Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/102 E. 2021/176 K. 24.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/102
KARAR NO : 2021/176

DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/01/2018
KARAR TARİHİ : 24/02/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile … Sigorta’ya ait … nolu Nakliyat Abonman, …. nolu Nakliyat Emtia Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan … Motor Sanayi AŞ’nin …’de mukim …. adlı satıcı firmadan, 21.04.2016 tarih ve … nolu fatura ile satın aldığı muhtelif … emtialarının, …’den uçak ile …. Havalimanı Gümrük Müdürlüğüne, oradan da …’e ulaştırmak üzere nakliye işinin 03.05.2016 tarih ve … nolu navlun faturası karşılığında davalı … Nak. Ltd. Şti. tarafından üstlenildiğini, Sigortalı emtiaların nakliyeci … Nakliyat sorumluluğunda …’den uçak ile … Havalimanı Gümrük Genel Müdürlüğü’ne sevk edildiğini, 04.05.2016’da 2 kap kargo muhteviyatının yapılan harici muayenesinde 1 kabın hasarlı olarak geçici depolama yerinde geldiğinin tespit edildiğini, bu hasara ilişkin antrepo görevlisi, antrepo şefi ve gümrük antrepo memuru tarafından 02.05.2016 tarihli tutanağın düzenlendiğini, Emtianın 03.05.2016 tarih ve … nolu Gümrük Beyannamesi ile ithalatının tamamlandığını ve sonrasında konu emtiaların yurt içi nakliyecisi …. Nakliyat ve Ticaret A.Ş. tarafından … plakalı araç ile sigortalı alıcı firmanın …’de bulunan deposuna sevk edildiğini, alıcı tesislerinde yapılan tahliye sırasındaki kontrollerde toplam 2 kap emtiada hasar tespit edildiğini ve hasar tespit tutanağı düzenlendiğini, hasarlı emtianın fatura bedeli ve ilave masraflar tutarının 3.095,27 USD olduğu, hasarın … – …- … sevkiyatının aşamalarında “muhtemelen sert kaba elleçlemeler ve/veya araç içi emniyete alma, sabitlemede yetersizlik vb. sonucu” meydana geldiğinden nakliyeciye rücu imkanının bulunduğunun belirtildiğini, Hasarlı 2 adet uçak motor aksamının sevkiyatının 2 farklı aşamada meydana geldiğinin anlaşıldığını, ancak hangi kolinin hangi aşamada hasarlandığı belli olmadığından toplam hasar tutarının 2 nakliyeci arasında paylaştırılmasının uygun olacağını, davaya konu hasar nedeniyle 26.10.2016 tarihinde 3.095,27 USD sigorta tazminatı ödendiğini ve TTK m. 1472 uyarınca sigortalının haklarına halef olduklarını, Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün .. Esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibine davalının itirazının iptali ile devamına ve % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile Varşova Konvansiyonunun 26/2. maddesi uyarınca süresinde hasar ihbarı yapılmadığından dava hakkının düştüğünü, hasarın fark edilmesinden sonra derhal taşıyıcıya şikayette bulunulması gerektiğini, eşyanın 04.05.2016’da … MOTOR firmasına ambalaj hasarı olduğu şerhi ile teslim edildiğini, davacının sigortalısı …’ın ilk olarak 12.07.2016’da yani hasarı öğrendikten 2 ay sonra yazılı olarak hasar ihbarında bulunduğunu, fiili taşıyıcının müvekkili şirket olmayıp … şirketinin fiili taşıyıcı olduğunu, 2 kap içerisindeki 5 adet uçak parçasının havayolu ile taşınmasının … tarafından 28.04.2016 tarihinde gerçekleştirildiğini, dava tarihi 25/01/2018 itibariyle 1 SDR’nin 5,4506 TL olduğundan davacıya ödenmesi gereken tazminatın 869,92 TL ile sınırlı olduğunu, ekspertiz raporundaki tespitlerin 1 kap yükün uygun olmayan karton ambalajla sevk edildiğini gösterdiğini ve taşıyıcının ambalaj kusurundan sorumlu olmadığını, ambalaj yetersizliği sorununun malzemeyi bu ambalaj ile sevk eden göndericiye ait olduğunu, alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talep edilemeyeceğini, davacının tüm taleplerinin reddine, koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Dosyaya sunulan 20/02/2019 havale tarihli bilirkişi … tarafından düzenlenen raporda hasarın hava taşıma sürecinde meydana geldiğinin gereği gibi süresinde yazılı ihbar ile bildirilmediği, bu nedenle hasarın hava taşıması sürecinde olduğunun sabit olmadığı, 05/01/2021 tarihli düzenlenen ek raporda taşımada vaki zararın ambalaj yetersizliği ve kusurlu elleçleme, taşıma sürecinde yükleme ve boşaltma faaliyetlerinin de kötü yönetilmesinin etkisi ile meydana geldiğinin değerlendirildiği, hesaplanan 2.839,49 USD zararın kusur oranlarına göre davacının sigortalısı ve davalı sorumluluk alanında değerlendirilerek belirlenecek kusur oranına göre davacının rücu edebileceğini tazminatın belirlenebileceği, davalının hava taşıma sorumluluğunun sınırlı olduğu ve davalı aleyhine hükmedilecek tazminatın 219,32 USD’den fazla olamayacağının tespit edildiği anlaşılmıştır.
Montreal Konvansiyonu madde 18 ;”Zarara sebep olan olay hava taşıması esnasında meydana gelmiş ise, taşıyıcı, kayıtlı bagajı tahribi, kaybı veya hasara uğraması halinde doğan zararlardan sorumludur.2. Zarara sebep olan olayın sadece hava taşıması esnasında meydana gelmiş olması şartıyla, taşıyıcı, yükün tahrip, kayıp veya hasara uğraması halinde doğan zararlardan sorumludur.3. Bununla beraber, taşıyıcı, sadece aşağıdaki hallerden birinin veya birkaçının, yünü, tahrip, kayıp ve hasarına neden olduğunu ispat ederse, sorumlu olmayacaktır:a) Yükün tabiatından veya ayıbından;b) Taşıyıcı veya onun adamları dışındaki bir şahıs tarafından yükün hatalı paketlenmesinden;c) Bir savaş hali veya bir silahlı çatışma halinden;d) Yükün giriş, çıkış ve transit geçişi ile ilgili kamu otoritesinin tamamlanmış bir fiilinden4. Önceki paragraflardaki anlamıyla, hava taşıması, bagaj veya, yükün bir hava alanında veya bir hava aracında veya hava alanı dışına iniş yapılması halinde herhangi bir yerde, taşıyıcının koruması altında bulunduğu süreyi kapsar.5. Hava taşıması süresi, kara deniz veya nehir yoluyla, bir hava alanı dışında yapılan herhangi bir taşımayı içermeyecektir. bununla birlikte, böyle bir taşıma hava taşıması için yapılan bir anlaşmanın gereği olarak yükleme, teslim veya aktarma amacıyla yapılmışsa, herhangi bir zararın, aksi ispatlanmadıkça, hava taşıması esnasında meydana gelmiş bir olayın sonucu olduğu kabul edilecektir.” şeklindedir.
Montreal Sözleşmesinin 31.m. “(1) Kontrol edilmiş bagaj ya da kargoyu teslim almaya yetkili şahıs tarafından şikayetsiz olarak alınması, bagaj ya da kargonun iyi koşullarda ve sırasıyla Madde 3’ün 2.paragrafında ve Madde 4’ün 2.paragrafında anılan taşıma dökümanına ya da farklı yöntemlerin içerdiği kayıtlara uygun olduklarına dair kesin olmayan karine teşkil eder.(2)Hasar durumunda, teslim almaya yetkili şahıs hasarın fark edilmesinden sonra derhal ve en geç kontrol edilmiş bagajlar durumunda alınan tarihten itibaren 7 gün içerisinde ve kargo halinde de anılan tarihten itibaren 14 gün içerisinde taşıyıcıya şikayette bulunmalıdır. Gecikme durumunda şikayet, kargonun kendi kullanımına verilmiş olması gereken tarihten itibaren 21 gün içerisinde yapılmalıdır. (3)Her şikayet, yazılı olmalı ve sözü edilen süreler içerisinde verilmeli ya da gönderilmelidir. (4) Eğer yukarıda bahsedilen süreler içerisinde bir şikayette bulunulmazsa, taşıyıcının kötü niyeti olması dışında, taşıyıcı aleyhinde bir dava olamaz.” şeklinde düzenlenmiştir.
Bir başka deyişle, Montreal Konvansiyonu 18. maddesi uyarınca, hava yolu taşımasını yapan davalı, hasarın hava yolu taşıması sırasında meydana gelmesi halinde sorumlu olacaktır. Yine Konvansiyon’un 31. maddesindeki düzenleme uyarınca, hasarın, teslimden itibaren 14 günlük sürede taşıyıcıya ihbarı gerekmektedir. Aksi halde gönderilene, taşınan emtianın eksiksiz ve hasarsız teslim edildiği karine olarak kabul edilir.
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; davacı 2 kap emtianın …’den …’e taşınmazı esnasında hasarlı olarak teslim edilen 1 kap emtianın hasar bedelinin %50sinin tazminini talep etmektedir. Taşıma işlemi hem hava yolu hem kara yolu taşıması ile gerçekleşmiştir. Davacının %50sini talep nedeni dava dilekçesi ekinde yer alan eksper raporunda hasarın kara yolunda mı yahut hava yolunda mı meydana gelip gelmediğinin tespit edilememesi nedeni ile hava yolu taşınmasının yapan davalının%50 sorumluluğunun doğduğundan bahisle bu miktarı talep ettiği anlaşılmaktadır. Sigorta eksper çalışması hava yolu taşınması tamamlandığında değil kara yolu taşıması tamamlandığında …’de yapılmıştır. Dosyada mevcut 20.02.2019 tarihli bilirkişi raporunda, hava yolunda hasarın meydana geldiğinin sabit olmadığı yönünde tespit yapılmış olup, dava dilekçesi ekindeki 04.05.2016 tarihli tutanakta da kutular hasarlı olarak araca yüklenildiği yönünde ambar bir görevlileri ile şöforun imzaladığı tutanak altına alınmıştır. Mahkememizce aldırılan 04.06.2020 tarihli raporda dosyada mevcut delillerden hasarın nakliyenin hangi aşamasında meydana geldiğinin tespit edilemeyeceği yönünde tespit yapılmıştır. Hasarın havayolu taşımasında meydana geldiğine dair dosyada delil bulunmamaktadır. Davacının veya adamının katılımı ile hava yolu taşıması sonra erdiğinde tutulan bir tutanak da bulunmamaktadır. Montreal Konvansiyonu madde 31/II de açıkça hasar durumunda, teslim almaya yetkili şahıs hasarın fark edilmesinden sonra derhal ve en geç kontrol edilmiş bagajlar durumunda alınan tarihten itibaren 7 gün içerisinde ve kargo halinde de anılan tarihten itibaren 14 gün içerisinde taşıyıcıya şikayette bulunması gerektiği düzenlenmiştir. İhbarın Montreal Sözleşmesi 31/2. maddede öngörülen süreden çok sonra 2 ay sonra yapıldığı sabittir. Davacı, davalı taşımacının kötü niyetli olduğunu iddia ve ispat edemediği gibi hasarın hava yolu taşımadan kaynaklandığını da ispatlayamamıştır. Montreal Protokolü ile değiştirilen Varşova Anlaşmasının’nın 31/2 fıkrasında gösterilen süresinde hasar ihbarında bulunulmamış ve hasarın taşıma esnasında oluştuğunun davacı tarafından ispatlanamamış olması nedeni açılan davanın reddine, her ne kadar duruşmada istinaf yasa yolu açık olarak yasa yolu belirlenmiş ise de dava konusunun miktarı itibari ile istinaf sınırının altında kaldığından mahkememizce re’sen bu kısım tavzih edilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
1-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 75,29 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ye irat kaydına, bakiye 15,99 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
4-Sarf edilmeyen gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,

Dair davacı vekilinin yüzüne karşı miktar itibari ile KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/02/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”