Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1296 E. 2019/1164 K. 29.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1296 Esas
KARAR NO : 2019/1164

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 12/08/2013
KARAR TARİHİ : 29/11/2019
K. YAZIM TARİHİ : 19/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 12/08/2013 tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; kul- lanılmış su uzaklaştırma bedelinin tahsili amacı ile davalı aleyhine Büyükçekmece …. İcra Müdür- lüğü’nün …. esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine girişildiğini, davalının icra dairesinin yetkisine ve borca itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamını, davalı/ borçlunun % 20 icra inkar tazminatı ile mahkumiyetini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin 2007 yılında ….. nolu abonelik sözleşmesi ile abone olduğunu, tesise su saati takıldığını ve tüm bedellerin ödendiğini,takibin haksız,itirazlarının ise haklı ve yerinde olduğunu beyanla davanın red- dini savunmuştur.
Dava, İİK 67 Md ne dayalı olup itirazın iptai ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.
Celp olunan Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyasının tet- kikinde ; davacı/alacaklı tarafından davalı/ borçlu aleyhine Kullanılmış Uzak Su Uzaklaştırma Be- deline ilişkin 58.914,34 TL AA + 3.647,21 TL gecikme cezasından ibaret toplam 62.561,55 TL ala- cağın tahsili istemiyle 06/06/2012 tarihinde ilamsız takibe girişildiği, ödeme emrini 09/07/2012 tari- hinde tebellüğ eden borçlunun 12/07/2019 tarihinde vekili vasıtasıyla ibraz ettiği dilekçe ile ” takip borçlusunun ‘Bağcılar/İstanbul’ da bulunan adresi itibariyle Bakırköy İcra Daireleri’nin yetkili oldu- ğunu beyanla icra dairesinin yetkisine, ayrıca işyerinde kullanılan suyun tamamını üçüncü kişilerden satın aldıklarını, tankir ile gelen suların havuza boşaltıldığını ve hazır beton imalatında kullanıldı- ğını, su satın alaımadığı gisi kullanılmış suyu uzaklaştırıcak bir kanal veya alt yapı hizmeti de bulunmadığını,”atık ” diye tabir edilen suların çökeltme havuzunda tutulduğunu, su ile malzeme ayrıştırıldıktan sonra suların ve çöken malzemenin yeniden beton imalatında kullanıldığını, tesiste kullanılan suyun % 95’inin beton imalatında kullanıldığını ve dışarıya hiç bir atık su verilmediğini, dolayısıyla uzaklaştırılmasına da gerek bulunmadığını” beyanla borca , faize, faiz oranına ve tüm fe- r’ilerine itiraz ettiği, İİK 66 md gereğince İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, itiraz dilekçesinin alacaklı tarafa tebliğ edilmediği, alacaklı vekilinin yasal süre içinde mahkememize müracaatla iş bu davayı ikame ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda tesis olunan ….. Esas, …. karar nolu 05/09/2014 tarihli ilam ile “taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığına ve davalı vekili ta- rafından akdi ilişki varlığı kabul edilmediğine göre ,BK’nın 73 (89) maddesinin uygulanamayacağı, icra takibinin yetkili olan davalının ikametgahı icra dairesinde yapılması gerekeceği, davacı şirket tarafından yetkili icra dairesinde başlatılmış bir icra takibi bulunmadığı” gerekçesiyle davanın usul- den reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay …. HD’nce yapılan temyiz incelemesi sonucu tesis olunan …. Esas, ….. karar nolu 24/10/2018 tarihli ilamda :
“Uyuşmazlık, davacının KSUB bedellerinin tahsili amacıyla yaptığı icra takibine itirazın iptaline yö- neliktir.
Somut olayda, davalının …. sözleşme numarası ile sanayi grubu abonesi olduğu, icra takibinde de borç sebebinin bu sözleşme numarası belirtilerek yapıldığı görülmekle, mahkemenin taraflar arasında söz- leşme ilişkisi olmadığının kabulü yerinde değildir.
İtirazın iptali davasını gören mahkemenin, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelemesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir. Eş söyleyişle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır.
Kaldı ki, itirazın iptali davasını görme yetkisi, takibin yapıldığı yer mahkemesine aittir. O nedenle, mahkemenin, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemesi doğaldır. Bu yetki itirazının incelenmesi sonu- cunda, mahkeme, kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır (Saim Üstündağ, İcra Hukukunun Esasları, İstanbul 1995, 6. Bası, s. 101-102 ).
Davalı borçlu tarafından 12/07/2012 tarihinde itiraz dilekçesi verilmiştir. İtiraz dilekçesinde şirketinin adresinin Bağcılar İstanbul olduğunu, yetkili icra dairesinin Bakırköy İcra Daireleri olduğunu belirtmiştir.
İcra İflas Kanunu’nun 50.maddesinde “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe yetkilidir. Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. İcra mah- kemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur. İki icra mahkemesi arasında yetki noktasından ihtilaf çıkarsa Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 25 inci maddesi hükmü tatbik olunur.” şeklinde belirtilmiştir.
HMK’nın 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulun- duğu yer mahkemesidir.Aynı kanunun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edi- leceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Ayrıca BK’nın 73.(6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 89.) maddesi uyarınca para alacağına ilişkin davalarda aksi karar- laştırılmadıkça para borcu alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden alacaklının bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir. Dolayısıyla dava, davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahke- mede açılabilir. (Bkz. HGK. 5.11.2003, 2003/13-640-627 sayılı kararı)
Yukarıda yapılan açıklamalar gereğince eldeki davada, Büyükçekmece İcra Daireleri de yetkili oldu- ğundan, mahkemece işin esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yetki- sizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görül- memiştir.” denilerek hükmün HUMK’un 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA karar verilmiş, mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyulmuş, yetkili icra dairesinden başlatılmış, geçerli bir takibin varlığı kabul edilmiş olmakla davaınn esasına girilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık; davacının takip ve dava tarihi itibariyle takip konusu KSUB nede- niyle davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacağın varılğı ve miktarı ile icra-inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda toplanmaktadır.
Jeofizik Mühendisi Emekli Başkan Daire Yardımcısı ….. tarafından düzen- lenen 01/07/2019 tarihli kök rapor ve 16/09/2019 tarihli ek raporda ;
İSKİ yönetmeliğinin “Yalnız Kullanılmış Suların Uzaklaştırılması Tarifesi Uygunalacak Hü- kümler” başlıklı 6.6.md ne göre
davalının hazır beton üretimi yaptığı tesisinde hazır beton üre- timi dışında insan ihtiyaçları, çevre temizliği ve araç yıkamaları için kullandığı tanker suyu için abonelik sözleşmesi yapmak zorunda olduğu, tahakkuk edecek bedel yönünden 17. Maddeye göre yapılacak hesaplamaya göre davalının KSUB ödemesi gerektiği, bu hükümlere göre takip tarihi olan 28/05/ 2013 günü itibariyle …… talep edebileceği alacağın : 14.198,58 TL KSUB uygulanacak tanker suyu bedeli (asıl alacak) + 696,34 TL sayaç bedeli/sayaç sökme-takma bedeli (asıl alacak) + 605,13 TL gecikme cezası olmak üzere toplam 15.500,05 TL olduğu belirtilmiştir.
Davacı vekilinin icra takibinde 58.914,34 TL AA + 3.647,21 TL gecikme cezasından ibanet toplam 62.561,55 TL alacağın tahsilini talep ettiği,davalının borcun tamamına itirazı nedeniyle 62.561,55 TL dava değeri üzerinden itirazın iptalinin talep edildiği, mahkememizce yapılan yargılama sonunda takip tarihi itibariyle davalıdan tahsili gereken alacağın 15.500,05 TL olduğu, fazlaya ilişkin talebin yerinde olmadığı, davalı/borçlunun tespit edilen likat alacağa vaki haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiği anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karra verilip aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
Davalı/borçlunun Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası üze- rinden takibine girişilen dava ve takip konusu 62.561,55 TL’lik borcun 15.500,05 TL’lik kısmına vaki itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına,
Takip konusu asıl alacağa – davacının talebi aşılmamak üzere- takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
Likit alacağa vaki haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren davalı/borçlunun hüküm altına alınan alacağın % 20’si oranında icra/inkar tazminatı ile mahkumiyetine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2- Harçlar Kanunu gereğince tahsili gereken 1.058,81 TL karar ve ilam harcının veznesine yatırılan 1.068,40 TL peşin/nispi harçtan mahsibi ile Hazine’ye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 24.30 TL başvuru harcı + 1.058,81 TL peşin nispi harçtan ibaret toplam 1.083,11 TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
3-a.) Davacı tarafından sarf olunan (1.000,00 TL bilirkişi ücreti +516,15 TL posta/tebligat/ müzekkereden ibaret) 1.516,15 TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre 379,04 TL’sinin dava- lıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, bakiye kısmının davacı üzerinde bırakılmasına,
b.) Davalı tarafça sarf olunan 50,00 TL yargılama giderinin red/kabul oranına göre 37,50 TL’sinin davacıdan tahsil edilerek davalıya ödenmesine, bakiye kısmının davalı üzerinde bırakıl- masına,
c.) Sarf olunmayan gider/delil avansının karar kesinleştikten sonra ilgilisine iadesine,
4-Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine hüküm altına alınan dava değerine göre yü- rürlükte bulunan Av. Kan. ve AAÜT gereğince takdir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin dava- lıdan tahsil edilerek davacı tarafa ödenmesine,
Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine red olunan dava değerine göre yürürlükte bulunan Av. Kan. ve AAÜT gereğince takdir olunan 5.526,77 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa ödenmesine dair,

Davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay’a gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılacak dilekçe ile temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/11/2019

Katip …

Hakim …