Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1223 E. 2022/364 K. 06.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1223
KARAR NO : 2022/364

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/07/2015
KARAR TARİHİ : 06/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile Davalılardan …’un uzun bir süre davacı kooperatifin yönetim kurulu başkanlığını yaptığını, davacı kooperatifiin 16/09/2014 tarihli 2014 yılı Olağan Genel Kurul toplantısı ile başkanlık görevi sona erdiğini, Kooperatifler Kanunu’nun 45. Maddesinde genel kurul’un şekil düzenlenmiş ve madde hükmünde olağan genel kurul toplantısının her hesap devresi sonundan itibaren 6 ay içinde en az yılda bir defa yapılması zorunluluğu bulunduğu belirtildiğini, davacı kooperatifin 2013 yılı Olağan Genel Kurul toplantısının kanuni düzenlemeye göre 2014 yılının Haziran ayına kadar yapılması gerektiğini, 2014 yılının Haziran ayına kadar olan süreçte kooperatif genel kurul toplantısı yapıldığı ancak iptal edildiğini, kanunen yapılması gereken kooperatif genel kurulu bu nedenle ancak 16/09/2014 tarihinde yapılabildiğini, kooperatif genel kurulu yapılacağı tarihe kadar olan ara dönemde davalı … kendi adına çekler düzenlediğini ve kooperatif kayıtlarında kooperatife yüklü miktarlarda borç para verdiğini göstererek kooperatifi kendisine borçlandırdığını ve alacaklısı kendi olan çekler düzenlendiğini, kooperatif genel kurulunca yönetim kuruluna kooperatifi zarar uğratan eski yönetim kurulu hakkında hukuki ve cezai yollara başvurma yetkisi verildiğini, usulsüz iş ve işlemlere davalılara borçlandırdığını, davacı aleyhine haksız ve kötü niyetli icra takiplerinin durması yönünde teminatsız ya da mahkemece uygun görülecek teminat mukabilinde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davacının dava konusu çekler nedeniyle herhangi bir borcunun bulunmadığının tespitini, davacının haksız ve kötüniyetli icra takipleri nedeniyle uğradığı zararın davalılardan tazminine ve davalıların alacak tutarının %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminatına mahkum edilmesini, dava masraf ve ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesi ile icra takibine konu çekler diğer davalı … tarafından ciro edilerek müvekkile verildiğini, müvekkil ciro eden diğer davalıdan alacaklı olduğunu, davacının …’la olan hukuki çekişmesi müvekkil bakımından bağlayıcı olmadığını, müvekkil davacı kooperatif ile doğrudan bir ilişkisi olmadığını, davacının …’a yönelik iddiaları müvekkile karşı ileri sürülemediğini, müvekkil alacağına karşılık olarak iyi niyetli çek aldığını ve bu çeki de ….’na ciro yoluyla devrettiğini, davacının eski yönetim kurulu başkanı …’a karşı açtığı davaların müvekkille alakası olmadığını, davanın reddini, alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına vekalet ücreti ve dava giderlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesi ile Müvekkili davalının alacağı kambiyo senedine bağlı olduğunu, bu durumda ispat külfeti davacı kooperatife ait olduğunu, alacağın kambiyo senedine bağlı olması nedeniyle borçlu olunmadığı iddiası ancak yazılı ve kesin delille ispat edilebileceğini, haksız, dayanaksız ve kötüniyetli davanın reddini, alacağın asgari %20 oranında kötüniyet tazminatına masraf ve ücreti vekaletin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile dava konusu çeklerin müvekkili alacağına istinaden müvekkile ciro yoluyla geçtiğini, çekler üzerindeki ciro silsilesi düzgün ve son hamil olan müvekkil kanuna göre iyi niyetli yetkili hamil konumunda olduğunu, müvekkil takip yapma hakkına sahip olduğunu, davacı taraf borçlu olduğunu açıkça kabul ettiğini ve borcun tasfiyesi için müvekkil ile protokol imzaladığını, davacının sonradan ileri sürdüğü çelişkili beyanlar dikkate alınmaması gerektiğini, iyi niyetli yetkili hamil olan müvekkil davacı kooperatif ile kooperatifin eski yönetim kurulu başkanı arasındaki ilişkilerden sorumlu tutulması mümkün olmadığını, imzası inkar edilmeyen çeklere ilişkin borçlu olmadığını iddia eden davacının bu iddiasını kesin ve yazılı olarak kanıtlaması gerektiğini, davacı ile müvekkil arasında imzalanan protokol dikkate alındığında ise davacının müvekkile borçlu olduğu ve davanın reddi gerektiğini, davacının %20’den aşağı olmamak üzere tazminat ödemesini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar Sayılı dosyası üzerinden yetkisizlik kararı ile dosya mahkememize gönderilmiştir.
Dosyada mevcut 07/02/2020 tarihli Bilirkişiler … ve … tarafından dosyaya sunulan raporda Yapı Kooperatifi Tip ana sözleşmesinin 6/5 ve 45/7 maddesinde belirtildiği üzere kooperatifin genel kuruldan karar almak şartıyla arıcak finans kuruluşlarından borç alabileceği öngörülmüş olup özel kişilerden elden borçlanmaya olanak sağlayan yasal bir düzenlemeye yer verilmediği, Davalı … ‘un görev döneminde, kooperatifin vadeli borçlarının gününün gelmesi, piyasadaki nakit sıkışıklığı ve ödeme güçlüğünün ortaya çıkması nedeniyle kooperatif yönetim kurulu başkanından faizsiz olmak üzere borç para alınmasına yönelik sadece yönetim kurulu kararı ile … Bankası … Şubesine ait 30.05.2015 vadeli 60.000.00.TL bedelli, 31.05.2015 vadeli 65.895.00.TL bedelli 31.05.2015 vadeli 60.000.00.TL bedelli, 30.06.2015 vadeli 60.000.00.TL bedelli, 31.08.2015 vade 185.000.00.TL bedelli çekler olmak üzere toplamda 430.955,00.TL tutarında 5 adet çek keşide edildiği, Davacı kooperatifin eski yönetim kurulu başkanı olan davalı … ‘un görev yaptığı 2011 tarihi ile 16.09.2014 tarihi arasında yapılan genel kurullarda, bu tarihlerde görevli ve yetkili kooperatif yönetim kurulu başkanı olan ….’tan elden borç para alınması yönünde genel kurul kararının alınmadığı, Davacı kooperatifin 2014 hesap yılında kullanılan yönetim kurulu karar defterinin 62 sayfasında görüldüğü üzere “ kooperatifin vadeli borçlarının gününün gelmesi, piyasadaki nakit sıkışıklığı ve ödeme güçlüğünün ortaya çıkması nedeniyle kooperatif yönetim kurulu başkanından faizsiz olmak üzere borç para alınmasma herhangi bir masraf, faiz vb ödenmemesine, alınacak borcun kooperatifimizin (firma) çekleri ile geri ödenmesine oy birliği ile” dönemin yönetim kurulu üyelerince karar verildiği, Davaya konu çek suüretleri dosyaya gönderilmemekle beraber anılan çeklerin, kooperatifi temsile yetkili eski yöneticilere ait çift imzayı içerdiği düşünülmekte ise de temsile yetkili kişiler ancak kooperatif namına onun amacının gerektirdiği hukuki işlemleri yapabileceklerinden ve ana sözleşmesinin “Amaç ve faaliyetler” başlıklı 6/5. maddesinde de “”kooperatifin ancak finans kuruluşlarından borç alabileceği” örgörüldüğünden özel kişiye elden borçlarıma niteliğindeki bu borçlanmanın açıklanan kapsamda olduğunun kabul edilemeyeceği yönünde sonuç ve kanaate ulaşıldığı, Yapı kooperatifi Tip ana sözleşmenin 6/5 ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 59 maddeleri karşısında, davacı/borçlu kooperatifin ana sözleşmesi gereği ancak finans kuruluşlarından borç alabileceği, bu ana sözleşme tescil ve ilan edilmekle üçüncü kişilerin kooperatifin amacını ve konusunu bildiklerine ilişkirı bir karine oluşup, aksinin üçüncü kişilerce iddia ve ispat edilmedikçe bu karinenin etkisini sürdüreceği, elden özel kişiye borçlanma konusunda herhangi bir düzenleme ve kooperatifi bağlayacak herhangi bir işlem bulunmadığı gibi genel kurul kararının alınmadığı, davaya konu çeklerin koaaperatifin gayesi, kooperatifin yararına olacak iş ve işlemler nedeniyle verildiğinin de dosya kapsamınca teyit ve tespit edilemediği, 1163 Sayılı kooperatifler kanununun 59/1 ‘nci maddesi hükmü uyarınca temsile yetkili kişiler ancak kooperatif namına onun amacının gerektirdiği bütün hukuki işlemleri yapabileceklerinden kooperatifçe açıkça icazet verildiği anlamına gelecek (genel kurul kararı ile kabul edilmesi yönünde) bir işlem bulunmadığı durumda ise kooperatif yöneticisi olan davalının imzaladığı kambiyo senetlerinin, kooperatif yönünden bir bağlayıcılığının olmayacağının tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dosyada mevcut 03/12/2020 tarihli ek raporda alınan yönetim kurulu kararının yapılan işlemlerden sonra alındığı, Yönetim Kurulu Başkanına, Genel Kurulda alınan; elden borç para vermeye dair bir karar bulunmadığı, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 59/1 maddesi uyarınca, temsile yetkili kişiler ancak kooperatif namına, onun amacının gerektirdiği bütün hukuki işlemleri yapabileceklerinden kooperatifçe açıkça bir yetki verilmediğinden Genel Kurulda alınan bir karara rastlanmamış olup kooperatif yönünden bağlayıcı olamayacağının tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dosyada mevcut 22/03/2021 tarihli Bilirkişiler …,.. ve … tarafından düzenlenen raporda Dava konusu çek bedellerinin davalı eski yönetim kurulu başkanı tarafından davacı kooperatifin hesaplarına yatırıldığı, bu bedellerin fiilen davacı kooperatif tarafından tahsil edildiği ve yapılan işlemlerin de kooperatifin ticari defterlerine işlendiği, işlemler nedeniyle mali açıdan bir usulsüzlüğe rastlanmadığı, ticari defterlerin HMK. m. 222 hükmü uyarınca delil niteliğinin bulunması ve ticari defterlerin genel kurulun onayına sunulması hususları da dikkate alındığında, dava konusu çek bedellerinden davacı koopcratifin yararlandığı dolayısıyla bu çek bedellerini ödemesi gerektiği bu bakımdan davacının menfi tespit talebinin yerinde olmadığının tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dosyada mevcut 13/13/2022 tarihli Bilirkişiler …,… ve … tarafından düzenlenen raporda Davacı tarafın dava konusu döneme ait 2014 hesap yılı defterlerinin usulüne uygun olup, birbirini doğruladığı, kayıtları ile uyumlu tutulduğu, Davacı tarafın dava konusu döneme ait defterlerinin açılış ve kapanış Noter onaylarının yapıldığı, usulüne uygun tutulduğu, mevcut hali ile HMK 222 Madde ve 6102 s. TTK 64/3 Uyarınca davacı taraf defterlerinin sahibi lehine delil niteliğinin Mahkemenin takdirinde olduğu, Davacı kooperatif icra takiplerine konulan ve dava konusu yapılan çekler sebebiyle Davalı …’a borçlu olduğu, Dava konusu çek bedellerinden davacı kooperatifin yararlandığı, Davacı kooperatifin yetkilisi tarafından düzenlenen ve dava konusu çeklerin davalı tarafa keşide edildiği, diğer Davalıların çeklere ciro yolu ile hamil olduğu, davacı tarafın çeklerdeki ciroların hileli olduğunu iddia etmiş ise de çeklerdeki ciroların yasaya uygun olduğunu, Davacının iddialarını Davalıya karşı ileri sürülemeyeceğini, kambiyo vasfı olan çeklerin kayıtsız şartsız borç ikrarı olduğu ve sebepten mücerret olduğu, Bir an için, yapılan borçlanma işleminin kooperatif esas sözleşmesine aykırı olduğu ve dolayısı ile geçersiz olduğu kabul edilse dahi, geçersiz sayılan bu işlem sebebiyle kooperatifin sebepsiz zenginleşeceği, almış olduğu bedelleri sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca yine iade etmesi gerekeceği, Davacı kooperatifin eski yönetim kurulu başkanından borç alması halinde bu borcu ödemesi gerekeceği, Dava konusu çek bedellerinin davalı eski yönetim kurulu başkanı tarafından davacı kooperatif hesaplarına yatırıldığı, bu bedellerin fiilen davacı kooperatif tarafından tahsil edildiği ve yapılan işlemlerin de kooperatifin ticari defterlerine kayıt edildiği, işlemler nedeniyle mali açıdan bir usulsüzlüğe rastlanmadığı, ticari defterlerin HMK”’ md.222 hükmü uyarınca delil niteliği bulunması, ticari defterlerin genel kurulun onayına sunulması hususları da dikkate alındığında, dava konusu çek bedellerinden davacı kooperatifin yararlandığı, dolayısıyla bu çek bedellerinin ödenmesi gerektiği, bu bakımdan davacının menfi tespit talebinin yerinde olmadığının tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dava, çek menfi tespit davasıdır.
TTK’nın 790. Maddesinde ” cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır”. hükmü düzenlenmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 792. maddesinde “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” hükmü düzenlenmiştir.
Dosya tüm deliler ile birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın “Dava konusu çeklere dayanak icra takipleri nedeniyle, davacı kooperatife karşı başlatılan icra takipleri yönünden davacı kooperatifin borçlu olup olmadığının tespiti ile menfi tespit talebinin koşullarının oluşup oluşmadığıdır. Bu kapsamda dosya bilirkişilere tevdi edilmiş dosyada 07/02/2020 tarihli kök ve 03/12/2020 tarihli ek raporda Bilirkişiler … ve … tarafından dosyaya sunulan raporda elden borç para vermeye dair bir karar bulunmadığı, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 59/1 maddesi uyarınca, temsile yetkili kişiler ancak kooperatif namına, onun amacının gerektirdiği bütün hukuki işlemleri yapabileceklerinden kooperatifçe açıkça bir yetki verilmediğinden Genel Kurulda alınan bir karara rastlanmamış olup kooperatif yönünden bağlayıcı olamayacağının tespit edilmiş, tarafların itirazları ile dosya farklı bir bilirkişi heyetine tevdi edilmiş bu kez bilirkişiler …, … ve …. tarafından düzenlenen raporda ticari defterlerin HMK. m. 222 hükmü uyarınca delil niteliğinin bulunması ve ticari defterlerin genel kurulun onayına sunulması hususları da dikkate alındığında, dava konusu çek bedellerinden davacı koopcratifin yararlandığı dolayısıyla bu çek bedellerini ödemesi gerektiği bu bakımdan davacının menfi tespit talebinin yerinde olmadığının tespit edilmiş, 13/13/2022 tarihli Bilirkişiler …., …. ve …. tarafından düzenlenen raporda Davacı tarafın dava konusu döneme ait 2014 hesap yılı defterlerinin usulüne uygun olup, birbirini doğruladığı, kayıtları ile uyumlu tutulduğu, Davacı tarafın dava konusu döneme ait defterlerinin açılış ve kapanış Noter onaylarının yapıldığı, usulüne uygun tutulduğu, mevcut hali ile HMK 222 Madde ve 6102 s. TTK 64/3 Uyarınca davacı taraf defterlerinin sahibi lehine delil niteliğinin Mahkemenin takdirinde olduğu, Davacı kooperatif icra takiplerine konulan ve dava konusu yapılan çekler sebebiyle Davalı …’a borçlu olduğu, Dava konusu çek bedellerinden davacı kooperatifin yararlandığı, Davacı kooperatifin yetkilisi tarafından düzenlenen ve dava konusu çeklerin davalı tarafa keşide edildiği, diğer Davalıların çeklere ciro yolu ile hamil olduğu, davacı tarafın çeklerdeki ciroların hileli olduğunu iddia etmiş ise de çeklerdeki ciroların yasaya uygun olduğunu, Davacının iddialarını Davalıya karşı ileri sürülemeyeceğini, kambiyo vasfı olan çeklerin kayıtsız şartsız borç ikrarı olduğu ve sebepten mücerret olduğu, Bir an için, yapılan borçlanma işleminin kooperatif esas sözleşmesine aykırı olduğu ve dolayısı ile geçersiz olduğu kabul edilse dahi, geçersiz sayılan bu işlem sebebiyle kooperatifin sebepsiz zenginleşeceği, almış olduğu bedelleri sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca yine iade etmesi gerekeceği, Davacı kooperatifin eski yönetim kurulu başkanından borç alması halinde bu borcu ödemesi gerekeceği, Dava konusu çek bedellerinin davalı eski yönetim kurulu başkanı tarafından davacı kooperatif hesaplarına yatırıldığı, bu bedellerin fiilen davacı kooperatif tarafından tahsil edildiği ve yapılan işlemlerin de kooperatifin ticari defterlerine kayıt edildiği, işlemler nedeniyle mali açıdan bir usulsüzlüğe rastlanmadığı,Dava konusu çek bedellerinin davalı eski yönetim kurulu başkanı tarafından davacı kooperatifin hesaplarına yatırıldığı, bu bedellerin fiilen davacı kooperatif tarafından tahsil edildiği ve yapılan işlemlerin de kooperatifin ticari defterlerine işlendiği, işlemler nedeniyle mali açıdan bir usulsüzlük olmadığı, dava konusu çek bedellerinden davacı kooperatifin yararlandığı da dikkate alındığında davacının menfi tespit talebinin yerinde olmadığı, davasını ispatlayamadığı anlaşılmakla açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
1-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 4.527,70 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ye irat kaydına, bakiye 4.447 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 27.008,86 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
5- Davalılar tarafından sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
6-Sarf edilmeyen gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,

Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/04/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”