Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1238 E. 2023/100 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1238
KARAR NO : 2023/100

DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/07/2018
KARAR TARİHİ : 02/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesine vermiş olduğu 06/07/2018 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde ;. Davacı müvekkili ile davalılar arasında Beşiktaş …. Noterliğinin 12/04/2017 tarih ve … yevmiye numarası ile 30/06/2018 tarihinde teslim edilmek üzere İstanbul İli, … İlçesi, … Mah. … pafta, … Ada, … Parsel, 22 Numaralı bağımsız bölüm ile ilgili olarak Konut satış vaadi sözleşmesi imzalandığını, davalıların satış vaadi sözleşmesinde öngörülen 30/06/2018 teslim tarihi itibari ile taahhütlerini yerine getirmediklerini, İnanlar İnşaat şirketi sahibi …’ın iflasını istediğini ve yurt dışına kaçtığına dair hususların tüm yazılı ve görsel medyaya yansımış durumda olduğunu, müvekkilinin satın aldığı bağımsız bölümün kendisine teslim edilmesinin mümkün olamayacağının anlaşıldığını, davalı …, davalı … ve Davalı … Şirketi davacı müvekkiline karşı müteselsilen sorumlu olduğunu, müvekkilinin bedelini ödeyerek aldığı konutun müvekkili adına tapuya tescilini, tapu iptal ve tescilin mümkün olmaması halinde 375.000,00 TL’nin denkleştirici adalet kuralına göre ilk ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılarak davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalılar … ve … vekili Bakırköy …. Tüketici Mahkemesine sunmuş olduğu 18/10/2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle ; Müvekkilleri ile diğer davalı şirket arasında Beşiktaş …. Noterliğinde 11.11.2014 tarihinde “Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi” imzalandığını, davalı yüklenici şirketin sözleşme ile yapımını üstlendiği inşaatı sözleşmeye uygun tamamlayıp anahtar teslim şeklinde teslim etme borcu altına girdiğini, arsa sahibi müvekkillerinin ise adlarına kayıtlı taşınmazın 1/2 payını yükleniciye devir etme borcu altına girdiklerini, davalı yüklenici şirketin bu payı isteyebilmesi için imal ve teslim borcunu eksiksiz yerine getirmek zorunda olduğunu, halihazırda inşaatın tamamlanmadığını, yapıda onaylı projeye aykırılıklar bulunduğunu, bu nedenle yükleniciye karşı sürülebilecek itiraz ve defilerin ondan bağımsız bölüm satın alanlara karşı da ileri sürülebileceğini, satış bedeli olarak müvekkillerine bir ödeme yapılmadığını, ödemelerin var ise müvekkillerinin bilgi ve onayı dışında yapılmış olacağını, yüklenicinin sahip olmadığı hakkı 3. kişiye devir edemeyeceğini, müvekkillerinin mal varlığına giren bir bedel bulunmadığını, bu nedenle müvekkillerinin müteselsil sorumluluğuna hukuken gidilemeyeceğini, yüklenici şirket sahîplerinin mali aciz haline girivp ülkeyi terk ettiklıerini, işin halihazırda %40 lık kaba inşaat kısmının tamamlandığını, sözleşme ve işin geldiği seviyeye göre %40’lık tapu payının davalı yükleniciye devir edilerek yapılan işin karşılığının fazlası ile ödendiğini, kat karşılığı inşaat söz[eşmesinden kaynaklı edimlerini yerine getirmeyen yükleniciden bağımsız bölüm satın alanların 30.08.1988 tarihli YİBK. uyarınca tapu ve tescil isteminde bulunamayacaklarını, yükleniciden taşınmaz satın alanlara karşı ödemezlik definde bulunma haklarının olduğunu, bu nedenle davadaki her iki isteme karşı ödemezlik definde bulunduklarını, satış bedelinin diğer davalı yüklenici şirkete ödendiğini, bu durumun gerek sözleşmeden ve gerekse banka ödeme dekontundan açıkça görüleceğini, ödeme amaçlı alınan bonolarda lehtarın yüklenici şirket olduğunu, bu ödeme ile davalı yüklenicinin yere zenginleştiğini, müvekkillerinin nedensiz yere zenginleşmelerinin söz konusu olmadığı için kendilerine istemin yöneltilemeyeceğini, sözleşmeye göre ifanın objektif olarak imkansız hale gelmediğini, yüklenicini iflası veya iflas erteleme veya konkordato başvurusunun bulunmadığını, arsa sahibi müvekkillerine ait tapu kayıtlarına tedbir konulamayacağını belirterek, davacının her iki isteminin de reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Anonim Şirketine dava dilekçesi ile eklerinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalının süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmadığı görüldü.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava, tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bağımsız bölüm alımı için ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesi gereğince belirlenecek miktarın davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişiler …,… ve … tarafından sunulan 06/07/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle ; Taraflar arasında Beşiktaş … Noterliğinde 12.04.2017 tarihinde imzalanan … yevmiye sayılı “Düzenleme Şeklinde Ön Ödemeli Konut Satış Vaadi Sözleşmesinde, davacıya toplam 375.000,00 TL. bedel ile satılması vaad edilen 22 numaralı bağımsız bölüm ve içinde yer aldığı ana binanın ve eklentilerinin sözleşmede belirlenen 30.06.2018 tarihinde sözleşmenin “4.1” maddesinde yazılı şekilde “bağımsız bölümün tesliminden maksat fiziki olarak tamamlanmış ve kullanılabilir halde olması olduğundan henüz iskan alınmamış olması dairenin teslimine engel teşkil etmeyecek teknik şartnameye uygun olarak…” teslim edilemediği, keşif tarihi itibariyle inşaatın tamamlanma oranının 657 olduğu, inşaatın açıklanan nedenler ile durduğu ve hangi tarihte ve ne şekilde tamamlanıp teslim edilebileceğinin belirsiz olduğu, davacı alıcı şirketin davadaki ikinci istemi bir tür “sözleşmeden dönme ve ödenenin geri istenilmesi” şeklinde nitelendirildiğinde, sözleşme uyarınca davalı yüklenici şirkete ödendiği çekişmesiz 375.000,00 TL. satış bedelinin dava tarihi itibariyle “denkleştirici adalet ilkesi” uyarınca hesaplanan 552.822,85 TL. güncel değerinin davalı yüklenici şirketten ve sözleşmeyi satıcı sıfatıyla birlikte imzalayan ve yasa uyarınca iade borcundan müteselsil sorumlu olduğu karine olan davalı arsa sahiplerinden istenip istenemeyeceği konusunda son taktirinin mahkemeye ait olduğu yönünde beyan sunmuşlardır.
Bilirkişiler ..,… ve … tarafından sunulan 07/07/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle ; Kök raporda yer alan inceleme ve tespitlerinde bir değişiklik olmadığı, davacı alıcı şirketin davadaki ikinci istemi bir tür “sözleşmeden dönme ve ödenenin geri istenilmesi” şeklinde nitelendirildiğinde, sözleşme uyarınca davalı yüklenici şirkete ödendiği çekişmesiz 375.000,00 TL. satış bedelinin 06.07.2018 dava tarihi itibariyle “denkleştirici adalet ilkesi” uyarınca hesaplanan 469.378,43TL. güncel değerinin davalı yüklenici şirketten ve sözleşmeyi satıcı sıfatıyla birlikte imzalayan ve yasa uyarınca iade borcundan müteselsil sorumlu olduğu karine olan davalı arsa sahiplerinden istenip istenemeyeceği konusunda son taktirinin mahkemeye ait olduğu yönünde beyan sunmuşlardır.
Bilirkişiler ..,…ve ….tarafından sunulan 17/10/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle ; Davacı alıcı şirketin davadaki ikinci istemi bir tür “sözleşmeden dönme ve ödenenin geri istenilmesi” şeklinde nitelendirildiğinde, sözleşme uyarınca davalı yüklenici şirkete ödendiği çekişmesiz 375.000,00 TL. satış bedelinin 06.07.2018 dava tarihi itibariyle “denkleştirici adalet ilkesi” uyarınca hesaplanan 469.378,43TL. güncel değerinin davalı yüklenici şirketten ve sözleşmeyi satıcı sıfatıyla birlikte imzalayan ve yasa uyarınca iade borcundan müteselsil sorumlu olduğu karine olan davalı arsa sahiplerinden istenip istenemeyeceği konusunda son taktirinin mahkemeye ait olduğu, İstanbul ili, … ilçesi, … Mah. … Pafta,… Ada, … Parsel, 22 bağımsız bölüm nolu bölümünün 6.07.2018 itibari ile değerinin 400.000,00TL olacağı hesap ve takdir edildiği yönünde beyan sunmuşlardır.
-Dava konusu “İstanbul İli, … Köyü, … ada, … parsel 10.026,75 m2 yüzölçümlü arsa vasıflı taşınmazın öncesinde 1/2 şer hisseli olarak davalı arsa sahipleri adına kayıtlı iken sahip oldukları toplamda 2/40 paylarını 23.02.2016 tarihinde kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak davalı yükleniciye devir ettikleri,
12.04.2016 tarihinde kat irtifak tapularının oluşturulduğu,
Taraflar arasında Beşiktaş …., Noterliğinde 12.04.2017 tarihinde düzenlenen “Ön Ödemeli Konut Satış Vaadi Sözleşmesinde davacı şirketin ALICI, davalıların ise SATICI sıfatıyla sözleşmeyi birlikte imzaladıkları, sözleşmenin konusunu Esenyurt İlçesi,…. Mahallesindeki .. ada, … parselde inşa edilecek “…” projesindeki 6. Katta yer alan 22 bağımsız bölümün KDV dahil 375.000,00 TL. bedelle satımı oluşturduğu, teslim tarihi olarak 30.06.2018 tarihinin belirlendiği, satış bedelinin 5.000,00TL.nin 11.04.2017 tarihinde ödendiği, kalan 370.000,00 TL. si için 12.04.2017 vade tarihli bono verildiği,
12.04.2017 tarihinde gerek dava konusu 22 numaralı bağımsız bölüm ve gerekse bir başka davada dava konusu olduğu bildirilen yine davacı şirket tarafından satın alınan 21. numaralı bağımsız bölüm için toplamda 740.000,00 TL. nin davalı şirket banka hesabına EFT yolu ile ödendiği,
Sözleşmeye konu İnşaatın 6.katında yer alan 22 bağımsız bölüm numaralı 360/183200 arsa paylı, “mesken” nitelikli taşınmazın, 6/25 hissesinin davalı … adına, edinme sebebi kat karşılığı temlik ile 16/08/2017 tarih 53382 yevmiye 6/25 hissesi davalı … adına, edinme sebebi kat karşılığı temlik ile 16/08/2017 tarih … yevmiye 13/25 hissesi davalı … adına “kat karşılığı temlik ” birleştirme” ile 16/08/2017 tarih … yev.no ile tescil edildiği ve üzerinde birden fazla haciz şerhi bulunduğu,
İstanbul …. Sulh Ceza Mahkemesince 09.11.2018 tarihinde verilen … D. İş sayılı karar ile davalı şirkete CMK.m.133/1 vd. maddeleri uyarınca TMSF’nin kayyum olarak atandığı, yönetim organının yetkilerinin, yönetim organı yetkileri ıle bırlıkte ortaklık payları veya menkul kıymetlerin idare yetkilerinin tümüyle kayyıma verildiği,yeni yönetim kurulu üyelerinin oluşturulduğu,
TMSF’nin 29.11.2018 tarihinde verdiği 2018/631 sayılı karar ile dava yüklenici şirketin tüm malvarlıkları ve haklarının bir araya getirildiği, hususları belirlenmiştir.
Onaylı mimari projesine göre sözleşme konusu 22 no’lu bağımsız bölüm 1 oda, salon, banyo ve açık mutfak bölümlerinden oluşmakta olup, brüt 54,63m2 alanlı oluduğu,inşaatın tamamlanma oranının bilirkişi kurulu tarafından keşif tarihi itibariyle % 57 olduğunun belirlendiği görülmüştür.
Taraflar arasında Beşiktaş … Noterliğinde 12.04.2017 tarihinde imzalanan … yevmiye sayılı “Düzenleme Şeklinde Ön Ödemeli Konut Satış Vaadi Sözleşmesi” uyarınca davacı alıcının davalılardan yüklenici konumundaki şirket hesabına EFT yolu ile 375.000,00 TL. satış bedelini ödediği, yine inşaatın belirlenen 30.06.2018 tarihinde sözleşmenin “4.1” maddesinde yazılı şekilde “bağımsız bölümün tesliminden maksat fiziki olarak tamamlanmış ve kullanılabilir halde olması olduğundan henüz iskan alınmamış olması dairenin teslimine engel teşkil etmeyecek teknik şartnameye uygun olarak teslimi…” şeklinde teslim edilemediği, şirket sahiplerinin açıklanan hukuki durumları nedeniyle şirket yönetiminin TMSF ye geçtiği, inşaatın keşifte belirlenen şekilde %57 oranında tamamlanıp öylece kaldığı anlaşılmaktadır.
Davacı alıcı şirket vekili öncelikle davalılar adına kayıtlı 22 bağımsız bölüm numaralı dairenin tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini istemektedir.
Yukarıda açıklandığı gibi, dava tarihinde dava konusu 22 numaralı bağımsız bölümün 6/25 hissesi davalı … adına, 6/25 hissesi davalı … adına,13/25 hissesi ise davalı … adına kayıtlı bulunmakta ve tapu kaydı üzerinde dava dışı alacaklıların başlattığı icra takipleri sonucu birden çok haciz kaydı bulunmaktadır.
Ana taşınmazın ve içinde yer alan dava konusu bağımsız bölümün mevcut tamamlanma oranı ve yaşanan olumsuzluklar sonucu davalı satıcıların sözleşmeden doğan teslim borcunu yerine getiremedikleri ve yakın bir gelecekte getiremeyecekleri anlaşılmaktadır.
Davalı şirket vekili her ne kadar satış sözleşmesine konu paranın tam ödenip ödenmediğinin belli olmadığını bunun tespitinin gerektiğini savunmuş ise de,davacının davalılar ile 21 ve 22 nolu bağımsız bölümler için iki ayrı ön ödemeli konut satış vaadi sözleşmesi yaptığı,bu sözleşmelerde satış bedelinin 5.000,00.-TL’sinin peşin ödeneceğinin kararlaştırıldığı ve her iki sözleşmede de bu hususun yazdığı,iki taşınmaz için kalan 740.000,00.-TL için iki adet bono düzenlendiği ve davacı tarafından banka kanalıyla bono bedellerinin 740.000.,00.-TL olarak banka kanalıyla ödendiği anlaşıldığından davacının hem 21 nolu (Bakırköy …Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyasına konu) hem de 22 nolu taşınmaz için sözleşmelerde belirtilen parasal yükümlülüğünü yerine getirdiği anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere, tapulu bir taşınmazın mülkiyetinin devrini öngören her türlü sözleşmelerin resmi şekilde yapılması, geçerlilik koşuludur(TMK’nun 706, TBK’nun. 237, Tapu Kanunu’nun 26. ve Noterlik Kanunu’nun 60.maddeleri). Dolayısıyla, yasa hükümlerinin öngördüğü biçimde yapılmayan sözleşmeler hukuken geçersizdir; burada öngörülen şekil, sözleşmenin geçerlilik koşulu olup, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenledir ki, gerek mahkeme gerekse Yargıtay’ca doğrudan göz önünde tutulur.
Bunun gibi, geçerli bir kat karşılığı inşaat sözleşmesinde, yükleniciye ait olacağı kararlaştırılan bir bağımsız bölümün, yüklenici tarafından adi yazılı bir sözleşmeyle üçüncü kişiye satılması, Yargıtay’ın kökleşmiş uygulamasına göre, tapulu taşınmaza ilişkin bir satış sözleşmesi değil, Türk Borçlar Kanunu’nun 183 ve sonraki maddelerinde düzenlenen “alacağın temliki” hükümlerine tabi bir işlemdir. Başka bir ifadeyle, böyle durumlarda, yüklenici kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince, kendisine düşen bir bağımsız bölümü üçüncü kişiye satmış değil; kat karşılığı inşaat sözleşmesi çerçevesinde söz konusu bağımsız bölüm yönünden arsa sahibine karşı sahip olduğu alacağını, diğer bir ifadeyle sözleşmeden doğan kişisel hakkını (bağımsız bölümün mülkiyetinin kendisine devredilmesini isteme hakkını) üçüncü kişiye temlik etmiş sayılır. Kısaca, böyle durumlarda yüklenici ile üçüncü kişi arasında bir “alacağın temliki” sözleşmesi bulunur.
Türk Borçlar Kanunu’nun 184. maddesinde, alacağın temliki sözleşmesinin geçerliliği ise, sadece yazılı şekle tabi tutulmuş olup, resmi şekle bağlanmamıştır. Dolayısıyla, yazılı şekilde düzenlenmiş olması şartıyla, yüklenici, arsa sahibinden olan alacağını üçüncü kişiye devredebilir; “alacağın temliki” hükmünde olan böyle bir sözleşme de, hukuken geçerlidir. Bu durumda, temlik alan (alıcı), temlik edene (satıcıya) karşı, geçerli bir satış sözleşmesinden doğan tüm yasal haklarını talep edebilir.
Davacı vekilinin asıl talebi davalılar adına kayıtlı taşınmazın tapusunun iptali ile müvekkili adına tapuya kayıt ve tesciline ilişkindir.Ana taşınmazın ve içinde yer alan dava konusu bağımsız bölümün mevcut tamamlanma oranı ve yaşanan olumsuzluklar sonucu davalı satıcıların sözleşmeden doğan teslim borcunu yerine getiremedikleri ve yakın bir gelecekte getiremeyecekleri anlaşıldığından söz konusu tapu iptali ve tescil talebinin reddi gerekmektedir.
Somut olayda değerlendirilmesi gereken diğer bir konu ise,davacıya verilecek tazminatın rayiç değer üzerinden mi yoksa denkleştirici adalet ilkesi çerçevesinde mi verileceği hususudur.
Davalılar arasında Beşiktaş … Noterliğinin 11/11/2014 tarih ve … yevmiye numaralı Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi düzenlenmiş,davalı şirket ve arsa sahipleri sözleşme uyarınca, Esenyurt İlçesi,…. Mahallesindeki … ada, … parselde inşa edilecek “….” projesindeki 6. Katta yer alan 22 bağımsız bölümü, Beşiktaş …., Noterliğinde 12.04.2017 tarihinde düzenlenen “Ön Ödemeli Konut Satış Vaadi Sözleşmesi ile davacıya satmışlardır. Davacı ile davalılar arasında yapılan bu sözleşme resmi şekilde yapılmış olmakla geçerlidir. Geçerli sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle davacı, taşınmazın ifasının imkânsız hale geldiği tarihteki rayiç değerini isteyebilir. Davalılar arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshedilip edilmediğinin bir önemi bulunmamaktadır.(Yargıtay 3 ncü Hukuk Dairesinin 24/06/2013 gün ve 2013/6006 esas,2013/10788 karar sayılı ilamı)
Yukarıda açıklanan hukuki ilkeler ışığında, somut olay değerlendirildiğinde; davalılar arasında yapılan Beşiktaş 10.Noterliğinin 11/11/2014 tarih ve 7413 yevmiye numaralı Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi gereğince,davalılar tarafından yazılı sözleşme ile davacıya 12/04/2017 tarihinde satılmıştır. Davacı, dava konusu satıma konu dairenin rayiç bedelini davalıdan isteyebilir.
Dava konusu taşınmazın resmi bir şekilde satış vaadine konu edilmesi dikkate alındığında ise,davacı denkleştirici adalet ilkesine göre talepte bulunamaz,ifanın imkansızlaştığı tarihteki taşınmazın rayiç değerini isteyebilir.Denkleştirici adalet ilkesi ancak adi yazılı taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinde uygulanabilecektir.
Ancak davacı vekili,dava dilekçesinde, denkleştirici adalet ilkesine göre talepte bulunmuştur. Bu durumda mahkemece, dava tarihi itibari ile dava konusu taşınmazın rayiç bedeli ve denkleştirici adalet ilkesine göre ne miktarda talepte bulunabileceği belirlenerek rayiç değer miktarı, denkleştirici adalet ilkesine göre belirlenecek miktardan az ise rayiç değere göre, denkleştirici adalet ilkesine göre belirlenecek miktardan fazla ise davalının kazanılmış hakkıda gözetilerek denkleştirici adalet ilkesine göre belirlenecek miktara karar verilmesi gerekirlidir.(Yargıtay 3 ncü Hukuk Dairesinin 09/10/2018 gün ve 2017/10770 esas,2018/9727 karar sayılı ilamı)
Bu açıklama ve belirlemelerden sonra somut olaya dönüldüğünde,davacı ile davalılar arasında resmî şekilde yapılmış bir sözleşme olduğu dikkate alındığında ve denkleştirici adalet ilkesi gereği belirlenen miktarın rayiç değerden fazla olduğu gözönüne alındığında,davacının talebi ifanın imkânsızlaştığı dava tarihi itibariyle taşınmazın rayiç değerine göre belirlenmelidir.Dava konusu taşınmazın rayiç değeri dava tarihi itibariyle 400.000,00.-TL olduğu belirlendiğinden talep ile bağlı kalınarak 375.000,00.-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesi gereklidir.Arsa sahipleri vekili her ne kadar,davalı arsa sahiplerinin davalı şirketin payına düşen dairenin satışının vaadedilmesinden müvekkillerinin sorumlu olmadığını savunmuş ise de,resmi şekilde yapılan satış vaadi sözleşmesinde arsa sahiplerinin de satıcı sıfatına sahip olması ve TTK’nın 7.maddesi dikkate alındığında davalı arsa sahiplerinin de imzaladıkları sözleşme gereğince davalı yüklenici ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin tapu iptali ve tescil talebinin REDDİNE, ancak terditli talebi olan bedele ilişkin talebinin kabulü ile 375.000,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
2-Alınması gerekli 25.616,25 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 6.448,46 TL’nin mahsubu ile bakiye 19.212,19 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından ödenen 44,40 TL Başvurma Harcı ile 6.404,06 TL Peşin Harç + 314,00 TL keşif harcı olmak üzere toplam 6.762,46 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan 48 tebligat ücreti 653,05 TL ,bir bilirkişi inceleme ücreti 3.000,00 TL, ATGV araç ücreti 275,00 TL olmak üzere toplam 3.928,05 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 55.500,00 TL ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 335,00 TL yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalılar vekillerinin yokluğunda oybirliği ile verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 02/02/2023

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”