Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/989 E. 2020/63 K. 29.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/989 Esas
KARAR NO : 2020/63

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/10/2017
KARAR TARİHİ : 29/01/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili ile davalı borçlu arasındaki ticari ilişki gereği, müvekkili şirketin verdiği hizmet bedeli karşılığında, dosyada mübrez olan 03/03/2016, 31/03/2016, 27/05/2016, 25/07/2016, 25/08/2016, 23/09/2016, 24/09/2016, 12,10.2016, 09,11.2016, 17,1 1,2016, 28/11/2016, 07/12/2016 ve 20/12/2016 tarihli toplam 8.820,20 TL tutarında fatura düzenlenmiş olduğunu, dilekçe ekinde sunulan faturalar ve müvekkili şirkete ait defter ve kayıtlarda yapılacak incelemeden de anlaşılacağı üzere, davalı şirketin, müvekkili şirketten almış olduğu mallara ilişkin olarak toplam 8.820,20 TL borcu bulunmakta olduğunu, alacağın tahsili amacıyla 03/04/2017 tarihinde, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’ nün …. E. Sayılı dosyası ile borçlu davalı şirket aleyhine icra takibi başlatılmış olduğunu, davalı, takibe haksız ve kötü niyetli olarak İtiraz ettiğinden takibin durmuş olduğunu” beyan ederek borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına, Davalı borçlu takibe kötü niyetli ve haksız olarak itiraz ettiğinden % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalı borçludan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davaya süresi içerisinde cevap vermemiş, HMK 128.maddesi uyarınca davacı tarafın dava dilekçesinde ileri sürdüğü tüm vakıaları inkar etmiş sayılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı icra takip dosyası mahkememizin işbu dosyası içerisine alınmıştır.
Mahkememize sunulan 02/08/2018 tarihli bilirkişi raporunda davacı tarafça ibraz edilen yasal defterlerin (HMK md. 222) uyarmca davacı lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacı yasal defter kayıtlarına göre 03/04/2017 takip tarihi itibari ile davacı asıl alacağının 8.820,20 TL olduğu, davacı tarafça ibraz edilen irsaliyeli faturalarda davalının teslim alan bölümlerinde imzalarının bulunmadığı, davacının mal teslimlerini davalıya teslim ettiğini ispat edemediği, bu itibarla iş bu davaya dayanak olan icra takibi içeriğindeki alacağını ispat edemedinin belirtildiği görülmüştür.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67.maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Yargıtay’a göre; “Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ise; ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Bu koşullar yoksa, likit bir alacaktan söz edilemez”(HGK. 14.07.2010 gün ve 2010/19-376 E, 2010/397 K, HGK, Y.HGK. 17.10.2012 gün ve 2012/9-838 E, 2012/715 K).
Taraf beyanları, dosyada mevcut bilgi belgeler, bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı alacağını ve takibi davalı tarafından satın alınan mallara ilişkin düzenlenen faturaya dayandırmış olup, Yargıtay 19 Hukuk Dairesi’ nin 2016/7819 esas ve 2017/2738 karar sayılı içtihadında da belirtildiği üzere öncelikle davacı tarafından icra takibine konu faturadaki malın davalıya tesliminin usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekir. Tek başına fatura malın teslimine yeterli değildir. Bu kapsamda davacı vekilince davalı tarafa yemin teklifinde bulunulmuş, usulüne uygun yemin davetiyesine rağmen davalı yemini eda duruşmasına katılmamakla, yemin teklif metnininin içeriğini kabul etmiş sayılmış böylelikle davacı teslim olgusunu kesin delille ispatlamış sayılmıştır. Taraflara ticari defterlerini sunmaları için kesin üsre verilmiş davacı tarafından sunulan ticari defterlerin incelenmesi sonucunda düzenlenen 02/08/2018 tarihli bilirkişi raporunda davacının davalıdan 13.006,01-TL alacaklı olduğu tespit edilmiş olup, davacının takibinin 1.644,04-TL olduğu anlaşılmakla davalının yapmış olduğu itirazının iptaline, alacağın likit olması nedeni ile de asıl alacağın %20 si olan 2.601,20-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN KABULÜNE
1-Davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasındaki davalının İTİRAZIN İPTALİNE, takibin kaldığı yerden devamına,
2-Alacak faturaya dayalı likit bir alacak olmakla ve itirazın haksızlığı anlaşıldığından İİK 67/2 madde ve fıkrasına göre % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacı yana ödenmesine
3-Alınması gerekli 561,52 TL harçtan peşin alınan 140,39 TL peşin harcın mahsubu ile 421,13 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 3.400 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 171,79 TL harç, 122,40 TL tebligat müzekkere gideri, 700 TL bilirkişi ücreti toplamı 994,19 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılıp harcanmayan masrafın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
29/01/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”