Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1003 E. 2019/1108 K. 15.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1003 Esas
KARAR NO : 2019/1108

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 14/02/2011
KARAR TARİHİ : 15/11/2019
K. YAZIM TARİHİ : 03/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili ve davalı arasında düzenlenen eser sözleşmesi gereğince, müvekkilinin davalıya ait binanın dekorasyon ve tadilatı, giydirme ve ön cephe alüminyum giydirme işlerini malzeme ve işçilik dahil 250.000,00 TL+KDV ücret karşılığında yapmayı taahhüt ettiğini, bu işler ile ayrıca davalının talimatı gereğince fazladan başka işler de yapıldığını, fakat ödeme taahhüdünün yerine getirilmediğini, yapılan işler konusunda Bakırköy …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … D.iş sayılı dosyasında tespit yapıldığını ve alacaklarının toplam 349.400,00 TL olmasına rağmen davalı tarafça 153.200,00 TL ödeme yapı- larak bakiye 176.200,00 TL’nin ödenmediğini bildirerek bu miktarın sözleşme tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi (avans) ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; taraflar arasında 17/10/ 2009 tarihinde iş yapımı konusunda anlaşma sağlandığını, müvekkilinin işin başından itibaren davacı- lara ödemeler yaptığını, davacılar tarafından bina dışında yer alan yalıtım amaçlı inşa edilen demir kaplamaların sökülüp nakde çevrildiğini, davacıların 17/10/2009 tarihinde işi bitirip teslim etme taah- hüdünde bulunmalarına rağmen Belediye’den izin almadan iş yaptıkları ve süresinde teslim etme- dikleri için Belediye’den müvekkiline cezalar kesildiğini, daha sonra işin 12/02/2010 tarihinde teslimi konusunda taraflar arasında mutabakat sağlanmasına rağmen yine teslim edilmediğini, müvekkilinin davacılara yarısından fazlası yapılmayan iş için 167.700,00 TL ödeme yaptığını, müvekkilinin gecik- meden dolayı fabrika binasını kiraya veremeyip her ay 60.000 USD kira kaybı olduğunu, daha sonra müvekkilinin tadilat tamamlanmamış halde fabrikayı kiraya verdiğini, eksik kalan tadilatların tamam- lanması nedeniyle ayrıca kiracıya 240.000,00 TL daha tadilat parası ödediğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda tesis olunan …. Esas, …. karar nolu 17/10/2014 tarihli ilam ile “davanın kısmen kabulüne, bilirkişi incelemesi ile tespit olunan 119.193,86 TL alacağın avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline” karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay …. HD’nce yapılan temyiz incelemesi sonunda tesis olunan …. Esas, …. karar nolu 10/06/2015 tarihli ilamda;
“Hükme esas alınan bilirkişi raporunda sözleşme bedelinin KDV dahil 295.000,00 TL olduğu, sözleş- me kapsamındaki imalâtlarda 65.000,00 TL eksik imalât bulunduğu, ayrıca sözleşme dışı 35.927,00 TL imalât yapıldığı, bu bedele KDV eklenmesiyle sözleşme dışı imalâtların bedelinin 42.393,86 TL olduğu açıklanmış, davacının alacağı 295.000,00 TL sözleşme bedelinden eksik imalât bedeli 65.000,00 TL’nin mahsubu ile kalan bedele 42.393,86 TL sözleşme dışı imalât bedeli eklenip 153.000,00 TL ödemenin mahsubu ile 119.193,86 TL hesaplanmıştır.
Taraflar arasında düzenlendiği ihtilâfsız olan sözleşmede imalât bedeli KDV dahil 295.000,00 TL ola- rak kararlaştırılmıştır. Bu haliyle sözleşmedeki bedel, sözleşme tarihi itibarıyla uygulanması gereken 818 sayılı BK’nın 365. maddesinde tanımlanan götürü bedeldir. Davalının beyanlarına göre iş bedelinin tamamının öden- mediği anlaşılmaktadır. Götürü bedelli işlerde, yüklenicinin hakettiği iş bedelinin saptanması ya da iş sahibinin ödemesinin fazla olup olmadığının belirlenmesi için gerçekleştirilen imalâtın eksik ve kusurlar da dikkate alı- narak tüm işe oranının tespiti, bulunacak bu oranın toplam iş bedeline uygulanarak hak edilen bedelin saptan- ması ve bulunacak bu rakamdan kanıtlanan ödemeler düşülerek hesaplanması gerekmektedir. Diğer taraftan sözleşme dışı yapılan imalâtların bedellerinin de yine 818 sayılı BK’nın 410 ve devamı maddelerine göre ya- pıldığı yıl piyasa rayiçlerine göre bedellerinin belirlenmesi gerekir. Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre belirlenecek bu bedelin içerisinde KDV’nin dahil olduğu kabul edilmektedir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplamalar açıklanan ilkeye uygun olmadığından yapılacak iş, bilirkişiden alınacak ek rapor ile sözleşme kapsamındaki imalâtlarla ilgili olarak yukarıda açıklanan şekilde oranlama yapılarak ve sözleşme dışı imalâtların bedellerinin de 35.927,00 TL olarak kabul edilmek suretiyle davacı alacağının hesap- lanmasından ibarettir” denilerek hükmün bozulmasına karar verilmiş, dosya mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmiştir,
08/12/2015 tarihli celsede bozma ilamına uyulmuş ve bilirkişi kurulundan bozma ilamı doğrul- tusunda rapor alınmasına karar verilmiş, ibraz olunan 08/06/2016 tarihli ek raporda davacının alacağı 112.924,80 TL olarak tespit edilmiş olmakla bilirkişi raporu doğrultusunda kısmen kabul hükmü kurulmuş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Yargıtay … HD’nce yapılan temyiz incelemesi sonunda tesis olunan …… Esas, …… karar nolu 05/07/2018 tarihli ilamda :
”Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı yüklenicinin, davalı ile aralarında düzenlenen 17/10/2009 tarihli sözleşme ile davalıya ait binanın dekorasyon, tadilat, alüminyum giydirme imalâtlarının yapımını 250.000,00 TL + KDV bedelle üstlen- diğini, sözleşme dışı imalâtlar da yapmak suretiyle bitirdiğini, mahkemede yaptırdığı tespitte tüm yaptığı ima- lâtlar bedelinin 349.400,00 TL olarak belirlendiğini, kendisine 153.200,00 TL dışında ödeme yapılmadığını belirterek bakiye 176.200,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davalı iş sahibi savun- masında ise, davacının işi tamamlamadığını, bu nedenle binayı kiraya veremediği için kaybı olduğunu, eksik tadilatların kiracı tarafından tamamlandığını, bunun için kiracıya 240.000,00 TL ödeme yaptığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece yapılan ilk yargılamada bilirkişi raporu esas alınarak davanın 119.193,86 TL üzerinden kabulüne karar verilmiş, kararın davalı iş sahibi tarafından temyiz edilmesi sonucunda Dairemizin ….Esas, … Karar ve 10.06.2015 tarihli kararı ile bozulmuş, mahkemece bozma kararına uyulduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilâmına uyulmuşsa da bozma gereklerinin tam olarak yerine getiril- diğinden söz edilemez. Oysa usulî kazanılmış hak ilkesi uyarınca lehine bozulan taraf yararına araştırma ve inceleme yapılması zorunludur. Nitekim, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 09.05.1960 gün ve 21/9 sa- yılı kararında vurgulandığı üzere, “Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’muzda bu şekildeki usule ait müktesep hakka ilişkin açık bir hüküm konulmuş değilse de, Yargıtay’ın bozma kararındın hakka ve usule uygun karar verilmesini sağlamaktan ibaret olan gayesi ve muhakeme usulünün hakka varma ve hakkı bulma maksadiyle kabul edilmiş olması yanında, hukuki alanda istikrar gayesine dahi ermek üzere kabul edilmiş bulunması bakı- mından usule ait müktesep hak müessesesi, Usul Kanunu’nun dayandığı ana esaslardandır ve amme intizamiyle de ilgilidir. Esasen, hukukun kaynağı, sadece kanun olmayıp, mahkeme içtihatları dahi hukukun kaynak- larından oldukları cihetle, söz konusu usuli müktesep hak için kanunda açık hüküm bulunmaması, onun kabul edilmemesini gerektirmez.” denilmiştir. Yargıtayın ve Dairemizin istikrarlı uygulamaları da bu yöndedir. Mah- kemece, Yargıtay’ın bozma kararına uymuş olması halinde bu uyma kararı ile bağlı olup, bozma uyarınca araştırma ve inceleme yapmak zorundadır.
Dairemizin bozma ilâmında, taraflar arasındaki sözleşmede iş bedelinin KDV dahil 295.000,00 TL gö- türü olarak düzenlendiği, davacı yüklenici tarafından yapılan işin eksik ve kusurları da dikkate alınarak tüm işe oranının tespiti ile bulunacak bu oranın toplam iş bedeline uygulanarak hak edilen iş bedelinin saptanması, bu bedele sözleşme dışı yapılan iş bedeli 35.927,00 TL’nin eklenmesi ve bulunacak toplam rakamdan kanıtlanan ödemelerin mahsubu ile sonucuna göre karar verilmesi gerektiğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma ilâmına uyularak bilirkişi kurulundan ek rapor alınmış ise de, düzenlenen ek ra- porun az yukarıda açıklanan ilkeye aykırı şekilde hesaplama yaptığı anlaşıldığından bu rapora dayanılarak karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş, bilirkişi kurulundan tekrar ek rapor alınarak, yüklenici tara- fından yapılan sözleşme kapsamındaki işin eksik ve kusurlar da dikkate alınarak tüm işe göre fiziki oranının hesaplattırılıp (örneğin, %20-30-40 vs.) ve bulunacak bu fiziki oranın, toplam iş bedeline uygulamak suretiyle yüklenicinin hakettiği iş bedelinin bulunup, bu bedele sözleşme dışı iş bedeli 35.927,00 TL’nin de eklenip toplam hak edilen iş bedelinden kanıtlanan ödemelerin mahsubu ile sonuca gitmekten ibaret olmalıdır.
Bu hususlar gözetilmeden, kazanılmış hak ilkesine aykırı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır” denilerek mahkememizin hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.
08/02/2019 tarihli celsede bozma ilamına uyulmuş ve bozma ilamı doğrultusunda bilirkişi kurulundan ek rapor alınmasına karar verilmiştir.

Mahkememizce atanan bilirkişiler Prof. Dr. – Hukukçu …..ı, Mimar … ve İnşaat Yüksek Mühendisi … tarafından ibraz olunan 13/09/2019 havale tarihli ek raporda;
– Sözleşmeye göre toplam iş bedelinin (KDV dahil): 295.000,00 TL,
– Davacı yüklenici tarafından sözleşmeye göre yapılmayan eksik iş bedelinin (KDV dahil)65.000,00 TL,
– Davacı yüklenici tarafından sözleşme bünyesinde yapılan iş bedelinin 295.000,00 TL – 65.000,00 TL = 230.000,00 TL,
– Sözleşmeye göre yapılmayan iş oranının 65.000,00 TL / 295.000,00 TL = % 22,
– Sözleşmeye göre yapılan iş oranının (Fiziki gerçekleşme oranının) 230.000,00 TL / 295.000,00 TL = % 78,
– Bu oran toplam iş bedeline uygulanmak suretiyle sözleşme bünyesinde hak edilen iş bedelinin 295.000,00 TL x % 78 = 230.100,00 TL
– Sözleşme dışı yapılan iş bedelinin (KDV dahil): 35.927,00 TL,
– Toplam hak edilen iş bedelinin 230.100,00 TL + 35.927,00 TL = 266.027,00 TL,
– Davalı tarafından davacıya ödenen miktarının 153.000,00 TL,
-Davacı alacağının 266 027.00 TL -153 000.00 TL = 113.027.00 TL olarak hesaplandığı belirtilmiştir.
Toplanan deliller, dosyadaki bilgi ve belgeler ile Yargıtay ilamına göre davacının dava konusu eser sözleşmesi kapsamında davalıdan tahsili gereken bakiye alacağının 113.027,00 TL olarak tespiti yapıldığı, davacı vekilinin dosyaya ibraz ettiği 16/09/2019 tarihli dilekçesi ve duruşmadaki beyan- larında şimdilik 112.924,80 TL alacağın tahsilini talep ettiği gözetilerek bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kararına karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
112.924,80 TL alacağın dava tarihinden itibaren Merkez Bankası’nın kısa vadeli krediler için belirlediği avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,

2- Harçlar Kanunu gereğince tahsili gereken 7.713,89 TL karar ve ilam harcının mahkeme veznesine yatırılan 2.616,60 TL peşin/nispi harcın mahsubu sonucu bakiye 5.097,29 TL karar harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 18,40 TL başvuru harcı + 2.616,60 TL peşin nispi harç + 5,80 TL vekalet harcından ibaret toplam 2.640,80 TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,

3-a.) Davacı tarafından sarf olunan (3.200,00 TL bilirkişi ücreti + 411,70 TL posta/tebligat/ müzekkereden ibaret) 3.611,70 TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre 2.311,48 TL’sinin davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
b.) Davalı tarafça sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
c.) Sarf olunmayan gider/delil avansının karar kesinleştikten sonra ilgilisine iadesine,

4-a.) Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine hüküm altına alınan dava değerine göre yürürlükte bulunan Av. Kan. ve AAÜT gereğince takdir olunan 11.783,98 TL vekalet ücretinin dava- lıdan tahsil edilerek davacı tarafa ödenmesine,
b.)Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine red olunan dava değerine göre hüküm tari- hinde yürürlükte bulunan Av. Kan. ve AAÜT gereğince takdir olunan 7.310,27 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa ödenmesine dair,

Davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay’a gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılacak dilekçe ile temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/11/2019

Katip …

Hakim …