Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1267 E. 2021/1214 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1267 Esas
KARAR NO : 2021/1214

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/12/2018
KARAR TARİHİ : 21/12/2021
K.YAZIM TARİHİ : 19/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; Müvekkil ile davalı şirketin, 2999,5 m2 kumaşlı PVC yer kaplaması işinin yapımı konusunda aralarında anlaşma sağlanmış, işi yapımını taahhüt eden davalıya müvekkil tarafından iş bedeli olarak 20.04.2018 tarihinde … …. Şubesine ait …. no.lu 28.02.2019 tarihli 103.500,00 TL ve … … Şubesine ait …. no.lu 31.03.2019 tarihli 103.500,00 TL toplam 207.000,00 TL bedelli iki adet çek verildiğini, davalı tarafça anlaşma konusu işe hiç başlanılmadığını ve dolayısıyla teslim edilmediğini, buna rağmen sanki iş bitirilip teslim edilmiş gibi teslim tarihine fatura düzenlendiğini, söz konusu 02.05.2018 tarihli … seri no.lu 207.001,45 TL bedelli faturanın müvekkil şirkete gönderildiğini ancak müvekkil tarafında kabul edilmediğini ve faturanın iade edildiğini, ancak davalı tarafça ısrarla yapımına dahi başlanılmayan ve teslim edilen işin faturasının gönderilmeye devam edildiğini, sonunda Kadıköy … Noterliği’nin 11.10.2018 tarih …. 12.10.2018 tarih … yevmiye no.lu ihtarnameleri ile işin yapılmadığı bu nedenle faturanın iade edildiği ve iki adet çekin iade edilmesinin ihtar edildiğini, ancak davalı şirket adreste bulunamadığından, yeni adresi de tespit edilemediğinden ihtarnamelerin tebliğ edilemediğini, söz konusu fatura birçok kez müvekkille gönderilmiş ise de teslim edilmediğinden haklı nedenlerle fatura her seferinde iade edildiğini, ısrarla tekrar aynı faturanın gönderilmeye devam edildiğini, yapımı taahhüt edilen işin bedeli için çekler ile yapılan ödemeye istinaden işe hiç başlanılmadığından, çeklerin iadesinin talep edildiğini, davalı tarafla yapılan tüm görüşmelere rağmen uzlaşma sağlanamadığını, müvekkilin üzerine düşen edimleri yerine getirdiğini, neticeten; davanın kabulüne, anlaşma dolayısıyla belirlenen yükümlülüklerinin davalı şirket tarafında kasten ve hiçbir surette yerine getirilmemiş olması sebebiyle, davalı şirket lehine keşide ettiği çekler karşılığında davalı şirkete herhangi bir borcunun olmadığının tespitine, dava konusu çekler istirdadına, dava konusu çeklerin tahsili halinde, müvekkil şirketin ileride telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağı muhtemel olduğundan dava konusu çeklerin, teminatsız veya mahkemenizce uygun görülecek bir teminat mukabilinde ve işbu dosya kapsamında yapılacak yargılama neticesi verilecek mahkeme kararının kesinleşmesine kadar, dava konusu çeklerin ödenmesini engeller mahiyette ve muhtemel icra takiplerinin durdurulması amacıyla ihtiyat-i tedbir konulmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu iddiaları kabul etmemek kaydıyla sayın mahkeme huzurunda ikame edilen davanın yetkisiz yerde açıldığını, davaya konu çeklerde keşide yeri İstanbul olduğundan davada yetkili mahkemenin İstanbul Merkez Mahkemeleri olduğunu, davacı tarafın dilekçesinde delillerden bahsetmişse de tarafa yalnızca tensip zaptı ile dava dilekçesi tebliğ edildiğini, davacı tarafın hiçbir haklı ve hukuki nedeni bulunmadığı halde, 20.04.2018 tarihinde müvekkille verdiğini iddia ettiği, ödeme tarihi 28.02.2019 ve 31.03.2019 olan çekler ile ilgili menfi tespit davasını ikame etiğini, davacının iddiası çeki PVC Yer kaplaması işi için verilmiş ise de doğru olmadığını, taraflar arasında hiçbir zaman böyle bir sözleşme yapılmadığını, müvekkilin hiçbir zaman davacının PVC Yer Kaplaması işini üstlenmediğini, davacı tarafın müvekkil şirketten PVC Kaplama içi malzeme satı aldığını, ödemeyi çek ile yapmak istediğini ve davaya konu çekleri müvekkil şirkete verdiğini, müvekkil şirketin adresinin hiçbir zaman değişmediğini, davacı tarafın ise fatura iadesi yapmaya çalıştığını, ancak şirketin adreste bulunmadığını ve yeni adresin tespit edilemediğini iddia ederek iade yapamadıklarını beyan ettiğini, ancak müvekkil şirketin müvekkil şirketin hiç değişmemiş olan adresine tebliğ ettiğini, neticeten; yetki itirazının kabulü ile dosyanın yetkili İstanbul Merkez Mahkemelerine gönderilmesine, davanın reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Dosyaya SMMM bilirkişisi …. tarafından sunulan 11/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda; Dava konusunun, davacının … … Şubesine ait … no.lu 28.02.2019 tarihli 103.500,00 TL ve … … Şubesine ait … no.lu 31.03.2019 tarihli 103.500,00 TL toplam 207.000,00 TL bedelli çeklerden dolayı davalıya borcunun bulunmadığının tespiti ve çeklerin istirdadı talebinden ibaret olduğu, Davacının 2018 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, Davacının ticari defterlerine göre; dava tarihi (21.12.2018) itibariyle davacının davalıdan 207.000,00 TL alacaklı olduğu, Davalının 2018 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, Davalının ticari defterlerine göre; dava tarihi (21.12.2018) itibariyle davalının davacıdan borç/alacağının bulunmadığı, Dava konusunun davacının davalıya vermiş olduğu 2 adet toplamda 207.000,00 TL tutarlı çeklerden ibaret olduğu, davacının davalıya düzenlemiş olduğu çekler davalı ticari defterlerinde 10.05.2018 tarihinde kayıtlı olduğu, Davalı şirket ticari defterlerine göre davacıdan almış olduğu çeklere istinaden davalının davacıya düzenlemiş olduğu “02.05.2018 tarihli, …. numaralı, Kumaşlı PVC Yer Kaplaması açıklamalı ve 207.001,45 TL (KDV Dahil) tutarlı” faturaya dayanak evraklar dosyaya mübrez evraklar içerisinde bulunmadığı, bulunsa dahil fatura içeriğindeki hizmetin davacıya yapılıp yapılmadığı hususu uzmanlık alanımız dışında olduğundan mezkur faturanın davalı ispatına muhtaç bırakılarak hesaplama dışı bırakılması gerekeceği, Özetle, dava konusu çeklerin taraf ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, çek bedeline istinaden davacı tarafından yapıldığı iddia olunan hizmet karşılığında davalı tarafından “02.05.2018 tarihli,…numaralı, Kumaşlı PVC Yer Kaplaması açıklamalı ve 207.001,45 TL (KDV Dahil) tutarlı” fatura düzenlendiği, mezkur faturanın davacı şirket tarafından hizmeti almadığından mezkur faturanın kabulünde olmadığı ve en son Kadıköy … Noterliği’nin … Yevmiye no.lu ihtarnamesi ile davalıya geri iade edildiği, ancak adreste bulunmadığından ihtarnamelerin iade edildiği, neticeten, davacının dava konusu çeklerden dolayı davalıya borçlu olmadığı kanaatine varılmıştır.
Huzurda görülen dava menfi tespit davasıdır.
Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır.
Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer, fakat davacıya (borçluya) düştüğü hâller de vardır; davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukuki ilişkiyi (meselâ borcu) sadece inkâr etmekle yetinmekte ise, yani bu hukuki İlişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer. Çünkü hukuki ilişkinin (borcun) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklıya düşer (6100 sayılı HMK m. 190; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) m.6). Fakat, alacaklının dayandığı senedin karşılıksız olduğunu ispat yükü, davacıya (borçluya) düşer. Bunun gibi, davacı (borçlu), davalının (alacaklının) iddia ettiği alacağın ödeme, ibra ve takas gibi bir nedenle son bulduğunu ileri sürerse, bu iddiayı ispat yükü de davacı borçluya düşer. (Kuru-El Kitabı, s.370 ilâ 372)
Menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitine yöneliktir. Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır.
Dayanılan hukuki ilişkinin gerçekten mevcut olmadığı icra takibine maruz kalmadan önce (alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunması şartı ile) ileri sürülebileceği gibi, icra takibinden sonrada ileri sürülebilir. Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır. Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur.
Ancak, borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu halde, borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra, ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır (Hakan Pencanıtez, Oğuz Atalay, Meral Sungurtekin Özkan, Muhammet Özekes, İcra ve İflas Hukuku, s.156- 164).
Dosya ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup bilirkişi tarafından davacı ve davalının ticari defter ve belgeleri incelenmiştir. Bilirkişi raporunda davaya konu çeklerin 20/04/2018 tarihli tahsilat makbuzu ile davalıya teslim edildiği; davalı tarafından ise tahsilat makbuz tarihinden sonra 02/05/2018 tarihinde …. numaralı faturayı düzenlediği tespit edilmiştir. Kural olarak çek bir ödeme aracı olup mevcut bir borcun tasfiyesi amacıyla verilmektedir. Çekin ödeme dışında başka bir amaçla örneğin avans olarak verildiği iddiasının HMK’nın 200. maddesi uyarınca borçlu tarafından ispatlanması gerekir. Davacı tarafça dava konusu çeklerin PVC yer kaplaması işi için verildiği; davalı tarafça iş yapılmaksızın fatura düzenlendiği, düzenlenen faturanın davalıya iade edildiği iddia edilmiştir. Yapılan bilirkişi incelemesinde davacı ve davalının ticari defter ve belgelerinin lehlerine delil niteliğinin bulunması, dosyada mübrez 20/04/2018 tarihli tahsilat makbuzunun fatura tarihinden önce düzenlenmiş olması; davalı tarafından söz konusu tahsilat makbuzunun içeriğine ve tarihine ilişkin bir itirazının bulunmaması karşısında davacı tarafından söz konusu çeklerin davalıya avans çeki olarak verildiği mahkememizce kabul edilmiştir. Bu durumda artık davalı tarafından faturaya konu işin yapıldığının ispat edilmesi gerekmektedir. Davacının söz konusu faturayı defterlerine işlemeyerek iade etmiş olması ve davalının faturaya konu işin yapıldığına dair herhangi bir yazılı delil sunmaması nedeniyle mahkememizce davalıya yemin deliline dayanıp dayanmayacağını bildirmek üzere süre verilmiş, davalının yemin deliline dayanması üzerine davacı şirket yetkilisi tarafından faturaya konu işin davalı tarafça yapılmadığı konusunda yemin edilmiştir. Davacı şirket yetkilisi tarafından usulüne uygun olarak yemin eda edildiğinden davalının faturaya konu işi yaptığını ispat edemediği; dolayısıyla dava konusu çeklerin bedelsiz kaldığı mahkememizce kabul edilmiştir. Yargılama devam ederken davaya konu çeklerin tahsil edildiğinin bankadan gelen yazı cevaplarında bildirilmesi ve huzurda görülen davanın İİK.m.72/6 uyarınca kendiliğinden istirdat davasına dönüşmesinden dolayı davacının menfi tespit talebinin kabulü ile davaya konu …. numaralı çeke ilişkin olarak ödenen 103.500,00 TL’nin ödeme tarihi olan 28/02/2019 tarihinden, …. numaralı çeke ilişkin olarak ödenen 103.500,00 TL’nin ise 01/04/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN KABULÜ ile davacının … … Şubesi’ne ait …. seri numaralı 28/02/2019 keşide tarihli 103.500,00 TL çek ve …. … Şubesi’ne ait … seri numaralı 31/03/2019 keşide tarihli 103.500,00 TL çek nedeni ile davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2-Yargılama devam ederken söz konusu çek bedellerinin ödenmesi ve davanın bedelin istirdatı davasına dönüşmesi sebebiyle …. numaralı çeke ilişkin olarak ödenen 103.500,00 TL’nin ödeme tarihi olan 28/02/2019 tarihinden, …. numaralı çeke ilişkin olarak ödenen 103.500,00 TL’nin ise 01/04/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 14.140,17 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 3.535,05 TL nispi harçtan mahsubu bakiye 10.605,12 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4- Davacı tarafından sarf olunan (800,00 TL bilirkişi ücreti + 236,35 TL posta/tebligat/ müzekkereden ibaret) 1.036,35 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı ve 3.535,05 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
7- Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince takdir olunan 22.940,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

21/12/2021

Katip ….
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı