Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1220 E. 2020/62 K. 29.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1220 Esas
KARAR NO : 2020/62 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/12/2018
KARAR TARİHİ : 29/01/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişki uyarınca sürekli olarak ürün alım satımı gerçekleştirildiğini, 23.07.2016 tarihli 541,62 TL, 25.07.2016 tarihli 544,32 TL, 10.08.2016 tarihli 3.117,85 TL, 24.09.2016 tarihli 14.001,23 TL’lik fatura karşılığının ödenmediğini, 04.01.2018 tarihli ödeme emri ile Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile takibe geçilmiş olup söz konusu ödeme emri davalıya 27.07.2018 tarihinde tebliğ edildiğini, borcun ferileriyle birlikte 15.938,79-TL alacağının ödenmemesi nedeniyle başlatılan takibe borçlu/davalı tarafın 27.07.2018 tarihli haksız ve kötüniyetli itiraz dilekçesi ile işbu takibin durduğunu, davanın kabulü ile Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında borca ve takibe vaki itirazın iptali ile takibin devamına davalı/borçlu aleyhinde % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı 26/12/2018 tarihli cevap dilekçesi ile davacının iddia ettiği borcun kendisine ait olmadığını, davacı şirket ile yaklaşık 3 yıldan bu yana ticari alışverişinin olduğunu, bu süre içerisinde yaklaşık 80.000 TL’lik alışverişte bulunduğunu, alışveriş bedellerini ödediğini, bu alışveriş ticari ilişki bedellerinin İzmir Bornova ….bank şubesi aracılığıyla davacı şirkete para yatırıldığını, davacı şirketin kendisine gönderdiği 2000 metre ayıplı kumaşın borcunu ödediğini ve sadece 3.200 TL kalan borcu kendilerine ayıplı mal olduğundan ödemeyeceğini söylediğini, satış ve tahsilat elemanı olarak çalışan ….’nın kabul ettiğini, aynı gün 500 TL ödeme yaptığını, … tarafından ayıplı mal bedeli olan 3.200 TL’nin silindiğini söylediğini, davayı kabul etmediğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı icra takip dosyası mahkememizin işbu dosyası içerisine alınmıştır.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilmiş olup 30/09/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda davalı tarafından dava dosyasına sunulan banka hesap ekstresinde ve tahsilat makbuzuna göre toplamda 3.500 TL tutarlı ödeme yapıldığı, davalı tarafından yapılan toplam 3.500 TL tutarlı ödemenin davacı yanın 18.205,02 TL tutarlı fatura alacağından düşülmesi sonucu davacı bakiye alacağının (18.205,02 TL – 3.500,00 TL=) 14.705,02 TL olduğunun tespit edildiği bildirilmiştir.
İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi verilen 02/08/2019 havale tarihli talimat raporunda davacı şirkete ait ticari defterlerin, 1 Sıra Nolu Elektronik Defter Genel Tebliği kapsamında e-defter olarak tutulduğu görülmüş olup e-defterlerin yasal süresinde e-defter beratının alındığı, Usulüne uygun tutulan ticari defterlerin sahibi lehine delil vasfına sahip olduğu, davacı şirket ticari defterlerinde, davacı şirket tarafından düzenlenmiş toplam bedeli 18.205,02 TL olan 4 adet fatura kaydı yapıldığı, 03/11/2016 tarihinde 3.000 TL, 03/12/2016 tarihinde 1.000,00 TL “Havale ….BANK” açıklaması ile toplam 4.000 TL ödeme kaydının yapıldığı, davalı tarafın beyan ettiği, 23/11/2017 tarihli ….’ya 500 TL nakit olarak yapılan ödemenin davacı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, Davacı şirket ticari defterlerine göre icra takip tarihi itibariyle davalı tarafın 14.205,02 TL borçlu olduğunun tespit edildiği bildirilmiştir.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67.maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Bir davada çekişmeli olguların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği konusuna, ispat yükü denir. İspat yükü ve kuralları TMK’nun 6. ve 7. maddelerinde düzenlenmiştir. Türk Medeni Kanunun 6. maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”
HMK’nın 190. Maddesinde ise ispat yükü düzenlenmiştir. Maddeye göre;”1- İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.2- Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnaların dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
Taraf beyanları, dosyada mevcut bilgi belgeler, bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı alacağını ve takibi cari hesap alacağına dayandırmış olup, davalıya ürünlerin teslimi sağlandığı halde bedellerinin ödenmediği iddiasında bulunmuş olup, HMK madde 190, TMK madde 6 ile Yargıtay 19 Hukuk Dairesi’ nin 2016/7819 esas ve 2017/2738 karar sayılı içtihadında da belirtildiği üzere öncelikle davacı tarafından icra takibine konu faturadaki hizmetin yerine getirildiğinin usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekir. Tek başına fatura hizmetin yerine getirildiğine yeterli değildir. Davalı ise davacı tarafa ödemede bulunduğunu iddia etmektedir. bu kapsamda ödeme iddiasını da davalı ispatla yükümlüdür. Davacı tarafından dosyaya sunulan sevk irsaliyesi ve davacının ticari defterlerinde yapılan bilirkişi incelemesi ile davalının cevap dilekçesinde akdi ilişkinin kabulü yönündeki beyanı da dikkate alındığına tarafalar arasında ürün alım-satım sözleşmesinin olduğunun kabulu gerekmektedir. Davalı kumaşların bozuk, ayıplı çıktığını ve davacı tarafla bu ayı nedeni ile eksik ödeme konusunda anlaşma yaptıklarını iddia etmiş ise de, bu iddiasını destekler nitelikte ayıp ihbarı yahut eksik ödemeye ilişkin anlaşma hususunda dosyaya delil sunmamış, yemin deliline dayanmadığı için de bu delil hatırlatılamamıştır. Davalının ödeme iddiası bakımından ise, 500,00-TL elden ödmenin ispatlanamadığı, 3.500,00-TL lik ödemenin kayıtlarda davacının bu ödemenin dışında kalan bakiye kısım için takip başlatığı anlaşılmakla, dosyada mevcut 24.09.2019 tarihli bilirikişi raporu da dikkate alınarak açılan davanın kabulü ile davacının 14.205,02-TL davalıdan alacaklı olduğu tespit edilmiş olup, davalının yapmış olduğu itirazının iptaline, takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 2/2.maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, alacağın likit olması nedeni ile de asıl alacağın %20 si olan 2.841,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN KABULÜNE
1-Davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasındaki davalının ile İTİRAZIN İPTALİNE, takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 2/2.maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2-Alacak faturaya dayalı likit bir alacak olmakla ve itirazın haksızlığı anlaşıldığından İİK 67//2 madde ve fıkrasına göre % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacı yana ödenmesine,
3-Alınması gerekli 1.088,77 TL harçtan peşin alınan 192,51 TL peşin harcın mahsubu ile 896,26 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 3.400 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 228,41 TL harç, 149,45 TL tebligat müzekkere gideri, 600 TL bilirkişi ücreti toplamı 977,86 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılıp harcanmayan masrafın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı asilin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
29/01/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”