Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1104 E. 2018/1379 K. 27.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1104
KARAR NO : 2018/1379

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 18/12/2017
KARAR TARİHİ : 27/12/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 18/12/2017 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde; Malatya ….. İş Mahkemesi’nde müvekkiloi …’in …. San. Dış Ticaret Ltd. Şirketinde 2006 ile 2012 yılları arasında çalıştığının tespiti amacıyla açtıkları hizmet tespit davalarının …. esas numarasıyla derdest olduğunu, dava devam ederken Malatya ….. İş Mahkemesi söz konusu şirkete tebligat yapılmaması nedeniyle 27/01/2017 tarihli müzekkereyle Malatya Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne tebligat adresine yarar adresi bildirmek üzere müzekkere yazıldığını, gelen cevapta şirketin şubesinin 30/05/2012 tarihinde terk olduğunu ve şirket merkezinin istanbul olduğunun belirtildiğini, müvekkili söz konusu şirkete 01/01/2006 ile 31/05/2012 yılları arasında çalıştığını, Malatya ….. İş Mahkemesinin şirketin terkin olup olmadığı hususunda İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazıldığını, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 26/10/2017 tarihli cevabında , şirketin tasfiyesinin sona erdiğini 25/12/2015 tarihinde karar verildiğini 29/12/2015 tarihinde tescil olduğundan şirketin sicil kaydı terkin olduğunu bu nedenlerle… İnş. San. Dış. Ticaret Ltd. Şirketin ihyasına karar verilerek şirketi temsil etmek üzere tasfiye memuru atanmasını ve şirketin yeniden İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne tescil edilmesini , yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı … ‘ın 28/01/2018 havale tarihli cevap dilekçesini özetle; Davacının dilekçesinde belirttiği…… Ltd. Şti. Gayri faal bir durumda olduğundan şirket sahipleri tarafından şirketin tasfiyesi kararı alındığını, mezkur şirketin 01/12/2014 tarihinde tasfiyeye girdiğini ve 02/12/2014 tasfiye kararı tescil edildiğini, tasfiye sürecinde 10/12/2014 ile 24/12/2014 tarihleri arasında usulüne uygun olarak alacaklılara çağrı yapıldığını ve Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığını, davacı bu süreçte tasfiyeye memuru olarak başvuruda bulunmadığını, davacı …’in sadece …. Dış Tic. Ltd. Şti’nde 03/01/2006 ile 12/02/2007 tarihleri arasında çalıştığını, bu şirket yönünden de 16/02/2017 tarihinde ibraname imzalayarak şirketten alacağı olmadığını şirketi ibra ettiğini ikarar ettiğini, davalı şirkette son olarak tasfiye memuru olarak görev yaptığını,… İnş. San. Dış Tic. Ltd. Şti.’nde çalıştığı beyan ve iddiasının gereçeği yansıtmadığını, davacının iddia ettiği 01/07/2008 tarihinde… İnş. San. Dış. Tic. Ltd. Şti. ‘nde işe başlamasının fiilen ve hukuken mümkün olmadığını, zira şirketin karar alması ve şubesinin işlemlerinin tamamlanması 21/07/2008 tarihinde gerçekleştiğini, bu işlemleri şubenin yetkili müdürü …’ın yürüttüğünü ve kendi SGK girişinide 21/07/2008’de gerçekleştirdiğini, şube işyerinin tüm işe giriş ve çıkış işlemlerinin yapmaya aynı zamanda davacı tanığı olan şube yetkili müdürü ….. yetkili olduğunu, davacının Malatya….. İş Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile ikame ettiği hizmet tespiti davasında tanık olarak dinlenen tanık …, aynı zamanda şirketin şubesinin müdürü olduğunu , bu kişi hakkında Malatya Cumnuriyet Başsavacılığı’na güveni kötüye kullanmak ve hırsızlıktan şikayette bulunulduğunu ve ……. soruşturma numarasıyla hakkında soruşturma açıldığını, tasfiye memurluğunu yaptığı… İnş. San. Dış Tic. Ltd. Şti.’ne ,davacının süresinde ve usulüne uygun başvuruda bulunmadığını ,davacının belirttiği tarihler dışında şirkette çalışmasının bulunmaması , hizmet tespiti davasında tanıklık yapan şube müdürü hakkında güveni kötüye kullanmak ve hırsızlıktan soruşturma başlaması gerçekleştirilen tasfiye sürecinin hukuka ve usule uygun olamsı nedenleriyle , davacının haksız ve maddi dayanaktan yoksun davanın reddini, yargılama giderlerinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’nün 30/01/2018 havale tarihli cevap dilekçesini özetle; Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün TTK.m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluk şirket “tasfiye memuru”nda olduğunu, müvekkili davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle “yargılama giderleri” ve “vekalet ücreti”nden sorumlu tutulamayacağını, bu nedenlerle; müvekkili yönünden açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin diğer tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava, hukukî niteliği itibariyle;6102 sayılı TTK’nın 643. maddesi yollamasıyla aynı kanunun 545 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış şirketin ihyası ile ticaret siciline tescili davasıdır.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden gönderilen sicil kayıtları incelendiğinde; … sicil nosunda kayıtlı Tasfiye Halinde …. ve Dış Ticaret Limited Şirketi’nin son tescilini 29/12/2015 tarihinde yaptırdığı, şirketin 25/12/2015 tarihinde tasfiyesine karar verildiğinin 29/12/2015 tarihinde tescil edildiği, tasfiyesinin sona erdiğinin ise aynı tarihte tescil edildiği ve sicil kaydının terkin edildiği,ortaklar kurulu kararı ile şirkete tasfiye memuru olarak davalı…’ın seçildiği görülmüştür.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından gönderilen sicil kayıtları incelendiğinde ihyası istenen şirketin terkin olmadan önce merkez adresinin Bağcılar / İstanbul olduğu, buna göre mahkememizin 6102 sayılı TTK’nun 547/1 maddesi anlamında kesin yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, incelenen mahkeme dosyası, ticaret sicil kayıtları birlikte değerlendirildiğinde ;Limited şirketlerin tasfiyesinde 6102 sayılı TTK’nın 643. maddesi yollamasıyla aynı kanunun 536 ilâ 548 maddelerinde düzenlenen anonim şirketlerin tasfiyesine ilişkin hükümler uygulanmaktadır. Limited şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesiyle sona erer. Ancak tüzel kişiliğin sona ermesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmış ise, tüzel kişilik ticaret sicilden silinmiş olsa bile limited şirket tüzel kişiliğinin sona erdiği kabul edilemez. Bir tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda bir hukuki işlemdir. Bu karar ve işlemin hataya dayanması halinde gerçek anlamda bir tasfiye işleminden söz edilemez. Hata veya kasta dayalı şeklen gerçekleşmiş bir tasfiyenin kaldırılmasını, gerek o işlemi gerçekleştirenler, gerekse bundan zarar görenler isteyebilirler, ayrıca tasfiye halinde bulunan bir şirketten alacaklı olan kişinin yapılan ilanlara rağmen alacağını yazdırmaması alacağın düşmesini gerektirmez.
Somut uyuşmazlıkta; davacının Malatya … nci İş Mahkemesi’nde açtığı davada taraf teşkilinin sağlanması ve davanın yürütülüp sonuçlanması gerektiğinden davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu, bu davada davalı olan Tasfiye Halinde …. ve Dış Ticaret Limited Şirketi’nin tüzel kişiliğinin tasfiyenin sonlandırılması nedeniyle sicilden terkin edildiği, davada taraf teşkilinin sağlanması ve yargılamanın yürütülebilmesi için şirketin ihya edilmesi gerektiğinden davanın kabulüne, şirketin tüzel kişiliğinin yeniden ihyasına ek tasfiye işlemlerini yapması için 6102 Sayılı TTK.nun 547/2’nci maddesi uyarınca eski tasfiye memuru olan davalı …’ın şirketin tasfiye memuru olarak atanmasına, keyfiyetin karar kesinleştiğinde tescil ve ilanına, karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı iken tasfiye nedeniyle sicilden terkin olan Tasfiye Halinde …. ve Dış Ticaret Limited Şirketi’nin Malatya 2. İş Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile sınırlı olmak üzere tüzel kişiliğinin İHYASINA,
2-Ek tasfiye işlemlerini yapması için eski tasfiye memuru olan davalı …’ın şirkete tasfiye memuru olarak ATANMASINA,
3-Keyfiyetin karar kesinleştiğinde TESCİL VE İLANINA, tescil ve ilan masraflarının ileride davalı tasfiye memurundan tahsil edilmek üzere şimdilik davacı tarafça KARŞILANMASINA,
4-Alınması gerekli ¨35,90 karar ve ilam harcından peşin alınan ¨31,40 harcın mahsubu ile bakiye ¨04,50 harcın tasfiye memuru …’dan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan 3 adet tebligat ücreti olmak üzere toplam ¨42,00 yargılama giderinin tasfiye memuru … ‘dan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü yasal hasım olduğundan yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu TUTULMAMASINA,
7-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen ¨2.180,00 ücreti vekaletin tasfiye memuru …’dan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨161,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davalı tasfiye memurnun yüzüne karşı ,davacı vekili ile davalı … vekilinin yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 27/12/2018

BAŞKAN … ÜYE … ÜYE … KÂTİP ……