Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1086 E. 2021/292 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1086
KARAR NO : 2021/292

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 13/11/2018
KARAR TARİHİ : 25/03/2021

(Birleşen Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/138 esas, 2020/418 karar sayılı dosyası ile ilgili olarak)

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 13/11/2018

GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA İDDİA:

Davacılar vekili tarafından mahkememize sunulan 13/11/2018 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkillerin ticari kayıtları ve ödeme konkordato projesi incelendiğinde; her ne kadar mevcut durumda şirket borçlarını ödeyemez hale gelmiş olsa da, şirketin ve şirket ortağı olan müvekkillerin malvarlıkları, karlılık oranı ve cirosu gözetildiğinde yaratılacak kaynak ve ek kaynaklar ile müvekkili şirketin içine düşmüş olduğu ödeme güçlüğünü yenerek faaliyetlerini sürdürebileceğini, müvekkillerinin konkordato projesinin şirketin öz varlığının ortaya çıkmasına büyük yardımının dokunacağını, ödeme projesinin öngörülen şekilde uygulandığını, gerekli tedbirlerin mahkemence alınması ve devam eden işlerden beklenen gelirin şirket aktifine girmesi halinde şirketin borcunu ödeyemez durumdan kurtulabileceği görüleceğini, bu durumda müvekkillerine borçlarını yapılandırma mühleti ve fırsatı vermeden iflasa sürüklenmesini beklemek yüzlerce alacaklıyı sektöründe markalaşmış ve tanınmış bir işletmenin kapanmasına şirket çalışanlarını ve ailelerini mağdur edecek, doğrudan ve dolaylı olarak piyasadaki birçok gerçek ve tüzel kişiye zincirleme şekilde büyük zararlar vereceğini,
… Elektronik İnş. ve Kuyumculuk San. Tic. Ltd. Şti. İstanbul Ticaret Odası’na … sicil numarası ile kayıtlı olduğunu, … Mah. … Sok. … Sanayi Sitesi No:.. … Blok No:… …/… adresinde faaliyet gösterdiğini, şirket sermayesinin ¨ 1.500.000,00 olduğunu, şirketin ortaklarının … (%33,33); … (%33,33); … (% 33,33) olmak üzere 3 kişiden oluştuğunu, şirket ortakları aynı zamanda şirketi de yönetmekte olduğunu , müdürler kurulunu da oluşturduğunu,
müvekkilleri …, … ve … şirketin tüm borçlarında da aynı zamanda müteselsil kefil olduklarını, müvekkil şirketin içine düşmüş olduğu bu ödeme güçlüğünü yenmek için çaba ve emek gösterdiğini, müvekkilleri şirketin borçları ile müvekkili şirketin ortağı arasında organik bir bağ ve tam bir entegrasyon mevcut olduğunu, bu bağlamda, müvekkili şirket ortağı şirket tarafından üstlenilen borçlarda ve özellikle kredi ilişkilerinde birbirlerinin müşterek borçlusu ve müteselsil kefili durumunda olduğunu, müvekkiller birbirlerine müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla destek verdiğini ve borçlandıklarını, bu nedenle de konkordatonun başarılı olabilmesi için hem müvekkili şirket hem de müvekkili şirketin ortağı için de konkordato mühleti talep etmek zorunluluğu hasıl olduğunu, müvekkili şirket, yüksek kapasite ile çalışan, işleyen, üretime devam eden ve ekonomik krize rağmen birçok aileye iş olanağı sağlayan bir kuruluş olduğunu, şirket kurulduğu günden bugüne kadar sektöründe ilkler yaratan öncü bir firma olarak teknolojik yatırımlar yaptığını, satış ve pazarlama ağını genişletmiş kapasite artırma yatırımları ile fabrikalarının kapasitelerini artırmak suretiyle yatırımlarını bugüne kadar yaptığını,
konkordato talebinin gerekçeleri ve amacının şirket yönünden;
Ülkemiz ve global alandaki ticari süreçlerden ciddi bir yavaşlama söz konusu olduğunu, ülkemizde adı konulmamış bir kriz ortamı yaşandığını, belli sektörlerdeki hızlı gerileme tüm ekonomide domino etkisi yaratmakta olduğunu, müvekkili şirketin ülkemiz konjonktürel yapısı ve sektöre özgü nedenlere rağmen bir şekilde nakit döngülerini korumaya çalışıp bu zamana kadar ödemelerini düzenli olarak gerçekleştirdiğini, son dönemde nakit döngülerinde ciddi sıkıntılar yaşamaya başladıklarını, müvekkili şirketin bankalar nezdinde kredi limitleri olmasına rağmen, bankaların mevcut piyasa koşullarını öne sürerek limit dahilinde dahi kredi kullandırmamaları, alacaklarının teminatı olarak borcun kat be kat üzerinde ipotekleri olan bankaların dahi şirketin taleplerini ek teminat verilmesi halinde değerlendirecekleri yönündeki tutumları şirketin nakit döngüsündeki sıkıntıları aşamamasına sebebiyet verdiğini, sektörde senelerdir istikrarlı bir şekilde faaliyet gösteren müvekkili şirket, piyasalardaki tanınmışlıkları ve kaliteleri, referans işleri ile işbu proje çerçevesinde öngörülen kaynak kullanım süreci çerçevesinde yaşadıkları bu darboğaz ortamından kurtulmayı hedeflediklerini, bu nedenle nakit döngüsünde sorunlar yaşanması neticesinde şirketin taahhütlerine bağlılığına ilişkin piyasa algısı olumsuz etkilenmeye başlayacağından, şirketin bu olumsuz algı neticesinde alacaklılarca malvarlığında cebri icra yollarına başvurularak iflasa sürüklenmesi tehdidi öngörüldüğünü, şirketin varlıklarının cebri icra yoluyla parça parça satışa konu olması halinde alacaklıların da bu durumdan olumsuz etkilenmesi kaçınılmaz olduğunu, mevcut durumda şirketin tasfiyesi halinde alacaklıların alacağına tam olarak kavuşması mümkün olmadığını, iflas halinde şirketin varlıkları hem parça parça hem de değerinin çok çok altında satılacağını, bu durum neticesinde hem ekonominin temel taşlarından olan işletmeler ortadan kalkacak hem de alacaklılar alacağına kavuşamayacağını, şirketin varlık bütünlüğünün korunması hem değerini artırmakta hem de faaliyetlerinin sürdürülmesine imkan sağladığını, müvekkili şirketin amacının; işletmelerinin devamlılığını sağlayarak ülke ekonomisine katkı sağlayabilmek, sosyal refah doğrultusunda istihdam yapabilmek, kredi alacaklılarının çıkarlarını düşünerek tüm borçlarını konkordato ön projelerinde belirlemiş oldukları vade koşullarında son kuruşuna kadar ödeyebileceğini, şirketin nakit problemlerinin girdiği olumsuz döngüden çıkması, şirket yönetimince gerçekleştirilebilir bir zemine oturtularak planlandığını, borçların belirtilen oran ve vadelerde alacaklılar arasında adil bir denge çerçevesinde tasfiyesinin sağlanması ve şirketin faaliyetlerine devamının mümkün hale gelmesi konusunda yönetim kararı oluşturulduğunu, iş bu sebeplerle, işletmelerin devamlılığını sağlayabilmek ve tüm alacaklıların sarsılmasını engelleyebilmek adına konkordato sürecinin sağladığı imkanlardan faydalanılmak istendiğini, bu sayede şirketin varlık bütünlüğü korunarak yasada belirtilmiş olan amaca uygun olarak faaliyetlerine devamı da sağlanmış olacağını,
şahıslar yönünden;
Nakit döngüsünde sorunlar yaşanması öngörülen bahsi geçen müvekkili şirketin, taahhütlerine bağlılığına ilişkin piyasa algısı olumsuz etkilenmeye başlayacağından, müvekkili davacıların kefil durumunda olması suretiyle bu olumsuz algı neticesinde alacaklılarca cebri icra yollama başvurularak iflasa sürüklenmesi tehdidi öngörüldüğünü, müvekkillerinin varlıklarının cebri icra yoluyla parça parça satışa konu olması halinde alacaklıların da bu durumdan olumsuz etkilenmesi kaçınılmaz olduğunu, müvekkilinin ve ilişki içerisinde oldukları müvekkili şirketin varlık bütünlüğünün korunması hem değerini artırmakta hem de faaliyetlerinin sürdürülmesine imkân sağladığını, davacılardan …, … ve …; müvekkil şirketin ortakları olup, ayrıca şirket borçlarına şahsi malvarlığı ile kefil olan ve /veya şahsi malvarlığı ile birtakım banka borçlarını teminatlandıran kişi konumunda olduğunu, davacılar …, … ve …’ ın ortak bulundukları şirketten elde edebilecekleri ortaklık kar payından ziyade farklı herhangi bir gelirleri bulunmadığını, dolayısı ile şirketin haciz, muhafaza, iflas vs. herhangi bir nedenle faaliyetlerinin sekteye uğraması ve/veya sonlanması halinde, tüm ticari gelirleri sıfırlanacak olup ayrıca tüm mal varlıklarının şirket borçlarına teminat teşkil etmesi sebebiyle satılacak olması kaynaklı ticari hayatları sonlanmakla kalmayıp, hayatlarını dahi idame ettiremeyecek duruma geleceğini, diğer bir deyişle iflas konumuna geleceklerini , müvekkili şirketin konkordato sürecine başvurması ve sürecin koşulları diğer davacıları da doğrudan etkileyeceğini, davacı müvekkiller vade konkordatosu teklifinde bulunduklarını, davacıların teklifi borçlarını konkordato teklifinin tasdikinden itibaren 36 içinde ödemek olduğunu, müvekkillerinin tekliflerinin kabul edilmesi halinde borçların 3 yıllık projeksiyon doğrultusunda satıcılar, tedarikçiler, finans kuruluşları ve diğer alacaklılar ile yapılan anlaşmalara bağlı kalınarak belirli bir vade içinde ödeme imkânı doğacak, işletmelerin bütünlüğü korunarak değeri artacak ve işletme faaliyetlerini sürdürerek fon yaratmaya devam edebileceğini, ayrıca şirketin içinde bulundukları ödeme krizi aşılacak ve nakit döngüleri yeniden normale döneceğini, en önemli hususlardan biri de şirketin iflası önlenmekle birlikte alacaklıların ¨ 17.924.914,88 zarar etmesi önleneceğini, davacılar bu teklifleri kapsamında ve/veya komiser heyetinin olası revize edeceği teklif kapsamında konkordatonun tasdikinden itibaren 36 ay içinde ödemek niyetinde olduklarını, bu bağlamda şirketin gelecek yıllara ilişkin gelir tablosuna ve borç ödeme vadelerini içerir nakit akış tablosuna dilekçeleri ekinde ibraz ettiklerini, şirketin iflası halinde, iflas süreçlerinin aleniliği karşısında, şirket varlıklarının parça parça ve icra kanalı ile değerinin çok altında satılması durumunda alacaklarının da zarar göreceğini, müvekkili şirketin ve şahısların finansal olarak rahatlayarak devamlılığını sağlayabilmek amacı ile yapılan planlamada davacılar lehine konkordato kararı verilerek faaliyetlerine devam etmelerinin mümkün olması halinde, ticari faaliyet sonuçlarının üzerine, başta sermaye artışı olmak üzere başkaca katkıların yapılması mümkün olabildiğini, geçici mühlet kararı sayesinde davacılar gelir elde etmeye devam etmekle birlikte, akabinde verilecek kesin mühlet zarfında da gerek faaliyetinden gelir elde ederek gerek ortakların sermaye artırımı neticesinde şirkete nakit koyması ile gerekse haciz ve muhafaza tehdidi olmaksızın genişleteceği faaliyetleri ile ek gelir sağlamak kaydıyla şirket elde ettikleri tüm gelirleri mahkemece atanacak komiser denetimindeki bir banka hesabında muhafaza edecek olup, tasdik kararı ile işbu banka hesabındaki tüm nakitler borç ödemelerinde kullanılacağını, kesin mühlet kararı ile birlikte komiser nezaretinde alacaklılar ile konkordato teklifi/komiser heyeti tarafından olası revize edilecek teklif kapsamında borç tasfiye görüşmeleri ivedilikle başlayacaklarını, geçici mühlet ve kesin mühlet kararları neticesinde nakit döngüsünü düzeltecek ve iyileşme sağlayacak olan davacılar, tasdik kararı ile birlikte borçlarını ödeyerek ticari hayatına sağlıklı şekilde devam ederek ülke ekonomisine de katkıda bulunmaya devam edeceğini, bu nedenlerle öncelikle müvekkili davacıların faaliyetlerine devam edebilmesi ve malvarlıklarının korunabilmesi için İcra ve İflas Kanunu’nun 287, 288, 294 ve 295. Maddeleri gereğince; İİK’ nın 2016/1 sırasındaki haklar hariç olmak üzere 6183 sayılı kanundan doğan vergi ve her türlü harç, ceza ile SGK alacakları (prim, idari para cezaları dahil) ile ilgili takipler dahil olmak üzere, hangi nedene dayanırsa dayansın müvekkili davacılar aleyhine takip yapılmaması, haciz, ihtiyati haciz, e-haciz, ihtiyati tedbir, satış, muhafaza işlemleri uygulanmaması, evvelce yapılmış olan tüm takiplerin durdurulmasını, davacılar hakkında rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapıldığını ve yapılacak tüm icra takiplerinde satışlarının durdurulması, rehinli menkullerin muhafazasının durdurulmasını, davacıların tüm kurumlar ve şirketler nezdindeki hak ve alacaklarının 3. Kişilerce haciz, muhafaza ve tahsil edilmesinin önlenmesi ve evvelce yapılmış takiplerden üzerine haciz konulan hak ve alacaklar da dahil olmak üzere tüm hak ve alacaklarının davacılara ödenmesini, davacılara yapılacak ödemelerin Vakıflar Bankasında açılacak yeni ve ayrı bir hesaba yapılmasını, davacıların muhafaza altına alınmış ve alınacak emtia, taşıt, cihaz, leasing kapsamındaki makine ve diğer hak ve alacakların davacılara iadesini, davacıların takip borçlusu olduğu takiplerde kendisi aleyhine veya 3. Şahıs konumunda oldukları takiplere kendisine yönelik 89/1 haciz ihbarnameleri gönderilmesinin tedbiren önlenmesini, davacıların bankalar nezdindeki teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin tedbiren durdurulmasını, davacılar aleyhine takas ve mahsup hakkının kullanılmasının durdurulmasını ve başka nedenle alıkonulmasının önlemesi yönünde karar oluşturulmasını, zımnında yargılama neticesine kadar tedbiren ihtiyati tedbir kararının verilmesini ve şirkete komiser tayinini, müvekkili davacıların konkordato talebinin kabulü ile; öncelikle İİK’ nın 287. Maddesi gereğince 3 aylık geçici mühlet kararı verilmesini ve gerekli görülmesi halinde işbu müddetin 2 ay daha uzatılmasını, geçici mühlet kararının İİK’nın 288. maddesi çerçevesinde ilanını, geçici mühlet neticesinde İİK’ nın 289. Maddesi gereğince 1 yıllık kesin mühlet kararı verilmesini ve gerekli görülmesi halinde bu mühlet kararının 6 ay daha uzatılmasına, kesin mühlet kararının ilanını, yargılama neticesinde İİK’ nın 305 vd. maddeleri gereğince konkordatonun tasdikine, tasdik kararının ilanını talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA
İDDİA;
Davacılar vekili tarafından mahkememize sunulan 13/11/2018 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; Öncelikle müvekkil davacıların faaliyetlerine devam edebilmesi ve malvarlıklarının korunabilmesi için îcra ve İflas Kanunu’nun 287, 288, 294 ve 295. Maddeleri gereğince;İİK’ nın 2016/1 sırasındaki haklar hariç olmak üzere 6183 sayılı kanundan doğan vergi ve her türlü harç, ceza ile SGK alacakları (prim, idari para cezaları dahil) ile ilgili takipler dahil olmak üzere, hangi nedene dayanırsa dayansın müvekkil davacılar aleyhine takip yapılmaması, haciz, ihtiyati haciz, e-haciz, ihtiyati tedbir, satış, muhafaza işlemleri uygulanmaması, evvelce yapılmış olan tüm takiplerin durdurulması, davacılar hakkında rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılmış ve yapılacak tüm icra takiplerinde satışlarının durdurulması, rehinli menkullerin muhafazasının durdurulması, davacıların tüm kurumlar ve şirketler nezdindeki hak ve alacaklarının 3. Kişilerce haciz, muhafaza ve tahsil edilmesinin önlenmesi ve evvelce yapılmış takiplerden üzerine haciz konulan hak ve alacaklar da dahil olmak üzere tüm hak ve alacaklarının davacılara ödenmesi, davacılara yapılacak ödemelerin …. Bankasında açılacak yeni ve ayrı bir hesaba yapılması, davacıların muhafaza altına alınmış ve alınacak emtia, taşıt, cihaz, leasing kapsamındaki makine ve diğer hak ve alacakların davacılara iadesi, davacıların takip borçlusu olduğu takiplerde kendisi aleyhine veya 3. Şahıs konumunda oldukları takiplere kendisine yönelik 89/1 haciz ihbarnameleri gönderilmesinin tedbiren önlenmesi, davacıların bankalar nezdindeki teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin tedbiren durdurulması, davacılar aleyhine takas ve mahsup hakkının kullanılmasının durdurulması ve başka nedenle alıkonulmasının önlemesi yönünde karar oluşturulmasına, zımnında yargılama neticesine kadar tedbiren ihtiyati tedbir kararının verilmesine ve şirkete komiser tayinine, müvekkili davacıların konkordato talebinin kabulü ile; İÎK’ nın 287. maddesi gereğince 3 aylık geçici mühlet kararı verilmesine ve gerekli görülmesi halinde işbu müddetin 2 ay daha uzatılmasına, geçici mühlet kararının İİK’nın 288. maddesi çerçevesinde ilanını, geçici mühlet neticesinde îîk’ nın 289. maddesi gereğince 1 yıllık kesin mühlet kararı verilmesine ve gerekli görülmesi halinde bu mühlet kararının 6 ay daha uzatılmasına, kesin mühlet kararının ilanını, yargılama neticesinde İİK’ nın 305 vd. maddeleri gereğince konkordatonun tasdikine, tasdik kararının ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA;Dava, İİK’nın 285 ve devamı maddelerince açılan konkordato talebine ilişkindir.
Mahkememiz dosyasında düzenlenen tensip tutanağı uyarınca belirtilen gider avansı eksikliğinin borçlular vekilince süresinde tamamlanması üzerine borçlu hakkında üç ay süre ile geçici mühlet verilmesine ve geçici konkordato komiseri görevlendirilmesine,ilgili kurumlara gereken bildirimlerin ve ilanların yapıldığı,borçluların malvarlığının muhafazası için gerekli görülen bütün tedbirlerin alındığı görülmüştür.
Geçici komiser toplantı tutanağı ile; konkordato talep eden şirketin tüm malvarlıklarının rayiç değerlerinin tespit ettirilmesine, şirket malvarlıklarının rayiç değerlerinin tespiti işlemi teknik ve özel bilgiyi gerektirdiğinden bu konuda bilirkişiye başvurulmasına, şirkete ait stoklar hesabı altındaki gayrimenkullerin ve binalar hesabı altındaki gayrimenkullerin rayiç değerlerinin tespiti için bilirkişi görevlendirilmesine dair toplantı tutanağı mahkememizce onaylanmıştır.
Konkordato geçici komiserleri …, Dr. …. ve …. tarafından mahkememize sunulan 15/02/2019 tarihli geçici komiser ön raporunda özetle; Davacı şirketin çalışma kabiliyetinin kaybetmediğini, demirbaş, tesis makine cihazları ile mevcut çalışma düzenini koruduğunu, faaliyetlerine devam ettiğini, Şirketin 31/01/2019 tarihi itibariyle kaydi değerlere göre özvarlığının (+) ¨213.193,56 olarak tespit edildiğini, TTK 376/3 maddesinde belirtilen ”aktiflerin hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de muhtemel satış fiyatları esas alınmak suretiyle düzenlenen bilaçolara göre” hesap yapıldığında davacı şirketin özvarlığının (-) ¨ 5.265.295,54 olduğunu ,dolayısıyla da davacı şirketin 31/01/2019 tarihi itibariyle borca batık durumda olduğunu,
Davacı şirketin dosyaya sunulan ön projesinde yer alan satış ve karlılık hedeflerine kısmen ulaştığını, geçici mühlet içerisinde komiser onayıyla doğan borçlarını ödeyebildiğini, şirketin 3 aylık geçen süreçte göstermiş olduğu performansın mahkemenin takdirine bağlı olarak alınacak geçici mühlete ek 2 aylık sürede artılacağını ve bu çerçevede kesin mühlet içerisinde doğacak borçları ile imtiyazlı borçlarını ödeyebileceğinin anlaşıldığını,
Davacı şirketin olası bir iflas halinde borçlarının %30 ‘unun ödenebileceğini, ancak konkordatonun başarıya ulaşarak tasdik edilmesi halinde borçlarının %100 oranında ödenebileceğini, bunun da alacaklıların iflasa nazaran durumunun daha iyi olacağı anlamına geldiğini, davacı şirketin hali hazırda alacaklı sayısının 250’yi aşmadığı imtiyazlı alacaklar dahil toplam borcunun ise 22.270.680,54 olduğunu, şirketin müşteri potansiyelinin fazla olması, hali hazırda iç ve dış piyasa bağlantılarının sonuç vermeye başlaması, faaliyetine kesintisiz devam etmesi, şirketin ön projesinde belirtilen satış ve karlılık hedeflerine yaklaşması, sermaye artışlarının gerçeklemeye başlaması, şirket alacaklarının tahsiline devam edilmesi, şirket ortaklarının konkordato kaynaklarında belirttiği gayrimenkulün satışı için gerekli tüm çabayı gösterdikleri ve sair hususlar birlikte değerlendirildiğinde konkordatoya tabi borçların ön projede belirtilen teklif kapsamında ödenebileceğini ancak ön projenin güncel durum ve tespitlere göre revize edilmesi gerektiğini, dolayısıyla konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün bulunduğunun davacı şirketinde talebi olan geçici mühlete ek 2 aylık sürede daha net görüleceğini bildirmişlerdir.
Konkordato komiserleri …, Dr. …. ve … tarafından mahkememize sunulan 12/04/2019 tarihli komiser raporunda özetle; Davacı şirketin çalışma kabiliyetini kaybetmediğini, demirbaş, tesis makine cihazları ile mevcut çalışama düzenini koruduğunu, faaliyetlerine devam ettiğini, şirketin 31/03/2019 tarihi itibariyle kaydi değerlere göre özvarlığının (+)¨326.465,61 olarak tespit edildiğini, TTK 376/3 maddesinde belirtilen ” aktiflerin hem işletmenin devamlılığı esasına göre hemde muhtemel satış fiyatları esas alınmak suretiyle düzenlenen bilançolara göre ” hesap yapıldığında davacı şirketin özvarlığının (-) ¨ 5.152.023,38 olduğunu, dolayısıyla da davacı şirketin 31/03/2019 tarihi itibariyle rayiç bilançosuna göre borca batık durumda olduğunu, raporun düzenlenme tarihi itibariyle şirket tarafından henüz revize projenin sunulmadığını, ancak şirketin dosyaya sunulan ön projesinde yer alan satış ve karlılık hedeflerine kısmen ulaştığını, geçici mühlet içerisinde komiser onayıyla doğan borçlarını ödeyebildiğini, şirketin 5 aylık geçen süreçte göstermiş olduğu performansın mahkemenin takdirine bağlı olarak verilecek kesin mühlet içerisinde doğacak borçları ile imtiyazlı borçlarını ödeyebileceğinin anlaşıldığını, davacı şirketin olası bir iflas halinde borçlarının %44’ünün ödenebileceğini, ancak konkordatonun başarıya ulaşarak tasdik edilmesi halinde borçlarının %100 oranında ödenebileceğini, bununda alacaklıların iflasa nazaran durumunun daha iyi olacağı anlamına geldiğini, davacı şirketin hali hazırda alacaklı sayısının 250’yi aşmadığı imtiyazlı alacaklar dahil toplam borcunun ise 125 milyon TL ‘yi aşmadığını, netice itibariyle şirketin müşteri potansiyelinin fazla olması, hali hazırda iç ve dış piyasa bağlantılarının sonuç vermeye başlaması , faaliyetine kesintisiz devam etmesi, ön projesinde belirtilen satış ve karlılık hedeflerine yaklaşması, sermaye artışlarının gerçekleşmeye başlaması , şirket alacaklarının tahsiline devam edilmesi, şirket ortaklarının konkordato kaynaklarından belirttiği gayrimenkulün satışı için gerekli tüm çabayı gösterdikleri ve sair hususlar birlikte değerlendirildiğinde konkordatoya tabi borçların ön projede belirtilen teklif kapsamında ödenebileceğini ancak ön projenin güncel durum ve tespitlere göre revize edilmesi gerektiğini, dolayısıyla konkordatonun başarıya ulaşmasının kuvvetle muhtemel olduğunu, kesin mühlet verilmesine ilişkin şartların oluştuğunu bildirmiştir.
Konkordato komiserleri …, Dr. … ve … tarafından mahkememize sunulan 22/12/2020 tarihli komiser raporunda özetle; Borçlu şirketin 30.09.2020 tarihi itibariyle kaydi öz kaynaklarının (-)¨352.025,61, rayiç değerli öz kaynaklarının ise (-)¨ 682.821,94 olduğunu, diğer bir anlatımla, şirketin hem kaydi hem de rayiç bilançoya göre borca batık durumda olduğunu, borçlu şirket sunduğu nihai projesinde, İİK m.308/h uyarınca rehinli alacaklılarla müzakere ve borçların yapılandırılması talebinde bulunduğunu, ancak borçlu şirketin rehinli alacaklılar ile bir anlaşmaya varamadığı bundan dolayı Harçlar Kanununa ekli 1 sayılı tarifeye göre harç yatırması gerekmediğini, iflas halinde adi alacaklıların alacaklarına kavuşma oranının %0 olduğunu,borçlu şirketin ise sunduğu nihai projede, alacaklıların alacağının %100’ünü faizsiz bir biçimde, 12 aylık ödemesiz dönemden sonraki 36 ayda her aya eşit taksit olacak şekilde ödemeyi teklif ettiğini, Ülkemizde iflas tasfiyelerinin ortalama 5 yıl sürdüğünü ve borçlu şirketin iflası halinde adi alacaklıların alacaklarına kavuşmasının mümkün gözükmediği dikkate alındığında, konkordatonun iflasa nazaran alacaklıların lehine olduğunun görüldüğünü, şirketin mevcut kaynaklarının ve ödemelerin gerçekleştirilmesinin planlandığı 4 yıllık dönemde yaratabileceği kaynakların konkordato teklifi ile orantılı olduğunu, diğer bir anlatımla, şirketin borçlarını daha kısa bir vadede veya faiziyle birlikte ödemesinin mümkün gözükmediğini, borçlu şahısların konkordatoya tabi alacaklı sayısının 9, bu alacaklıların alacaklarının toplamının ise ¨ 3.383.589,66 olduğunu, borçluların konkordato teklifinin 1 (%11,11) alacaklı tarafından kabul edildiğini, kabul eden bu alacaklıların alacaklarının toplamının ise ¨ 1.203.627,83 (%35,57) olduğunu, bu verilere göre borçlu şahısların konkordato teklifinin, İİK m.302’de öngörülen nisap ile kabul edilmediğini, bu nedenle, tacir sıfatını haiz olmayan borçlu şahıslar …, … ve …’ın konkordato talebinin İİK m.308 uyarınca reddi gerekmekte olduğunu, borçlu şirketin konkordatoya tabi alacaklı sayısının 56, bu alacaklıların alacaklarının toplamının ise ¨4.509.447,88 olduğunu, borçluların konkordato teklifinin 27 (%48,21) alacaklı tarafından kabul edildiğini, kabul eden bu alacaklıların alacaklarının toplamının ise ¨ 1.508.503,93 (%33,45) olduğunu, bu verilere göre borçlu şirketin konkordato teklifinin, İİK m.302’de öngörülen nisap ile kabul edilmediğini, bu nedenle, borçlu şirketin konkordato talebinin İİK m.308 uyarınca reddi gerekmekte olduğunu, borçlu şirketin İİK’nın 206. maddesinin 1. sırası kapsamına dahil işçi borçları bulunmadığını, konkordatonun tasdik edilmesi halinde, mühlet içerisinde komiser heyetimizin açık veya örtülü izniyle doğan ¨ 307.105,70 tutarındaki ticari borç teminat gösterilmesi gerektiğini, ancak yazılı nedenlerden dolayı konkordato talebinin reddi gerektiğinden bu tutarın yatırılmasının gereği bulunmadığını, borçlu şirketin konkordatonun tasdik edilebilmesi için, Harçlar Kanununa ekli 1 sayılı tarifeye göre (¨4.509.447.88’nin binde2,27’si) ¨ 10.236,45 tutarında harç yatırılması gerektiğini, ancak yukarıda yazılı nedenlerden dolayı konkordato talebinin reddi gerektiğinden bu tutarın yatırılmasının gereği bulunmadığını bildirmişlerdir.
Konkordato komiserleri …, Dr. … ve … tarafından mahkememize sunulan 15/03/2021 tarihli komiser raporunda özetle;16.07.2020 tarihli ara karar ile Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası ve Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası HMK’nun 166. md. gereğince dosyalar (asiller ve şirket) birleştirildiğinden işbu raporun birleştirilmiş haliyle hazırlandığını, davacı şirketin çalışma kabiliyetini kaybetmediğini; demirbaş, tesis makine cihazları ile mevcut çalışma düzenini koruduğu, ancak COVID-19 salgını nedeniyle Nisan ayı başlarında ara verdiği üretimine kısıtlı başlayabildiğini, borçlu şirkette çalışan personel sayısında önemli bir değişme olmadığını, 2021/Şubat Döneminde 28 (yirmi sekiz) personeli olduğunu, davacı şirketin dosyaya sunulan nihai projesinde belirtilen ciro rakamlarına ve net karlılık hedeflerine ise henüz ulaşamadığını, kesin mühlet içerisinde komiser onayıyla doğan borçlarını, Pandemi nedeniyle bazı aksaklıklara rağmen ödenebildiğini, ancak ödenmesi gereken vadesi geçmiş vergi ve SGK primlerini henüz ödeyemediğini, iş bu raporda Rayiç Bilanço Analizi bölümünde yer alan ve Ortaklar üzerinde kayıtlı olan iki adet gayrimenkulün, mevzuat çerçevesinde sermayeye ilave edilmek üzere ve EK.5’teki Noter Beyannamesi gereği şirkete devredilen gayrimenkullerin rayiç bilançoda dikkate alındığını, şirketin 28.02.2021 tarihi itibarıyla kaydi bilanço değerlerine göre, özvarlığının (+) ¨ 1.146.388,70 olarak tespit edildiğini, rayiç değer bilançosuna göre ise özvarlığın (+) ¨ 514.063,28 olarak tespit edildiğini ve borca batık olmadığını, ayrıca, kaydi ve rayiç bilançoda yer alan “ortaklara borçlar” hesabında yer alan ¨ 793.793,65’den ortakların feragat etmeleri halinde rayiç değerlere göre özvarlığın daha da artacağını bildirmiştir.
İİK’nın 305 nci maddesi hükmü “302 nci madde uyarınca yapılan toplantıda ve iltihak süresi içinde verilen oylarla kabul edilen konkordato projesinin tasdiki aşağıdaki şartların gerçekleşmesine bağlıdır:
a) Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçe-bilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda paraya çevirme hâlinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen tutarın iflâs yoluyla tasfiye hâlinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağının anlaşılması.
b) Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması (bu kapsamda mahkeme, borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağını da takdir eder).
c) Konkordato projesinin 302 nci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması.
d) 206 ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması (302 nci maddenin altıncı fıkrası kıyasen uygulanır).
e) Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması.
Mahkeme konkordato projesini yetersiz bulursa kendiliğinden veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmenin yapılmasını isteyebilir.” şeklinde olup anılan madde ile konkordato tasdik şartları tahdidi olarak sayılmıştır.
İİK’nın 302 nci maddesinde belirtilen nisaplar çerçevesinde alacaklılarca kabul edilen konkordatonun tasdik edilebilmesi için bazı koşulların varlığı gerekmektedir.Konkordatonun alacaklılar tarafından kabul edilmesi başlı başına konkordatonun tasdiki sonucunu doğurmayacaktır.Mahkeme,ancak anılan maddede belirtilen koşulların varlığı halinde konkordatoyu tasdik edecektir.Konkordatonun tasdik edilebilmesi için bu koşulların kümülatif olarak bir arada olması gerekir ve mahkeme tüm koşulların oluşup oluşmadığını re’sen araştırır.
Yukarıda yapılan genel açıklama ışığında konkordatonun tasdiki şartlarının somut olay bakımından gerçekleşip gerçekleşmediğinin tartışılması gerekmektedir.
Konkordatonun tasdiki için konkordato projesinin 302 nci maddede belirtilen çoğunlukla kabul edilmiş olması gerekli olup komiser heyeti raporu,toplantı tutanağı ve bilirkişi raporu incelendiğinde,projenin hem alacaklıların,hem de alacakların yarısını aşan bir çoğunluk tarafından kabul edilmediği,aynı şekilde projenin hem alacaklıların dörtte birini,hem de alacakların üçte ikisini aşan bir çoğunlukla kabul edilmediği,buna göre İİK’nın 305 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendindeki koşulun borçlular yönünden gerçekleşmediği anlaşıldığından ,borçluların konkordato davasının reddine ve kesin mühletin mühletin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklandığı üzere:
1-Borçluların konkordato taleplerinin İİK’nın 308/1.maddesi uyarınca REDDİ ile borçlular hakkında Mahkememizce verilen kesin mühletin KALDIRILMASINA,
2-Konkordato komiser heyetinin görevine son VERİLMESİNE,
3-Mahkememizce verilen tüm tedbirlerin hükümle birlikte KALDIRILMASINA,
4-İİK’nın 308/1. maddesi uyarınca konkordato talebinin reddine ilişkin kararının Ticaret Sicil Gazetesinde ve Basın İlan Kurumu İlan Portalında İLAN EDİLMESİNE ve İİK’nın 288 nci maddesinde belirtilen yerlere BİLDİRİLMESİNE,

ASIL DAVADA;
5-Alınması gerekli ¨59,30 karar ve ilam harcından peşin alınan ¨35,90 harcın mahsubu ile bakiye ¨23,40 harcın davacıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,
6-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafından peşin olarak yatırılan ¨130,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
BİRLEŞEN DAVADA:
8-Alınması gerekli ¨59,30 karar ve ilam harcının davacılardan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,
9-Davacıların yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde BIRAKILMASINA,
10-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafından peşin olarak yatırılan ¨130,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacılara İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 164/2 nci madde hükmü uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile 10 gün içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacılar vekili ile bir kısım alacaklılar vekillerinin yüzlerine karşı, bir kısım alacaklılar vekillerinin yokluğunda oybirliği ile verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 25/03/2021

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.