Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/931 E. 2020/67 K. 29.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/931 Esas
KARAR NO : 2020/67 Karar

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/10/2017
KARAR TARİHİ : 29/01/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki sebebiyle müvekkili şirketin davalı tarafa bir kısım mal satışında bulunduğunu, mal satışı sonrasında müvekkili şirket tarafından davalı adına faturalar düzenlendiğini, davalı adına düzenlenen faturalar ile davalı tarafın yapmış olduğu ödemelerin davalı adına açılan cari hesaba ve müvekkilinin ticari defterlerine işlendiğini, müvekkili şirket tarafından davalı tarafa yapılan mal satımı sonrasında fatura, sevk irsaliyesi ve irsaliyeli faturalar düzenlendiğini, müvekkili şirketin alacağının sabit olduğunu, bu nedenle işbu davanın lehlerine sonuçlanması halinde borçlunun mal kaçırması halinde işbu alacaklarının tahsilinin mümkün olmayacağını, borçlu aleyhine açmış oldukları işbu dava sonrasında borçlunun haberdar olması halinde gayrimenkul, menkul mallarını ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarını kaçırmasından endişe ettiklerini, müvekkili şirketin davalıdan olan alacaklarının tahsili için işbu davayı açtıklarını, öncelikli teminatsız olarak, mahkeme aksi kanaatte ise mahkemece uygun görülecek teminat karşılığında olarak borçlunun menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Müvekkili şirket ile davacı arasında Haziran 2014 tarihinde “Kar Garantili Ticaret Anlaşması” yapıldığını, işbu anlaşma için fesih bildirimi yapılmadan Eylül 2015 tarihinde sona erdirildiğini, müvekkili ile davalı arasındaki sözleşme uyarınca 12 adet aracın davacı şirkete devredildiğini, söz konusu sözleşmede tüm giderlerin davacı şirkete ait olduğunu ve satış politikası ve satış noktalarının da kendileri tarafından belirleneceğini, sıcak satışın müvekkili tarafından yapılacağını, yapılan tahsilatın şirkete ulaştırılması ve aylık araç başına 1.500 TL + KDV’nin müvekkili şirketin cari hesabına aylık olarak işlenmesi şeklinde olduğunu, bu şekilde davacı tarafa kullandırılan araç sayısının 12 adet olduğunu, taraflar arasındaki işin başlangıcından itibaren yapılan mail trafiğinin bu hususu ortaya koyduğunu, söz konusu operasyonun müvekkili tarafından davacının …’de yer alan işyerinde ve onların gözetiminde yapıldığını, sözleşmenin bu şekilde akdedildiğine ilişkin olarak tanıklarının … ve … olduğunu, davacıya dava değeri kadar borçlarının bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilmiş olup 08/01/2019 tarihli bilirkişi raporunda dava konusunun, davacının, 264.029,03 TL alacağının dava tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili talebinden ibaret olduğu, davacının 2014, 2015, 2016 ve 2017 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; dava tarihi itibariyle davacının davalıdan 264.029,03 TL alacağının bulunduğu, davalının bu ticareti de ikrar ettiği ve bu ticarete ilişkin ödemenin davalıya ait 12 adet araç devri ile kapandığını iddia ettiği, ancak iddia edilen araçların satışlarını dava dışı …Gıda Mad. Ürtm. Paz. İth. İhr. A.Ş’ye yapıldığının tespit edildiği bu itibarla davalının ödemeye ilişkin herhangi bir başka evrak sunulmadığının bildirildiği görülmüştür.
Bir davada çekişmeli olguların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği konusuna, ispat yükü denir. İspat yükü ve kuralları TMK’nun 6. ve 7. maddelerinde düzenlenmiştir. Türk Medeni Kanunun 6. maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”
HMK’nın 190. Maddesinde ise ispat yükü düzenlenmiştir. Maddeye göre;”1- İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.2- Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnaların dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
Taraf beyanları, dosyada mevcut bilgi belgeler, bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı alacağını mal satımına ilişkin olduğunu iddia ettiği faturalara dayandırmış olup, HMK madde 190, TMK madde 6 ile Yargıtay …. Hukuk Dairesi’ nin … esas ve … karar sayılı içtihadında da belirtildiği üzere öncelikle davacı tarafından faturadaki satıma ilişkin üzerine düşen edimini yerine getirildiğinin usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekir. Davalı ise davacı taraf ile “kara garantili ticaret anlaşması”nın sona erdiğini, davacının talep ettiği borçlara karşılık araç devri yapıldığını bu nedenle davacıya borçlarının bulunmadığını iddia etmiştir. Davalının davacı ile olan ticari ilişkiyi kabulü ancak borcun ödendiği iddiası ile alacak miktarının tespiti bakımından mahkememizce tarafların ticari defterlerini sunmaları için kesin süre verilmiş, davacı tarafça ticari defterleri sunulmasına rağmen davalı taraf süresinde ticari defterlerini sunmamıştır. Bilirkişi tarafından düzenlenen 08.01.2019 tarihli rapordan da davacının davalıdan 264.029,03-TL alacaklı olduğu tespit edilmiş olup, davalının faturaya konu borçların araç devri ile ödendiği iddiası bakımından ise araçların dava dışı tüzel kişiye devredildiği, ödemeye ilişkin ise dosyaya belge sunulmadığı anlaşılmakla açılan davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN KABULÜNE,
1-Toplam 264.029,03-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Alınması gerekli 18.035,82 TL harçtan peşin alınan 3.188,81 TL peşin harcın mahsubu ile 14.847 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 26.932,03 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 3.220,21 TL harç, 240,25 TL tebligat müzekkere gideri, 1.800 TL bilirkişi ücreti toplamı 5.260,46 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılıp harcanmayan masrafın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
29/01/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”