Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/864 E. 2020/127 K. 12.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/864 Esas
KARAR NO : 2020/127 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/06/2017

BİRLEŞEN ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2018/329 ESAS 2018/938 KARAR SAYILI DOSYASI

DAVA TARİHİ : 27/04/2018
KARAR TARİHİ : 12/02/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile takibin İİK.m.66’ya göre durdurulmasına karar verildiğini, davalının itirazının alacaklarını geciktirme amaçlı yapıldığını, müvekkili ile davalı arasında bir ticari ilişki mevcut olduğunu, bu ticari ilişki dahilinde müvekkilinin, davalıya 24/01/2007 tarihli irsaliye ile davalının o dönemde … Mahallesi …. Caddesi No : …. …. – …. adresindeki işyerine davalının sipariş etmiş olduğu 9555 Kg Likralı Kumaş gönderdiğini, siparişin davalı çalışanı …. imzasına teslim edildiğini, Davalı hakkında başlatılan Ankara … İcra Dairesi’nin …. Esas sayılı dosyası kapsamında borçluya gönderilen ödeme emrininin, 04/05/2017 tarihinde “ daimi işçisi…” sıfatıyla ….’ın imzalayarak tebliğ aldığını, davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğunu, Müvekkiline borcunu ödemeyen, haksız ve kötü niyetli itirazlarıyla icra takibini durduran davalı hakkında tüm itirazlarının iptaline % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatını ve kötü niyet tazminatını ödemeye de hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile davacı ile herhangi bir ticari ilişkilerinin olmadığını, müvekkilinin, davacıdan hiçbir şekilde bir ürün veya hizmet alımı yapmadığını, müvekkilinin takip alacaklısına karşı hiçbir şekilde borcu bulunmadığını, müvekkili şirket ile davacı arasında herhangi bir sözleşme ilişkisi olmadığını, davacı tarafından düzenlenen belgenin fatura olmadığını, davacının iddialarına dayanak oluşturduğu ambar tesellüm fişinin hukuken geçersiz ve asılsız olduğunu, …. ve 04.04.2007 tarihli faturanın geçersizliğine karar verilmesini, müvekkili aleyhine haksız olarak başlatılan Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı takip dosyasının iptaline karar verilmesini, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası ile Ankara …. İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı icra takip dosyası mahkememizin işbu dosyası içerisine alınmıştır.
Dosyaya bilirkişi …. tarafından sunulan 31/05/2018 havale tarihli bilirkişi raporunda davacının ibraz ettiği ticari defterlerin noter tasdiksiz olduğu, davacının faturaya konu emtianın davalıya teslim ettiğine ilişkin bir bulguya rastlanılmadığı yönünde tespit yapıldığı anlaşılmıştır.
Dosyaya bilirkişi …. sunulan 27/06/2018 havale tarihli bilirkişi raporunda davalı ticari defterlerinin incelenmesinde, gerek dava konusu fatura, gerekse davacıya ait başkaca bir faturaya rastlanmadığını, Davacının ticari defterlerinin incelenmesinde dava konusu edilen 30,958,20 TL bedelli faturanın kayıtlı olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Davalının 2007 yılında çalışanlarına ilişkin SGK a yazılan müzekkereye cevap verilmiş, gelen müzekkere cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Davacının yemin teklifi nedeni ile davalıya usulüne uygun yemin duruşma günü tebliğ edilmiş, davalının yemini tahtında beyanı alınmıştır.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67.maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Bir davada çekişmeli olguların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği konusuna, ispat yükü denir. İspat yükü ve kuralları TMK’nun 6. ve 7. maddelerinde düzenlenmiştir. Türk Medeni Kanunun 6. maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”
HMK’nın 190. Maddesinde ise ispat yükü düzenlenmiştir. Maddeye göre;”1- İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.2- Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnaların dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
Taraf beyanları, dosyada mevcut bilgi belgeler, bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı alacağını ve takibi davalı tarafından davalıya satılan mallara (kumaşlara) ilişkin düzenlenen faturaya dayandırmış olup, Yargıtay 19 Hukuk Dairesi’ nin 2016/7819 esas ve 2017/2738 karar sayılı içtihadında da belirtildiği üzere öncelikle davacı tarafından icra takibine konu faturadaki malın davalıya tesliminin usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekir. Tek başına fatura malın teslimine yeterli değildir. Bu kapsamda dosyada mevcut bilirkişi raporları ve SGK kaydı da dikkate alındığında davacının teslim olgusunu ispatlayamadığı, davacının dava dilekçesinde yemin deliline dayanmış olması karşısında davalıya yemin duruşma gün ve saati ile davacı tarafından sunulan yemin teklif metni tebliğ edilmiş, 12.06.2019 tarihli celsede davalı asil malları teslim almadığını, teslim alan kişilerin yanında çalışan olmadığı, onun adına teslim almalarının mümkün olmadığı yönündeki beyanı dikkate alınarak ispatlanamayan açılan ve birleşen davanın reddine katat verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN VE BİRLEŞEN DAVANIN REDDİNE,
Açılan davanın reddine,
1-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 54,40 TL ilam harcından peşin alınan 528,69 TL harcın mahsubu ile bakiye 474,29 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.643,73 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
Birleşen davanın reddine,
1-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 54,40 TL ilam harcından peşin alınan 1,409,84 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.355,44 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 11.532,15 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
12/02/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”