Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1318 E. 2020/477 K. 08.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1318 Esas
KARAR NO : 2020/477

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2018
KARAR TARİHİ : 08/09/2020
K.YAZIM TARİHİ : 23/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davalı ile müvekkilinin arasında ticari münasebet bulunduğunu, çeşitli zamanlarda ipliği müvekkili tarafından temin edilen kumaşlar örülerek davalıya teslim edildiğini, bu meyanda faturalar düzenlendiğini, davalının 176.429,30 TL’lik cari hesap bakiye borcu bulunduğunu, bu borç sebebiyle Beyoğlu ….. Noterliği 23.10.2019 tarih …. yevmiye numaralı ihtarname keşide edildiğini ancak bu ihtarnameye karşı davalı tarafından Bakırköy … Noterliği … yevmiye sayılı 25.10.2018 tarihli ihtarname ile ticari ilişkinin kabul edildiğini, örülen malların ayıplı olduğunun iddia edildiğinin bakiyenin ödenmemesi üzerine Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını, davalı tarafından faturaların kendilerine tebliğ edilmediğinin ileri sürüldüğünü oysa ki faturaların davalıya tebliğine ilişkin kargo fişlerinin olduğunu, ürünlerin de sevk irsaliyesi ile kendilerine teslim edildiğini bu teslimlerin bir

e-imzalı e-imzalı
kısmının müvekkili tarafından bir kısmının ise boya işlerini yapan …. Tekstil Ltd Şti tarafından yapıldığını, davalı vekilinin örülen kumaşların hatalı olduğuna ilişkin iddiaların kısmen doğru olduğunu, bu nedenle davalı tarafından 31.08.2018 tarihli 78.054,47 TL bedelli fiyat farkı faturasının kabul edilip kayıtlara işlendiğini, bu tarihten sonra bir çok ürün teslimi yapıldığını ve bu ürünlere ilişkin kısmi ödemeler yapıldığını, davalının malın tesliminden itibaren öngörülen süreler içerisinde kendilerine ayıp ihbarında bulunmadığını ilk defa ayıp konusunun 25.10.2018 tarihli cevabi ihtarnamede belirtildiğini, bu nedenle haksız ve kötü niyetli yapılan itirazın iptaline, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Ayıp ihbarının yasal süre içerisinde sözlü ve yazılı olarak yapıldığını, ayıplı ürünlerin bir kısmının gizli ayıp niteliği taşıdığını, müvekkilinin çalıştığı yurtdışı menşeili firmalardan bir takım şikayetlerle kendilerine dönüş yapıldığını, bu nedenle Bakırköy …. Noterliği 11.01.2019 tarihli …. yevmiye nolu ihtarname keşide edildiğini, ayıp nedeniyle müvekkilinin 58.327,00 Paund zarara uğradıklarını bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; Davalının ihtarnameden önce ayıp ihbarı yaptığına ilişkin beyanlarını kabul etmediğini, ayıp ihbarının TTK 25/c maddesince öngörülen prosedüre uygun olarak yapılması gerektiğini, Bakırköy … Noterliği 11.01.2019 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesine Beyoğlu … Noterliğinin 17.01.2019 tarihli ihtarnamesi ile cevap verildiğini, bu nedenle davanın dava dilekçesinde belirtmiş olduğu nedenlerde kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ikinci cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından sözleşme konusu ürünlerin ayıplı olarak teslim edilmeye çalışılığını, mail kayıtlarında ürünlerin ayıplı olduğu, önemli bir kısmının hile ile gizlendiğinin bildirildiği, bu konuda sözlü ve yazılı bildirimde bulunulduğu, davacı tarafından ürünlerin ayıplı olduğunun dava dosyasına sunulan dilekçelerle ikrar edildiğini, ihbarın süresinde olduğunu davacının cari hesap alacağı talebine ilişkin ihtarnamesine müvekkili şirketin itiraz ettiğini, taraflar arasında cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İK 67 md ne dayalı itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talepli (HMK 105.md düzenlenen) EDA davasıdır.
12.11.2019 tarihli duruşmada davacı vekilinin hazır bulunduğu, bu celse belirlenen 25.02.2020 günü davalı vekilinin duruşmaya katıldığı davacı vekilinin katılmadığı, davalı vekilince davanın takip edilmeyeceğinin bildirildiği, HMK’nun 150/1.maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, bu tarihten itibaren işleyen üç aylık yasal sürenin ( 7226 sayılı Kanunun Geçici 1. Maddesi gereği covid-19 pandemisi nedeni ile sürelerin durması da nazara alınarak ) adli tatil içinde dolduğu, HMK’nın 150/3. Maddesi gereği üç aylık sürenin son günü adli tatile denk gelirse bu süre adli tatilin bittiği günden itibaren (HMK’nın 104. maddesi gereği) 1 hafta uzatılmış sayılacağı gözetildiğinde; davacı tarafından işlemden kaldırılan dosyanın 07.09.2020 tarihine kadar yenilenmediği anlaşıldığından; davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın HMK.’nun 150/5 maddesi uyarınca 07.09.2020 tarihi itibariyle AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 54,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 2.143,35-TL harçtan mahsup edilerek Hazine’ye İRAT KAYDINA, bakiye 2.088,95-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
e-imzalı e-imzalı
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça yatırılan 350,00-TL yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
5-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen 3.400,00-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
Dair, 5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre, Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile 2 hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda tarafların yokluğunda karar verildi.
08/09/2020

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı