari defterlerinin sahipleri lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre davacının takip tarihi itibariyle 9.605,40 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre davalının davacıya 762,04 TL borcu olduğu, davalının 3 adet toplamda 8.843,36 TL tutarlı faturalara süresi içerisinde itiraz etmediği, nihayetinde davalının kabul ettiği 762,04 TL’nin mahsubu ile davacının davalıdan dava tarihi itibariyle 8.843,36 TL alacaklı olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir. Hüküm kurmaya ve denetime elverişli olarak düzenlendiği kabul edilen bilirkişi raporu ve davalının usulüne uygun ve süresinde kendisine tebliğ edilen faturalara itiraz etmemesi ve takip konusu malların kendisine teslim edilmediğine ilişkin bir itirazının bulunmaması ve bu faturalara ilişkin ödeme yaptığına ilişkin herhangi bir dekont ya da belge de sunmadığı değerlendirilerek davanın kabulü ile alacağın likit olması da gözetilerek davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN KABULÜ ile davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 10.037,65 TL asıl alacak yönünden İPTALİ ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 2/2. maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2- Alacağın likit olması nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin KABULÜ ile 2.007,53 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 685,67 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 171,42 TL nispi harçtan mahsubu ile bakiye 514,25 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4- Davacı tarafından sarf olunan (800,00 TL bilirkişi ücreti + 256,20 TL posta/tebligat/ mü- zekkere/talimattan ibaret) 1.056,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı ve 171,42 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
8- Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/06/2021

Katip ….
E-İmzalı

Hakim …
E-İmzalı
“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”