Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/950 E. 2021/357 K. 09.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/950 Esas
KARAR NO : 2021/357

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/10/2017
KARAR TARİHİ : 09/04/2021
K. YAZIM TARİHİ : 27/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkilinin … daki İş yerinin inşaasında kullanılacak malzemelerin kesimi hususunda davalı şirket ile anlaştığını, 94.937,00 KG malzemenin kesimi için 280.064,15 TL’nin davalı şirketin hesabına ödendiğini, ancak davalının 64.850,00 KG mal teslimi gerçekleştirdiğini , bakiye 30.087,00 KG malzemenin teslim edilmediğini, bedelinin ise iade edilmediğini, tebliğ edilen noter ihtarının sonuçsuz kaldığını, davalı aleyhine Küçükçekmece .. icra Müdürlüğü’nün .. Esas sayılı dosyası üzerinden takibe giri- şildiğini, davalının takibe ve borca itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamını, davalı tarafın % 20 oranından az olmamak üzere icra/inkar tazminatı ile mahkumiyetini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; taraflar arasında saç/ levha kesimi konusunda akdi ilişki bulunduğunu, ancak plazma teklif formunun 2. maddesine göre kesilecek sac levhanın kesilmeden önce brüt ağırlığının faturaya esas olduğunu, net ağırlığının 64.850,00 KG olduğunu, 30.07,00 KG .ın kesim esnasında fire verdiğini, müvekkilinin davacı tarafa borçlu olmadığını, takibin haksız, itirazın yerinde olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Dava, İİK 67 vd md ne dayalı itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.
Celp olunan Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının tetkikinde ; davacı/ alacaklı tarafından davalı/ borçlu aleyhine mal teslimi sebebiyle fazladan ödenen 46.745,00 TL asıl alacağın tahsili istemiyle 05/09/2017 tarihinde ilamsız takibe girişildiği, ödeme emrini 07/09/2017 tarihinde tebellüğ eden borçlunun aynı tarihte vekili aracılığıyla (süresi içinde ) ibraz ettiği dilekçe ile ” alacaklı görünen tarafa her hangi bir borcunun bulunmadığı”ndan bahisle borca , faize, faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz ettiği, İİK 66 md gereğince İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, itiraz dilekçesinin alacaklı tarafa tebliğ edilmediği, alacaklı vekilinin yasal süre içinde mahkememize müracaatla iş bu davayı ikame ettiği anlaşılmıştır.
Dava konusu uyuşmalık; taraflar arasında akdi ilişki bulunup bulunmadığı, ne tür bir ilişki bulunduğu, davacının takip ve dava tarihi itibariyle takip konusu cari hesap ekstresi nedeniyle davalıdan alacaklı olup olmadığı,(alacağın var olup olmadığı), tahsili gereken alacak miktarının ne olduğu, davacının bu alacağı talep edip edemeyeceği, borcun ödenip ödenmediği, borçlunun temerrüte düşüp düşmediği temerrüt tarihinin , uygulanması gereken faiz tür ve oranının, buna göre tahakkuk eden faiz miktarının ve toplam alacağın ne olduğu, icra-inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda toplanmaktadır.
Davacının ticari defterleri üzerinde Doğubayazıt …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce talimat yoluyla yapılan inceleme sonucu düzenlenen 13/07/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
”Davacının kanuni muhasebe defterleri 213 sayılı Vergi Usul Kanunun (171-226) maddeleri gereği kanuna uygun bir şekilde tuttuğu açılış ve kapanış tasdikini zamanında yaptığı, davacının davalı firmadan 3 adet fatura ile 280.064,15 TL sac levha aldığı ve karşılığında davalıya 280.064,15 TL 3 adet havale dekontu ile bedelini ödediği resmi defterlerine zamanında usulüne göre işlediği ve davacı İle davalı arasında bu alım satım ile ilgili herhangi bir alacak verecek konusunun olmadığı davacı taraf defter tetkikinde tespit edildiği, davacı firma ile davalı firma arasında mal alıntıyla ilgili herhangi bir iş sözleşmesinin olmadığı dosya tetkikinde ve yerinde İnceleme yapıldığında firma yetkilerinin beyanı ile tespit edildiği, davacı ile davalı arasındaki ihtilafın asıl konusu sac levhalarının işlenip teslimi sırasında yerde kalan atık levhalar ve resmi firelerden kaynaklandığı, davalının davacıya 17.959 kg hurda bedeli olan 14.015,00 TL bedelini teslim ettiğine dair tutanak dava dosyasında görülmüş ancak imzaların kime ait olduğu hususunda bir tespit yapılamadığı, bahse konu tutanakta adı geçen … ‘nun davacı firma … MADENCİLİK A-Ş’ntn Makine Mühendisi sıfatıyla SGK’lı çalışanı olduğu firmayı temsil yetkisine haiz olmadığı davacı firma defter ve belge kayıtlarında tespit edildiği, bahse konu tutanakta adı geçen … ‘nun teslim aldığı iddia edilen 14.05,00 TL hurda beledînin davacı firma defter ve belgelerinde geçmediği böyle bir teslimin yapılmadığı kasa ve banka kayıtlarının işlendiği defter kayıtlarında böyle bir parasının görülmediği davacı şirkete teslim edilmediğinin görüldüğü, davacı iddiası fatura edilen sac levha miktarı 94.937 kg teslim edilen 64.650 kg bakiye 30.087 kg, davalı firma ise 30.087 kg eksik teslim ettiğini kabul ettiği bunun 4.200 kg fire ve 7.600 kg ise cüruf olduğu kalan 17.959 kg ise hurdaya verildiği ve bedelinin .. adlı … çalışanının tahsil ettiği iddiası olduğu, davacı firma ise bu hurda bedelini tahsil etmediği, hurda vasfına haiz metal parçaların miktarını ve fiyatını net bir şekilde tespiti için metal ve hurdacılık alanında uzman bir bilirkişinin incelemesi sonucu yerde atık kalan toplam hurda miktarını ve o dönemdeki toplam tutarını ve resmi fire ve cüruf miktarlarını belirleneceği” hususu belirtilmiştir.
Metalürji ve Malzeme Yüksek Mühendisi Bilirkişi … tarafından 16/03/2021 tarihinde mahkememize ibraz edilen rapor ile ;
”Erime payının %4,4 olması iyi bir sonuç olup 4.200 kg erime payının uygun olduğu, küçük deliklerin miktarı atık şeklinde değerlendirilip 7.200 kg curufun istenen malzeme şekline güre uygun olduğu, 17.959 kg. hurdanın erime payı ve curuftan sonra kalan hurda kısım olarak değerlendirilebileceği” hususu belirtilmiştir.
Davacı ile davalı arasında plazma teklif formu kapsamında anlaşma sağlandığı ve davalı tarafından 94.937 kg karşılığında teklife göre fatura düzenlendiği ve fatura bedelinin davacı tarafça davalıya ödendiği, davalı tarafça davacıya söz konusu malzeme işlendikten sonra 64.850 kg mal teslim edildiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Davacı ile davalı arasındaki uyuşmazlık; 94.937 kg üzerinden anlaşma sağlanmasına rağmen davalı tarafça 64.850 kg mal teslimi yapılması nedeniyle aradaki 30.087 kg malzeme bedelinin davalı tarafça davacıya iade edilip edilmemesi gerektiği hususunda toplanmaktadır.
Davalı tarafça söz konusu fark kesim esnasında oluşan erime kaybı ile hurda vasfında olmayan herhangi bir şekilde değerlendirilemeyen cüruf niteliğindeki kayıp ile kesim sonucu ortaya çıkan 17.959 kg hurda malzeme ortaya çıkması gerekçe gösterilerek açıklanmış ve söz konusu hurda malzeme bedelinin davacı temsilcisi .. ‘na teslim edildiği beyan edilmiştir.
Davalı tarafça davcı şirket yetkilisi … ‘na 14/04/2017 tarihinde 5.210,00 TL, 18/05/2017 tarihinde 8.805,00 TL hurda ücreti verildiğine dair belge sunulduğu ve teslim alan kısmında …’na ait olduğu söylenen imza bulunduğu görülmüş, davacı tarafça söz konusu imzaya bir itirazda bulunulmamış, ancak belgeye 14/04/2016 yazmakta iken bunun 2017 olarak değiştirildiği ve 8.805,00 TL ödemenin sonradan eklendiği iddiasında bulunmuş ve … ‘nun şirket yetkilisi olmadığı ve şirket adına para tahsil yetkili olmadığı belirtilmiş, davalı tarafından sunulan plazma teklif formunda alıcı kişi olarak … isminin yer alması, dava dilekçesi ve bilirkişi raporuna beyanlardan davacı tarafın bu plazma teklif formuna istinaden davalıdan mal alması, SMMM bilirkişi tarafından düzenlenen raporda … ‘nun davacı şirkette çalıştığının tespit edilmesi ve davacı şirketin bu şahsın şirket çalışanı olmadığına yönelik beyanının olmaması karşısında davacı tarafın… ‘nun şirket adına para tahsiline yetkili olmadığı şeklindeki beyanına itibar edilmemiş ve şirket adına sözleşme yapması karşısında davalı şirketin davacı adına bu kişiye ödeme yapmasının olağan olduğu kabul edilmiş, ayrıca plazma teklif formunun 2017 yılında düzenlenmesi karşısında belgedeki tarihin 2016 olamayacağı ve 2017 olarak düzeltilmesinin belgenin sıhhatine etki etmeyeceği kabul edilmiş, ayrıca belgedeki imzaya yönelik itiraz olmaması karşısında davalı tarafından sunulan belge geçerli kabul edilmiş ve hurda konusunda uzman Metalürji ve Malzeme Yüksek Mühendisi tarafından düzenlenen raporda davalı tarafından belirtilen fire payı ve cürufun uygun olduğu ve yine fire payı ve cüruf düşüldükten sonra 17.959 kg hurda kalmasının uygun olduğu belirtildiğinden davalı tarafından anlaşmaya uygun şekilde mal teslim edildiği, aradaki farkın fire payı ve cüruftan kaynaklı olduğu, hurda parasının da davacı çalışanına teslim edildiği kabul edilmiş bu nedenle davanın reddine karar verilip aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davanın REDDİNE,

2-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 798,29 TL nispi harçtan mahsubu ile Hazine’ye irat kaydına , bakiye 738,90 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,

3-Davacı tarafından sarf olunan toplam yargılama giderinin kendi üzeride bırakılmasına,

Davalı tarafça sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yar olmadığına,
Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,

4-Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine yürürlükteki AAÜT ve Av. Kan gereğince takdir olunan 6.876,85 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalıya ödenmesine dair

5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı ve davalı vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 09/04/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır