Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/998 E. 2018/725 K. 21.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/998
KARAR NO : 2018/725

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ

DAVA TARİHİ : 01/11/2017
KARAR TARİHİ : 21/06/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne sunmuş olduğu 01/11/2017 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde;davalı şirketin …. Organize Sanayi Bölgesi …. Elektrik Dağıtım Şebekeleri Arıza Onarım ve Bakım İşleri için Teklif Birim Fiyatlı Hizmet Alımı Sözleşmesi, … Elektrik Dağıtım Şebekelerinde Arıza Onarım ve Bakım İşleri İçin Hizmet Alım Şartnamesi gereğince müvekkili …. ‘nin elektrik şebekesinin arıza, bakım, onarım işlerini yaptığını, davalının saraçlar sitesinde trafo temizlik işi yaptığı 22/08/2010 günü bir kaza meydana geldiğini ve davalının nezdinde çalışan …. ile … isimli kişilerin vefat ettiğini, konu ile ilgili olarak Bakırköy … Ağır Ceza Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyası ile ceza davası, Bakırköy … İş Mahkemesi’nin … Esas … karar sayılı dosyası ve Bakırköy …İş Mahkemesi’nin …. Esas …. Karar sayılı dosyası ile hukuk davası görüldüğünü, Bakırköy ….İş Mahkemesi’nin belirlemiş olduğu maddi ve manevi tazminatı müvekkili ve davalı tarafından müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiğini, kararın davalı tarafından temyiz edildiğini, ancak teminat yatırılarak tehir-i icra kararı alınmadığını, kararın İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas dosyası ile icra takibine konu edilerek davalının ödeme yapmaması üzerine müvekkili tarafından ödenerek dosyanın kapatıldığını, ödenen bedelin tahsili için davalı aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olarak ve sadece takibi geciktirmek amaçlı itiraz ettiğini, davalının tüm mal varlığını devretme olasılığının yüksek olduğunu, bu nedenle, menkul, gayrimenkul malları ile mevduat hesapları ve iş bitirme belgeleri üzerine mahkemenin uygun göreceği teminatlı veya teminatsız ihtiyati tedbir konulmasını,fazlaya ilişkin tüm alacak ve dava haklarının saklı kalmak üzere takibe karşı borçlu şirketin yaptığı itirazın iptaline, İİK Md 67/2 gereği, 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalı aleyhine hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini ve talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı şirkete dava dilekçesi ve tensip zaptının tebliğ edilmesine karşın davalı şirket süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmamış ancak vekili vasıtasıyla duruşmaları takip etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava,üçüncü kişiye ödenen tazminat ile Hazineye ödenen Mahkeme karar ilam harcının taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi gereğince rücuen tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Bakırköy …’nci İcra Müdürlüğü’nün…. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhine ¨603.141,93 asıl alacak ve ¨12.816,11 işlemiş faiz olmak üzere toplam ¨615.958,05 ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu vekilinin süresinde, borca itiraz ettiğini belirterek takibin durmasına sebebiyet verdiği,İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği,bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği,davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi …. tarafından mahkememize sunulan 11/05/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Mahkemenin 12/04/2018 tarihli duruşmasında alınan 1. no’lu karara göre; davacının, takip konusu ¨583.498,70 alacak yönünden (15/06/2017 ödeme tarihi ile 14/09/2017 takip tarihi arasında):¨14.027,91 ve ¨19.643,23 alacak yönünden (10/08/2017 ödeme tarihi ile 14/09/2017 takip tarihi arasında): ¨178,40 işlemiş faize hak kazanacağını, ancak; davacının, takip konusu ¨ 583.498,70 alacak yönünden ( 15/06/2017 ödeme tarihi ile 14/09/2017 takip tarihi arasında): ¨12.661,12 ve ¨19.643,23 alacak yönünden (10/08/2017 ödeme tarihi- 14/09/2017 takip tarihi arasında): ¨159,99 işlemiş faiz talep ettiğini, talebi ile bağlı olduğunu, davacının takip tarihinden itibaren %9.75 avans faizi talep edebileceği, ancak takip talebinde %9. avans faizi oram talep etiği, talebi ile bağlı olduğunu bildirdiği görülmüştür.
Bakırköy…. İş Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacıların murisi …. ‘nun,davalı …. Yapı Taah.San.Tic A.Ş. çalışanı olduğu ve bu kişinin iş kazası sonucu ölümü nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası açıldığı,yapılan yargılama sonunda Mahkemece belirlenen maddi ve manevi tazminatın davacı … Bölge Başkanlığı ile davalı …. Yapı Taah.San.Tic A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiği anlaşılmıştır.
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; Bakırköy … İş Mahkemesi’nin 03/05/2017 gün ve …. esas, …. karar sayılı ilamına dayalı olarak davacı ve davalıya icra emri gönderildiği,icra dosyası borcunun davacı tarafından ¨583.498,70 olarak ödendiği ve icra dosyasının infazen kapatıldığı anlaşılmıştır.
Yine Bakırköy … İş Mahkemesi’nin 26/07/2017 tarih ve …. harç nolu harç tahsil müzekkeresine istinaden gönderilen karar ilam harcının davacı tarafından ¨19.643,23 olarak 10/08/2017 tarihinde ödendiği görülmüştür.
Davalı şirketin …. Sanayi Bölgesi … Elektrik Dağıtım Şebekeleri Arıza Onarım ve Bakım İşleri için Teklif Birim Fiyatlı Hizmet Alımı Sözleşmesi, …. Elektrik Dağıtım Şebekelerinde Arıza Onarım ve Bakım İşleri İçin Hizmet Alım Şartnamesi gereğince davacının elektrik şebekesinin arıza, bakım, onarım işlerini yaptığı,bu konuda taraflar arasında sözleşme imzalandığı, davalının saraçlar sitesinde trafo temizlik işi yaptığı 22/08/2010 günü bir kaza meydana geldiği ve davalının nezdinde çalışan …. ile …. isimli kişilerin vefat ettiği, konu ile ilgili olarak Bakırköy … Ağır Ceza Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyası ile ceza davası, Bakırköy …İş Mahkemesi’nin … Esas … karar sayılı dosyası ve Bakırköy …. İş Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı dosyası ile hukuk davası görüldüğü, Bakırköy… İş Mahkemesi’nin belirlemiş olduğu maddi ve manevi tazminatı davacı ve davalı tarafından müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiği ve tazminat ile Mahkeme karar ilam harcının davacı tarafından ödendiği hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Somut olayda uyuşmazlık,davacı tarafından,davalının çalışanının mirasçılarına ödenen para ile dayanak Mahkeme ilamında belirtilen karar ilam harcının rücuen davalıdan tahsilinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/6. maddesinde, “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.” hükmü bulunmaktadır.
Dava konusu olayda da davacı ile davalı arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi mevcut olup, davacı asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak İş Kanunu’ndan kaynaklanan yükümlülükler nedeniyle, alt işverenle birlikte müteselsilen sorumludur. Burada Kanundan kaynaklanan bir teselsül hali söz konusu olup, asıl ve alt işverenler, dış ilişki itibariyle (dava dışı işçiye karşı) müseselsilen sorumludurlar.
İç ilişkide (alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olan borçlular arasındaki ilişkide) ise, bu husustaki nihai sorumluluğun hangi tarafa ait olduğu konusunda taraflar kendi aralarında sözleşme yapabilirler. Nitekim dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu’nun 167. maddesinde düzenlenen, “Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça,borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar.Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır.Bu durumda borçlu, her bir borçluya ancak payı oranında rücu edebilir.” şeklindeki hükümde de, müteselsil sorumlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları, ancak bunun aksinin kararlaştırılabileceği de açıkça belirtilmiştir.
İşte müteselsilen sorumlu olan borçlular arasındaki iç ilişkide, bu konudaki sorumluluğun tamamen borçlulardan birine ait olacağı yönünde bir sözleşme yapılmış ise, tarafların serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme hükümleri kendilerini bağlayacağından, dış ilişkide kanundan doğan teselsül gereğince borcu ödemiş olan müteselsil borçlunun, ödediği miktarın iç ilişkide borcun nihai yükümlüsü olan borçludan rücuen tahsilini talep edebileceği kabul edilmelidir.
Dava konusu olayda, taraflar arasında imzalanmış olan …. Elektrik Dağıtım Şebekeleri Arıza Onarım ve Bakım İşleri İçin Teklif Birim Fiyatlı Hizmet Alımı Sözleşmesi’nin 22.5. maddesin hükmü “… işin devamı süresince yüklenicinin çalıştığı mahallerde meydana gelecek kazalardan, bu kazaların sebep olacağı can ve mal kaybına ve üçüncü kişilere verilecek her türlü zararlardan yüklenici doğrudan sorumlu olacaktır.” şeklindedir.
Görüldüğü üzere sözleşmede meydana gelecek kazalardan, bu kazaların sebep olacağı can ve mal kaybına ve üçüncü kişilere verilecek her türlü zararlardan açıkça yüklenicinin sorumlu olacağı belirtilmiş olup, tarafların serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme ve şartname hükümleri tarafları bağlayacağından, davacının asıl işveren olarak ödemiş olduğu miktarın tamamını ilgili davalıdan rücuen tahsilini talep edebileceğinin kabulü gerekir.
Davacının işlemiş faiz talebinin bulunması nedeniyle,bilirkişiden yapılan ödemelerin tarihi de belirtilmek suretiyle yasal faiz üzerinden işlemiş faiz hesabı yapılması istenmesine karşın bilirkişi avans faizi hesabı yapmış ancak bu durum ek rapor alınmasını gerektirmediğinden aşağıdaki formüle göre işlemiş faiz hesabı Mahkememizce yapılmıştır.
FORMÜL: ANA PARA X FAİZ ORANI X GÜN = İŞLEMİŞ FAİZ
36500
Bu formüle göre hesap yapıldığında; ¨583.498,70 X 9 X 90 =¨12.948,87
36500
¨19.643,23 X 9 X 34 =¨164,68
36500
Mahkememizce yapılan işlemiş faiz miktarı davacının takip talebinde belirttiği işlemiş faiz miktarından az olduğu için talep ile bağlı kalınarak davacı vekilinin istediği işlemiş faiz esas alınmıştır.
Buna göre davacı iş kazasında vefat eden …. ‘nun mirasçılarına ödediği tazminat ve bu kaza nedeniyle ödemek zorunda kaldığı tüm bedelleri faizi ile birlikte taraflar arasındaki sözleşme uyarınca davalıdan rücuen talep edebilecek olması gözönüne alındığında davanın kabulü ile davalının Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın ¨603.141,93 asıl alacak ve ¨12.816,11 işlemiş faiz olmak üzere toplam ¨615.958,05 yönünden takibin devamına ,davalı şirketin sigortacısı …. Anonim …. Sigorta şirketi tarafından davadan sonra 08/12/2017 tarihinde yapılan ¨313.558,37’lik ödemenin icra müdürlüğünce infaz sırasında nazara alınmasına,karar verilmesi gerekmiştir.
Dava İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi müteselsil borçlu olunması nedeniyle ödenen bir alacağın tahsiline yönelik olduğu,bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın KABULÜ ile; davalının Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın ¨603.141,93 asıl alacak ve ¨12.816,11 işlemiş faiz olmak üzere toplam ¨615.958,05 yönünden İPTALİ ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 2/1.maddesi uyarıca değişen oranlarda yasal faiz uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2-Asıl alacağın % 20’si üzerinden hesap edilen ¨120.628,38 icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Davalı şirketin sigortacısı …. Sigorta şirketi tarafından davadan sonra 08/12/2017 tarihinde yapılan ¨313.558,37’lik ödemenin icra müdürlüğünce infaz sırasında nazara alınmasına,
4-Alınması gerekli ¨42.076,09 karar ve ilam harcından peşin alınan ¨10.519,03 harcın mahsubu ile bakiye ¨31.557,06 harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
5-Davacı tarafından ödenen ¨31,40 Başvurma Harcı ile ¨10.519,03 Peşin Harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan 11 adet tebligat+ posta ücreti ¨135,75 ,bir bilirkişi inceleme ücreti ¨ 400,00 olmak üzere toplam ¨535,75 yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen ¨38.588,32 ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
8-Davalı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davalıya İADESİNE,
9-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨1.170,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekillerinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 21/06/2018

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KÂTİP ….