Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1288 E. 2021/1146 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1288 Esas
KARAR NO : 2021/1146

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/12/2018
KARAR TARİHİ : 07/12/2021
KARAR YAZMA TARİHİ : 12/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra dosyası ile cari ekstresinde sıralı faturalardan kaynaklı bakiye alacak için icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun taraflar arasındaki ticari ilişkiyi inkâr etmemekle birlikte icra takibine karşılık borcu olmadığını ve bakiye alacağı olduğunu iddia ederek borca, faize ve faiz oranına itiraz ettiğini, icra takibinin dayanağı olan cari hesap ekstresinde sıralı irsaliyeli faturalara konu malların işbu faturalarla birlikte davalıya teslim edildiği; ancak davalı tarafından 44.721,75 TL bakiye alacağın ödenmediği; davalının itiraz ederek takibi durdurduğu, takip konusu alacağın likid ve belli olduğu, söz konusu bu faturalar teslim alındıktan sonra fatura münderecatına yasal süresi içinde itiraz edilmediği, nihayetinde davanın kabulü ile birlikte davalı borçlu şirketin icra takibine vaki borca, faiz oranına ve diğer tüm itirazların iptali ile icra takibinin devamına karar verilmesine, davalı borçlunun %20 oranında icra inkâr tazminatına mahküm edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket tarafından; 44.721,75 TL cari hesap alacağı bakiyesi bulunduğundan bahisle davalı şirket aleyhine Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile icra takibinin başlatıldığı, ilamsız takiplere ilişkin 7 nolu ödeme emrinin davalı şirkete 17.12.2018 tarihinde tebliğ edildiği, müvekkili şirketin borcu bulunmaması sebebi ile süresi içinde icra takibine itiraz edildiği, cari hesap alacağı olarak alacak talebi ve icra takibi yapılabilmesi için taraflar arasında yazılı olarak cari hesap sözleşmesinin bulunması gerektiği, taraflar arasında kanunun aradığı niteliklerde yazılı bir cari hesap sözleşmesinin bulunmadığı, bu sebeple cari hesap borcundan bahisle yapılan takibin usul ve kanuna aykırı olduğu, taraflar arasındaki ticari ilişki sebebiyle davalı tarafından davacı şirketten, davalının muhtelif yerlerde hizmet vermekte olduğu işyerlerine mal ve malzeme alımı yapıldığı; satın alınan mal ve malzemelerin bedellerinin düzenli olarak ödendiği, ihtiyaç fazlası olan bir kısım malların iade faturaları da düzenlenerek davacıya iadesinin yapılarak teslim edildiği; davacı adına kesilen bir kısım iade faturaların kayıtlara alınmamış olduğu, davacının ticari defter ve kayıtlarının dolayısıyla eksik düzenlenmiş olduğu, bu sebeple taraflar arasındaki ticari ilişkiden dolayı davalı şirketin davacıya hiçbir borcunun bulunmadığı gibi, iade edilen mallar sebebiyle 15.010,90 TL’lik alacağının bulunduğu; nihayetinde davalı aleyhine açılan itirazın iptali ve alacak talepli davanın reddine, icra takibine itiraz edilmiş olduğundan ve taraflar arasındaki ihtilaf yargılamayı gerektirdiğinden davacının icra inkâr tazminatı talebinin reddine, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Dosyamız arasına celp edilen Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde, davacının 06.12.2018 tarihinde 44.721,75 TL asıl alacak üzerinden davalıya karşı ilamsız icra takibi başlattığı, davalı borçluya ödeme emrini 17.12.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 19.12.2018 tarihli dilekçe ile borca, faize, faiz oranına süresi içerisinde itiraz ederek, takibi durdurduğu görüldü.
Dosyaya sunulan 20/05/2019 tarihli bilirkişi SMMM … tarafından düzenlenen raporda; tarafların 2018 yılına ait ticari defterlerinin tasdiklerinin yasal süreleri içerisinde yaptırıldığı ve kendileri lehine delil kabiliyetlerinin olduğu, Sayın Mahkeme tarafından sadece kargo fişi ile tesliminin yapıldığı iddia edilen iade faturalarının davacıya teslimi kabul edilirse davalının davacıdan 13.124,90 TL alacaklı olduğu, Sayın Mahkeme tarafından tüm iade faturalarının davacıya teslimi kabul edilirse davalının davacıdan 15.010,90 TL alacaklı olduğu, Sayın Mahkeme tarafından iade faturalarının davacıya teslimi kabul edilmez ise davacının davalıdan 41.101,06 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir.
Huzurda görülen dava itirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyada ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının cari hesap alacağından kaynaklı davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalının itirazı sonucunda işbu davayı açtığı görülmüştür. Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda uyuşmazlık konusunun çözümü için tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup tarafların ticari defter ve kayıtları incelenmiştir. Hazırlanan bilirkişi raporunda tarafların ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre davacının takip tarihi itibariyle 43.170,38 TL alacaklı olduğu; davalı ticari defterlerine göre ise davalının davacıdan alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Raporda tarafların defterlerindeki bu farklılığın davalı tarafından düzenlenip davacı tarafından kayda alınmayan 59.986,00 TL tutarındaki 5 adet iade faturasından kaynaklandığı, davalının 30.06.2018 tarihinde düzenlediği görülen …. numaralı 46.890,00 TL tutarındaki fatura ile … numaralı 11.210,00 TL tutarındaki faturanın davalı tarafından kargo yolu ile davacıya teslim edildiği; davacı kayıtlarında bulunmayan diğer 3 faturaya ilişkin ise herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı belirtilmiştir. Dosyaya davalı tarafından sunulan 30/06/2018 tarihli tutanak ile 49.750,00 TL tutarındaki bir kısım malların davacıya iade edildiğinin iddia edilmesi üzerine davacı şirketin isticvabına karar verilmiş; davacı şirket yetkilisi tarafından davacı adına söz konusu tutanakla malları teslim alan ….’ın davacı şirket çalışanı olduğu ancak ürün iade alma yetkisinin olmadığı belirtilmiştir. Daha sonra davacı şirket tarafından davalıya yemin teklifinde bulunulmuş olup davalı şirket tarafından söz konusu ürünlerin davacı şirkete teslim edildiği konusunda yemin eda etmiştir. Davacı şirket tarafından yapılan suç duyurusu üzerine tutanakta imzası olan kişiler hakkında savcılık tarafından takipsizlik kararı verildiği; söz konusu kararın kesinleştiği mahkememize bildirilmiştir. Dosya kapsamında 30/06/2018 tarihli tutanak ile davalı tarafından bir kısım ürünlerin davacıya iade edildiğinin kabulü ile davanın reddi ile davacının icra takibi açmakta kötü niyetli olduğunun ispat edilememesi nedeni ile davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
2-Şartları oluşmayan davacının icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Şartları oluşmayan davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 540,13 TL nispi harçtan mahsubu ile fazla alınan 480,83 TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 5 adet adet müzekkere gideri 24,5 TL, kep gideri 0,35 TL, 1 adet tebligat gideri 19 TL olmak üzere toplam 44,85 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
8-Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1 maddesi gereğince takdir olunan 6.613,83 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davalı vekilinin yüzüne karşı davacı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/12/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı