Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/11 E. 2018/243 K. 12.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/11
KARAR NO : 2018/243

DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 03/01/2018
KARAR TARİHİ : 12/03/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Bakırköy nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 03/01/2018 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde ; müvekkilinin, davalı şirketin ortağı ve yönetim kurulu eski üyesi ve başkan yardımcısı olduğunu, davalı şirketin 05/05/2010 tarihinde müvekkilinin de aralarında bulunduğu dava dışı diğer ortaklar ile birlikte limited şirket olarak kurulduğunu ve 23/03/2015 tarihinde de tür değiştirerek anonim şirkete dönüştüğünü, müvekilinin, şirketin kuruluşundan yönetim kurulu üyeliği ve yönetim kurulu başkan yardımcılığından istifa ettiği 25/12/2017 tarihine kadar şirketin amacının elde edilmesi için çalıştığını, davalı şirketin ortaklarının ve yönetim kurulu üyelerinin şirketin kuruluşundan beri şirket ile olan tüm ilişkileri bir aile şirketindeki gibi olduğunu, bu yönetim tarzı şirketin faaliyet gösterdiği piyasada hızlı yükselişi ve başarısına imkan verdiğini, ancak, son yıllarda hem yönetim kurulu üyeleri hem de ortaklar arasında iletişim kopukluğu ve güven ortamını zedeleyen olaylar olduğunu bu olaylar müvekkilinin şirket ile ortaklığının sürüdürülmesinin imkansız kılar nitelikte olduğunu, davalı şirketin aile şirketi olarak kurulduğunu ve bu şekilde yönetildiğini, bu husus en iyi şekilde kuruluştan bu yana yapılan genel kurul toplantılarından anlaşıldığını, bugüne değin hiçbir genel kurul toplantısı çağrı ile yapılmadığını, tüm ortakların katılımı ile çağrısız genel kurul toplantıları yapıldığını, dava dışı …’nın davranışları, davalı şirketin sermayeden çok kişi odaklı bir şirket olması sebepleri ile ortaklar arasındaki münasebetler, güven duygusunun zedelenmesi ve huzursuzluk hali şirketin işleyişinin ve ortakların şirket, yöneticiler ve birbirleri olan ilişkilerini bozduğunu, davalı şirkette yönetim kurulu üyesi iken dava dışı diğer yönetim kurulu üyesi …nın tüm çalışanlara davacı müvekkilin artık şirket işlerinde yer almadığını bildirmesi şirketin kuruluşundan bugüne kadar çalışan davacı müvekkilinin itibarsızlaştırdığını ve yine dava dışı …’nın davacı müvekkilinin eşi olan dava dışı …’a eşini tahkir eden sözlerinin müvekkili için davalı şirkette pay sahibi olarak kalmasını imkanız kıldığını, yine, dava dışı …’nın müvekkilinin şirket ile ilişiğinin kesildiğini açıklayıp müvekkilinin elektronik posta hesabını kapattırmasından sonra müvekkiline noterden ihtarname ile yönetim kurulu toplantısına davet etmesi müvekkilinin müteessir ettiğini, ayrıca, davalı şirketin dava dışı ortaklarının bir çoğu arasında akrabalık bağının da olması neticesinde davacı müvekkilinin azlık pay sahibi olmasının yaratabileceği olumsuz durum da dikkate alınarak işbu davanın açılması zorunlu olduğunu, bu nedenlerle davalı şirket sermayeden çok kişi odaklı bir şirket olması sebebiyle, ortaklar arasındaki münasebetlerdeki bozulma, güven duygusunun zedelenmesi ve huzursuzluk hali şirketin işleyişinin ve ortakların şirket, yöneticiler ve birbirleri olan ilişkilerinin gerginleşmesi TTKnun 531 ‘inci maddesi hükmü kapsamında haklı bir sebep olduğunu, sonuç olarak müvekkilinin paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerinin ödenip davacının şirketten çıkarılmasına karar vermesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 09/03/2018 havale tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini beyan etmiştir.
Davadan feragat,davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.Davadan feragat,davacının mahkemeye karşı yapacağı tek taraflı bir irade beyanı olup feragatın geçerliliği için bunun davalı vea mahkeme tarafından kabul edilmesine veya davalının muvafakat etmesine gerek yoktur.Somut olayda,davacı vekilinin feragat beyanı nedeniyle 6100 Sayılı HMK’nun 307-312. maddeleri gereğince,davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın feragat sebebiyle REDDİNE,
2-Feragat yargılamanın ilk celsesinden önce vuku bulduğundan Harçlar Kanunun 22. maddesi gereğince ¨35,90 karar ve ilam harcının 1/3’üne tekabül eden ¨11,96’nin peşin Yatırılan ¨35,90 peşin harçtan mahsubuna, fazla yatan ¨23,94’nin talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı vekilinin beyanı gözönüne alınarak davalı lehine vekâlet ücreti hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,
5-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨931,80 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda karar verildi.12/03/2018

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KÂTİP …