Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1325 E. 2021/332 K. 06.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1325
KARAR NO : 2021/332

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 06/04/2021
K.YAZIM TARİHİ : 11/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili ile davalı arasında taşımacılık faaliyeti konusunda ticari ilişki bulunduğunu, söz konusu ticari ilişki nedeniyle davacının davalıdan olan alacağının tahsili için Küçükçekmece … icra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalının borcu ödemediğini, haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini, bu sebeple alacağın 6.067,47 Euro olarak tespiti ile vaki itirazın iptaline, asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili tarafından verilen cevap dilekçesi ile davanın yetkili mahkemede açılmadığı, yetkili mahkemenin Küçükçekmece Mahkemeleri’nin olduğu, davacı ile aralarında herhangi bir ticari bağ bulunmadığı, müvekkili firmanın … firmasına devredildiği düşünülen … taşımacılık ile ticari faaliyette bulunduğu ve gerekli ödemelerin yapıldığı, ayrıca davacıya 03.11.2014 ödeme tarihli … numaralı 10.000 Euro teminat çeki verildiği, dava dışı … Taşımacılık şirketi tarafından çekin iade edilmediği, … firmasına konu hakkında başvuruda bulunulduğu, … tarafından başvuruya rağmen herhangi bir iade yapılmadığı, açıklanan nedenlerle davanın reddi ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dosyamız arasına celp edilen Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının 30.06.2016 tarihinde 5.432 Euro ticari hesap alacağı 635,47 Euro işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.067,47 Euro üzerinden 22.10.2014 tarihli cari hesap dayanak gösterilerek borçlu aleyhine ilamsız icra takibine başlandığı, ödeme emrinin borçluya 13.07.2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu davalının 15.07.2016 tarihli dilekçe ile takibe, borca, ödeme emrine, faiz oranına, işlemiş faize 18.07.2016 UYAP kayıt tarihli olarak itiraz ettiği, Küçükçekmece …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı ilam ile itirazın süresi içinde ve usulüne uygun olduğuna karar verildiği; karar üzerine icra müdürlüğünce İİK’nın 66. Maddesi uyarınca takibin durmasına karar verildiği görüldü.
Dosyaya sunulan 01/10/2019 tarihli bilirkişi SMMM … tarafından düzenlenen raporda; tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonunda her iki tarafın da ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı; devrolan dava dışı … şirketinin alacak borç ilişkisinin tespiti açısından ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi gerektiği; davacının ticari defterlerine göre davacının davalıdan 5.424,12 EURO olacaklı olduğu; ancak davalı kayıtlarına göre davalının davacıya herhangi bir borcunun olmadığının tespit edildiği kanaatine varılmıştır.
Dosyaya sunulan 01/10/2020 tarihli bilirkişi SMMM … tarafından düzenlenen ek raporda; dava dışı … şirketine ait ticari defterlerin eksik ibraz edilebildiği için sadece dava konusu faturaların devrolunan şirketin defterlerine kaydedildiği, başka bir sonuca ulaşılamadığı tespit edilmiştir.
Huzurda görülen dava itirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Mahkememizce davalı tarafından mahkememizin yetkisine yapmış olduğu itirazın Küçükçekmece’nin mülhakat adliyesi olmasından ve bünyesinde Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmadığından davalının yerine olmayan yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar işbu dava mahkememizde açılmış ise de; emsal nitelikteki Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2015/326 Esas, 2015/5496 Karar ve 20/04/2018 tarihli ilamında;
“6762 sayılı Türk Ticaret Yasası’nın 4. maddesine eklenen fıkrada, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun olumlu görüşü ile Adalet Bakanlığı’nca, bu Yasa’nın dördüncü kitabında yer alan deniz ticaretine ilişkin ihtilaflara bakmak ve Asliye derecesinde olmak üzere Denizcilik İhtisas Mahkemeleri’nin kurulacağı, bu mahkemelerin yargı çevresinin Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından belirleneceği” hususunun belirtildiği;
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesinin 2. fıkrasının 2. cümlesinin “Bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye ticaret mahkemesi varsa, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca, asliye ticaret mahkemelerinden biri veya birkaçı münhasıran bu Kanundan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebilir.” hükmünü içerdiği; bu düzenlemenin 6762 sayılı Kanun’un 4. maddesine eklenen fıkra ile aynı mahiyette olduğu; 6762 sayılı Kanun zamanında anılan yasal düzenleme doğrultusunda Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun almış olduğu 24/03/2005 tarih ve 188 sayılı karar doğrultusunda söz konusu davalara bakmak üzere Denizcilik İhtisas Mahkemesi bulunmayan yerlerde 1 numaralı Ticaret Mahkemesi’nin; Ticaret Mahkemesi yok ise … numaralı Asliye Hukuk Mahkemesi’nin Denizcilik İhtisas Mahkemesi olarak görevlendirildiği; yine aynı kararda Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun 20.07.2004 gün ve 370 sayılı kararı ile …’da kurulup faaliyete geçirilen Denizcilik İhtisas Mahkemesi’nin yargı alanın İstanbul ili mülki hudutları olarak belirlenmesine karar verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesinin 3. fıkrasında Ticaret Mahkemesi ile diğer mahkemeler arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu düzenlenmiş olup, Denizcilik İhtisas Mahkemesi’nin görev alanın tayininde uyuşmazlığın deniz ticaretinden ve deniz sigortalarından kaynaklanıp kaynaklanmadığının esas olduğu açıktır.
Somut olayda, dosyada bulunan dava konusu faturaların incelenmesinden davaya konu taşımacılığın deniz yoluyla yapıldığı, uyuşmazlığın çözümünde 6102 sayılı TTK’nın “Deniz Ticareti Sözleşmeleri” başlıklı 1119 vd. maddelerinin uygulanması gerektiği, davanın görülüp sonuçlandırılmasının Denizcilik İhtisas Mahkemesi’nin görevine girdiği, kamu düzeninden sayılan mahkemenin görevli olmasının HMK’nın 114/1-c maddesinde dava şartı olarak düzenlendiği, taraflarca ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gerektiği dikkate alınmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle, HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri gereğince DAVANIN USULDEN REDDİNE, uyuşmazlığın çözümünde İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesi’nin görevli olduğuna,
2- 6100 Sayılı HMK’nın 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
3- HMK’nın 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Adliyesi Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra talepte bulunulmaması nedeniyle davaya görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’nın 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARINA,
5- Yargılama gideri ve harçların görevli mahkeme tarafından nihai karar ile birlikte değerlendirilmesine,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/04/2021

Katip …
☪e-imzalıdır.☪

Hakim …
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.