Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1097 E. 2019/1027 K. 18.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1097 Esas
KARAR NO : 2019/1027

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/11/2018
KARAR TARİHİ : 18/10/2019
K. YAZIM TARİHİ : 31/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; taraflar arasında ticari satıma ilişkin akdi ilişki bulunduğunu, ilk sipariş teslimi 16/03/2018 olmak üzere davacının 6 ay vade ile ve fatura karşılığında davalıya toplam 468.785,80 TL tutarında mal sattığını, satış bedelinin 452.025,00 TL’lik kısmının davalı tarafça 31/01/2018, 28/11/2018, 28/11/2018 ve 26/12/2018 tarihli muhtelif bedelli çeklerle ödendiğini, çeklerin ödeme tarihleri gözetildiğinde daha yakın vadeli çek- lerle değiştirilmesini talep edildiğini ancak sonuç alınamadığını, 2018 Mart, Nisan ve Mayıs aylarına ilişkin faturaların hiç ödenmediğini, 22/05/2018 tarihine kadar alacağın 468.785,80 TL’ye ulaştığını, bu miktar üzerinden ortalama vade hesabı ile vade faturası kesileceğinin bildirildiğini ve 10/10/2018- 24/11/2018 tarihleri arası 45 günlük 37.109,53 TL bedelli 14/062018 tarihli vade farkı faturası düzen- lenerek davalıya tebliğ edildiğini, ancak davalının söz konusu faturayı iade edip ödememesi üzerine alacağın tahsili için davalı aleyhine Büyükçekmece ….İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası üzerinden takibe girişildiğini, davalının takibe ve borca itirazı üzerine takibin durduğunu be- yanla itirazın iptali ile takibin devamını, davalı tarafın % 20 oranından az olmamak üzere icra/inkar tazminatı ile mahkumiyetini,yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; davacının süresinde ve siparişe uygun olarak üretip teslim ettiği kumaş bedellerine ilişkin tüm faturaların ödendiğini, ancak davacının bir kısım kumaşları mutabık kalınan tarihte teslim etmediğini, geciktirdiğini, ayrıca üretimi yapılan kumaşların vasfının anlaşmaya aykırı olduğunu, gramaj farkı bulunduğunu, müvekkilinin bu nedenle maruz kaldığı zarara karşılık reklamasyon faturası düzenlenerek davacıya tebliğ edildiğini, sipariş formunda yer alan vade tarihi kısmının davacı tarafça doldurulduğunu ve anlaşmaya aykırı olarak vade farkı faturası düzenlediğini, müvekkilinin söz konusu fatura nedeniyle borçlu olmadığını beyanla davanın reddii savunmuştur.
Dava, İİK 67 md ne dayalı itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.
Celp olunan Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasının tet- kikinde ; davacı/ alacaklı tarafından davalı/ borçlu aleyhine cari hesap bakiyesine ve faturaya dayalı 41.389,85 TL alacağın tahsili istemiyle 22/10/2018 tarihinde ilamsız takibe girişildiği, ödeme emrini 24/10/2018 tarihinde tebellüğ eden borçlunun aynı tarihte vekili aracılığıyla (süresi içinde ) ibraz etti- ği dilekçe ile “alacaklı görünen tarafa her hangi bir borcunun bulunmadığı, takip dayanağı fatura- ların anlaşmaya aykırı düzenlendiği”nden bahisle borca , faize, faiz oranına ve tüm fer’ilerine itiraz ettiği, İİK 66 md gereğince İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, itiraz dilek- çesinin alacaklı tarafa tebliğ edilmediği, alacaklı vekilinin yasal süre içinde mahkememize müracaatla iş bu davayı ikame ettiği anlaşılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlık; taraflar arasında ödeme vadeleri hususunda bir anlaşma olup olma- dığı, davacının takip ve dava tarihi itibariyle davalıdan takip konusu cari hesap ekstresi ve faturadan kaynaklanan alacağının bulunup bulunmadığı, alacağın varlığı ve miktarı ile icra-inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda toplanmaktadır.
Tarafların ticaret sicili kayıtları, takip konusu borcun dayanağını oluşturan faturalar, cari hesap ekstreleri vs deliller celp edilmiş takip/ve dava konusu alacağın varlığı ve alacak miktarının tespiti hususunda tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar veril- miştir.
Tarafların ticari defter ve kayıtları ile dosya mevcut diğer deliller üzerinde SMMM Bilirkişi ….. tarafından yapılan inceleme sonucu düzenlenen ve itibara layık bulunan 21/06/2019 tarihli rapora göre ;
Davacı … Ltd. Şti’nin ticari defterlerinde; taraflar arasında 16/03/2018 tari- hinde başlayan ticari ilişkide, davacı tarafından davalıya toplam 468.785,80 TL bedelli fatura tanzim edildiği,davalı tarafından davacıya toplam 452.025,00 TL bedelli çeklerle ödeme yapıldığı ve 2 adet 12.480,48 TL bedelli iade faturası düzenlendiği, davacının ise davalıya 37.109,53 TL bedelli vade far- kı faturası düzenlediği, icra takip tarihinde davacının davalıdan 41.389,85 TL alacaklı olduğu,
Davalı … Tic. Ltd. Şti’nin ticari defter kayıtlarında ise ; 2018 yılın- da davacıdan toplam 472.860,78 TL bedelli fatura girişi yapıldığı ve aynı yıl davacıya 455.380,00 TL ödeme yapıldığı, her ne kadar bu ödemenin 350.078,00 TL’si icra takip tarihinden sonra yapılmış gözükse de, davalı ödeme kayıtlarını yanlış tarihte işlediğinden, davacı ticari defterlerinde olduğu gibi ödemelerin icra takip tarihinden önce yapıldığının kabul edildiği, 2018 yılında davacıya 17.480,48 TL bedelli iade ve reklamasyon faturaları düzenlendiği, neticede icra takip tarihinde davalının davacıya 0,30 krş. borçlu olduğu ve sene sonunda borcun sıfırlandığı görülmüştür.
Davacı ticari defterlerinde, icra takip tarihinde davacı davalıdan 41.389,85 TL alacaklı olduğu, davalı ticari defterlerinde de her ne kadar icra takip tarihinde davalı davacıya 350.078,30 TL borçlu gözükse de, davalı kayıtlarında yanlış fatura ve çek ödemeleri ile çek ödeme tarihlerinde yanlışlıklar bulunmaktadır. Öncelikle yanlış kayıtların düzeltilerek davalı kayıtlarında olması gereken borç/alacak bakiyesinin tespiti gerekmektedir, Bu bağlamda davalı ticari defterlerinde, icra takip tarihinde dava- cıya 350.078,30 TL borçlu gözükmektedir, 10/05/2018 tarihinde ….. nolu 4.074,98 TL bedelli davacıya ait olmayan fatura, davacı alacağına kaydedilmiştir, bu yanlış fatura kaydı düzel- tildiğinde, 350.078,30 TL – 4.074,98 TL = 346.003,32 TL davalı davacıya borçludur. Davalı şirket davacı tarafa 23/05/2018 tarihinde verdiği toplam 346.723,00 TL’lik çeki 350.078,00 TL olarak davacı borcuna işlemiştir.Bu kayıt da düzeltildiğinde, 346.003,32 – 346.723,00 = 719,68 TL icra takip tari- hinde davalı davacıdan alacaklı olacaktır.
Dolayısıyla taraflar arasındaki ihtilaf rakamı; davacının davalıdan olan alacağı 41.389,85 TL davalının davacıdan olan alacağı 719,68 TL olmak üzere toplam 42.109,53 TL’dir.
Yine ihtilaflı işlemlere ilişkin olarak; davacı tarafından davalıya düzenlenen 37.109,53 TL bedelli vade farkı faturası davalı kayıtlarında bulunmadığı gibi, davalı tarafından davacıya düzenlenen 5.000,00 TL bedelli Reklamasyon faturasının da davacı kayıtlarında yer almadığı,ihtilaflı işlemler toplamının 37.109,53 TL + 5.000,00 TL = 42.109,53 TL olduğu anlaşılmıştır.Gerek davacı ve davalı şirketin ticari defterlerinin incelenmesi, gerekse yanlış işlemlerin düzeltilmesi neticesinde, taraflar arasında 42.109,53 TL tutarında ihtilaf olduğu ve ihtilafın davacının vade farkı faturası ile davalının reklamasyon faturasından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Öncelikle, davalı taraf davacıya 13/06/2018 tarih … nolu 5.000,00 TL bedelli Reklamasyon faturası düzenlenmiştir. Bu fatura davacı tarafından kabul edilmemiş ve taraflar arasında noter ihtarnamesi ile iade işlemine tabi tutulmuştur. Davalı taraf, bu faturanın davacının imal ettiği kumaşların siparişe uygun olmaması ve geç teslim nedeniyle düzenlendiğini belirtmiş ise de, dosyada davalı tarafından davacı tarafa gönderilmiş bir ayıp veya geç teslime ilişkin ihtarname bulun- madığı, yine davalı tarafından davacı nedeniyle uğranılan bir zarar olduğuna dair herhangi bir ispat vasıtası sunulmadığı gözetildiğinde davalının Reklamasyon Faturasının uygunluğu bu aşamada ispata muhtaçtır. Bu nedenle 5.000,00 TL davalı alacağı olarak değerlendirilmemiştir.
Taraflar arasındaki 2. ihtilaf konusu ise; davacının davalıya düzenlediği 14/06/2018 tarihli … nolu 37.109,53 TL bedelli vade farkı faturasından kaynaklanmaktadır. Bu fatu- ra da taraflar arasında Noter ihtarnamesi iade ve itiraza tabi tutulmuştur. Davacı şirket, taraflar arasında ödeme vadesinin 6 ay olarak kararlaştırılmasına rağmen davalının 6 aydan uzun vadeli çekler ile ödeme yapması nedeniyle vade farkı ortaya çıktığını iddia etmektedir. Gerçekten davalı yan borçlarının ifası için yaklaşık 7-8 ay vadeli çekler vermiştir.
Davacı, taraflar arasında ödemelerin 6 ay vadeli olacağı hususunda anlaşmaya varıldığına iliş- kin Kumaş Sipariş formları ibraz etmiştir. Bu formlarda 6 ay vade yazmaktadır. Formlar davalı tara- fından bilgisayar çıktısı olarak düzenlendiğinden, 6 ay olarak belirtilen vadenin davacı tarafından elle yazıldığı görülmektedir.
Aynı formları davalı da ibraz etmiş ise de, davalının sunduğu formlarda herhangi bir vade yazmamaktadır.
Bu durumda; davalının düzenleyip, davacıya gönderdiği sipariş formlarında vade yazmadığı, sipariş formlarının davacıya gelmesinden sonra ise, davacının formaların üzerine 6 ay vade yazdığı sabittir. Ticari hayatın olağan akışına göre, gerçekten davalı sipariş formu düzenleyip vade yazma- yabilir. Yine sipariş formları davacıya geldiğinde, davacı kabul edebileceği vadeleri sipariş formlarına yazabilir. Bu hususlarda herhangi bir uygunsuzluk yoktur. Ancak davacının yazdığı vadelerin, taraflar arasında kabul edilen vadeler olduğunun kabulü için, davacının vade yazdığı sipariş formunu tekrar davalıya göndermesi ve davalının da bunu kabul etmesi gerekmektedir. Davacı şirket sadece kendi- sinin elle vade yazdığı sipariş formunu ibraz etmiştir. Sipariş Formu’nun vade yazılı bu halini dava- lıya gönderdiğine ve davalının da kabul ettiğine dair herhangi bir ispat vasıtası sunmadığından, dava- cının 37.109,53 TL vade farkı faturasının uygun olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Ayrıca belirtmek gerekirse; davacının davalıya düzenlediği faturalarda, ödeme vadesi, fatura tarihinden itibaren 180 gün (6 ay) sonrası olarak gözükmektedir. Yine vadesinde ödenmeyen fatu- ralara aylık % 5 vade farkı uygulanacağı yazmaktadır. Ancak bu 6 aylık vade şerhi sadece faturalarda bulunmakta, yanlar arasında vade farkı konusunda yazılı bir anlaşma bulunmamaktadır. Taraflar arasında vade farkı alınması hususunda ticari bir uygulama da bulunmamaktadır.
2003 Tarihli Resmi Gazete’nin 25326 nolu sayısında yayınlanan ve Yargıtay İçtihatları Birleş- tirme Hukuk Genel Kurulu’nce tesis olunan 2001/1 Esas, 2003/1 karar nolu ilamda “Taraflar arasında yazılı şekilde yapılmamış olmakla birlikte geçerli sözleşme ilişkisinden doğan uyuşmazlıklarda faturalara (bedelin belli bir sürede ödenmemesi halinde vade farkı ödenir) ibaresinin yazılarak karşı tarafa tebliği ve karşı tarafça TTK.nun 23/2. maddesi uyarınca sekiz gün içinde itiraz edilmemesi halinde bu durum sadece fatura münderecatının kesinleşmesi sonucunu doğurup vade farkının davalı yanca kabul edildiği ve istenebileceği anlamına gelmediği ” hükme bağlanmıştır.
5.000,00 TL Reklamasyon faturasının davalı alacağı, 37.109,53 TL vade farkı faturasının da davacı alacağı olarak değerlendirilmemesi sonucu icra takip tarihinde davacının davalıdan 4.280,32 TL alacaklı olduğu sonucuna varılmıştır.
Davacının davalı aleyhine 41.389,85 TL alacağın tahsili istemiyle takibe giriştiği, davalı/ borçlunun borcun tamamına itiraz ettiği,toplanan deliller ile dosyadaki bilgi ve belgelere göre yapılan yargılama sonucunda davacının takip tarihi itibariyle davalı taraftan 4.280,32 TL alacaklı olduğu, davalının bu miktardaki likit alacağa vaki haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiği, fazlaya ilişkin talebin yerinde olmadığı anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar verilip aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
Davalı/borçlunun Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası üzerinden takibine girişilen dava ve takip konusu 41.389,85 TL’lik borcun 4.280,32 TL’lik kısmına vaki itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına,
Takip konusu asıl alacağa – davacının talebi aşılmamak üzere- takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’un 4489 Sayılı Kanun ile değişik 2.md gereğince TC Merkez Bankası tarafından kısa vadeli avans kredilerine uygulanan faiz oranları dikkate alınarak yıllık % 19.50 ve değişen oranlarda basit usulde (3095 S.K. Md 3.) temerrüt faizi uygulanmasına,
Likit alacağa vaki haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren davalı/ borçlunun hüküm altına alınan alacağın % 20’si oranında icra/inkar tazminatı ile mahkumiyetine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,

2- Harçlar Kanunu gereğince tahsili gereken 292,38 TL karar ve ilam harcının mahkeme veznesine yatırılan 499,89 TL peşin/nispi harçtan mahsup edilerek Hazine’ye irat kaydına, bakiye 207,51 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı + 292.38 TL peşin nispi harç + 5,20 TL vekalet harcından ibaret toplam 333.48 TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,

3-a.) Davacı tarafından sarf olunan (1.000,00 TL bilirkişi ücreti + 60,50 TL posta/tebligat/ müzekkereden ibaret) 1.060,50 TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre 116,71 TL’sinin davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
b.) Davalı tarafça sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
c.) Sarf olunmayan gider/delil avansının karar kesinleştikten sonra ilgilisine iadesine,

4-Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine hüküm altına alınan dava değerine göre yü- rürlükte bulunan Av. Kan. ve AAÜT gereğince takdir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalı- dan tahsil edilerek davacı tarafa ödenmesine,
b.)Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine red olunan dava değerine göre hüküm tari- hinde yürürlükte bulunan Av. Kan. ve AAÜT gereğince takdir olunan 4.432,05 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa ödenmesine dair,

Davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı 5235 Sayılı Kanun’un geçici 2. maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 341 ila 360. madde hükümleri gereğince mahkememize veya aynı sıfatta başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/10/2019
Katip …

Hakim …