Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/959 E. 2021/1005 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/959
KARAR NO : 2021/1005

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 11/07/2016
KARAR TARİHİ : 03/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile davalılardan sürücü ….’in yönetiminde olduğu davalılardan ….’in maliki olduğu ve davalı sigorta şirketinin sigortacısı olduğu olayda müvekkilinin yaralandığını, şimdilik 5.000 TL maddi tazminat ve iksitadi geleceği için 1.000 TL, bakım ve tedavi giderleri için 1.000 TL maddi tazminat toplamı toplam 7.000 TL maddi tazminat ile 50.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesi ile müvekkili şirkete başvuru yapılmadığı için kusur oranını adli tıptan tespitinin gerektiğini, maluliyet oranının tespitinin lüzumlu olduğunu ayrıca maluliyet tazminatının aktüer uzman bilirkişi tarafından hesaplanması gerektiğini, geçici iş göremezlik ve kazanç kaybı tazminatının talep edilemeyeceği ayrıca diğer taleplerinde reddinin gerektiğini, avans faizi talep edilemeyeceğini dava tarihinden itibaren yasal faiz istenebileceğini haksız davanın reddini talep etmiştir.
Davalılar … A.Ş ve … vekili cevap dilekçesinde özetle, maddi tazminat talebine ilişkin itirazları olduğunu, manevi tazminatın da şartlarının oluşmadığını ve fahiş olduğunu belirtmiştir.
DELİLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Dosyaya sunulan 22/10/2018 tarihli ATK raporunda Davalı sürücü …’ın % 25 oranında kusurlu, Davacı sürücü …’nun % 75 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, 12/07/2019 tarihli ATK raporunda ….’nun 14/12/2014 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, 14/12/2014 tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceğinin tespit edildiği, 11/01/2021 tarihli ATK raporunda Davalı sürücü …’ın % 25 oranında kusurlu olduğu, Davacı sürücü …’nun % 75 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan 29/07/2021 tarihli Bilirkişiler … ve … tarafından hazırlanan raporda 1.163,03 TL 1 aylık bakıcı, 250,00 TL evde pansuman, bakım için gerekli tıbbi malzemeler ve ilaç giderleri için,1.000,00 TL sağlık kurumlarına tetkik ve tedavi için gidiş-geliş esnasında ulaşım ve diğer sosyal giderleri için olmak üzere dönemsel rayiç bedellerle toplam 2.413,03 TL bakıcı ve tedavi gideri olduğu; Davacı kazanın meydana gelmesinde %75 oranında kusurlu olduğundan 2.413,03 TL bakıcı ve tedavi giderinin %25’i olan 603,26 TL kısmını talep edebileceği; Davacının nihai ve gerçek geçici iş göremezlik maddi zararının 3.103,85 TL olduğu, ancak; SGK tarafından davacıya geçici iş göremezlik ödemesi yapılmış ise, davalının %25 kusuruna isabet eden ödeme tutarının hesaplanan maddi zarar tutarından tenzilinin gerekeceğinin tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dava, haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talebi; karşı dava ise sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davsından ibarettir.
Türk Borçlar Kanunu 49/1. madde, “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
Türk Borçlar Kanunu 58/1. madde, “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir. “
Türk Borçlar Kanunu 74/1. madde, “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. hükmünü içermektedir.
Türk Borçlar Kanunu Madde 56 hükmü; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklindedir.
Borçlar Yasası’nın 56. maddesi gereğince yargıcın, özel durumları gözönünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru-doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi ( fonksiyonu ) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum ( tatmin ) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden yargıç, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel ( objektif ) ölçülere göre uygun ( isabetli ) bir biçimde göstermelidir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 53. maddesi) uyarınca hukuk hâkimi, ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değil ise de hem ilmi, hem de kökleşmiş yargı kararlarında ceza mahkemesince belirlenen maddi olgunun hukuk hâkimini bağlayacağı kabul edilmektedir.
Davacının maddi tazminat talebi bakımından yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde; davacı 14.12.2014 tarihinde gerçekleşen kaza nedeni ile maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Bakırköy …. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında aynı kazaya ilişkin ceza yargılaması devam etmekte olup, ceza dosyasında davacı asli, davalı tali kusurlu olduğu yönünde tespit edilmiş olup, davalı asilin mahkumiyetine karar verilmiştir. Mahkememizce meydana gelen kazanın oluşumunda tarafların kusur durumunun tespiti için dosya ATK a gönderilmiş 22.10.2018 tarihli kusur raporunda davalı sürücünün %25 kusurlu, davacının %75 kusurlu olduğu tespit edilmiş, tarafların itirazları ile dosya Karayolları kürsüsünden oluşan makine mühendisi bilrikişiler tarafından düzenlenen 20.01.2020 tarihli raporda davacı %60, davalı%40 kusurlu bulunmuş olup, tarafların itirazı ile alınan 11.01.2021 tarihli ATK Genişletilmiş dairler kurulu raporunda ise davalı sürücünün %25 kusurlu, davacının %75 kusurlu olduğu tespit edilmiş olup bu hali ile davalı %25 kusurlu olarak kabul edilmiştir. ATK tarafından düzenlenen 14.12.2014 tarihli raporunda davcının kaza nedeni ile maluliyet tayinine mahal olmadığı, iş göremezlik süresinin 9 ay olduğunun tespit edilmiş,davacının maddi zararının belirlenmesi için dosya aktüerya bilirkişine tevdii edilmiş, 1.163,03 TL 1 aylık bakıcı, 250,00 TL evde pansuman, bakım için gerekli tıbbi malzemeler ve ilaç giderleri için,1.000,00 TL sağlık kurumlarına tetkik ve tedavi için gidiş-geliş esnasında ulaşım ve diğer sosyal giderleri için olmak üzere dönemsel rayiç bedellerle toplam 2.413,03 TL bakıcı ve tedavi gideri olduğu; Davacı kazanın meydana gelmesinde %75 oranında kusurlu olduğundan 2.413,03 TL bakıcı ve tedavi giderinin %25’i olan 603,26 TL kısmını talep edebileceği; Davacının nihai ve gerçek geçici iş göremezlik maddi zararının 3.103,85 TL olduğu, ancak; SGK tarafından davacıya geçici iş göremezlik ödemesi yapılmış ise, davalının %25 kusuruna isabet eden ödeme tutarının hesaplanan maddi zarar tutarından tenzilinin gerekeceğinin tespit edildiği, SGK tarafından davacıya yapılan 11.099,23-TL geçici iş göremezlik ödemesi olduğu , davacının sigortaya karşı davadan feragat etmesi nedeni ile sigorta şirketi bakımından davanın feragat nedeni ile reddine, diğer davalılar bakımından ise sigortanın yaptığı ödeme dikkate alındığında davanın konusuz kalması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına karar verimek gerekmiştir.
Ancak eldeki davada, davadan feragatta hakkın özünden feragat söz konusu olmayıp; davacı alacağına yargılama sırasında kavuştuğu için feragat etmiş, esasen dava konusuz kalmıştır. Davalılar kendilerine karşı dava açılmasına yine kendileri sebebiyet vermişlerdir. Bu nedenle, feragat sebebiyle reddedilen maddi tazminat yönünden davalılar lehine davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmemiştir.(Yüksek Yargıtay 17 nci Hukuk Dairesinin 23/06/2020 gün ve 2018/5619 esas,2020/3841 karar sayılı ilamı)
Davacının manevi tazminat talebi bakımından dava konusu olayın gelişim biçimi ve tarihi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları gözetildiğinde; Davacı vekili davacının kaza nedeni ile uğradığı manevi zararlarının tazminini de dava etmiştir. Manevi tazminat, mal varlığı dışındaki hukuksal değerlere yapılan saldırılar sonucu meydana gelen eksilmenin giderilmesidir. Hukuksal değerlerde meydana gelen ve para ile ölçülemeyen eksikliklerin doğrudan karşılanmasının imkansızlığı, bunların zarar kavramı dışında tutulması için bir gerekçe olamaz. Manevi zarar karşılığında paraya hükmedilmesi, bu zararın doğrudan giderilmesinin olanaksızlığındandır. Zarar verenden belirli bir meblağın alınarak zarar görene verilmesi suretiyle yaşanılan acıları dindirmek, ruhsal dengeyi sağlamak, böylece zedelenen yaşama sevincini yeniden temin etmek amaçlanmakta olup tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın oluş şeklinde davalı sürücünün %25 kusurlu olması, davacının asli , %75 kusurlu oluşu, kazanın oluş şekli ile davacının bu kazadan etkilenme oranı, %5 maluliyet oranı da dikkate alınarak 4.000,00-TL’nin davalılar davalılar avalılar … ve … ‘den 14/12/2014 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte bu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN MADDİ TAZMİNAT DAVANIN Davalı Sigorta şirketi bakımından FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
AÇILAN MADDİ TAZMİNAT DAVASININ Davalı …ve … Bakımından Konusuz Kalmış Olması Nedeniyle KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Davacının davalılar …. ve …’ e karşı açtığı manevi tazminat davasının KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE,
1-Manevi tazminat olarak 4.000,00-TL’nin davalılar …. ve … ‘den 14/12/2014 tarihinden, itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte bu davalılarlardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin REDDİNE,
HARÇLAR
a-Alınması gerekli 273,24-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 136,62-TL harcının mahsubu ile bakiye 136,62-TL harcın davalılardan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
b-Davacı tarafından ödenen 29,20-TL Başvurma Harcı ile 136,62-TL Peşin Harcının davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
YARGILAMA GİDERİ
a-Davacı tarafından yapılan tebligat + posta ücreti 299 TL, bilirkişi inceleme ücreti 4.100 TL, 2.224,50 TL ATK Rapor ücreti olmak üzere toplam 6.623,50 TL’nin kabul ve red oranına göre hesaplanan 861,05-TL nin davalılardan davalılar …. ve …’den alınarak davacılara VERİLMESİNE, kalan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
b-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
VEKALET ÜCRETİ
Maddi Tazminat Yönünden
Davalılar bakımından, davacıı … Sigorta vekilinin feragat beyanının ödeme nedeniyle olup hakkın özünden feragat olmaması, diğer davalılar bakımından esasen davanın konusuz kalması ve davalıların davanın açılmasına sebebiyet vermeleri nedeniyle vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
Manevi Tazminat Yönünden
a-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen 4.000,00-TL ücreti vekaletin davalılardan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
b-Davalılar kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre reddedilen miktar üzerinden hesap edilen 4.000,00-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalılara VERİLMESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 03/11/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”