Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/996 E. 2018/203 K. 27.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

BAKIRKÖY (3) NO’LU ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2017/996
KARAR NO : 2018/203

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 17/04/2012
KARAR TARİHİ : 27/02/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacının vekil aracılığı ile verdiği 17/04/2012 harçlandırma tarihli dava dilekçesi ile; 07/12/2011 günü …’nin …. ….sefer sayılı uçağı ile Londra’dan İstanbul’a yolculuğu sırasında el bagajının görevliler tarafından bagaj kuponu verilmeden elinden alındığı ve sonrasında kaybolduğu, uçuş sırasında koltuk numarasına göre uçağa en son alınanlardan olduğu, uçağa bindikten sonra çeşitli problemler ile karşılaştığı ve kabin için el bagajlarının dolu olduğu gerekçesi ile kaybolan el bagajının diğer yolculara ait bagajlar ile birlikte aşağıya genel bagaja gönderilmesi gerektiği bildirilince, ısrarla vermek istemediği, kabin içi bagaj hakkı olduğunu söylediği halde, ısrar edilmesinden dolayı genel bagaja vermek zorunda kaldığı, herhangi bir bagaj etiketi kupon verilmediği, sorumsuz ve ihmalkar davranıldığı, nihayetinde varış yerinde bagajın çıkmadığı, hava limanındaki personelinde aynı umursamaz tavır içine girdiği ve bagajın halen bulunamadığı, muhtelif tarihlerde mail gönderdiği, davalının araştırmaların sürdüğü şeklinde zaman zaman bilgi verdiği, ürünler ile ilgili ürün listesini istediği, esasen bagaj içinde kaybolan ürünlerin bir kısmının parası verilse bile tekrardan temin edilemeyecek ürünler olduğu, her şeyin faturasını bulmasının zaman alacağı, değerli bir takım ürünlerin ve satın alınan malzemelerin kaybolduğu, böyle bir ağır kusur halinde klasik bir bagaj kaybı muamelesi yapmalarının kabul edilemeyeceği, ağır kusur bulunduğu ve bu nedenle kendi kusurları ile kaybı kabul ettikleri halde, son derece cüzi bir bedel ödemeyi önerdikleri, bunun kabul edilemeyeceği bildirilerek, taşıyıcının pervasızca yaptığı kusurlu davranışı sebebi ile kaybolan bagaj ve içindeki eşyaların zararından sorumlu olacağı , neticeten dilekçede dökümü yapılan eşyaların bedeli ¨23.240,00 maddi ve yaşadıkları sebebi ile uğradığı manevi üzüntünün telafisi için ¨3.000,00 manevi tazminatın kayıp tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili talep ve dava edilmiştir.
SAVUNMA:
Davalıya usulüne uygun tebligat çıkartılmış, vekil aracılığı ile cevap verdikleri anlaşılmış, olayda Montreal Konvansiyon hükümlerinin uygulanacağı, ihbar yükümlülüğünün yerine getirilmediği, kabul anlamına gelmemek kaydı ile sorumluluğun kabulü halinde sınırlı 1.131 SDR’lik azami sorumluluklarının bulunduğu, bu meblağın her halükarda ödenecek bir meblağ olmadığı, bu sınırın içinde kalmak kaydı ile gerçek zararın ödeneceği, manevi tazminatın yasal koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddinin istenildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin 18/09/2014 tarih ve …. Esas, …. Karar sayılı ilamı davacı ve davalı vekillerince temyiz edilmekle dosya Yargıtay …. Hukuk Dairesi’ne gönderilmiş ve Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin …. Esas …. Karar sayılı ilamı ile bozulmuş ve dosya yeniden mahkememizin … Esasına kaydı yapılmıştır.
Mahkememizin 26/12/2017 tarihli celsesinde usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin …. Esas …. Karar sayılı ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, hava taşıması sırasında bagajın kaybolması nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Bilirkişi … ve Yrd. Doç. Dr. …. tarafından hazırlanan 30/01/2014 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Taraflar arasında bir yolcu taşıma sözleşmesi akdedildiği ve bu sözleşme gereği Londra-İstanbul taşıması sırasında davacının yanında bulunan bagajının zayi olduğu konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, bu ihtilafın çözümünde 1999 Montreal Konvansiyonu hükümlerinin uygulanması gerektiği, davacının iddia ettiği maddi zararları bakımından davalı taşıyıcıya herhangi bir bildirimde bulunmadığı ve bagaj içeriğini ispatlayamadığı, buna karşın davalının kabulünde olan 3.182 TL maddi tazminatın kadri maruf bir tazminat miktarı olacağı, zararın mahkemece sabit görülmesi halinde davalının ancak 1.131 SDR karşılığı TL’den sorumlu tutulabileceği, bunu aşan tazminattan sorumlu tutulamayacağı, manevi tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı ve miktarının mahkemenin takirinde olduğu görüş ve kanaatlerine varıldığına dair rapor sunulmuştur.
Bilirkişi … ve Yrd. Doç. Dr. …. tarafından hazırlanan 09/04/2014 tarihli ek raporda özetle; kök rapora ekleyecek bir husus bulunmadığı kanaati ile rapor sunulmuştur.
1999 tarihli Montreal Konvansiyonunun 22/2 maddesi uyarınca, taşıyıcı, yolcu tarafından başka bir değer belirtilmediği ve gerektiğinde ek bir ödeme yapılmadığı müddetçe her bir yolcuya karşı …’ye kadar sorumludur. Bu açıklamadan sonra somut olaya gelindiğinde; davacı, kabine aldığı el bagajının kabinde yer kalmadığı gerekçesiyle bagaj kuponu verilmeksizin elinden alındığını, varış yerinde bagajın bulunamadığını ileri sürmüş ve el bagajında bulunduğunu ileri sürdüğü eşyaların bedelini istemiştir. Dosya içeriğinden davacının el bagajı ile kabine girmesine müsaade edildiği, ardından elindeki el bagajının alınarak genel bagaj bölmesine konulduğu anlaşılmaktadır.Davacı kaybolduğunu ileri sürdüğü eşyalar için kredi kartı ekstresi, fatura vb. belgeler sunmuştur.
Yargıtay bozma ilamına göre,Mahkememizce yapılacak iş davacı tarafından el bagajının içinde olduğu ileri sürülen başta küpe, bilezik gibi eşyalar olmak üzere tüm eşyaların mahiyeti ve hacimlerinin teker teker değerlendirilmesi, bu değerlendirme sonucu hangilerinin kaybolan bagaja sığıp sığmayacağı belirlenip, sığabilecek olanların gerçek değerlerinin tespiti ile gerçek zararın belirlenmesi ve belirlenen tutarın üst sınır ile karşılaştırılması suretiyle bu sınırın altında ise zararın tamamına, bunun üstünde ise üst sınıra kadar tazminata hükmetmek olmakla birlikte davacı vekili tarafından bilirkişi inceleme ücreti yatırılmadığı için bu inceleme yapılamamıştır.
Ancak Yargıtay tarafından da kabul edildiği üzere,bagajda küpe,bilezik gibi eşyalar bulunmaktadır.Bu eşyaların fatura değerleri üst sınırdan fazladır.Kaldıki bu eşyalar dikkate alınmadan davacı vekili tarafından verilen son beyan dilekçesinde belirtilen ve 8 kilogramlık bir bavula sığabilecek nitelikteki diğer giyim eşyalarının fatura değerleri dahi üst sınırdan fazla olup bu durumda gerçek zarar daha fazla olduğu için 1999 tarihli Montreal Konvansiyonunun 22/2 maddesi uyarınca, taşıyıcı ….’ye kadar sorumlu olup bu miktara hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Davacı ,maddi tazminat yanında manevi tazminata da hükmedilmesini talep etmiş ise de; manevi zarar mal varlığında bir azalmayı değil ve fakat kişilik haklarına vaki tecavüz nedeniyle bir kimsenin duyduğu cismani ve manevi acı ve ızdırabı, elemi ve böylece yaşama zevkinde bir azalmayı ifade eder. 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 49. (TBK 58) maddesine göre, şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir denilmiştir. Şahsiyet haklarına saldırıda, manevi tazminat istenebilmesi için 818 sayılı BK 49. (TBK 58) maddede belirtilen şartların gerçekleşmesi gerekir. Bu şartlar ise şahsiyet haklarına saldırı olması, saldırının haksız olması, manevi zarara uğranılması, kusurlu olunması ve illiyet bağı bulunmasıdır. (Bkz. Prof Dr. Safa Reisoğlu, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, yirminci baskı, S.202-208) Somut olayda, davacı, tatile gitmek amacıyla yola çıkıp eşyasının kaybolması nedeniyle çektiği sıkıntı ve uğradığı hayal kırıklığı dolayısıyla manevi zarara uğradığından bahsile huzurdaki davayı açmiş ise de, bu durumun MK’nın 24 ve BK’nın 49. (TBK 58) maddeleri anlamında kişilik haklarının ihlaline neden olacağının kabulü mümkün değildir. Her sözleşmeye aykırılık manevi tazminat gerektirmeyeceği gibi, davacı tarafça da meydana gelen olay nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiği ispat edilememiştir.Bu itibarla, davacının kişilik haklarına saldırı bulunmadığı, BK’nın 49. (TBK 58) maddesinde öngörülen manevi tazminat şartlarının oluşmadığı anlaşıldığından davacının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davalı aleyhine açtığı maddi tazminat davasının kısmen KABUL kısmen REDDİ ile; 1131 SDR karşılığı ¨6.209,98’nin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
2-Davacının maddi tazminat davasında fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Davacının davalı aleyhine açtığı manevi tazminat davasının REDDİNE,
4-Alınması gerekli ¨424,20 karar ve ilam harcından peşin alınan ¨389,70 harcın mahsubu ile bakiye ¨34,50 harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
5-Davacı tarafından ödenen ¨21,15 Başvurma Harcı ile ¨389,70 Peşin Harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan 24 adet tebligat+posta ücreti ¨276,50 ,bir bilirkişi inceleme ücreti ¨ 900,00 olmak üzere toplam ¨1.176,50 yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan ¨278,43’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, kalan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Davalı tarafından yapılan 3 adet tebligat+posta ücreti ¨29 yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan ¨29,77’nin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, kalan kısmın davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
8-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen ¨2.180,00 ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE, (Maddi Tazminat ile ilgili olarak)
9-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre reddedilen miktar üzerinden hesap edilen ¨2.180,00 ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE, (Maddi Tazminat ile ilgili olarak)
10-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre reddedilen miktar üzerinden hesap edilen ¨2.180,00 ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE, (Manevi Tazminat ile ilgili olarak)
11-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨486,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
12-Davalı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davalıya İADESİNE,
Dair,6100 sayılı HMK’nun geçici 3 üncü maddesinin 2 inci fıkrası yollamasıyla mülga 1086 sayılı HUMK’nun 26/09/2004 gün ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümleri uyarınca kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.27/02/2018

KÂTİP ….

HÂKİM ….