Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1065 E. 2020/153 K. 19.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1065 Esas
KARAR NO : 2020/153 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/11/2018
KARAR TARİHİ : 19/02/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/03/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile davalı borçlu aleyhinde Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. E. sayılı takip dosyasından başlatılan takibe yapılan itirazın asıl alacak miktarını oluşturan 18.808,78 TL yönünden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, 18.808,78 TL’lik asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari işlere uygulanan avans faizi işletilmesine, takibe haksız ve kötü niyetli itiraz nedeniyle 18.808,78 TL’lik asıl alacağın % 20 den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile müvekkilinin davacıdan ütü hizmeti aldığını, teslim edilen işlemi tamamlanan ürünlerin 116 adet ürünün eksik iade edildiğini ve ürünlerin değerinin 3.837,38 Dolar olduğunu, ürünlerin davacıdan kutu halinde alınarak firmalara satışı yapıldıktan sonra eksikliğin alıcı firmalar tarafından iade faturaları ile ürünlerin iade edilen ürünlerin değerinin 5.561,38 Dolar olduğunu, icra takibinin …. tarafından da açıldığını, davanın da zorunlu dava arkadaşı olarak …. tarafından da açılması gerektiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı icra takip dosyası mahkememizin işbu dosyası içerisine alınmıştır.
Dosyaya sunulan 21/05/2019 tarihli bilirkişi … tarafından düzenlenen raporda davalı şirketin davacıya düzenlediği iade edilen ürünlere ait 19.08.2016 tarihli, 1.947,00-TL’ lik fiyat farkı faturası ücretini borcundan düşerek tahsil ettiği, davalı şirketin 2016 yılı Ekim ayında iade edilen ürünlere ait faturalara ilişkin herhangi bir itiraz ile eksik gelen ürünlere ihşkin davacıya bir ihbarda bulunmadığı, davacı ile davalı şirket arasında sevk İrsaliyelerine göre adet bakımından ürün teslimine ait ibraz edilen sevk irsaliyelerinin adet bakımından uyuşmadığı, ürünlere ait kodların karışmış olabileceği, davacı ile davalının cari hesap bakiyelerinin eşit olduğu, davalının eksik sevk irsaliyelerinin mevcut olmaması durumunda davacı ….’ın alacağının 18.843,19-TL olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dava İtirazın iptali davası olıup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67.maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Yargıtay’a göre; “Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ise; ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Bu koşullar yoksa, likit bir alacaktan söz edilemez”(HGK. 14.07.2010 gün ve 2010/19-376 E, 2010/397 K, HGK, Y.HGK. 17.10.2012 gün ve 2012/9-838 E, 2012/715 K).
Taraf beyanları, dosyada mevcut bilgi belgeler, bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı alacağını ve takibi cari hesap alacağına dayandırmış olup, davalıya ürünlerin teslimi sağlandığı halde bedellerinin ödenmediği iddiasında bulunmuş olup, HMK madde 190, TMK madde 6 ile Yargıtay 19 Hukuk Dairesi’ nin 2016/7819 Esas ve 2017/2738 Karar sayılı içtihadında da belirtildiği üzere öncelikle davacı tarafından icra takibine konu faturadaki hizmetin yerine getirildiğinin usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekir. Tek başına fatura hizmetin yerine getirildiğine yeterli değildir. Davalı taraf davacıdan ütü hizmeti aldığını kabul etmekle birlikte, davacı tarafa ütü hizmeti için verdiği ürünlerin eksik iade edildiğini bu nedenle de bedel mahsup yapılarak ödeme yapıldığını iddia etmektedir. Tarafların iddiaları doğrultusunda dosya bilirkişiye tevdii edilmiş tarafların ticari defterlerinde yapılan bilirkişi incelemesi ile tarafların ticari defterlerinin birbiri ile uyuştuğu, cari hesap bakiyelerinin eşit olduğu, davacının davalıdan alacak bakiyesinin 18.843,19-TL olduğu, davalının davacıya borç bakiyesinin 18.843,19-TL olduğu, he ne kadar davalı taraf eksik ürünler olduğu hususunda ihbarda bulunduğunu iddia etmiş ise de, bu talebinin 17.07.2019 tarihli ara kara ile reddedilmiş, aksi yönde Yargıtay ilamlarının bulunduğundan bahisle dosyaya Yargıtay ilamları sunmuş ise de, sunulan ilamların eser sözleşmesi kapsamında eksik/ayıp ihbarına ilişkin olduğu, davalının iddiasının TTK’ nın 23. Maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle cevap dilekçesinde de yemin deliline dayanmış olduğu, yemin deliline başvuracağını yönündeki beyanı ile davacı asile davalının yemin teklif metni usulüne uygun tebliğ edilmiş,19.02.2020 tarihli duruşmada eksik ürün tesliminin söz konusu olmadığını, davalı tarafından bu yönde bir ihbar yapılmadığı yönündeki yeminli beyanı da dikkate alınarak açılan davanın kabulüne, davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, alacağın likit olması nedeniyle asıl alacağın % 20’si oranında 3.761,75-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN KABULÜNE,
1-Davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına,
2-Alacağın likit olması nedeniyle asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Alınması gerekli 1.287,17 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL peşin harcın mahsubu ile 1.251,27 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 3.400 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 71,80 TL harç, 99,10 TL tebligat müzekkere gideri, 750 TL bilirkişi ücreti toplamı 920,90 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılıp harcanmayan masrafın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
19/02/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”