Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/868 E. 2020/219 K. 05.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/868 Esas
KARAR NO : 2020/219 Karar

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/09/2017

BİRLEŞEN BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2019/651 ESAS 2019/768 KARAR SAYILI DOSYASI

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/09/2019
KARAR TARİHİ : 05/03/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/03/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile …. Mah. … Cad. No:… …. Pafta … Ada … Parsel …./…. adresinde …. Sitesi yer almakta olup, … .. Blok … Kat … No’lu bağımsız bölümlerin yer aldığı Ticari Bina müvekkiline ait olduğunu, davalı Şirket tarafından, …’ a ait istinat duvarının yanında, …. Mah. …. Cad, … ada …, …, … parsellerde yapılan inşaatın mevcut olduğunu, davacı tarafından yapılan inşaat çalışmaları nedeniyle müvekkili şirkete ait ticari bina temelinde hasar oluşmuş ve bu hasar sebebi ile diğer yapı elemanlarında da hasar meydana geldiğini, hasarlar yapılan görüşme ve yazışmalara rağmen halen giderilmediğini, davalı şirketin inşaatı sebebiyle müvekkil şirket ticari binasının bulunduğu zeminde gevşeme yaşandığı, bu durumdan dolayı da zamanla temelde oturmalar olduğunu, ticari bina içindeki bağımsız bölümlerde çatlaklar oluştuğunu, bu hususun ….. Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Prof. Dr. … tarafından tanzim edilmiş rapor ile tespit edildiğini, bu tespit ile zararın varlığının açık olup, tam olarak tespit edilmemekle birlikte 1.000.000- TL üzeri hasar meydana gelmiş olması muhtemel olduğundan tedbir talep edilmesi ihtiyacı doğduğunu, yargılama sürecinde davalı şirket mal varlığında tazminatı karşılayamayacak ölçüde azalma meydana gelme ihtimaline karşın davalı şirketin taşınır taşınmaz malları, üçüncü kişilerdeki ve bankalardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir konulmasını, ticari Bina’nın kullanıma hazır hale getirilmesi için gerekli bedelin tespiti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 107. Madde kapsamında tespit edilen tüm zararın 07.02.2016 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile tazminini, kira kaybına ilişkin olarak tespit edilen tüm zararın 07.02.2016 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile tazminini, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile davacı şirketin teknik kadrosunun onayı ve isteği doğrultusunda, kendilerince tarif edilen şekilde yeni yatay kazık güçlendirmesi yapıldığını, Bodrum tarafında dolgudan sonra meydana gelen çatlaklardan gelen suları kesmek için enjeksiyon kristalize malzeme izolasyonu yapıldığını, bodrum tarafı izolasyonu dış perde kısmından gerçekleştirildiğini, tesisat işlerine başlanmadan önce pis su ve yağmur suyunun kotlarına bakılmış yapılan incelemede bu alanda yapılan dolgunun 9 metreyi aşacağı tespit edildiğinden bu şekilde dolgu işleminin yapılması halinde peyzaj bittikten sonra ilk yağmurlarda hattın komple göçeceği hususunda davacı şirkete bildirimde bulunulduğunu, hasara konu yapı ile ilgili hatıl ve kiriş projesi hazırlanmış ve davacı şirket ile paylaşıldığını, tesis edilen kanallarda yağmur suyuna 1 metrede 0,5 cm, pis suya ise 1 metrede 1 cm eğim verilerek sınırda bir eğimle devam edildiğini, yağmur ve pis su hattı metre metre tek tek terazi ve kotuna alınarak hassas bir şekilde yapıldığını, normalde olması gereken eğim metrede 1.5 – 2 cm olmasına rağmen davacı şirketin yapısında yer alan bacalarının kotlarına bakıldığında bunun düzeltilmesinin imkansız olduğu anlaşılmış ve konunun davacı şirket yetkililerine bildirildiğini, davacı şirket yetkililerinin bilgisi dahilinde pis su ve yağmur suyu hattı korega boru ile borunun geçtiği taraflara olası oturmalarda yükü hatıla taşıtmak amaçlı donatılı hatıl beton yapıldığını, baca altlarına ise her bacanın altına denk gelecek şekilde donatılı kirişler yapıldığını, hatıl işlemine perde altı toprağı 3 – 4 metreye yakın doldurulduktan sonra başlanılmış ve ondan önce doldurulmuş 3-4 metrelik dolgu topraklarının oturması için yaklaşık 10 gün ya da daha fazla bir sürede su basarak toprağın oturması sağlanmış ve bu işlemden sonra üzerine hatıl ve kiriş işlemine başlanıldığını, ön görülmeyen bu hasarların oluşmasında sadece davalı şirketin haksız fiili değil, davacı şirketin de geçmişe yönelik kendi inşaattaki kusurlu imalatları olduğunu, bu hususun yapılan tamirat çalışmalarında tespit edildiğini, ayrıca davacı şirkete ait ticari nitelikli yapının döşemesi kesilerek açılan geniş boşlukların taşıyıcı sistemin zorlanmasına neden olmuş ve ilgili çatlakların oluşmasında önemli bir rol oynadığını, davacı şirkete ait yapının yapı zemininde bulunan kazıkların ve radye temelin usulüne aykırı imalatlar içerdiğini, ihtiyati tedbirin kaldırılmasına, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara duruşma gün ve saati usulüne uygun tebliğ olunmuştur.
Dosyaya sunulan 20/04/2018 tarihli bilirkişiler … , …., … tarafından düzenlenen raporda 1 nolu bağımsız bölümde meydana gelen hasarlar dikkate alındığında, en güvenli ve rantabl yöntemin, 1 nolu bağımsız bölümün yıkılarak yeniden inşa edilmesi olduğu, görüşüne varıldığı, 2017 yılı itibariyle, yıkım, moloz uzaklaştırma, yeniden yapım bedeli, inşaattan elde edilecek hurda malzemenin değerlendirilmesi de dikkate alınarak 813.390,13 TL olarak tahmin, takdir ve hesap edildiği, zeminin iyileştirilmesi için gerekli noktalarda zemin sondajları yapılarak zeminin durumu belirlenmesi gerektiği, bu tespitlerden sonra uygulanacak zemin iyileştirmesi için proje hazırlanarak, gereken bedelin saptanabileceği, davacının 1 numaralı bağımsız bölüm ile ilgili olarak 07.02.2016 – dava tarihi 02.10.2017 arası mahrum kaldığı kira kaybının da 276.433,33 TL olarak tespit edildiği anlaşılmıştır.
HMK madde 313 hükmü; “(1) Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir. (2) Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir. (3) Dava konusunun dışında kalan hususlar da sulhun kapsamına dâhil edilebilir. (4) Sulh, şarta bağlı olarak da yapılabilir.” şeklindedir.
HMK madde 314 hükmü; ” Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. ” şeklindedir.
HMK madde 315 hükmü; ” Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukukisonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre kararverilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhegöre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına kararverir.(2) İrade bozukluğu ya da aşırı yararlanmahâllerinde sulhun iptali istenebilir.” şeklindedir.
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; davacı ve birleşen dosya davacı vekilinin 25.02.2020 tarihli dilekçesi ve davalı birleşen dosya davalısı 03.03.2020 tarihli dilekçeleri ile sulh oldukları beyanları ile davacının tedbirin kaldırılması ve teminatın iadesi talebi ile davalının teminatın iadesi talebine muvaffakatları olduğun yönündeki beyanları birlikte değerlendirildiğinde, ihtiyati tedbirin kaldırılmasına ve teminatın iadesine karar verilerek davanın esasına ilişkin olarak da HMK 313 uyarınca sulh oldukları anlaşılmakla karar verilemesine yer olamadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Tarafların sulh olması nedeniyle KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
1-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 54,40 TL’nin peşin alınan 187,86 TL harçtan mahsubu ile bakiye 133,46 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı ve davalı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Davacı ve davalı yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediğinden bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-Taraflarca yatırılıp harcanmayan masrafın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”