Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/849 E. 2020/492 K. 09.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/849
KARAR NO : 2020/492

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 26/09/2017
KARAR TARİHİ : 09/09/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile davalı firma ile yapılan sözleşme gereğince davacı şirket işyerlerinde koruma ve güvenlik hizmetlerini ihale ile yüklenen davalı firma çalışanlarından dava dışı …. tarafından kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla mesai ve genel tatil ücretlerinin tahsili talebiyle Bakırköy …… İş Mahkemesi’nin ….. Esas nolu dosyası üzerinden açılan davada, davacı şirket “asıl işveren kabul” edilerek aleyhine hüküm kurulduğunu ve söz konusu karar Yargıtay …. Hukuk Dairesinin ….. Esas …. nolu kararı ile onanarak kesinleştiğini, Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası üzerinden müvekkili şirket aleyhine icra takibine geçilmesiyle ilgili İcra Müdürlüğüne 12.04.2016 tarihinde 21.939,81 TL ödeme yapıldığını, koruma ve güvenlik hizmetinin ihale yolu ile alan davalı şirket ile müvekkili şirket arasındaki sözleşme ve şartnameler gereği işçilerin alacaklarından yüklenici firmanın sorumlu olduğunu, müvekkili şirket tarafından ödenen 21.939,81 TL alacağın davanın kabulü ile fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla ödeme tarihinden itibaren işleyecek T.C.Merkez Bankası kısa vadeli kredilere uyguladığı avans faizi ile birlikte, davalı şirketten rücuen tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile esasa ilişkin itirazda bulunarak; kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacının rücu talep ettiği tüm alacaklardan değil sadece davalı şirkette çalıştığı döneme ait alacaklarla sorumlu olacaklarını, davalı şirketin dava dışı çalışanla ilgili sorumluluklarının davacı şirket ile imzalanan sözleşme ve eki niteliğindeki şartnameler ile belirlendiğini, sözleşmelerde genel tatil ücretleri ile ilgili müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunduğuna dair hüküm bulunmadığını, davacı ile müvekkili şirket arasında yapılan sözleşmelerde dava dışı personel için yapılacak ödemelere karşılık teminat yatırıldığını ve gerektiğinde teminatın bozulacağının belirtildiğini, davalı şirkete rücu edilebileceğine dair bir hüküm bulunmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Bakırköy ….. İş Mahkemesinin…. Esas Sayılı dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
Dosyaya sunulan 01/11/2019 tarihli bilirkişi ….. tarafından düzenlenen raporda Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nde … E. Sayılı ilamı ile Davacı …. A.Ş. davalı …. Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti’den tamamından rücu hakkının bulunması durumunda; 4.805,86 TL olacağı, Davacı …. A.Ş. davalı …. Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti.’den yarısından rücu hakkının bulunması durumunda; 2.402,93TL olacağı, faiz başlangıcının 14.04.2016 ödeme tarihi olarak kabul edileceğinin tespit edildiği, 12/06/2020 tarihli ek raporda Davacı …. A.Ş. davalı …. Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti.’nden tamamından rücu hakkının bulunması durumunda; 4.805,86 TL olacağı, davacı …. A.Ş. davalı … Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti.’nden toplam ödenenden rücu hakkının bulunması durumunda; 21.939,81 TL olacağının tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dava, dava dışı işçiye ödenen işçilik hakları nedeniyle asıl iş veren tarafından alt iş verenlere karşı yönelttiği rücu talebinden kaynaklanmaktadır.
“…Davacı vekili, İstanbul ….. İş Mahkemesi’nin …. esas sayılı davasında kıdem tazminatı ve diğer işçilik alacaklarını talep eden dava dışı işçinin, davalı şirketin çalışanı olduğunu, mahkemece hüküm altına alınan alacaktan davalının sorumlu olduğunu, çalışana ait özlük dosyalarının dahi davalının nezdinde olduğunu, çalışan kişilerin müvekkili kurum ile ilgisinin bulunmadığını, müvekkilinin Kadıköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyasına işçilik alacağı olarak 4.976,87 TL’yi icra baskısı altında ödediğini belirterek, icra dosyasına yapılan ödemenin, ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacı ile müvekkili arasında 2007-2008 yılları arasında 1 yıllık sözleşme imzalandığını ve müvekkilinin sözleşmeye konu işleri üstlendiğini, dava dışı işçinin müvekkili şirketten 20.11.2008 tarihinde ayrıldığını, bir yıl dışında kalan süre zarfında ise işçinin davacının işinde fakat başka bir taşeronla çalıştığını, bu sürelerden müvekkilinin sorumlu tutulmasının mümkün bulunmadığını belirterek, haksız davanın reddini savunmuştur.Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; Davacı ile davalı arasında imzalanan 29.03.2007 tarihli Hizmet Alım Sözleşmesi uyarınca taraflar arasındaki iç ilişki gereğince davalının çalıştırdığı kişilere yapılacak ödemelerden nihai olarak davalının sorumlu olduğu, icra takibi nedeniyle davacının yaptığı ödemeyi davalıdan rücuen talep etmesinin mümkün bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir…” Yargıtay 23. Hukuk Dairesi, 2015/8006 Esas, 2017/1655 Karar.
Kural olarak her yüklenici çalıştırdığı işçinin işçilik haklarından kendi çalıştırdığı dönemle sorumludur. Aynı işin devamı niteliğinde idareye bağlı yerlerde hizmet verip dava dışı işçiyi çalıştıran diğer firmalar içinde sözleşme hükümleri ve yasal düzenlemeler çerçevesinde idareyi sorumlu tutmak mümkün değildir. Buna göre davacı kurum davalı firmaların işçiyi çalıştırdıkları döneme isabet eden işçilik alacaklarını davalılardan isteme hakkına sahiptir. BK.nun 167. Maddesinin dava konusu olayda uygulanması mümkün değildir. Zira sözleşme ve ihale dokümanında sorumluluk belirlenmiş olup dava dışı işçiyi çalıştıran şirketlerin aralarında müteselsil sorumluluğu gerektirir hukuki veya fiili irtibat bulunmamaktadır. Bu açıklamalara göre işçinin, işçilik alacakları için İş Mahkemesi’ne açtığı dava da, idarenin sorumlu tutulması İş Kanununun dan kaynaklanan bir zorunluluktur. Davacı tarafından ödenen kısmın rücuen tahsiline ilişkin davada ise taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine bakılması gerekir. Sözleşmede ve sözleşmenin eki şartnamelerde tarafların sorumluluklarına dair hüküm bulunması halinde bu hükmün uygulanması gerekli olup sözleşmede ve eki şartnamelerde sorumluluğa ilişkin hüküm bulunmaması halinde ise davalı işverenlerin dava dışı işçinin kendi yanlarında çalıştığı döneme isabet eden miktarın yarısından sorumlu olduklarının kabulü gerekir.
Taraf beyanları, dosyada mevcut bilgi belgeler, Bakırköy ….. İş Mahkemesinin ….. Esas …. Karar sayılı dava dosyası, bilirkişi raporu ile tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın, dava dışı …..ye davacı tarafından yapılan 21.939,81-TLlik ödemenin davalıdan rücuen tahsiline ilişkin olduğu, davalı alt işveren ile davacı arasında imzalanan 14.10.2010 tarihli sözleşme yapılmış ise de sözleşmede bu hususta hüküm bulunmadığı anlaşılmaktadır. Sözleşmede hüküm bulunmayan durumlarda ise uyuşmazlığın genel hükümlere göre çözülmesi gerektiği Yargıtay içtihataları ile sabittir. Bu kapsamda Yargıtay …. Hukuk Dairesinin …. Esas Sayılı kararı ve benzer nitelikteki kararlar da dikkate alınarak davacının davacı dışı ….’nin yüklenicinin çalıştırdığı dönemde sorumlu olduğundan bahisle 01.11.2019 tarihli kök ve 12.06.2020 tarihli ek rapor dikkate alınarak dava dışı ….’ye yapılan ödeme nedeni ile davacı tarafça davalı şirketten rücu hakkı olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne 4.805,86TL alacağın ödeme tarihi olan 14.04.2016 tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanunun 2/2.maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1-Toplam 4.805,86-TL’nin ödeme tarihi olan 14.04.2016 tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanunun 2/2.maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle ile davalıdan alınarak davacıya ödenm esine,
2-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 328,28 TL harçtan peşin alınan 374,68 TL peşin harcın mahsubu ile 46,40 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 3.400-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 3.400-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 410,68 TL harç, 109 TL tebligat müzekkere gideri, 700 TL bilirkişi ücreti toplamı 1.219,68 TL’nin kabul ve red oranı göz önüne alındığında 256,13 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye 963,55 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılıp harcanmayan masrafın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/09/2020

Katip …..
E-imza

Hakim …..
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”