Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1191 E. 2019/285 K. 07.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1191
KARAR NO : 2019/285

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 06/12/2018
KARAR TARİHİ : 07/03/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 06/12/2018 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; Konkordato talebinde bulunan müvekkilinin ekonomik kriz sebebiyle borçlarından dolayı ekonomik olarak yıkımın eşiğine gelmiş durumda olduğunu, çevresinde makul ve muteber bir tacir olarak bilinen ve kabul görmüş olan müvekkilinin yegane gayesi konkordato projesi çerçevesinde aktif-pasif dengesini düzeltmek, ideal bir bilanço seviyesine çıkmak, matbaacılık sektörünün içerisinde bulunduğu kayıt dışı günü birlik ekonomik sarmaldan kurtulmak, özellikle faktöring sektörünün boyunduruğu altında ezilen, yok olmak üzere olan ticari hayatını kurtarmak, ayakta durarak borçlarını, haciz, cebri icra baskısı altında bulunmadan ödeyebildiğini, müvekkilinin uzun yıllardır (21/02/1994 tarihinden beri) matbaacılık sektöründe faaliyet göstermekte olduğunu, müvekkili firmada şirket sahibi … ile birlikte acil ve yetiştirilmesi elzem olan durumlarda günü birlik çalıştırılmak zorunda olan işçiler haricinde daimi olarak 8 kişi çalıştığını, anılan çalışanların tüm ücret ve alacakları ile sigorta primleri müvekkili tarafından büyük bir hassasiyetle takip edildiğini ve ödendiğini, müvekkilinin gayesinin tüm borçlarını yayılacak vadede asıl alacak olarak, reel değer üzerinden ödenmesi temeline dayalı olduğunu, yoksa özünde hiçbir alacaklının esasında kaybettiği gerçek bir hak mevcut olmadığını, müvekkilinin öncelikli gayesi halihazırda deposunda, envanterinde bulunan mallarla almış ve her gün almakta olduğu siparişleri hazırlamak suretiyle, ideal ticari faaliyetleri neticesinde borçlarını, cebri icra tehdidi altında olmadan, bankalar nezdindeki itibarını kaybetmeden ödeyebilmek olduğunu, müvekkilinin sermaye artırımı yapabilecek şartları da haiz olmasının yanı sıra, dışarıdan kaynak yaratabilecek de pozisyonu mevcut olduğunu, cebri icra tehdidinden kurtulması halinde elinde bulunan varlıkları satmadan da sadece çalışarak borçlarını ödeyebilecek iş becerisi ve birikimi ile müşteri çevresine de sahip olduğunu, özünde müvekkilinin işbu konkordato başvurusunun ve projesinin maksadının borçtan kurtulabilmek, alacaklılarını mağdur etmemek, ticari hayatına devam edebilmek, muhtemel iflastan kurtulabilmek olduğunu sonuç olarak İİK 287 maddesi gereğince tarafımıza 3 aylık geçici mühlet verilmesini, İİK 287/1 ve 297 maddeleri gereğince borçlunun malvarlığının korunması ve alacaklıların cebri icra tehditlerinin durdurulmasına yönelik tedbir kararı verilmesini ,İİK 287/3 maddesi gereğince geçici komiser tayinine karar verilmesini, İİK 288/1 maddesi gereğince gerekli ilanların yaptırılmasını, geçici mühlet içerisinde yapılacak inceleme neticesinde 1 yıllık kesin mehil verilmesini, kesin mehil içerisinde yapılacak konkordato anlaşmalarının aktedilmesi halinde konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava, İİK’nın 285 ve devamı maddelerince açılan konkordato talebine ilişkindir.
Mahkememiz dosyasının 13/12/2018 tarihli tensip tutanağı uyarınca belirtilen gider avansı eksikliğinin borçlular vekilince süresinde tamamlanması üzerine davacı şirket hakkında 22/10/2018 tarihinden itibaren üç ay süre ile geçici mühlet verilmesine, Hukukçu ….,SMMM…. ve Doç.Dr….’in geçici konkordato komiseri olarak görevlendirilmelerine,ilgili kurumlara gereken bildirimlerin ve ilanların yapıldığı,borçluların malvarlığının muhafazası için gerekli görülen bütün tedbirlerin alındığı görülmüştür.
Geçici komiser heyetinin toplantı tutanağı ile; konkordato talep eden şirketin tüm malvarlıklarının rayiç değerlerinin tespit ettirilmesine, şirket malvarlıklarının rayiç değerlerinin tespiti işlemi teknik ve özel bilgiyi gerektirdiğinden bu konuda bilirkişiye başvurulmasına, şirkete ait stoklar hesabı altındaki gayrimenkullerin ve binalar hesabı altındaki gayrimenkullerin rayiç değerlerinin tespiti için bilirkişi görevlendirilmesine dair toplantı tutanağı mahkememizce onaylanmıştır.
Konkordato Geçici Komiser Heyeti … ve Doç Dr. …. 21/01/2019 tarihli ön raporunda;Davacı şirketin finansal kriz içinde bulunduğu bu nedenle konkordato ilan ettiğinin anlaşıldığını, davacı şirketin çalışma kabiliyetini kaybetmediğini, demirbaş, tesis makine cihazları ile mevcut çalışma düzenini koruduğu, faaliyetlerine devam ettiğini, konkordato ön projesinde zikredilen borç rakamı ile, şirketin ticari defter kartlarındaki borç rakamının uyumlu olmadığını, bu hususta konkordato projesinin revizesinin gerektiğini, davacı yasal defter kayıtlarında yer alan borç rakamlarının doğruluğunun ve fiktif olmayan bir borç olup olmadığının ileriki aşamalarda teyit edilebileceğini, bu aşamada, sunulu bilgi ve belgelerler bağlı kalındığını, şirkete ait ön proje ekinde yeralan 2014 Model …. marka taşıtın şirketin 31/10/2018 tarihli bilançosunda yeralmadığı, şirketin bu yönüyle konkordato ön projesini revize etmesi gerektiğini, konkordato ön projesinin eklerinde proforma gelir tablosu olmaması sebebiyle, şirketin ciro hedeflerinin geçmiş yıllarla uyumlu olup olmadığını, esas faaliyet yönünden ve net kar yönünden karlılığının geçmiş yıllara nazaran daha karlı olup olmadığı hususunun tespit edilemediğini, borçlu şirketin stoklarının, makine teçhizat, demirbaş ve taşıtların rayiç değerlerinin tespiti için bilirkişi görevlendirmesinin 11/01/2018 tarihli kararla yapıldığını, bilirkişi incelemesinin sonuçlarının beklendiğini, konkordato talep eden şirketin sunduğu ön projenin revize edilmesi gerektiğini, şirket malvarlıklarının rayiç değerleri henüz tespit edilemediğinden, ön projenin gerçekleştirilebilir olup olmadığı konusunda bu noktada yapılacak değerlendirmelerin çok da sağlıklı olmayacağını bildirmişlerdir.
Konkordato Geçici Komiser Heyetinin 04/03/2019 tarihli raporunda; Davacı şirketin çalışma kabiliyetini kaybetmediğini, demirbaş, tesis makine cihazları ile mevcut çalışma düzenini koruduğunu, faaliyetlerine devam ettiğini, şirketin 31/12/2018 tarihi itibariyle Kaydi değerlere göre özvarlığının (+) ¨ 631.423,30 olarak tespit edildiğini, şirketin 31/01/2019 tarihi itibariyle TTK 376/3. maddesinde belirtilen “aktiflerin hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de muhtemel satış fiyatları esas alınmak suretiyle düzenlenen bilançolara göre” hesap yapıldığında davacı şirketin özvarlıdının : 31/01/2019 tarihli özvarlık tutarının M ¨ 1.086.590.23 olarak hesaplandığını, dolayısıyla da davacı şirketin 31/01/2019 tarihi itibariyle borca batık durumda olduğunu, davacı şirketin Konkordato ön projesinin İİK 286.maddeside Maddesinde belirtilen proforma mali tablolar ve nakit akış tablosuna uygun olarak düzenlenmediğini, bu çerçevede Konkordato ön projesinde ön gördüğü satış rakamının ne olduğunun anlaşılamadığını, her ne kadar davacı şirketin oransal olarak faaliyet karlılığını arttırdığı görülse de net karlılığının borçları ve borca batıklığını kurtarmaya yetmeyeceğinin anlaşıldığını, şirketin borca batıklık tutarının şirketin rayiç aktif toplamının %86 sına tekabül ettiği, projede mevcut yada yeni ortaklarca ¨ 300.000,00’lik sermaye artışının öngörüldüğünü, ancak hali hazırda herhangi bir sermaye artışının veya yeni ortak alımının yapılmadığını, davacı tarafça dosyaya proforma gelir tablosu ve nakit akış tablosu sunulmadığı için özkaynağını nasıl pozitif duruma geçireceği ile borçlarını nasıl ödeyeceğinin tespit edilemediğini, ancak her halükarda konkordato sürecinde borca batıklıktan kurtulamayacağının anlaşıldığını, davacı şirketin hali hazırda alacaklı sayısının 250′ nin altında olduğu, imtiyazlı borçlar dahil toplam borcunun ise ¨ 1.980.694,03 TL olduğunu, davacı şirketin borca batıklık tutarının şirketin rayiç aktif toplamının %86 sına tekebül ettiğini, söz konusu borca batıklığın giderilmesi konusun dosyaya sunulan konkordato ön projede herhangi bir projeksiyona ver verilmedifli öngörülen sermaye artısının ¨ 300.000,00 hususu da göz önünde bulundurulduğunda şirketin borca batıklıktan kurtulmasının mümkün görünmediği bu çerçevede şirketin konkordato ön projesinin uygulanabilir olmadığı kanaatine varıldığını, davacı şirkete kesin mühlet verilemeyeceğini bildirmişlerdir.
Dava konkordato istemli olarak açılmış olup, İİK’nun 285.maddesine göre borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu, vade verilmek suretiyle veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebilir.
İİK’nun 287.maddesinde borçlunun iyileşmesi ve konkordatonun tasdiki ihtimali “konkordatonun başarı şansı” olarak nitelendirilmiştir.
Mahkemenin kesin mühlet kararını verebilmesi için konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olması gerekmektedir.
İİK’nun 289/1 maddesinde mahkemenin kesin mühlet hakkındaki kararını geçici mühlet içinde vereceği düzenlenmiştir.
İİK’nun 288/1 maddesinde geçici mühletin kesin mühletin sonuçlarını doğuracağı, İİK’nun 292.maddesinde ise iflasa tabi borçlu bakımından kesin mühletin verilmesinden sonra gerçekleşecek durumlarda mahkemenin kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflasına resen karar vereceği düzenlenmiştir. Konkordatonun başarıya ulaşamayacağının anlaşılması hali aynı maddenin b bendinde hüküm altına alınmıştır. Yani, konkordatonun başarıya ulaşmayacağının anlaşılması kesin mühletin kaldırılmasını gerektiren hallerdendir. “Mühlet içinde, iyileşmenin ya da alacaklıların konkordatoyu kabulünün mümkün olmayacağının anlaşılması ya da konkordatoyu tasdik etmeyeceğinin açık olması, tasdik şartlarının mevcut olmadığının önceden anlaşılması halinde de konkordato mühleti kaldırılarak talep reddedilecek ve şartlar yerine gelmişse borçlunun iflasına karar verilebilecektir.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı şirketin geçmiş gerçekleşmelerine göre 3 aylık süreçte hammadde maliyetlerini % 7 oranında düşürdüğü görülmüştür. Davacı şirketçe dosyaya sunulan konkordato ön projesinde masraflar düştükten sonra yaklaşık ¨100.000,00 tutarındaki ciro hedeflediği görülmektedir. Ancak tüm masraflar düşülmesi durumunda oluşan rakamın kâr olması gerekmektedir. Davacı şirketin burada kâr mı yoksa ciro mu kastedip kastetmediği hususu anlaşılamamıştır.
Davacı şirketin geçmiş ciroları ve gerçekleşmeleri incelendiğinde geçmiş performansını yakalayabileceği anlaşılmıştır. Ancak davacı şirketçe gelecek satış ve kârlılık projeksiyonları ile borçlarını nasıl ödeyeceğini gösterir yıllara yaygın nakit akış tablosu sunulmadığından ve davacının gerçekleşen kârlılık tutarlarının yetersiz olması birlikte değerlendirildiğinde davacının borçlarını nasıl ödeyeceği husus ispata muhtaç kalmıştır.
Davacı şirketçe konkordato ön projesi incelendiğinde davacı şirketin sermaye artırımı yapacağı veya dışardan ortak alımı yaparak şirkete ¨300.000,00 kaynak sağlayacağı belirtildiği görülmüştür. Ancak karar tarihine kadar davacı şirketçe herhangi bir kaynak girişi sağlanmadığı anlaşılmaktadır.
Davacı şirketin 31/01/2018 tarihli rayiç özvarlığı komiser heyetince (-)¨1.086.590,23 borca batık olarak hesaplanmış bu tutarın davacı şirketin rayiç aktif tolamının %86 sına takebül ettiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere davacı tarafça dosyaya sunulan mali verilerin İİK’nun 286.maddesinde belirtilen proforma mali tablolar ve nakit akış tablosuna uygun olmadığı, bu nedenle şirketin konkordato sürecinde elde edebileceği gelirler ve nakitlerin neler olduğu hususunda herhangi bir tespit komiser heyetince yapılamamıştır.Bu çerçevede konkordato ön projesinde ön gördüğü satış rakamının ne olduğunun anlaşılamadığı, her ne kadar davacı şirketin oransal olarak faaliyet kârlılığını arttırdığı görülse de net kârlılığının borçları ve borca batıklığını kurtarmaya yetmeyeceğinin anlaşıldığı, şirketin borca batıklık tutarının şirketin rayiç aktif toplamının %86 sına tekabül ettiği, projede mevcut yada yeni ortaklarca ¨300.000,00’lik sermaye artışının öngörüldüğü, ancak hali hazırda herhangi bir sermaye artışının veya yeni ortak alımının yapılmadığı, davacı tarafça dosyaya proforma gelir tablosu ve nakit akış tablosu sunulmadığı için özkaynağını nasıl pozitif duruma geçireceği ile borçlarını nasıl ödeyeceğinin tespit edilemediği, ancak her halükarda konkordato sürecinde borca batıklıktan kurtulamayacağının anlaşıldığı, neticede davacı şirketin mali durumunu iyileştirme ihtimalinin mevcut şartlarda mümkün olmadığı anlaşılmaktadır.
Borçlunun kesin mühlet alabilmesi, mali durumunu iyileştirebileceği veya konkordatonun tasdik edileceğinin inandırıcı şekilde ispat edilmesine bağlıdır. Dosya kapsamı, sunulan mali tablolar ve geçici komiser raporları birlikte somut olarak değerlendirildiğinde konkordatonun başarıya ulaşması ihtimalinin bulunduğunun inandırıcı şekilde ispatlanamadığı anlaşılmıştır. İİK’nun 288/1 maddesinde geçici mühletin kesin mühletin sonuçlarını doğuracağı, 292.maddede ise konkordatonun başarıya ulaşmayacağının anlaşılması halinde konkordato talebinin reddi ile iflasa karar verileceği düzenlenmiş olup, mahkememizce konkordato talebinin reddine, borçlu şirket borca batık durumda olduğundan iflasına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklandığı üzere:
1- Borçlunun konkordato talebinin REDDİ ile geçici mühletin KALDIRILMASINA ve İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarası ile kayıtlı ve muamele merkezi ” …. Yolu …. Sitesi … No:….Zeytinburnu /İstanbul ” olan …. Limited Şirketi’nin 07/03/2019 günü saat: 15:31 itibariyle İFLASINA,
2- İflas ile ilgili olarak Bakırköy Nöbetçi İflas Müdürlüğüne müzekkere YAZILMASINA,
3- İflas ile ilgili olarak İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne BİLDİRİLMDE BULUNULMASINA,
4- İflasın, iflas müdürlüğü tarafından İİK’nun 166.maddesinde yazılı usullere göre İLANINA,
5- İflas avansının Bakırköy İcra ve İflas Müdürlüğü’ne AKTARILMASINA,
6-Geçici komiser heyetinin görevine son VERİLMESİNE,
7-13/12/2018 tarihli tensip tutanağı ile verilen tüm tedbirlerin hükümle birlikte KALDIRILMASINA,
8- Geçici mühletin kaldırıldığı hususunun Ticaret Sicil Gazetesinde ve Basın İlan Kurulu İlan Portalında İLAN EDİLMESİNE,
9-Geçici komiser olarak görevlendirilen komiserlerin bugün itibariyle görevlerinin sona erdiğinin İstanbul Bilirkişilik Bölge Kurulu’na BİLDİRİLMESİNE,
10-Alınması gerekli ¨44,40 karar ve ilam harcından peşin alınan ¨35,90 harcın mahsubu ile bakiye ¨8,50 harcın davacıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,
11-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
12-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafından peşin olarak yatırılan ¨130,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacılara İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 164/2 nci madde hükmü uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile 10 gün içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere borçlu şirket yetkilisi ve borçlu vekili ile bir kısım müdahiller vekillerinin yüzlerine karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 07/03/2019

BAŞKAN …
E-imzalı
ÜYE ….
E-imzalı
ÜYE ….
E-imzalı
KÂTİP …
E-imzalı

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”