Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1202 E. 2019/440 K. 12.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1202 Esas
KARAR NO : 2019/440

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/12/2018
KARAR TARİHİ : 12/04/2019
GK.YAZIM TARİHİ : 24/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmadaki beyanlarında özetle; 12/05/2017 tarihinde, davalının maliki olduğu …… plakalı aracın müvekkiline ait …… plakalı ticari araca çarpmak suretiyle maddi hasara sebebiyet verdiğini, kazanın oluşumunda davalı taraf sürücüsünün % 100 oranında kusurlu olduğunu, hasarlı aracın tamir ve bakımı için 4 gün serviste kaldığını , bu süre içinde müvekkilinin mahrum kaldığı kazanç kaybı zararının tazmini amacıyla davalı aleyhine Büyük- çekmece ……İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyası üzerinden takibe girişildiğini, dava- lının takibe ve borca itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamını, da- valı tarafın % 20 oranından az olmamak üzere icra/inkar tazminatı ile mahkumiyetini ,yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalıya yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının tacir olmadığını, kaza sonucu hasara uğrayan aracın ticari maksatla kullanıldığına dair delil sunulmadığını, davanın Asliye Hukuk Mahke- meleri’nde görülmesi gerektiğini, müvekkilinin adresi itibariyle Bakırköy İcra Daireleri’nin yetkili olduğunu, icra takibinin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığını, …… plakalı aracın kaza tari- hinden önce 23/06/2016 tarihli Uzun Dönem Operasyonel Araç Kiralama Sözleşmesi gereğince dava dışı …… ve Tic, A.Ş. ‘ne kiralandığını ve bu şirket adına …….’e teslim edildiğini, kaza tarihi itibariyle işleten sıfatı taşımayan davalı müvekkilinin iş bu davada husumet sıfatının da bulunmadığını, davanın …… ve Tic, A.Ş. İle ……..A.Ş. Ve…….Sigorta A.Ş.’ne ihbarını istediklerini, iddia olunan kusur oranını kabul etmediklerini, 4 günlük kazanç kaybı olarak talep edilen rakamın fahiş olduğunu, likit bir alacak söz konusu olmadığından icra-inkar tazminatı talep edilemeyeceğini beyanla davanın reddini, davacının kötü niyet tazminatı ile mahkumiyetini ,yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacıya yüklenmesini istemiştir.
Dava, İİK 67 md ne dayalı itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olup araç malikinin işleten sıfatıyla tazminat sorumluluğuna dayanmaktadır.
Celp olunan Büyükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün …… Esas sayılı dosyasının tet- kikinde ; davacı/ alacaklı tarafından davalı/ borçlu aleyhine dava konusu 12/05/2017 tarihli kazaya bağlı olarak …… plakalı araçta oluşan kazanç kaybı nedeniyle 1.600,00 TL AA + 286,78 TL işlemiş faizden ibaret toplam 1.886,78 TL alacağın tahsili istemiyle 06/11/2018 tarihinde ilamsız takibe girişildiği, ödeme emrini 12/11/2018 tarihinde tebellüğ eden borçlunun 16/11/2018 tarihinde vekili aracılığıyla (süresi içinde ) ibraz ettiği dilekçe ile ” takip borçlusunun adresi itibariyle Bakırköy İcra Daireleri’nin yetkili olduğu”ndan bahisle icra dairesinin yetkisine , ayrıca “alacaklı görünen tarafa her hangi bir borcu veya borç taahhüdü bulunmadığı”ndan bahisle borca , faize, faiz oranına ve tüm fer’ilerine itiraz ettiği, İİK 66 md gereğince İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, itiraz dilekçesinin alacaklı tarafa tebliğ edilmediği, alacaklı vekilinin yasal süre içinde mahkememize müracaatla iş bu davayı ikame ettiği anlaşılmıştır.
Davalı borçlu vekili icra dairesine ibraz ettiği itiraz dilekçesinde davalı/borçlunun adresi ( Zeytinburnu/İstanbul) itibariyle Bakırköy İcra Dairelerinin yetkili olduğundan bahisle icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş ise de ; takip konusu alacağın haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminata ilişkin olduğu, İİK 50 md yollamasıyla HMK 16 md zarar görünün ikametgahında, haksız fiilin vuku bul- duğu yerde veya HMK 6. Md gereğince davalının ikametgahının bulunduğu yerde takip başlatı- labileceği, davacının ikametgahının bulunduğu (Esenyurt) itibariyle Büyükçekmece İcra Dairelerinin veya dava konusu kazanın vuku bulduğu yer (Bahçelievler ) ile takip borçlusunun bulunduğu Zeytinburnu adresi itibariyle Bakırköy İcra Dairelerinin yetkili olduğu, takip alacaklısının seçimlik hakkını kullanarak yetkili icra dairelerinden biri olan Büyükçekmece …… İcra Dairesi’nde geçerli bir takip başlattığı, dava ön şartının tamam olduğu anlaşılmakla bu itiraza itibar edilmemiştir.
Celp olunan araç tescil belgesine göre , davacının maliki olduğu kazaya karışan aracın nite- liğinin “ticari” olduğu, davanın “ticari” vasıf arz ettiği anlaşılmakla göreve ilişkin itiraz da redde- dilmiştir.
Husumet sıfatı ile ilgili itiraza gelince ; 2918 sayılı KTK.nun hükümlerine göre, trafik kaydı “işleten”i kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerine bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde, “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir. Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devredilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili haki- miyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir.
Bununla birlikte, zarar gören kişi, davasını açmadan önce işletenin trafik kaydında adı yazılı kişi olup olmadığı konusunda bir araştırma yapmakla yükümlü kılınamaz. Olağan olanı, davanın trafik kaydında adı yazılı kişiye yöneltilmesidir.
Somut olayda da davacı, trafik kaydına dayanarak takibi ve iş bu davayı aracın maliki olan …… ve Tic. A.Ş. ‘ne yöneltmiş ise de; davalının işleten olmadığı , kazaya karışan aracın kaza tarihinden önce ihbar olunan dava dışı ….. Ve Tic. A.Ş..Şti’ne kiralandığı bu şirket adına …….’e teslim edildiği ,fiilen adı geçen şirketin kulla- nımında ve idaresinde iken dava konusu kazaya karıştığı trafik kazası tutanağı ve davalının ibraz ettiği uzun süreli kiralama sözleşmesi doğrulanmıştır. Bu nedenle davalı ….. ve Tic. A.Ş. aleyhine açılan dava husumet yönünden reddedilmiştir. Ancak davalı icra dosyasına sunduğu itiraz dilekçesinde husumete ilişkin itirazda bulunmamış ve kiralama sözleşmesini sunmamış olmakla kendisi aleyhine dava açılmasına sebebiyet verdiğinden davalı yararına yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmemiş, aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Husumet sıfatı yokluğu nedeniyle davanın reddine ,

2-Harçlar Kanunu’na göre hesaplanan ve tahsili gereken 44,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu sonucu bakiye 8.50 TL harcın davacıdan tahsil edilerek Hazine’ye irat kaydına,

3-Davacı tarafından sarf olunan toplam yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,

Davalı tarafça sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yar olmadığına,
Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine dair,

4- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine vakelet ücreti takdirine yer olmadığına,

Davalı vekilinin yüzüne karşı, davacının yokluğunda dava değeri istinaf sınırının altında kalmakla kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/04/2019

Katip …

Hakim …