Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/915 E. 2018/646 K. 31.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2017/915
KARAR NO : 2018/646

DAVA :İTİRAZIN İPTALİ

DAVA TARİHİ : 11/10/2017
KARAR TARİHİ : 31/05/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekilinin Bakırköy nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 11/10/2017 harçlandırma tarihli dava dilekçesi ile; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 05/09/2011 tarihli bayilik sözleşmesi olduğunu, bu sözleşme kapsamında müvekkili şirket ile borçlu şirket arasında cari hesap ilişkisinin bulunduğunu, müvekkili ile davalı şirket arasındaki bayilik sözleşmesi gereği müvekkili şirketin doğmuş ve doğacak alacaklarını teminat altına almak amacıyla İstanbul/…. Mah. …. ada …. parselde bulunan taşınmaz üzerinde; borçlulardan …’e ait 19/130 hisse ile borçlulardan …’e ait 43/490 hisse üzerinde; 08/11/2013 tarih ve …. yevmiye numaralı 1. Dereceden ¨1.000.000,00 bedel ve 09/02/2016 tarih ve …. yevmiye numaralı 2. Dereceden ¨500.00,00 bedelli ipotekler tesis edildiğini, müvekkili şirket tarafından alacaklarının zamanında ödenmemiş olması ve bayilik sözleşmesinin muacceliyet sözleşmesi başlığının (1) numaralı maddesi gereğince 06/03/2017 tarihinde cari hesabın kapatıldığını ve bu durumun 21/03/2017 tarihinde davalı şirkete ihtarname keşide edilmek suretiyle bildirildiğini, 06/03/2017 tarihinde kapatılan cari hesap itirabiyle müvekkilinin ¨1.262.722,10 alacağının olduğunu anılan ihtarnamenin 22/03/2017 tarihinde davalı şirketin sözleşmede yer alan adresine gönderildiğini ancak davalı şirkete adres değişikliği sebebiyle tebligat yapılamadığını, cari hesabın kapatıldığı ve cari hesaptan kaynaklı borcun ipotek malları ile sınırlı kısmı kadar borçtan sorumlu oldukları hususunun cari hesabın kapatıldığı ve cari hesaptan kaynaklı borcun ipotek malları ile sınırlı kısmı kadar borçtan sorumlu oldukları hususunun cari hesap ilişkisini teminat altına almak amacıyla ipotek veren borçlular ….ve …’e ihtar edildiğini, ihtarnamenin… ve …’in ipotek senedinde yer alan adreslerine tebligat yapıldığını, cari hesabın kapatıldığı ve cari hesaptan kaynaklı borcun ipotekle sınırlı kısmından sorumlu olduğu ve verilen süre içerisinde ödeme yapması gerektiği hususunun ipotekle sınırlı kısmından sorumlu olduğu ve verilen süre içerisned ödeme yapması gerektiği hususunun ipotek borçlularından …’e 22/03/2017 tarihinde, tebliğ edildiğnii, davalılar tarafından ihtarname ile elirtilen sürede borcun ödenmediğini, bunun üzerine 27/07/2017 tarihinde Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile davalılar aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığını, davalılar tarafından borca ve ferilerine itiraz edildiğini, davalı şirketin cari hesaba ilişkin ödemelerine karşılık müvekkiline göndermiş olduğu…… numaralı toplam ¨1.369.779,00 bedelli çeklerin karşılıksız çıktığını, davalı şirketin borcuna yalnızca %4 oranında aylık faiz işletildiğini, davalılardan ipotek verenler … ve …’in borçtan sorumluluklarının ipotek miktarı ile sınırlı kalındığınıv e ipotek veren davalıların borcuna faiz işletilmediğini, neticeten davanın kabulünü, borçlununun itirazının iptali ile borçlu aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekilinin 20/11/2017 havale tarhili cevap dilekçesinde özetle;Davacı şirketin, müvekkileri aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yaptığını ve itiraz üzerine takibin durduğunu, dava konusu takipte asıl borçlunun müvekkili şirket olduğunu, takipte borçlu gösterilen müvekkili şahısların ise davacı ile herhangi bir ticari alışverişlerinin olmadığını, her ikisinin de alacaklı şirkete herhangi bir şahsi borçlarının olmadığını, müvekkili şirketin, davacı şirketin bayisi olduğunu ve onun mallarını sattığını, davacı şirkete 17-25 Aralık 2014 tarihinden itibaren başlayan sürecin ve 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen darbe kalkışmasından sonra kayyım atandığını, davacı şirketin bu süreçlerde ürettiği her çeşit mallardan satılması için istemediği halde müvekkili şirkete mal sevkiyatı yaptığını ve fatura kestiğini, müvekkili şirketin ve müşterilerinin talep ve tercih ettiği malalrı da her daim zamanında tedarik etmediğini bu yüzden müvekkili şirketin stokta biriken malları satamadığını ve ödeme geçsüzlüğüne düşerek çekleri yazılmaya başlandığını, aldığı bu malları iade etmek istediğinde de davacı şirketin bu malları ancak 1/3 ve 1/6 fiyatına iade alabileceğini söylediğini, bütün bu süreçlerde de müvekkili şirketin maddi ve manevi olarak çok zarara uğradığını, söz konusu ipoteklerin, doğmuş ve doğabilecek alacaklar için teminat olarak verildiğini, icra takibinde de asıl borç ile ipotek borçlularının açık ve ayrıntılı bir şekilde belirtilmediğini, taraflar arasında yapılan 05/09/2011 tarihli Bellona bayilik sözleşmesinin iki tarafa da borç yükleyen iki taraflı bir akit olduğunu, bu sözleşme kurulduktan sonra davacı tarafın, akdin ifasında ağır ihlallerinin söz konusu olduğunu, davac ıtarafın, bu sözleşmeden kaynaklanan edimlerini tam ve eksiksiz yerine getirmediğini ve kendisinden kaynaklanan hukuki, idari ve cezai yaptırım ve trbülansların bedelini de müvekkillerine fatura edildiğini, müvekkili şirketin ürünlerinin satışını yapmaya başladığını ancak piyasadaki durgunluk nedeniyle satışların azaldığını, … Halding bünyesinde bulunan davacı şirketin 15 Temmuz 2016 tarihindeki darbe kalkışmasından sonra TMSF’ye devredilmesi ve kamuoyu nezdinde itibar kaybetmesi nedeniyle müşterilerinin, söz konusu markalara ilgisinin giderek azaldığını ve bu yüzden müvekki şirketin büyük zarara uğradığını, neticeten müvekkili şahıslar yönünden husumet yokluğundan davanın reddini, kötü niyetli davacı aleyhine %20 inkar tazminatına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava,ipoteğin paraya çevrilmesi amacıyla başlatılan icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı vekili 31/05/2018 tarihli celsede davadan feragat ettiğini beyan etmiştir.
Davadan feragat,davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.Davadan feragat,davacının mahkemeye karşı yapacağı tek taraflı bir irade beyanı olup feragatın geçerliliği için bunun davalı vea mahkeme tarafından kabul edilmesine veya davalının muvafakat etmesine gerek yoktur.Somut olayda,davacı vekilinin feragat beyanı nedeniyle 6100 Sayılı HMK’nun 307-312. maddeleri gereğince,davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Davacı şirket 6758 sayılı yasanın 19. Maddesi uyarınca harçtan muaf olduğundan harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalılar vekilinin vekalet ücreti talebi olmadığından davalılar lehine vekalet ücreti hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,
5-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨1.039,30 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalılar vekillerinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.31/05/2018

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KÂTİP ….