Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/821 E. 2018/176 K. 16.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BAKIRKÖY
3.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/821 Esas
KARAR NO : 2018/176

DAVA : Ayıplı ve eksik işlerin tamamlanması
DAVA TARİHİ : 13/10/2015
KARAR TARİHİ : 16/02/2018
K.YAZIM TARİHİ : 01/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan ayıplı ve eksik işlerin tamamlanması davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Bakırköy ….Tüketici Mahkemesi’nin … esas sırasına kayıtlı dava dilekçesinde özetle; Bakırköy… Noterliği’nce düzenleme şeklinde yapılan 28 Kasım 2011 tarih … yevmiye nolu Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi gereğince, mülkiyeti kendisine ait olan …. ili … ilçesi, … Mahallesi …. mevkiindeki … parsel üzerine inşaat yapması için davalı şirket ile anlaştığını, bu sözleşmenin … nolu bendinde parsel sahibine verilecek daireler ve bağımsız bölümler, inşaatın niteliği ve diğer şartlara ilişkin toplam 47 maddenin yer aldığını, binadaki 12 daire nin 6 tanesinin kendisine ait ve bütün dairelerin metrekarelerinin birbirine eşit olmasının kararlaştırıldığını,ancak davalının alt kattaki dairenin içinden merdiven çıkardığını, banyo koymadığını, daha sonra odadan kesinti yaparak banyoya çevirdiğini,bu nedenle dairenin yüzölçümünün düştüğünü, daire yapımında kullanılan malzemenin kaliteli olma- dığını ve eksiklikler bulunduğunu beyanla ayıplı teslim edilen dairelerdeki ayıpların ve eksikliklerin tespitini ile davalı tarafından tamamlatılmasını talep ve dava etmiştir.

Davalı …. San. Ve Tic. Ltd. Şti adına dava dilekçesinin ve duruşma gününün tebliği hususunda çıkarılan davetiyeler bila tebliğ iade edilmiş ise de şirket temsilcisi… duruşmaya katılarak davanın reddini savunmuştur.

Bakırköy …. Tüketici Mahkemesin’ce tensiben yapılan değerlendirme sonucu tesis olunan … Esas, …. Karar nolu 15/12/2015 tarihli ilamda :
“28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Kanunun 3. Maddesinin I bendi gereğince gerçek veya tüzel kişilerle “tüketici”ler arasında kurulan eser sözleşmelerinin Tüketici Kanunu kapsamına alındığı,ancak eser sözleşmesinin Tüketici Kanunu kapsamında olabilmesi için sözleş- menin bir tarafının kanunda tanımı yapılmış olan “tüketici” olması, yani mesleki ve ticari amaçla hareket etmemiş olması, aynı zamanda taraflar arasındaki işlemin de” tüketici işlemi” olması gerektiği, arsa payı karşılığında yapılan inşaat sözleşmesinin tarafı olan arsa sahibinin 6502 sayılı yasada tanımlanan ” tüketici” tanımına dahil edilemeyeceği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari iş olduğu”ndan bahisle görevsizlik kararı verilmiş, davacının süresi içindeki başvuru ve talebi üzerine dosya tevzien mahkememiz esasına kaydedilmiştir.
Yargıtay 23. HD’nin 2015/1675 Esas, 2017/1141 karar nolu 17/04/2017 tarihli ilamında da vurgulandığı üzere ;arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmeleri, eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenici ve arsa sahibi açısından güdülen amaç kullanmak için konut edinmek değil arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin tüketici saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır.
Öte yandan, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin kapsamı, karmaşıklığı ve üst düzey teknolojisi gerektirmesi karşısında, bu davaların; dilekçelerin verilmesi, tahkikat ve hüküm aşamaları yönünden daha kısa ve basit şekilde sonuçlandırılmasında yarar görülen basit yargılama usulüne tabi tutulmasının sakıncaları da gözardı edilmemelidir.
Uyuşmazlık Tüketici Mahkemesi’nin görev alanında bulunmadığından görevsizlik kararı verilmesi doğru ise de ;
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde Ticaret Mahkemeleri’nin kuruluşu ve hangi mahkemelerin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Buna göre; dava konusu uyuşmazlığın Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinden kaynaklandığı, davalının ticaret sicilinin celbi hususunda yazılan müzekkereye kaydının bulunmadığı yönünde cevap verildiği, davacı tarafın “tacir”değil “arsa sahibi ” olduğu, eldeki uyuşmazlığın da yukarıda tanımlanan “ticari dava ” nitelik arz etmediği , uyuşmazlığın çözümünde mahkememizin değil Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu, kamu düzeninden sayılan mahkemenin görevi hususunun HMK 114/1-c md de dava şartları arasında düzenlendiği , taraflarca ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gerektiği anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1- Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahke- memize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne gönderilmesine,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin ihtarına,
5- Yargılama gideri ve harçların nihai karar ile birlikte değerlendirilmesine dair,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre, Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davalı şirket temsilcisinin yüzene karşı, davacı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/02/2018

Katip …

Hakim …