Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1078 E. 2019/414 K. 05.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1078
KARAR NO : 2019/414

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 12/11/2018
KARAR TARİHİ : 05/04/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verdiği 12/11/2018 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde; Davacı müvekkili şirket dava konusu alacak nedeniyle borca batık hale geldiğini, halihazırda faaliyetlerini devam ettiremediğini, iki milyonun üzerindeki işbu dava dosyasında dava sonuna kadar doğacak harç ve masrafları ödeyebilecek durumu bulunmadığını, tüm bu nedenlerle adli yardım taleplerinin öncelikle kabulünü talep ettiğini, davacı müvekkili şirket ile …. Anonim Şirketi arasında süreli hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan, faturalar tanzim edildiğini, fatura bedeli olan borç, … A.Ş. ve davalı …. A.Ş tarafından ödenmediğini, müvekkili şirketin alacağı, …. A.Ş.’den rızası ile tahsil edilemediğinden cebri icra yoluna başvurulduğunu ve Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün…. esas sayılı dosyası ile davalı …. AŞ. ve …. A.Ş. aleyhine icra takibi başlatıldığını, bu takipte borçlu …. A.Ş., takip alacaklısı olan müvekkiline herhangi bir borcunun bulunmadığını belirterek, borcun tamamına ve tüm fer’ilerine itiraz ettiğini, takip, borçlunun haksız itirazı ile durduğunu ve neticede işbu itirazın iptali davasını açma zorunluluklarının oluştuğunu, …. Hizmetleri Anonim Şirketi, borca batık olduğundan, takip tarihi itibariyle herhangi bir faaliyet gösterememekte olduğunu ve şirket borçlarını ödeyemediğini, dolayısıyla mağdur edilmiş bulunan davacı müvekkilinin, işbu icra takibi ile tahsil edilecek alacaklarının tahsilinin mümkün olabilmesinin …. Hizmetleri Anonim Şirketi ile iştirakçisi davalı … Holding A.Ş. arasındaki bağın ispatlanması ve doktrinde “tüzel kişilik perdesinin aralanması” olarak yer alan hususun mahkemeye arzı gerektiğini, tüzel kişilik perdesi aralanacak ve tüzel kişilik ortakları da tüzel kişilikle birlikte borçlarından sorumlu tutulacağını, mahkemeye ikame edilen davadaki türü; doktrinde “Tüzel Kişilik Perdesinin Düz Kaldırılması”olarak anılan biçimde gerçekleşecek; borçlarından dolayı kendi mal varlığı ile sorumlu olan tüzel kişiye ilişkin sorumluluk alanının, tüzel kişiyi oluşturan kişiler (üyeler) ve şirketi yöneten kişileri de kapsayacak şekilde genişletilmesi gerekeceğini, tüzel kişi üyeler ve yöneticilerinin sorumlulukları, kanuna karşı hile teşkil eden işlem ve eylemlerinden dolayı, tüzel kişinin üçüncü bir şahıs ile ilişkisindeki “perdenin kaldırılması” ile ortaya çıktığını, burada sorumluluk, üyeler ile üçüncü kişiler arasındaki bir hukuki ilişkiden değil, tüzel kişi ile üyeler arasındaki ilişkiden kaynaklandığını, dava konusu durumla birebir örtüştüğü için “Grup Şirketlerde Perdenin Kaldırılması” başlığının da değerlendirilmesi gerektiğini, şirket ortaklarının sadece gerçek kişiler olması düşünülemeyeceğini, bir şirketin ortağının bir başka şirket de olabileceğini , bu ortak şirketlere grup şirket ya da ana şirket-yavru şirket (bağlı şirket) denildiğini, ana şirket bağlı şirket ilişkilerinde de tüzel kişilik perdesinin kaldırılması yoluna başvurulabilineceğini, davacı müvekkili şirketin haklı alacağının kendisine ödenmemesi nedeniyle hiçbir kusuru bulunmayan davacı müvekkili şirketin tüm bir ticari hayatını bitirdiğini, davacı müvekkili şirketin olmayan öz kaynaklarıyla ticari faaliyetlerine dönmesini ve borçlarını ödemesinin imkansız olduğunu, dolayısıyla davalı şirketin kötüniyetli tutumlarıyla davacı müvekkili şirketin maruz bırakıldığı durum birlikte değerlendirildiğinde, davacı müvekkili şirketin alacağının en azından garanti altına alınabilmesi açısından, davalı şirketin yapılacak uyap sorgulamasında bulunacak borcu karşılayacak mahiyette ve nispette malvarlığına teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasını sonuç olarak davanın kabulü ile, davalı borçlunun Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün…. Esas icra dosyası ile başlatılan takipte borca itiraz ederek takibin haksız olarak durmasına sebep olduğu için itirazın iptali ile takibin devamını, alacak likit olduğu için, asıl alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile ödenmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA;
Davalı vekilinin 02/01/2019 tarihli cevap dilekçesini özetle; davacı tarafça , bir takım faturalar ve cari hesap ekstresine ilişkin olarak müvekkili şirket ve …. Hizmetleri A.Ş.’ye karşı Bakırköy … İcra Müdürlüğü…. esas numaralı dosya ile ilamsız takipte icra takibi başlatıldığını, müvekkili şirkete tebliğ edilen ödeme emrine süresi içerisinde itiraz edildiğini ve takip durdurulduğunu, davacı taraf huzurdaki dava ile Bakırköy … İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyaya yapılan itirazın iptali ile takibin devamını ve alacak miktarının %20’si kadar icra inkar tazminatına hükmedilmesini, dava dilekçesi müvekkili şirkete 04/12/2018 tarihinde tebliğ edilmiş olmakla süre uzatım talep edildiğini ve talepleri doğrultusunda cevap sürelerinin uzatıldığını, dava dilekçesinin tebliği usule uygun olmadığını, davacı iddialarını sadece dava dilekçesi ekinde göstermiş olduğu belgelerle ispat etmek zorunda olup, davacının sonradan delil listesi sunmasına muvafakat etmediklerini, davacı tarafın varlığını iddia ettiği alacak zamanaşımına uğradığını, davacının eksik harcı tamamlaması gerektiğini, huzurdaki davanın dava şartı yokluğu nedeniyle ve husumet yokluğu nedeniyle müvekkili açısından davanın reddi gerektiğini, huzurdaki dava itirazın iptali davası olup dava konusu dışındaki taleplerin reddi gerektiğini, müvekkili şirket taraflar arasında tanzim edilen faturanın muhatap tarafı olmadığını, davacının dava dilekçesi ile fatura konusu alacağını ispat edemediğini, müvekkili şirket ile dava dışı …. kargo arasında iştirak ilişkisi söz konusu olmadığını, mahkemece TTK de düzenlenen hakimiyet ilişkisinin unsurları müvekkili şirket ve bağlı şirket olduğu iddia edilen …. Kargo şirketine ait ticaret sicil kayıtları incelendiğinde hakimiyet ilişkisinin ispatı niteliğinde bir kaydın bulunmadığı görülebileceğini, davacı tarafın iddialarının aksine akrabalık veya tanıdıklık ilişkisi bir hakimiyet bağlılık ilişkisini ortaya koyabilecek nitelikte olmadığını, hakimiyet ilişkisinin söz konusu olabilmesi için ilgili kanun hükümlerinden de görüleceği gibi karar verme yetkisine sirayet edecek nitelikte olması olduğunu, işbu nedenlerle davacının iddialarının hukuken geçerli bir yönü bulunmadığını, davacının taraflar arasında ortaklık ilişkisi olduğuna ilişkin iddiaları soyut nitelikte olup, yerleşik yargıtay içtihatları da uyarınca bu yönde iddiası olan tarafın iddiasını somut verilerle ortaya koyması gerekmekte olduğunu, dava konusu edilen faturaların muhatabı dava dışı …. kargonun ticari faaliyetlerine devam etmediğine yönelik iddiaların gerçekleri yansıtmadığını, taraflar arasındaki ortaklık-iştirak ilişkisini hiçbir şekilde kabul etmemek kaydıyla, bir an için bir hakimiyet ilişkisi olsa dahi tüzel kişilik perdesinin aralanması için gerekli koşullar oluşmadığını, davacının tedbir tlebinin reddi gerektiğini, öncelikle husumet itirazlarının göz önünde bulundurularak müvekkili şirket açısından davanın esasa girilmeksizin husumet yokluğu nedeniyle reddini, davacının mahkemece verilen ara karar gereği eksik harcı tamamlaması aksi takdirde dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddini, mahkemece bu hususta aksi kanaatte ise da haksız ve mesnetsiz davanın reddini, alacağını hiçbir surete ispat edemeyen davacının tedbir talebinin reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava,hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı vekiline meşruhatlı davetiye ile ,eksik harcı tamamlaması için kesin süre verildiği, davacı vekilinin 03/01/2019 tarihli duruşmasız ön inceleme gününe kadar eksik harcı yatırmadığı, bu nedenle eksik harç yatırılıncaya kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, davacının 3 aylık süre içerisinde de eksik harcı yatırmadığı anlaşıldığından Harçlar Kanun’un 30 ncu maddesi yollamasıyla HMK’nın 150/5 nci maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın HMK.’nun 150/5 maddesi uyarınca 03/04/2019 tarihi itibariyle AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince ¨44,40 harcın davacıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen ¨1.362,50 ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
5-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨592,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda karar verildi. 05/04/2019

BAŞKAN …
E-imzalı
ÜYE …
E-imzalı
ÜYE …
E-imzalı
KÂTİP …
E-imzalı

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”