Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1207 E. 2019/1212 K. 19.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1207
KARAR NO : 2019/1212

DAVA : Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)
DAVA TARİHİ : 11/12/2018
KARAR TARİHİ : 19/12/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacılar vekilinin Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne vermiş olduğu 11/12/2018 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde; “… Davalı Tasfiye Halindeki … YapI Kooperatifi 28/09/1984 tarihinde … adı altında ana sözleşmesi onaylanarak Ticaret Siciline tescil edilerek kurulduğunu, … Sicil No ile kaydı yapılan davalı kooperatif en son tescilini 13/03/1995 tarihinde yaptığını, davalı Kooperatifin 26/09/2001 tarihinde tasfiyesine karar verilerek tescili yapıldığını, 01/10/2001’de tescil ilan yapıldığını, 16/05/2006 tarihinde de son tescilini yaptırdığını, Bakırköy … Ağır Ceza Mahkemesine ait …Esas sayılı dosyaya konu olan davada sanıkların Görevi kötüye Kullanma ve Zimmet suçlarından dolayı yargılaması yapıldığını, ceza davasında müşteki olarak katılanların bazılarına mevcut kooperatif üyeliklerinin sona erdirilmeye alışıldığına dair (aidatlar ödendiği halde üyelikten düşürme ve mevcut dairelerin 3. Kişilere satılarak hukuki sorun yaratma) en az 20 mahkeme ve kararı olduğunun görüleceğini, üyeliğe dair davalar devam ederken 3.kişilere satılan dairelerden dolayı davada müşteki sıfatı ile katılan müvekkilleri bu seferde tahliye davaları ile karşılaştığını, ecri misil taleplerine muhatap olduklarını, hali hazırdaki davaların sonuçlanmamasından yararlanarak müvekkillerin icra yolu ile tahliyeleri yapılmaya çalışıldığını, davalı kooperatif davalarını kazanan üyeleri kooperatife 13/04/2016 tarihinde yapılan Genel Kurul Toplantısında üye yapmaya doğrudan yanaşmadığını bakanlık temsilcisinin Yönetim Kurulu Başkanı ve üyelerini uyarması sonucu kemren üye yaptığını, davalarında davalı olarak görünen şirket yöneticileri hakkında zimmet suçuna dair Bakırköy …. Ağır Ceza davası dosya içeriğin de görüleceği üzere ¨ 47.250.000.000 (eski para) ….’e yapıldığı söylenen ancak ödenmeyen avans ödemeleri ve bu paranın 2 yıl boyunca kullanılması ¨ 3.565.750.000 (eski para)’ nın sanıkların mal edinmelerine dair ciddi anlamda bulgular içerdiğini, ayrıca davalı kooperatifin en son yaptığı genel kurul toplantısında imar barışı için başvuru yapıldığı belirtilerek üyelerden ¨ 10.000′ si peşin ¨ 10.000 ise taksitler halinde müracaat ve tapu masrafları adı altında para istendiğini, toplanan bu paraların 139 üyeli kooperatifte kişi başı ne kadar ödeme düştüğünü, belediyeye yatırılacak toplam bedelin ne olduğunu, para vermeyecek üyelerin ödemelerinin nasıl yapılacağını, daha önceleri tapu masrafı adı altında alınan paralardan sonra ayrıca toplam ¨ 20.000′ nin ne kadarının tapu masrafları için kullanılacağı ayrıntıları ile üyelere sunulmadığını, bu genel kurulda alınan kararlardan biri de İmar başvurusu yapabilmek için kooperatifin tasfiye halinden çıkartılması gerektiğinden tasfiyeden çıkma kararı da alındığını, davalı kooperatifin tasfiye işlemi tamamlanana ya da mevcut durumun sonununa kadar kayyım atanması ve davalı yöneticilerin görevlerinden el çektirilmelerine, karar verilmesini , yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasın talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı Tasfiye Halinde … Yapı Kooperatifi’nin vekili Mahkememize vermiş olduğu 14/02/2019 havale tarihli cevap dilekçesinde; Davacıların, Kooperatife aidatlarını düzenli ödemeyen, olağan genel kurullara katılmayan, genel kurul kararlarına uymayan kooperatifi devamlı kötüleyen tutum ve davranışlar içinde olduğunu, kooperatiflerin kafalarına göre para toplamayacaklarını, kooperatifler; kanunun verdiği yetkiyle genel kurul kararıyla tahmini bütçeyi görüşerek aidatlar topladıklarını ve aidatların miktarı, ne için toplanacağını, genel kurullarda müzakere edildiğini , görüşüldüğünü ve oya sunulduğunu, oy çokluğu veya oy birliği ile karar alındığını, son genel kurul tutanağından da (28/11/2018 Tarihli Olağan Genel Kurul) ilgili aidat maddesinin tahmini bütçesi müzakeresi edildiğini ,oya sunulduğunu ve de ilgili aidat miktarı, taksiti ve ödeme şekli oy birliği ile kabul edildiğini, davacı üyeler davet edildikleri genel kurula katılım göstermiş olsalardı müzakerelerden, madde görüşmelerinden vede konudan haberdar olacaklarını ,
Kooperatifin faaliyette olduğunu, yönetiminde bir boşluk olmadığı son genel kurul da ve alınan kararlardan da belli olduğunu, 28/11/2018 tarihli olağan genel kurulun 10. maddesinde de görüleceği üzere yönetim kurulunun İmar Barışına Başvurduğu ve başvuru neticesinde İmar Barışından faydalanmak için Genel Kuruldan aidat toplama yetkisi kararını oy birliği ile aldığını, bunun neticesinde yönetim kurulu kooperatifin aidatlarını toplayarak İmar barışından faydalanıp Genel Kuruldan 23 gün sonra 21/12/2018 tarihinde 13 Bloka ait yapı kayıt belgelerini teslim aldığını,
….’nın Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas …. Kararı ile ihraç edildiğini 14/04/2011 tarihinde kesinleştiğini, Küçükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. Esas … Kararı ile (tahliye) ve Küçükçekmece İcra Müdürlüğü’nün 08/10/2018 tarihli icrası ile yasal olarak tahliye edildiğini,
….’nın Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas …. Kararı ile ihraç edildiğini Yargıtay …. Hukuk Dairesinin … Esas … karar sayılı ilamı ile 09/04/2010 tarihinde ihracının kesinleştiğini, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi …. Esas … Kararı ile 27/03/2018 tarihinde (tahliye) ve Küçükçekmece … İcra Hukuk Mahkemesi …. Esas .. Kararı ile 08/10/2018 tarihli icrası ile yasal olarak tahliye edildiğini, .
….’ın Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Kararı ile 09/04/2009 tarihli Yargıtay …Hukuk Dairesinin …. Esas …. Sayılı kararı ile 14/04/2011 tarihinde red gelmesi üzerine karar düzeltme sonrası hüküm 14/04/2011 tarihinde ihracı kesinleştiğini, Yargıtay …. Hukuk dairesi … Esas …. Karar ile 28/11/2018 tarihinde oy birliği ile kesinleştiğini, Küçükçekmece …. Asliye Hukuk Mahkemesi … Esas …. Kararı ile (tahliye ) Küçükçekmece İcra Müdürlüğünün icrası ile tahliye edildiğini, Bakırköy … İcra Hukuk Mahkemesi … Esas …. kararı ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin … Hukuk Dairesi …. Esas … Kararı ile 27/11/2018 tarihli (tahliye) kararı, … ve … ‘ın kooperatif üyesi olduğunu, …’ün İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas ve …. karar sayılı 12/10/2004 tarihli mahkeme kararı ile kooperatif üyeliğinde ihraç edildiğini, bu kararın Yargıtay … Hukuk Dairesinin …. Esas …. Karar sayılı 13/02/2006 tarihli kararıyla ihracının onandığını, ….yıllar sonra üyelik tespit davası açtığını kararın düzeltme aşamasında olduğunu, …’ın Kooperatif üyesi olduğunu, ….’ın kooperatif üyesi olduğunu, …. nin İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas …. Karar sayılı 14/07/2009 tarihli kararı ile takipsizlik nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini, 13/01/2016 tarihinde temyiz edilmeyerek ihracının kesinleştiğini, yıllar sonra üyelik tespit davası açtığını ve kararın düzeltme aşamasında olduğunu,
…., İstanbul … Asliye Ticaret Dairesi …. Esas sayılı … Karar sayılı 21/05/2003 tarihli kararı ile takipsizlik nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, iş bu karar 17/10/2003 tarihinde ihracın kesinleştiğini, yıllar sonra üyelik tespit davası açtığını ve kararın düzeltme aşamasında olduğunu, ….’nın Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas …. karar sayılı 23/01/2009 tarihli kararı ile davanın açılmamış sayılmasını karar verildiğini, iş bu kararın temyiz yoluna gitmeden 20/03/2009 tarihinde ihracı kesinleştiğini, yıllar sonra üyelik tespit davası açtığını, ve mahkemesinin devam ettiğini, …’ın kooperatif üyesi olduğunu, ….’in Kooperatifi üyesi olduğunu, ….’ın kooperatif üyesi olduğunu, …’ın Noter vasıtasıyla üyelik hakkını ….’e devrettiğini, …’ın üye olmadığını, …. Kooperatif Üyesi olduğunu, ….’ın kooperatif üyesi olmadığını, kooperatiften alacaklı olduğunu, mahkeme kararının o yönde olduğunu sonuç olarak delillerinin toplanmasına karar verilmesini , mahkeme heyetince resen nazara alınacak nedenlerle haksız ve yersiz kötü niyetle açılan davanın reddini yargılama giderlerinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin Mahkememize vermiş olduğu 25/01/2019 havale tarihli cevap dilekçesinde; Dava dilekçesinde davalı (Tasfiye halindeki) …’ne kayyım atanması talep edildiğini, ancak kooperatif yönetimiyle yıllardır hiçbir bağlantısı olmayan müvekkili …’de davalı olarak gösterildiğini, bu nedenle davanın usulden reddini, müvekkili … adı geçen Kooperatiftte Yönetim Kurulunda olmadığını ve imzaya yetkili bir kimse de olmadığını, dava dilekçesinde belirtilen Bakırköy …. Ağır Ceza Mahkemesi …. Esas sayılı dosyasının derdest olduğunu, müvekkili hakkında kesinleşen hükmün olmadığını, yine ceza dosyasında da belirtildiği gibi müvekkili ceza dosyasında ileri sürülen olaylar sırasında yönetimde olsa da imzaya yetkili olmadığını, bahsi geçen suçlardan dolayı yargılanamayacağını, bu sebeplerle müvekkili açısından davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, kayyım mahkeme tarafından bazı durumların meydana gelmesi ile atanacağını, TMK’ da sayılan bu hallerin kendisinden uzunca zaman haber alınmayan hallerde malların yönetimi, mal sahibi mallarını doğrudan doğruya yönetemiyorsa ve vekil de atayamıyor olması gibi haller olduğunu, halbuki kooperatifin yönetim kurulunun mevcut olduğunu, kaldı ki vekil atanma ihtimalinin de olduğunu, bu sebeple davanın reddi gerektiğini bildirmiştir.
Davalılar … ve …’ın usulüne göre tebligat yapıldığı ancak cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava,davalı kooperatif yöneticilerinin azli ile davalı kooperatife tedbiren kayyım atanması istemine ilişkindir.
Bilirkişiler Dr. …. ve … tarafından düzenlenen tarihli raporda; yönetim kurulu üyelerinin seçilmesinin genel kurulun devredilmez yetkileri arasında sayıldığından, genel kurul oybirliğiyle yönetim kurulu üyelerini seçtiğinden, genel kurul kararına karşı iptal davası açılarak seçim kararı iptal edilmediğinden, kayyım atanmasının şartlarını düzenleyen TMK. m. 426 hükmündeki “yasal temsilcinin görevini yerine getirmesine bir engel varsa ” şartının somut olayda gerçekleşmediği sonucuna varıldığını bildirmişlerdir.
Davanın açılmasından önce toplanan davalı kooperatifin 28/11/2018 tarihli genel kurul toplantı tutanağı incelendiğinde; toplamda 139 üyenin bulunduğu, bu üyelerin 86 tanesinin katılımıyla genel kurulun toplandığı, yönetim kurulu üyeliğine …, ….. ve …’ın dört yıl süreyle yönetim kurulu üyeliğine oybirliğiyle seçildiği görülmektedir.Davalılardan …’in ise yönetim kurulu üyeliği sıfatı bulunmamaktadır.
Kayyımlığı gerektiren hâlleri düzenleyen TMK. m. 426 hükmüne göre “yasal temsilcinin görevini yerine getirmesine bir engel varsa ” kayyım atanabilir. Kooperatif yönetim kurulu üyelik şartlarını düzenleyen Koop K. m. 56/3 hükmüne göre: “Devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, … zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından ya da bu Kanun hükümlerine göre mahkum olmamak’’ kooperatif yönetim kurulu seçilebilme şartlarından birisidir. Her ne kadar davalı yönetim kurulu üyeleri aleyhine zimmet ve güveni kötüye kullanma suçlarıyla ilgili olarak ceza davası açılmış ve yukarıda anılan bilirkişi raporu alınmış ise de, davalıların anılan suçları işlediklerine ilişkin kesinleşmiş bir mahkeme kararı bulunmamaktadır.
Gündeme ilişkin KoopK. m. 46/3 hükmü uyarınca, “yönetim kuntlu üyeleri ile denetçilerin azli ve yerlerine yenilerinin seçilmesi ile ilgili hususlar, genel kurula katılanlarıdan bir fazlasının kabulü ile gündeme alınır”. Yönetim kurulunun üyelik şartlarına ilişkin Koop K. m. 56 hükmüne göre: “Yönetim kurulu üyelerinde aşağıdaki şartlar aranır. … Devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, …) zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından ya da bu Kanun hükümlerine göre mahkum olmamak. … Haklarında yukarıdaki suçlarla ilgili olarak kamu davası açılmış olanların görevleri ilk genel kurul toplantısına kadar devam etmekle beraber, yönetim kurulunca bu durumdaki üyelerin genel kurulca azli veya göreve devamı hakkında karar alınmak üzere yapılacak ilk genel kurul gündemine madde konulur’’. Koop K. m. 42 hükmüne göre de yönetim kurulu üyelerinin seçilmesi, genel kurulun devredilmez görev ve yetkilerindendir.
Bütün bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; yönetim kurulu üyelerinin seçilmesi ve görevden alınması yetkisinin genel kurulun devredilmez yetkisi olduğu, yönetim kurulu üyelerinin azlinin mahkemeden istenemeyeceği, ancak yönetim kurulu üyeliğine seçilme şartlarının bulunmaması halinde mahkemeden, yönetim kurulu üyeliğinin seçilmesine ilişkin genel kurul kararının iptalinin veya butlanının tespitinin istenebileceği sonucuna varılmaktadır.
Toplantıda hazır bulunup da kararlara aykırı kalarak keyfiyeti tutanağa geçirten veya oyunu kullanmasına haksız olarak müsaade edilmeyen yahut toplantıya çağrının usulü dairesinde yapılmadığını veyahut gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmediğini yahut da genel kurul toplantısına katılmaya yetkili olmayan kimselerin karara katılmış bulunduklarını iddia eden pay sahiplerinin, kanuna, anasözleşme hükümlerine ve iyi niyet esaslarına aykırı olduğu iddiası ile genel kurul kararları aleyhine, bir ay içinde, kooperatif merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemeye başvurma hakları bulunmaktadır (Koop K. m. 53).
Somut olayda, kooperatifin 28/11/2018 tarihli genel kurul toplantısında davalılardan … ve …’ın dört yıl süreyle yönetim kurulu üyeliğine oybirliğiyle seçildiği görülmektedir. Yönetim kurulu üyelerinin seçilmesine ilişkin kararın kanuna, anasözleşme hükümlerine, iyi niyet esaslarına aykırı olduğunu ileri süren pay sahiplerinin, genel kurula katılarak alınan karara karşı muhalefetlerini tutanağa geçirterek bir ay içinde iptal davası açmaları gerekirken bu yola başvurulmadığı bu nedenle genel kurulun seçim kararının kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde,davacı vekili davalı gerçek kişiler hakkında zimmet v.s.suçlardan dolayı kamu davası açıldığını,bu nedenle davalı kooperatif yöneticilerinin yönetim yetkisinin kaldırılarak davalı kooperatife kayyım atanmasını talep etmiş ise de,Kooperatifler Kanununun 98 nci maddesi yollamasıyla somut olaya uygulanması gereken 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun anonim şirketlere ilişkin 364 ve 408. maddeleri gereği azil yetkisi münhasıran genel kurula hasredilmiştir. Bu durumun tek istisnası TTK 334/2 hükmü olup somut olayda şirket ortaklarının yöneticilerin azli veya yetkilerinin sınırlandırması amacıyla mahkemeye başvuru hakkı tanıyan bir hükmü bulunmamakta olup davacının yönetim kurulunun seçildiği 28/11/2018 tarihli genel kurulunda alınan kararın iptali ile ilgili dava da açmadığı anlaşıldığından davacının davalı yöneticiler … ve … aleyhine açtığı davanın esastan reddine, davalı …’in kooperatif yönetim kurulu üyesi olmaması ve ve azil davalarında sadece yöneticilerin davalı olarak gösterilmesi gerektiği hususları gözönüne alınarak bu davalı ve davalı kooperatif aleyhine açılan davanın ise pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davalı Kooperatif ve Davalı … hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile REDDİNE,
2-Davalılar …. ve … hakkında açılan davanın esastan REDDİNE,
3-Alınması gerekli ¨44,40 karar ve ilam harcının peşin alınan ¨35,90 harçtan mahsubu ile eksik alınan ¨8,50 harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalılar … ve kooperatif kendilerini bir vekil ile temsil ettirdikleri anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen ¨2.725,00 ücreti vekaletin davacıdan alınarak bu davalılara VERİLMESİNE,
6-Davalı … tarafından sarf edilen 7 tebligat+posta ücreti olan ¨75,60 ‘nin davacıdan tahsili ile bu davalıya VERİLMESİNE,
7-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨740,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacılar vekilinin yüzüne karşı,davalılar vekilinin yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.19/12/2019

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Kâtip ….
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”